“Gözetim”. Gazete manşetlerinde ve dillerinin ucunda
hep bu kelime var. Teknoloji, bağlantı kurmaya dair yeni imkânlar sunuyor, bir
yandan da insanları gözetleme konusunda yeni araçlar temin ediyor. Görünen o ki
gözetim, epey yaygınlık arz eden bir gerçeklik; insanların epostalarını okuyan
Amerikan Ulusal Güvenlik Dairesi’nin faaliyetleri ve semada dolaşan insansız
hava araçları, bunun birer ispatı.
Halkı 66 yıldır baskı ve zorla yöneten İsrail, gözetim
uygulamalarını pratiğe döken başlıca ülkelerden biri. İsrail savunma sanayii,
Filistin halkının gözetlenmesi ve zulme maruz bırakılmasından büyük kârlar elde
ediyor.
İsrail’de, ilgili alanda en fazla kârı toplayan, Elbit
Systems isimli savunma şirketi. Ülkedeki en büyük özel savunma şirketi olan
Elbit’in 2010 yılındaki geliri 2,83 milyar dolardı. Filistin’in işgal sürecine
katkı sunma noktasında elde ettiği uzmanlığı ve bilgiyi kullanan Elbit, dünya
geneline milyonlarca doları bulan gözetim ve savunma ihracatı gerçekleştirmiş.
Bu alanda Latin Amerika’ya yapılan ihracat son dönemde epey artmış durumda.
İsrail’in geçen yüzyıl süresince Latin Amerika’daki diktatörlerin ve zalim
rejimlerin silâhlandırılmasında oynadığı rol, herkesçe bilinen bir gerçeklik.
Elbit, bölgedeki ülkelere yönelik İsrail silâh sanayinin girişi sürecinde tanık
olunan yeni dalganın en önündeki isim. Şirket, en az beş Latin Amerika
ülkesinde varlığını sürdürüyor, öte yandan da ABD-Meksika sınırında da
faaliyette bulunuyor. Tehlikeli olan bu pratik üzerinden mevcut teknolojisinin
bölgede devreye sokulması, insan hakları alanında çalışan insanları
endişelendiriyor.
Elbit Latin Amerika’da
2008’de, Meksika 25 milyon dolara, ikisi Elbit Hermes
450, biri Skylark marka üç adet insansız hava aracı satın aldı. 2012’de ise
devlet 50 milyon dolar harcayarak iki adet Hermes 900 marka insansız hava aracı
daha aldı. Hermes marka insansız hava araçları silâhlı ya da silâhsız
kullanılabiliyor ve muhtemelen Meksika Federal Polisi’ne tahsis edildi.
Görünüşte bu araçlar uyuşturucu mafyasına karşı kullanılacaktı ama Enrique Peña
Nieto’nun iktidara gelmesinden itibaren Meksika devleti sosyal hareketlere ve
Güney’den ya da Orta Amerika’dan ABD’ye göç eden göçmenlere karşı uyguladığı
baskıyı artırmaya başladı. Bu insansız hava araçlarının Zapatistaların
araştırılması noktasında Chiapas ormanlarının gözetlenmesinde ve Mexico
City’deki gösterilerin izlenmesinde kullanıldığı açık.
Kolombiya Hava Kuvvetleri, 2013’te bir adet Hermes
900, bir adet de Hermes 450 marka insansız hava aracı aldığını kabul etti.
Kolombiya’nın asıl savaşının içeride yaşandığı düşünülürse, bu araçların
Kolombiya Devrimci Güçleri (FARC) ve Ulusal Kurtuluş Ordusu’na (ELN) karşı
yürütülen kontrgerilla faaliyetlerinde kullanılacağı kesin. Barış müzakereleri
başarılı olmaz ise Hermes’ler girecek devreye.
Şili de 2011’de Elbit’ten bir adet Hermes 900 marka
insansız hava aracı satın aldı. Şili hükümetinin ifadesiyle, bu araç “deniz
devriyesi” için kullanılacaktı ama bugün “stratejik keşif görevleri”ne tahsis
edilmiş durumda. Şili’deki insansız hava araçları Mapuche halkının
gözetlenmesinde kullanılıyor. Dolayısıyla bu aracın, ülkedeki faal öğrenci
olayları ile toplumsal hareketlerde devreye sokulması asla şaşırtıcı olmayacak.
Latin Amerika’da Elbit teknolojisinin en büyük
tüketicisi Brezilya. Bu ülkede Elbit’in Aeroelectronica Industria de
Componentes Avionicos SA., kısaca AEL olarak bilinen bir şirketi de var. Ayrıca
şirket, Brezilya ile F-5 uçaklarının modernizasyonu ve AL-X uçaklarının
geliştirilmesi amacıyla bir sözleşme imzalamış durumda. Ayrıca bir de AMX
filosunun bir üst modele taşınması ile ilgili olarak 187 milyon dolarlık bir
anlaşma daha imzalandı. 2010’da Brezilya, AEL şirketinden iki adet Hermes 450
marka insansız hava aracı, bir de yer istasyonu satın aldı. Dünya Kupası’na
doğru, Mart 2014’te, hava gözetleme imkânlarını genişleten Brezilya ayrıca
Elbit’ten Hermes 900 üniteleri aldı. Dünya Kupası’na karşı yapılan gösterilerin
büyük bir güçle bastırılması da gösteriyor ki bu insansız hava araçları söz
konusu operasyonlarda kullanılmış. Son olarak Brezilya, 2011’de Elbit’ten 250
milyon dolara insansız kuleler aldı. İsrail’in elindeki Merkava tanklarında
kullanılan bu tanklar “30 mm’lik otomatik bir toptan, 7.62 mm’lik kule makineli
tüfeğinden, bir lazer uyarı sisteminden, komuta amaçlı panoramik dürbünden ve
sis havanlarından oluşuyor. (…) asimetrik savaşta uygun bir çözüm olarak
devreye giriyor.” Asimetrik savaş derken, gecekondu mahallerine zorla girmek
veya Dünya Kupası karşıtı gösterileri bastırmak kastediliyor.
Elbit’in Ördüğü Duvarlar
ABD’nin güneyindeki rejimlere ekipman sağlamanın
yanında Elbit ayrıca ABD-Meksika sınırını geçmek niyetinde olan insanların
tanımlanması, tutuklanması ya da bu konuda caydırılması için geliştirilmiş
altyapı hizmetleri alanında da önemli bir rol oynuyor. 2006’da Gümrük ve Sınır
Muhafazası Elbit’ten Hermes 450 marka insansız hava araçları aldı ve bunları
Arizona Sınır Kontrolü İnisiyatifi’nin bir parçası olarak sınıra konuşlandırdı.
Aynı yıl İç Güvenlik Bakanlığı Elbit’in ABD’deki şirketi Kollsman Şirketi’yle,
Güvenli Sınır İnisiyatifi üzerinden 2 milyar dolarlık bir anlaşma imzaladı.
Boeing ile birlikte çalışan Elbit, sınır boyunca konuşlandırılmış, kameralarla
ve hareketli detektörlerle donatılmış 1.800 kule inşa etti. Son olarak da bu
yıl Elbit, kendisine bağlı EFW şirketi üzerinden 145 milyon dolarlık bir
anlaşma daha imzaladı. Şirket, “gündüz ve gece koşullarında 5 ilâ 7,5 mil
arasında değişen bir aralıkta bulunan yetişkin bir insanın yüksek çözünürlükte
videosunu çekebilen, ortalama cüsseye sahip, tek başına yürüyen bir insanı
tespit edebilen sensörlere sahip Entegre Sabit Kuleler kuracak.”
ABD-Meksika sınırı boyunca uzanan “Ölüm Duvarı”ndan
kâr elde etmesine imkân veren teknoloji, ilkin İsrail’in ırk ayrımcılığının
nişanesi olan duvar boyunca kullanımıştı. Duvar bittiğinde ilgili teknoloji,
700 kilometreden fazlasını kapsamı alanına alıyordu. Duvar, Filistinlilerin
çiftliklerini ve köylerini böldü, insanları ailelerinden ve dostlarından
ayırdı, sağlık, eğitim, tarlalar ve işlerden uzaklaştırdı. Söz konusu duvar,
işgal altındaki Batı Şeria’da İsrail’in yürürlüğe koyduğu yerleşim projesinin
önemli bir bileşeniydi. Elbit, duvar için “izinsiz giriş tespit sistemleri”
kurdu. Bu faaliyeti insansız hava araçlarının, silâhlı insansız kara vasıtaları
ve LORROS gözetim kameralarının kullanımını içeriyor. Elbit ürünleri Ariel’deki
meskûn alanda ve Kudüs ile Rem civarında kullanılıyor.
2004’te Uluslararası Adalet Divanı, Filistin’de inşa
edilen ırk ayrımcısı duvarın kanundışı olduğuna ve yıkılması gerektiğine,
İsrail’in inşaat esnasında doğan zararları tazmin etmesine hükmetti ve
uluslararası toplumun da İsrail’in bu hükme uymasını sağlamasını karara
bağladı. Bu hükme karşın Elbit duvarın bakım sürecine devam etti, bunun yanında
uluslararası hukuku çiğneyerek bir savaş suçu işledi.
Elbit’e Vurmak Zarurî
9 Temmuz’da Uluslararası Adalet Divanı’nın hükmünün
üzerinden on yıl geçmiş olacak. Uluslararası toplum eyleme geçmedi, Elbit hâlâ
ceza almış değil. Filistinli örgütler ve koalisyonlar bu sebeple Temmuz ayını
“Irk Ayrımcısı Duvara Karşı Ay” ilân etmek için bir çağrı kaleme aldılar.
Çağrıda, tüm dünya genelinde insanlardan ve örgütlerden duvarla ilgili bilinci
artırmaları, duvarın inşasına dâhil olan şirketlere karşı
boykot-tecrit-yaptırım kampanyasına başlamaları veya kampanyayı
güçlendirmeleri, ayrıca Uluslararası Adalet Divanı tarafından çerçevesi çizilen
yükümlülükleri yerine getirmeleri konusunda hükümetlerine baskı uygulamaları
isteniyor.
İşgal sürecinden en fazla kâr elde eden şirketlerden
biri olan Elbit’in bu kampanyaya odaklanması tabii ki şaşırtıcı değil. Geçmişte
de Elbit’e karşı başarılı kimi kampanyalar yürütülmüştü. Norveç Devleti
Emeklilik Fonu, Kommunal Landspensjonkasse isimli Norveç’in en büyük hayat
sigortası şirketi, Danimarka’daki en büyük banka olan Danske Bank,
Danimarka’nın en büyük emeklilik fonlarından biri olan PKA Ltd. ve gene
Danimarka’daki devlete ait emeklilik fonu ABP gibi çeşitli fonlardan ve
kurumlardan Elbit’in tecridi noktasında yardımlar alınabildi.
Şili’den ABD-Meksika sınırına, oradan Filistin’e dek
uzanan bir hat üzerinden Elbit Systems isimli bu şirket insan haklarını ihlal
etmekle suç işliyor. Irk ayrımcılığı karşıtlığı için belirlenen Temmuz ayı
Elbit’e ve dünya genelinde zulme karşı koymak için mükemmel bir fırsat.
Filistinliler, mücadelelerinin başkalarının vereceği mücadeleye bağlı olduğunu
söylüyorlar: “İsrail, bir halkı diğer halklardan ayırma, o halkı tecrit etme,
ayrıştırma, marjinalleştirme, mahrum bırakma ve dışlama noktasında, duvarları
devletler için kabul edilebilir bir model olarak resmetmede başarılı olmuştur.”
Bu noktada bize düşen, Filistinlilerin ve ilgili grupların sesine ve eylemine
iştirak etmek, onların dünya genelinde yürüttükleri, şirketin cezasız kalmasına
son vermeyi amaçlayan mücadelelerine, küçük de olsa, bir katkı sunmaktır.
Scott Campbell
1 Temmuz 2014
Kaynak
0 Yorum:
Yorum Gönder