23 Haziran 2019

, ,

New York Times


Alın size New York Times’ın eşi benzeri bulunmayan şarlatanlığının kanıtı… Ön sayfası için seçtiği resim, hain terörist örgüt Halkın Mücahitleri’ne ait. Bu resmi kullanırken İranlıların kendi vatanlarına düzenlenen askerî saldırıya karşı geliştirdiği güçlü itirazı dikkate bile almıyor.
Ardından da “Tahran’ın nükleer programına karşı çıkmak”tan söz ediyor. Oysa İran, ABD’nin de imzaladığı ama Trump’ın çekildiği Nükleer Anlaşması’na hâlen daha bağlı.
Bu kriz süresince gözlerimizi gerçeklere çevirmemiz gerekiyor. Çünkü New York Times ve ABD ile AB’deki tüm medya kuruluşlarının asli görevi, halkı aptallaştırıp onun nezdinde rıza imalatını gerçekleştirmek için tarihsel gerçekleri çarpıtmak.
Savaş yerine barıştan yana yazılar kaleme almak en basiti aslında:
İran’a yönelik tehditlere son verin!
İran’ya yönelik yaptırımlara son verin!
Nükleer Anlaşması yeniden yürürlüğe girsin!
Tüm bölge nükleerden arındırılsın!
Bu noktada İran’ın nükleer bombasının olmadığı ama İsrail’in devasa bir nükleer bomba stoğu üzerinde oturduğu gerçeği üzerinde durulsun ve şu soru sorulsun:
Neden egemen ulusların nükleer savunma hakkı inkâr ediliyor da Avrupalı yerleşimcilerin kurduğu bir ülkenin nükleer cephaneliğiyle tüm bölgeyi tehdit etmesine izin veriliyor? Nükleer Silâhların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nı İran imzaladı ama İsrail imzalamadı.
İran, Suudi Arabistan gibi ABD’den milyarlarca dolarlık silâh ve mühimmat satın alan bir ülke değil. İran’ın askerî bütçesi Suudi Arabistan’ın, İsrail’in hatta Birleşik Arap Emirliği denilen o küçük şeyhliğin askerî bütçesinin yanında devede kulak kalır. Bugün İran, ağır ekonomik yaptırımların uygulandığı koşullarda seksen milyon insana yiyecek ve giyecek temin etmek zorunda.
Tekrar dile getirmiş olalım: bugün İran’da devletin tümüyle suçsuz olduğunu söyleyemeyiz. O da herkesin suçlu olduğu bölgesel felâketin bir parçası. Ama öte yandan ABD, dünyanın her yanında varlığını sürdürüyor. Suudi Arabistan Yemen’de soykırım yapıyor. Mart 2011’de Suudiler, İngilizlerin yardımıyla Bahreyn’i işgal edip halkın demokratik arzuları gerçekleşmesin diye iktidardaki kabileyi kurtardı. Türkiye, Irak’ın ve Suriye’nin her yanında. Kürdlere bomba yağdırıyor. İsrail denilen garnizon devletinin Filistin ve Suriye toprakları üzerinde inşa edilmesi için uğraşılıyor. Mısır’daki cunta, savaş çığırtkanlığı yapıp duran Suudilerin hizmetindeki paralı askerlerin işi. BAE ve Bahreyn, Arapların demokratik arzularını toprağa gömmek için harekete geçmiş olan iki gerici rejim. İran’ı şeytan gibi gösterip kötülerken bu haritayı da dikkate almak lazım.
Evet, İran kendi sınırlarını aşmamalı ama bölgedeki diğer tüm ülkeler de bunu yapmalı. Dünyada İran’a parmak sallayacak en son ülke olan İsrail, Filistinlilerin vatanı üzerine çöreklenmiş. Buna karşılık İsrail ve ABD’deki propaganda araçları İran’a karşı düşmanlığı yaratıp besliyorlar. Bu propagandayı Filistin’in geri kalan kısmını çalmaya dönük girişimlerini gizleyecek bir tür duman perdesi olarak görmek gerek.
Tetikte olmak şart. En temel gerçekleri okuyup anlamak, asli görevimiz. New York Times gibi medya organları, tüm imkânları ile liberal emperyalizme propaganda hizmeti sunmaya devam ediyorlar.
Hamid Dabaşi

0 Yorum: