31 Ekim 2020

, ,

Demokrasi ve Faşizm

Bugün burjuvazi, dünya genelinde aydınları “Batı medeniyeti” için verilen mücadele kapsamında harekete geçiriyor. Efkâr-ı umumiyeyi yönlendiren isimler, bilim insanları, teknoloji uzmanları ve sanatçılar, faşizmin politik basıncını demokrasinin ekonomik basıncı ile bütünleştiren bir sistemin parçası hâline getiriliyorlar.

Aydınlar, burjuva demokrasisinin diktatörlükle alakalı niteliğinin üzerini örtüyorlar, bu noktada demokrasiyi burjuva diktatörlüğünün açıktan ifşa olduğu doğal aşama değil de faşizmin mutlak karşıtı olarak takdim ediyorlar.

Tam da kapitalizm koşullarında bireysel özgürlükler yitirildiğinden, aydınlar, sıklıkla saf anlamda özgürlüğün taklidi olan, gerçekle alakası bulunmayan bir şeyi körü körüne savunan bağnazlara dönüşüyorlar.

Proletarya diktatörlüğü, kapitalist, anarşik üretim tarzı yanında, onu temel alan burjuva özgürlük anlayışını da ortadan kaldırıyor. Proletarya, en önemli üretici güç olarak kendisini özgür kılıyor. Kitleler, dizginlerinden kurtulmuş, kapsamlı bir süreç dâhilinde, özgürlüklerine kavuşuyorlar.

Bertolt Brecht
16 Mart 1948

[Kaynak: Journals 1934-1955, Çeviri: Hugh Rorrison, Yayına Hazırlayan: John Willett, Bloomsbury Publishing, s. 387.]

0 Yorum: