26 Mart 2022

, ,

Gates’in Yapay Eti

Kimin söylediğine bağlı olarak değişse de insan nüfusunun ileride 9,7 milyar ve 11 milyar arasında bir sayıya ulaşacağı tahmin ediliyor. Peki bu kadar insanın karnı nasıl doyurulacak? Ekonomi liderleri, her fırsatta bu soruya “böcek, bitki veya yapay gıda ürünleri gibi et harici protein kaynaklarından elde edilen gıdalarla doyurulacak” cevabını veriyor.

Wired’da çıkan son habere göre, Kaliforniya’da NASA’ya bağlı çalışan bilim insanları, atmosferi karbondioksitten arındırmak için bakterileri kullanıyorlar. Sonra aynı bilim insanları “et”i ikame edecek bir ürün elde etmek amacıyla, protein tozu meydana getirmede bu bakterilerden yararlanıyorlar.

Kiverdi çalışması içinde yer alanlar dünyanın ileride, ortaya çıkacak sonuç dâhilinde, sonrasında ölçeği daha da genişletilebilecek, karbonsuz, proteinin hayvan dışı kaynaklardan temin edildiği, sürdürülebilir bir seçeneğe kavuşacağını iddia ediyorlar. Bu seçenek, milyarlarca insan için yeterince proteinin nasıl üretileceği sorusunun acilen cevaplandırılması noktasında bir çözüm yolu olarak öneriliyor.

Bu şirketin çözmeye çalıştığı sorun, gerçek bir sorun. Protein, insan sağlığı için önemli bir temel yapı taşı. Ayrıca 1961’den beri dünyadaki et tüketimi dört kattan fazla arttı. Düşük ve orta gelirli ülkelerdeki artış çok daha hızlı yaşandı. Et, zamanla insanların talep ettiği lüks bir ürün olmaktan çıkıp, temel besin kaynağı hâline geldi.

Fakat et üretimindeki büyük artışın asıl sebebi, çiftlik hayvanı yetiştiriciliğinin sanayileşmesiydi. Bu, doğalında çevre açısından ağır sonuçlara yol açtı. Çayırlarda otlatılan hayvanların aksine fabrika benzeri çiftliklerde hayvanların beslenmesi için çok fazla çayıra ihtiyaç oluyor, çayırlık alanların açılması da ormanların zamanla yitirilmesini beraberinde getiriyor.

Eski tarz karışık yöntemden yararlanan çiftlikler, hayvanın gübresini gerisin geri toprakta kullanırken, entansif tarımda gübre, kirlilikle ilişkili bir dizi soruna yol açan atık ürün olarak ele alınıyor. Entansif çiftçilik, aynı zamanda hem karbonu yoğun olarak üreten, hem de antibiyotiklere dirençli bakterilerin ürediği önemli bir kuluçka alanı.

Bugüne dek sanayileşmenin bu türden yan etkilerini çözme konusunda ortaya atılan fikirler, sanayileşmenin kapsamının genişletilmesi eğilimi içerisinde olmuşlar, çoğunlukla hayvanlara yönelik zulme alan açmışlardı. Bu zulüm konusunda Çin’deki on iki katlı domuz çiftliği örnek verilebilir. Bilindiği gibi bu çiftlikte her bir domuz ihtiyaçlarından veya hareket alanlarından mahrum bırakılmış bir hâlde yaşıyor, durmadan hastalık ve kirlilikle mücadele etmek durumunda kalıyor.

Sanayileşmenin yan etkileri konusunda bazı isimler de sanayileşme paradigmasının yol açtığı sorunların o paradigma içerisinde kalınarak çözülemeyeceğini, bizim daha bütünsel, kendisini yeniden üreten bir tarıma ihtiyacımız olduğunu söylüyorlar.

Peki ya bu “kendisini yeniden üreten tarım” yaklaşımı, çok fazla mahsul ortaya koymazsa, yani o tahayyül edilen yeşil cennet, herkese yetecek yiyecek üretemezse, ne olacak?

Böylesi bir durumda yapay et çözüm olabilir mi? Bill Gates olabileceğini düşünüyor. 2021’de zengin ülkelerin tümüyle suni ete geçiş yapmaları gerektiğini söyledi.

Fakat şunu da görmek gerekiyor: ekolojiyi temel alan ütopyacı söylem, kimi sorunların ölçeğinin görülmesine mani oluyorsa, Gates’in paradigması da toplumsal sınıfla ilgili başka sorunların üzerini örtüyor.

Çünkü bugün çalışmaların da ortaya koyduğu biçimiyle yoksullar, zenginlerden daha fazla et tüketiyorlar. Yoksulların toplam besin tüketimi içerisinde etin payı, zenginlerinkinden daha yüksek. Bu da milyarderlerin bugün neden et tüketimini yeşil bir gelecek adına sıfırlamayı hedef olarak belirlediklerini izah ediyor.

Avrupa Birliği, 2021’de havacılık sektöründen “çevre” vergilerinin alınacağını duyurdu, ama özel jetlerin bu vergiden muaf tutulduğunu açıkladı.

Ayrıca bugün “çevreci” et politikasının hâkim olduğu döneme girdiğimiz süreçte Bill Gates’in Amerika’nın en büyük çiftlik arazisi sahibi olduğunu hatırlamak gerekiyor. Gates, her yerde arazi satın alıyor, ama bir yandan da kitlelere yapay et dayatmaya çalışıyor.

Bu iki yaklaşımı duyanlar, ileride fabrika benzeri çiftliklerin yol açtığı dehşetten uzaklaşıp, ya laboratuvarda üretilmiş ete ya da kendisini yenileyen tarıma yöneleceğimiz düşüncesine kapılmasınlar. Bilâkis, aşırı zenginlere getirilen uçuş kısıtlaması örneğinde olduğu gibi, iki seçeneğin de gündemde olduğu, toplumsal statünün seçeneklerin belirlenmesinde belirleyici olacağı bir geleceğe doğru ilerliyoruz. Toplumsal statüsüne göre kitleler yapay et, Bill Gates ise parasını verip aldığı, ekolojik çayırlarda otlamış hayvanlardan elde edilmiş, çevresel açıdan sürdürülebilir bifteğini mideye indirecek.

Mary Harrington
21 Şubat 2022
Kaynak

0 Yorum: