17 Nisan 2017

,

Karşı Kaldırım



On beş senedir karşı-devrim sürecini seyrediyorsun.

Karşında, ülkenin yarısından bir fazlasını örgütlemiş bir iktidar adamı var.

Evet yalan dolanla, satın aldığı liberallerle, sermayede anlaştığı Turancılarla, gayrimeşru, hukuksuz tüm zorbalığıyla örgütlenebilmiş bir iktidar var.

Taraf olduğun sermaye grubun, en fazla kârı bu dönemde yaptığını açıklarken, rahatladın, “işim rahat” dedin.

Tek adamı severken emperyalizm “beni kullan” diye bağırırken iktidar, Suriye’de ölen vatan evlatlarına “şehit” dedin, rahatladın.

İmam-Hatipler artarken, laikliğin içi boşaltılırken, tecavüzler çocukları cemaatlerde yakalarken, evde tencere tava çaldın, rahatladın.

Sen “ben kendi siyasetime bakarım” dedin, yeri geldi, “barışı destekliyorum” diye bu örgütlenmeye çanak tuttun, üstüne tüm kepazelikle iktidarı övdün.

Bugün ağlıyorsun “diktatörlük geliyor” diye, on beş seneden beri sokakta diktatöre karşı boyun eğmeyenler, örgütlü insanlar.

“Örgütlenmeye aşırılık” dedin, “huzurumuz kaçıyor” dedin, “ekonomi mahvoluyor” dedin.

Geçim derdinden, “düzenim bozulmasın, aman başım belaya girmesin” dedin, hep karşı kaldırımdan başın önde geçtin.

Senin çocukların için gaz ve copa boyun eğmeyenlere “haklılar”la, “ama”larla karşılık verip vicdanını körleştirdin.

Sen statükocu, sen…

Karşı-devrim süreci örgütlenirken, özgürlüğün, çocuklarının geleceği yerine rahatını seçtin.

Artık rahatlayamayacaksın… Rahat değilsin.

Sorumlusunu biliyorsun.

Şimdi başını kaldırıp karşı kaldırımdan yola geleceksin, boyun eğmeyenlerle birlikte yürüyeceksin.

Örgütleneceksin.

Ya da ağlamayı keseceksin.

Zerçe Gifari
17 Nisan 2017

0 Yorum: