09 Temmuz 2019

Komprador Aydın

Komprador aydınlar, her daim iktidarın merkezine yakın oldular. Bu hareket hâlindeki merkez, hızla küreselleşen dünyada her yerde olabilse de bu aydınlar, imparatorluğun merkezinin yakınlarında olmayı hep bildiler. 2003 tarihli “Yerli Muhbir”[1] isimli makalesinde Adam Shatz, hareket hâlindeki imparatorluğun merkezinde duran komprador aydına yerinde bir örnek sunuyor. Washington’da yaşayan ve çalışan Fuad Ajami, üst düzey ABD’li subaylara danışmanlık hizmeti vermekle kalmıyor, ayrıca Amerikan emperyalizmi Müslüman dünyaya karşı her güç gösterisinde bulunduğunda, fırsatı kaçırmayıp hemen medyada boy gösteriyor. Ajami, bu komprador aydın hizmetini ne tuhaf ki Güney Lübnan’dan vermiyor. Emperyalist gücün muhayyilesini o kadar derinlemesine benimsemiş ki “biz Amerikalılar, Arapların zihinlerinin nasıl çalıştığını anlamak zorundayız” cümlesini kurduğunda, bu laftaki o berbat mizahı bile anlayamıyor.

Bu mesele, son dönemde bir yazarla birlikte herkesin ilgisini çeken bir hâl aldı. “İbn Varrak” sahte ismiyle İslam ve Müslümanlar aleyhine duygusal cümleler döktüren bu kişi konusunda okurlar hiçbir şey bilmiyorlar. Onun cinsiyetini bilen de yok (Arapçada İbn “oğlu” demek, ama müstear isimde cinsiyet pekâlâ gizlenebilir). Bu da komprador aydınların fizikî konumlarının ne kadar temelsiz olduğunu gayet iyi gösteren bir durum. Onlar için asıl mesele, iktidarın sembolik merkezine yakın durmak. Neden Müslüman Değilim ve Tarihsel Muhammed Arayışı gibi epey provokatif başlıklara sahip kitaplarında İbn Varrak, İslam dinine ait değerlere ve bu dinin kutsal kitabına saldırılar düzenliyor. Müslüman karşıtı duygularla komprador aydın olarak yürüttüğü flörtün “medeniyetler çatışması” denilen önerme bağlamında özel bir değere sahip olduğunu söylemek lazım.

İbn Varrak üzerinde tam da yersiz yurtsuz olması sebebiyle durmak gerek. Adam, (Dante, Hobbes, Voltaire, Hume, Gibbon, Carlyle gibi) Avrupalı Oryantalistlerin yıllar içerisinde dile getirdiği İslam’a saldıran önermeleri tekrar anımsatmaktan büyük bir zevk duyuyor. Fiyatını yükseltmek adına Rüşdi’yi bile geride bırakıyor ve kendi ecdadının dinine saldırıyor. Neden Müslüman Değilim[2] kitabı, Oryantalizmin uzun zaman önce toprak olmuş bir tezahürünü aktarmaktan başka bir şey yapmıyor. Gelgelelim, esasen mesele bu değil. Bir vakitler sömürgelere dair bilgi üretim sistemi olarak Oryantalizme ihtiyaç duyan politik ekonomi, uzun zamandır yeni bir propaganda makinesi geliştirmiş. İşte Varrak’ın, o iğrenç ve yakışıksız diliyle bir şeyler yazmadan önce bu gerçeği idrak etmesi gerekiyor.

Azer Nefisi de konum ile ilgili olarak yukarıda bahsini ettiğimiz soruna sahip. Tahran’da Lolita Okumak ismini taşıyan hatıratı, yedi öğrenciyi Tahran’da (esasen sembolik düzeyde tüm İran’da) evine davet edişinden ve Vladimir Nabokov’un romanı ile batı edebiyatının diğer başyapıtlarını onlara öğretmek suretiyle bu öğrencilerin ruhlarını kurtarışından bahsediyor. Yazar, esasen Tahran’da yaşıyormuş, ama sonrasında ABD’ye göç etmiş. Şimdilerde Amerika’nın başkentine yakın bir yerde yaşıyor ve Baltimore’daki Johns Hopkins Üniversitesi’nde bulunan Paul H. Nitze İleri Düzey Uluslararası Çalışmalar Okulu’nda misafir hoca olarak dersler veriyor. (Hatıratını kaleme aldığı dönemde dekanı Paul Wolfowitz’e raporlar sunuyormuş.) Nefisi’nin bulunduğu yer de çok satan kitabın esasen kurgu olduğunun bir delili. Yazar, kitabı Tahran’da yazmış olduğunu söylese de esasen o Washington’da kaleme alınmış.

Artık komprador aydınları herhangi bir merkezin çevresine veya herhangi bir çevrenin merkezine yerleştiremiyoruz. Onlar her yerdeler ve aslında hiçbir yerdeler, çünkü tek dertleri, iktidarın hareket hâlindeki merkezine yakın durmak. Röportajcı, “bu ülkedeki statünüzü nasıl tarif edersiniz? Sürgün müsünüz, göçmen misiniz yoksa dünya vatandaşı mısınız?” diye soruyor kendisine, Azer Nefisi de “mevcut statümün ‘dünya vatandaşı’ veya ‘taşınabilir bir dünyanın vatandaşı’ olarak tarif edilmesi hoşuma gider” diye cevap veriyor.[3] Bu noktada insanın aklına evsiz barksız bir zihin, bir “maceracı”, öğretisine bağlı bir tür aydın geliyor.

Oysa burada dikkat etmemiz gereken mesele şu: sermayenin ülke içinde ve ülke dışında emeğe yönelik saldırılarını tarihsel planda ayıran o duman perdesi hızla dağıldı. “Küreselleşme” olarak kodlanan süreçte, sermayenin yürüttüğü operasyonlar dâhilinde, merkezle çevre arasındaki mesafe kapandı. Sonuçta bu anlamda komprador aydını, kategorik açıdan bir tür olarak değerlendirmek zorundayız. Komprador aydın, birçok konu başlığına el atan, tüm dünya genelinde iş gören ve imparatorluğun sermaye operasyonlarını yürütmek istediği her yere konuşlanmayı bilen bir tür. Bu tür, tarz ve eğitim açısından giderek daha da burjuvalaştı, artık kültürel emtia ticaretine aracılık etmekle yetinmiyor, bu emtiayı küresel sermayenin faaliyetlerini ve bu faaliyetlere denk düşen imparatorluk kurma projelerinin gerçekleştirilmesini kolay kılacak yollar dâhilinde imal ediyor.

Hamid Dabaşi

[Kaynak: Brown Skin White Masks, PlutoPress, 2011, s. 43-45.]

Dipnotlar:
[1] Bkz. Adam Shatz, “The Native Informant”, The Nation, 10 Nisan 2003.

[2] Bkz. Ibn Warraq, Why I Am Not a Muslim, Portland: Prometheus Books, 1995.

[3] Bkz. “Azar Nafisi: Author of Reading Lolita in Tehran converses with Robert Birnbaum". 5, Şubat 2004. Erişim tarihi: 1 Eylül 2004, Identity Theory.

0 Yorum: