28 Haziran 2014

,

Kitle Çizgisi


Kitle çizgisinin yürütülmesine dair iki yöntem arasında kavramsal bir ayrıma gitmek mümkün.

Elimizde iki formül var:

1. İleri kesimi birleştir, ara kesimi kazan, geri kesimi tecrit et.

2. İleri kesimi birleştir, ara kesimi yetiştir, geri kesimi kazan.

Kanaatimce bu ayrım önemli ve incelenmeyi hakkediyor. Bu noktada ikinci formülün oportünist olarak yaftalanıp terk edildiğini belirtmek gerek.

Deja vu: Kimdir Kitleler?

Eğer kitle çizgisinden bahsediyorsak, bizim öncelikle kitleler hakkında konuşmamız gerekir. Kitleler, egemen sınıfsal yapının hükmü altında olan ve dışarıda tutulan, belirli bir toplumdaki insanları ifade eder. O, baskı ve üretim araçları, kültür üretimi, bilgi araçları vb. üzerinden, finans kapitalin çok yönlü egemenliğinin altında yaşayan insanlardır. Bir açıdan kitlelerin, emperyalist devletin baskıcı ve ideolojik aygıtları dâhilinde faaliyet yürütmeyen herkesi içerdiğini söylemek mümkündür.

Kitlenin sırf işçilerden müteşekkil olduğunu söyleyen bir eğilim mevcuttur ve bu yaklaşım sınıfı onu devrimci yapan şeyle belirleme hatasından kaynaklanır. Gerçekte işçi sınıfı herhangi bir devrimci “öz”e sahip değildir, o, ancak mücadele aracılığıyla devrimci olur. Bu tespit, kitleler içindeki diğer kesimler için de geçerlidir. O hâlde kitleler içindeki kesimler arasında belirli bir ayrıma gitmek faydalı olacaktır: maoistler, sınıflı toplum bağlamında sahip oldukları stratejik yönelimleri uyarınca, kitleleri bölmeyi daha faydalı bulurlar.

Kavramsal Ayrımlar: İleri, Ara, Geri

Kitleler dağınık olduklarından, onların devrimci faaliyetle kurdukları ilişki temelinde ayrıştırılması gerekir. İnsanların denk düştükleri yer, onların toplam politik bilinç düzeyi ile birlikte değişir. Bu aşamada ileri, ara ve geri arasında ayrım yapmak, genel manada faydalı olacaktır.

İleri kesim, mücadeleye aktif biçimde katılan insanları, kitle mücadelelerinin liderlerini, devrimci örgütlerdeki örgütçüleri vb.’yi ifade eder. İleri kesim, öncülük vasfı olan, eldeki somut malzemedir, bunların öncü örgütler ve bu örgütlerin teşkil ettikleri şebekeler oluşturmaları için birleşmeleri gerekir.

Ara kesim, çelişkili fikirlere ve pratiklere sahip kararsız kesimdir. Bu kesimin davaya kazanılması ve ileri kesimin politik liderliği altında mücadeleye sevk edilmesi gerekir.

Geri kesim, devrimci ve kurtuluşçu bir tutuma, dolayısıyla devrimci örgütlere karşı olan kesimdir. İhtilafın doğrudan konusu olan da işte bu kesimdir. Geri kesim davaya kazanılmalı mıdır yoksa tecrit mi edilmelidir?

Mao, geri kesimin kazanılmasına dair ikinci yaklaşımı şu şekilde ele alır:

“Kitleler genel manada üç kısımdan oluşurlar: görece aktif kesimler, ara kesimler ve görece geri kesimler. Dolayısıyla liderlerin liderlik etrafında küçük sayıda aktif unsuru birleştirme becerisine sahip olmaları, onlara dayanarak ara kesimin düzeyini yükseltmeleri ve geri unsurları kazanmaları gerekir.” [Mao Zedung, “Liderlik Yöntemleri İle İlgili Kimi Sorular”]

Diğer yandan, Filipinler Komünist Partisi ilk formülü tercih ediyor görünmektedir:

“Devrimci sınıf çizgisi, devrimin gerçek dostlarını gerçek düşmanlarından ayrıştırır. O, en temel sınıflara ve güçlere dönük güveni tesis ederek, iflah olmaz düşmanlarını tecrit etmek maksadıyla orta kademe güçleri ikna edip birleştirir. Bu ilke, partinin kitle çizgisi ve politik çizgisi ile uyum içerisindedir.” [Filipinler Komünist Partisi, “Kitle Çalışması”]

İlk formül, devrimci durumlar için daha uygun görünmektedir: genel manada devrimlere aktif ve militan bir azınlık (ileri kesim) liderlik eder; bu ileri kesimin, seferber edilmiş veya tarafsız kalmış halk (ara kesim) ile tarafsız ya da dostane bir ilişkisi mevcuttur, ancak bu aşamada liderliğin (kitle içindeki kesimi değil) devleti ezmesi için gerici kısımların (geri kesim) tarafsızlaştırılması/tasfiye edilmesi gerekir. İkinci formül ise düşmanların varlığına dair vuzuhtan bizi mahrum eden bir yaklaşım olsa da gerici kesimlerin kazanılmasına dair bir tartışma yürütmektedir.

Ara ve Geri Kesimler: Aralarındaki Fark Ne?

İkinci formül, bizim geri kesim ile ara kesim arasında faydalı bir ayrım yapmamıza imkân vermez: eğer her iki kesim de kazanılabiliyorsa, o vakit bu kesimlerin arasındaki fark nedir? Geri kesimi görece daha az iyi insanlardan oluşan bir ara kesim olarak mı görmek gerekir? Bunun yetersiz olduğunu ifade etmek lâzım.

Diğer yandan, ilk formül anlamlı bir ayrıma izin vermektedir: geri kesim kazanılamaz çünkü bu kesim hâlihazırda düşman tarafından kazanılmış durumdadır; ara kesimse hâlâ kararsız olduğu için kazanılabilir niteliktedir. Eğer her ikisinin de kazanılması mümkünse, ayrımın da bir anlamı kalmaz.

Geri kesimdeki insanların ara ya da ileri kesime sıçramaları imkânsız değildir; aynı şekilde, ileri kesimdeki bir insan da gerici olabilir. Bunlar akışkan kategorilerdir. Ancak stratejiden dem vuruyorsak eğer, istisnaların kural hâline gelmesine asla izin verilemez.

Ara kesimle ilgili formüller arasındaki farklılık, ara kesimin yetiştirilmesi ile kazanılması arasındaki farka dairdir. Ara kesimlerin yetiştirilmesi, bu kesimlerin politik eğitim aracılığıyla ileri kesime dâhil edilmesini anlatır. Herhangi bir devrimci durumda bu, hiçbir zaman genel bir eğilim hâline gelmemiştir. Halkın büyük bir kısmı ara kesim dâhilinde kalmıştır. O hâlde uzun vadede görev, ara kesimi ileriye taşımak için onu yetiştirmek değil, onu tarafsız kılarak veya dostane bir konuma taşıyarak kazanmaktır.

Mikropolitika (kampanya yöntemi) ve makropolitika (tüm kampanyaların birleştiği düzeyde yürütülen kitle çizgisi) ile ilişkilenildiği durumlarda kitle çizgisi dâhilinde belirli bir ayrıma gitmek faydalı olabilir. Her bir kampanyada, mikropolitika yürütülürken, stratejik yönelim, ileri kesimin nüfusunu çoğaltmak amacıyla, ara kesimin yetiştirilmesi olmalıdır. Tüm kampanyaların birleştirildiği momentlerde ise hedef, mümkün olan en çok sayıda insanı seferber etmek ve politik hedeflere ulaşmak için kampanyaların uzun ömürlü kılınmasını sağlamak gerekir. Bu aşamada ara kesimlerin ileri kesime kazandırılması talileşir, öte yandan daha çok sayıda insanı mücadeleye kazanmak başatlaşır.

Tecrit Nedir?

Geri kesim, örgütlenme ve seferberlikle ilgili gayretleri bloke etmeye çalışacağından, bu kesimin kampanyaların ve örgütlerin güvenliği için tecrit edilmesi zorunludur. Geri kesimin faaliyeti, bir konferansın sabote edilmesi, birleşik cephe faaliyetinin dağıtılması gibi hususları içerir; söz konusu girişimlerin buna göre ele alınması zorunludur.

Tecrit işlemi iki uçludur: geri unsurların örgüt içerisinde ve örgüt dışında tecrit edilmesi. Örgüt içindeki unsurlar, resmî ya da gayriresmî yoldan ihraç edilmek suretiyle tecrit edilebilir. Örgüt dışında ise gerici tavır ile gerici politik hat ifşa edilmeli, birleşik cephe o unsuru gerici olarak tanımalıdır.

Tecrit işlemi, hem pasif hem de aktif olabilir: pasif tecrit, büyük ölçüde politik eğitimle ilgilidir. İleri unsurlar arasındaki politik eğitim, bu unsurların geri unsurları tanımalarını ve yanlış politik çizgiyi ve örgütsel yöntemleri terk etmelerini sağlarken, aktif tecrit, gerici unsurların ihracını, ifşasını, onlarla yüzleşilmesini vb. içerir.

Komünist politik çalışmada gerici unsurların tecridi ve ifşası, komünist hattın sürdürülmesi için mutlak bir zorunluluktur. İlk formül (ileri kesimi birleştir, ara kesimi kazan, geri kesimi tecrit et) komünist politik çalışmanın somut ihtiyaçlarına denk düşerken, ikinci formül ise az çok uzlaşmaz olan karşıtlıkları uzlaşmaz değilmiş gibi sunması sebebiyle, oportünist bir formüldür.

Klaas Velija

0 Yorum: