Washington
(CNN): Senatör Rand Paul Kürdlere ülkelerini vermek istiyor.
Başkan
olma yolunda adım adım ilerleyen Kentucky’li Cumhuriyetçi aday Paul, Salı günü
Breitbart ile yaptığı mülâkatta, ABD’nin sadece Kürd savaşçılarını doğrudan
silâhlandırmakla kalmaması gerektiğini, ayrıca Kürdlere bir “ülke” vaadinde
bulunmak zorunda olduğunu söyledi. Paul’ün tespitine göre, Kürdistan bölgesini
bir ülkeye dönüştürmek, yapılana nazaran daha kolay olacak, üstelik bu teklifin
kimi faydaları da mevcut.
“Kanaatimce Kürdler,
onlara bir ülke vaad edersek ölümüne savaşacaklardır” diyen Paul sözlerine şu
şekilde devam etti: “Bir Kürd ülkesi aynı zamanda Kürdlerle Türkiye arasında
uzun süredir var olan kan davasını da sonlandırabilir.”
Kürdler,
Irak, Türkiye ve Suriye arasında uzanan bir bölgede yaşayan etnik bir azınlık.
Muhtelif Kürd partileri, yüz yıldan fazla bir süredir bağımsız ve egemen bir
Kürdistan talep ediyorlar, hatta bazı kesitlerde bu uğurda bir mücadele
yürütüyorlar.
IŞİD’in
bölgede yükselişe geçişi, Kürdlerin uluslararası sahnedeki konumunu pekiştirdi,
Kürd savaşçılar, Irak hükümet güçleri kuzeyde çöküş yaşarken, IŞİD’in
ilerleyişini püskürtme noktasında en etkin saha kuvveti olduğunu kanıtladı. ABD
liderliğinde oluşturulan koalisyonun sunduğu hava desteği ve Irak hükümeti
üzerinden aktarılan Amerikan silâhları ile Kürdler neredeyse tamamı belirli bir
noktada IŞİD’in kontrolü altında olan Suriye’deki Kobani şehrini geri aldı.
Paul
de ABD’nin Irak hükümeti dolayımına başvurmadan Kürdleri doğrudan
silâhlandırmasını isteyen Cumhuriyetçiler korosuna katıldı ama bir adım daha
ileri giderek, Kürdlere bağımsızlık verilmesini talep etti. Bu, Bağdat’taki
Irak hükümetini kesin olarak kızdıracak bir hamle, zira Irak hükümeti ülkeyi
tek bir bütün olarak muhafaza etmek için Sünniler, Şiiler ve Kürdlerden oluşan
kırılgan ve karmaşık koalisyonu bir arada tutmaya çalışıyor.
Ancak
Paul’ün Kürdlerin kendi ülkesi olsun talebi, Muhafazakâr Politik Eylem
Konferansı’nda özgürlükçülük eğilimli bir senatörün çağrısından iki hafta
sonrasında dile getirildi. Bu senatör, ABD dış siyasetinin, “uluslaşma
sürecinin yükü”nden kurtarılması gerektiğini söyleyerek, George W. Bush’un
başkanlığını tanımlayan neokonservatif dış siyasetin terk edilmesi gerektiğini
ifade etti.
Bu
açıklama, Paul’ün hâlâ dış siyasetin cambaz ipindeki yürüyüşünde tutunacak yeri
bulmaya çabaladığını gösteriyor.
Paul
kendisini, 2016 yaklaşırken ve IŞİD kisvesi altında yeniden canlanan güvenlik
ve terörizm tehdidi karşısında, görece daha tecritçi dış siyaset
pozisyonlarından uzaklaşmaya başladı. Bugün Paul, sağlam bir orduya ve
yurtdışında gerekli proje gücüne yaslanan eli daha güçlü bir dış siyaset için
çaba harcıyor.
Jeremy Diamond
11 Mart 2015
Kaynak
0 Yorum:
Yorum Gönder