Başkan Trump’ı İran’la Savaşa Sürüklüyor
General
James Mattis (ABD Savunma Bakanı) ve John Hyten (ABD Strateji Komutanlığı
Başkanı) Faciayı Önleyebilir mi?
Giriş
İsrail Başbakan’ı Benjamin Netanyahu ve 52 Büyük
Amerikan Yahudi Örgütü’nün Başkanları, Başkan Trump’ı, tasmanın ucundaki bir
köpek yavrusu gibi, İran’la bir büyük savaşa sürüklüyor. Kendini kaybetmiş “52
Başkan” ve “Bibi” Netanyahu, nükleersiz bir İran’ın İsrail’i “havaya uçuracağı”
yönünde, soykırım seviyesinde tahminler üretmekle meşgul. Soytarı ABD Başkanı
Trump, bu fantezi toptancılığını yuttu ve İsrail’in, onun ABD’ye dayanan
destekçilerinin ve ajanlarının hatırına ulusumuzu savaşa doğru itekliyor. Trump
tarafından savaş yürüyüşünde uygulanan, İsrail yazımı politikaların on güncel
örneğini vereceğiz. (Çok sayıda başka örnek var.)
1. Uzun yıllardan sonra, İsrail ve “52 Başkan”
nihayet, İsrail’in Filistin Halkına karşı suçlarını detaylı biçimde belgelendirdiği
için Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO)’den ABD’nin
ayrılmasını sağladı. Trump onların taleplerine uydu.
2. Tel Aviv, Siyonist bir fanatik ve
Filistinlilerin topraklarını işgal eden yasadışı yerleşimcilerin destekçisi,
iflas avukatı David Friedman’ın İsrail’e ABD Büyükelçisi olarak atanmasını
talep etti. Trump, büyükelçinin aleni menfaat çatışmasına rağmen talebe uydu.
3. İsrail, IŞİD paralı teröristlerine karşı
savaşla meşgul olan Suriye hükümet birliklerine ve tesislerine karşı vahşi
bombardıman dalgaları başlattı. Seküler Suriye devletini parçalama hırsından
teröristlere arka çıkan İsrail, ABD’nin desteğini talep etti. Trump talebe uydu
ve hükümet karşıtı teröristler için daha çok ABD silâhı gönderdi.
4. İsrail, Birleşmiş Milletler Güvenlik
Konseyi’nin 6 büyük üyesi (ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, Çin ve Rusya)
tarafından imzalanan 2015 İran Nükleer Anlaşma Çerçevesi ve Kapsamlı Ortak
Eylem Planı’nı kınadı. Anlaşma karşısında öfkeden deliye dönmüş olan Netanyahu,
Başkan Trump’ın Tel Aviv’i takip ederek selefi Barack Obama tarafından
imzalanan çok taraflı anlaşmayı feshetmesini talep etti. Trump talebe uydu ve
ABD kendi uluslararası sözleşmesini ihlal etme riskiyle karşı karşıya.
Trump, Natenyahu’nun mektubundaki yalanlarını
papağan gibi tekrarlıyor: İran’ın, teknik olarak uyum içindeyken, fiili ihlale
basit bir örnek göstermeden “sözleşmenin ruhunu” ihlâl ettiğine saçma sapan
laflar sıralıyor. “Çerçevenin” diğer 5 imzacısı, ABD ordusu ve Birleşmiş
Milletler Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu mutabakat halinde, defalarca
İran’ın anlaşmaya sıkı sıkıya uyum gösterdiğini doğruladı. Trump, İsrail ve
“52’nin” isterik yalanlarını kucaklarken, aralarında ABD’nin müttefik ve “kendi
generallerinin” de bulunduğu sayısız uzmanın delillerini reddediyor. “Çıkarcı”
iş adamı Trump’ın anlaşma ve mutabakatları onurlandırmak ve bozmak söz konusu
olunca bu kadar “ruhani” olacağını kim düşünürdü.
5. İsrail ve “52”, İsrail’in Filistin toprağını
yasadışı işgaline ve Filistinlilere karşı İsrail suçlarına son vermek için
tasarlanmış olan uluslararası boykot, tecrit ve yaptırımlar (BDS) kampanyasına
destek vererek, kendi anayasal hakkını (Birinci Anayasal Değişiklikten
kaynaklanan serbest konuşma hakkını) kullanan ABD vatandaşlarının hapsedilip
para cezasına çarptırılmasını talep etti. Trump talebe uydu. İsrailli
yerleşimcilerin ürünlerinin (barışçıl, ekonomik) boykot edilmesini
destekledikleri için Amerikalılar yakında, hapiste bir on yılla ve ekonomik
yıkımı çekmekle yüzleşebilirler. Bu, ABD Anayasası’nın eşi benzeri görülmemiş
bir ihlalini temsil edecek. Hâlihazırda ABD kamu çalışanları, belli
eyaletlerde, İsrail’in yasadışı yerleşimlerinin ürünlerini boykot
etmeyeceklerine dair “sadakat yemini” imzalamayı kabul etmedikleri için
işlerini kaybetmekle yüz yüzeler. Sellerin ve Teksas’taki doğal afetlerin
Amerikalı çaresiz afetzedeleri, İsrail lehine benzer bir sadakat yeminini
imzalamamaları hâlinde, ABD Vergi Mükellefleri Yardım Fonlarına erişimlerine
mani olunuyor.
6. İsrail ABD’nin, Siyonist fanatik gayrimenkul
avukatı Jason Greenblatt ve emlak spekülatörü Jared Kushner’i Ortadoğu barış
müzakerecisi olarak atanmasını talep etti. Trump, Birleşmiş Milletler ABD Daimi
Temsilcisi olarak Güney Carolina’lı işkadını Nikki Haley’i atadı. İsrail,
barışçıl BDS hareketini kriminalize eden ilk vali olan Bayan Haley’i ısrarla
istedi.
7. Trump, kendi kabinesindeki “Generallerinin”
İran’ın nükleer mutabakata uyması konusundaki tavsiyelerine karşı koydu ve
Netanyahu’nun taleplerine uymayı tercih etti.
8. Trump, İsrail’in uzun erimli projesi olan Kuzey
Irak’ı Kürtlerin almasını, petrol zengini Kerkük ilini el geçirmesini ve
seküler/milliyetçi Irak ulusunun kalıcı olarak bölünmesini destekliyor. Trump,
ayrı bir Kürdistan için bölgeyi ele geçirme girişimi olarak, savaş yorgunu
Suriye’de Kürtlere silâhlar ve askeri danışmanlar gönderdi. Bu, Ortadoğu’yu
iktidarsız “küçük” kabile alt devletlerine bölme planın bir parçası.
9. Trump, CIA-İsrail tarafından desteklenen,
1999’dan beri ABD’de gönüllü sürgün Fethullah Gülen’in 2016 başarısız askeri
darbesindeki lider rolü dolayısı ile Türkiye hükümeti tarafından yapılan iade
talebini reddetti.
10. Trump, bütün selefleri gibi, 1938 Yabancı
Temsilcilerin Tescil Yasası’na aykırı olarak yabancı güçler adına işleyen,
İsrail tarafından yönlendirilen (AIPAC gibi) “lobilere” itaat ediyor. Trump,
toy gayrimenkul yatırımcısı, İran’a karşı savaşın önde gelen destekçisi,
Ortodoks Siyonist damadı Jared Kushner’i dış politika baş danışmanı olarak
seçti.
Başkan Trump’ın İsrail ve onun Amerikalı Yahudi ajanlarını
sorumsuzca kötülüğe teşvik etmesi, Tel Aviv’in Ortadoğu’da açık uçlu bir ABD
savaşına iteklemesi konusunda şüpheci olan kabinesindeki Generaller ile
muvazzaf ve emekli ABD ordu mensupları arasında derin endişeye neden oldu.
Generallerin Amerika’nın İran ile Yaptığı Nükleer
Anlaşmayı Desteklemelerinin On Nedeni
Washington’daki ilk öncelikli iktidar yapısı olan
Netanyahu-İsrail, Trump’ı İran ile yapılan nükleer anlaşmayı parçalayıp atmak
konusunda ikna etmeyi başardı. Bu, mutabakatı destekleyen ve İran’ın
işbirliğinin farkında olan Beyaz Saray’daki ABD yüksek generallerinin ve sahada
aktif görevdeki yetkililerin tavsiye ve isteklerine ters düşen bir gelişme.
Generallerin, Netanyahu’nun Trump’ı mutabakatı
parçalamaya itmesini reddetmelerinin on sağlam nedeni var:
1. Anlaşma işliyor. Bütün güvenilir, bağımsız ve
resmi gözlemcilere göre (Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, ABD İstihbarat
Teşkilatı, ABD Dışişleri Bakanlığı) İran, anlaşmanın kendisiyle ilgili kısmına
uyuyor.
2. Eğer Trump, BM Güvenlik Konseyi’nin 6 üyesi ile
birlikte imzalanan anlaşmayı ihlal ederse, İsrail’in ve onun “52” çetesinin
kaprislerine boyun eğdiği için ABD hükümeti, müttefikleri arasındaki bütün
güvenilirliğini kaybedecek. ABD ordusu da NATO ve diğer askeri ortakları ile
ilişkilerinde aynı ölçüde lekelenmiş olacak.
3. Anlaşmanın ihlali, İranlıları nükleer programı
yanı sıra ileri savunma amaçlı silâh programını yeniden başlatmaya zorlayacak
ki bu İsrail-Trump’ın kışkırttığı bir askerî karşılaşma riskini artırıyor.
ABD’nin İran’la gireceği her türden savaş uzun sürecek, on binlerce ABD
askerinin hayatına, Körfez Ülkelerindeki üstlerine ve Basra Körfezi’ndeki savaş
gemilerine mal olacak. Geniş ve tam teçhizatlı silâhlanmış bir ülke olan
İran’la büyük çaplı bir savaş, bütün bölge için felaket olacaktır.
4. ABD’li generaller, öncesinde George W. Bush
Yönetimi altında yaşadıkları deneyimlerden, Washington’daki Siyonist yetkililer
İsrailli idarecilerle sıkı işbirliği içinde, yorulmak bilmeksizin ABD’nin
Irak’ı istilasının ve Afganistan’daki sürekli savaşın planlanıp düzene
sokulması için çalıştılar. Bu, istila edilmiş ülkelerde, yüzlerce binlerce ABD
askerî personeli ile birlikte milyonlarca sivil kayba yol açtı. Ardından gelen
kaos, şimdi Avrupa’da istikrarı tehdit eden devasa bir mülteci krizi yarattı.
Generaller, ABD Silâhlı Kuvvetleri’nde hiçbir vazife üstlenmeyip hiç riske
girmeyen, oturduğu yerden savaş kışkırtıcılığı ve medyada propagandacılık rolü
üstlenen “Önce İsrail”cileri[1] sorumsuz kişiler olarak görüyor. Bunlar, doğru
biçimde, yabancı bir oluşumun ajanları olarak değerlendiriliyor.
5. ABD’li generaller, felâket getiren
müdahalelerinin olası önemli bölgesel ittifaklarını bozup kaybetmeye yol açtığı
Irak, Suriye, Libya ve Somali’deki savaşların dersini aldı.
6. Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’la birlikte
Kuzey Kore ile anlaşma müzakereleri için çalışan ABD’li generaller, Trump’ın
İran’la müzakere edilmiş anlaşmayı bozmasının sadece Kuzey Kore’nin
güvensizliğini pekiştireceğini ve Kore Yarımadası’ndaki diplomatik çözüme olan
muhalefetini sertleştireceğini biliyor. Nükleer silâhlı Kuzey Kore ile geniş
ölçekli bir savaşın on binlerce ABD askerini, bölgenin her tarafındaki
müttefiklerini yok edebileceği ve yüz binlerce hatta milyonlarca sivili
öldürebileceği ya da yerinden edebileceği açık.
7. ABD’li generaller, başkomutanları olan ABD’nin
seçilmiş başkanının emirleri, İsrail’den ve onun ABD’li vekillerinden alması
fikrinden son derece rahatsızlar. Politikaları sonucu Ortadoğu’daki nüfuzu
azalmış yabancı bir güç için Amerikan kanını ve hazinesini akıtmaktan
hoşnutsuzlar. Generaller, Tel Aviv’inkilerin değil, ABD ulusunun çıkarlarını
korumak için, bunun dâhilinde hareke etmek istiyorlar.
8. Gerçek şu ki ABD’li generaller, ABD vergi
mükelleflerinin sübvanse ettiği en gelişmiş ABD silâhlarına ve teknolojisine
İsrail’in erişmesine içerliyorlar. Bazı durumlarda, İsrailliler, gelişmiş ABD
silâhlarına ABD askerleri onlara sahip olmadan bile önce erişmekte. Ayrıca,
İsrailli casusların (ve Amerikan vatandaşlarının) ABD’de ajanlık yaptıklarını
ve mahrem askeri bilgilere ABD politikalarına karşı önden harekete geçmek için
eriştiklerinin farkındalar. İsrail, Birleşik Devletler’de tam bir
dokunulmazlıkla faaliyet yürütüyor!
9. ABD’li generaller, küresel önemdeki stratejik
askerî sorunlar üzerinde Çin ile müzakerede elde edilen mutabakat konusunda
endişeliler. Önemsiz bir küresel ekonomik oluşum olan İsrail’in taleplerini
sürekli tatmin etmek ve ona yaranmak, ABD’nin prestiji ve statüsü ile Çin’in
Amerikalılarla yaptığı herhangi bir askerî anlaşmanın geçerliliğine olan
güvenlerini azaltmakta.
10. Trump’ın rejime iliştirilmiş İsrail yanlısı
danışmanlarına, ABD askerî istihbaratı pahasına tam inancı, paralel bir
hükümetin inşasına, Başkan’ı ve onun Siyonist danışmanlarının onun generalleri
ile karşı karşıya gelmesine izin veriyor. Bu kesinlikle, Trump’ın başkanlık
kampanyası vaadi “Amerika’yı Yeniden Büyük Yap” sözünün tümden riyakârlık
olmasına yol açıyor. Onun, İsrail’in hatırı için İran’la savaşı destekleyen
pratiği ve politikasını, nihayet ABD ulusal çıkarları ve ABD’li generallerin
tavsiyelerinin yerine koyuyor. O, ABD’nin eski prestijini hiçbir zaman yeniden
kazanamayacak.
Trump’ın İran’ın anlaşma ile uyumunu onaylamama
kararı ve BM’nin altı üyesi tarafından imzalanmış uluslararası sözleşme
hakkında nihai kararı ABD Kongresi’ne vermesi kaygı verici: Sıklıkla “İsrail
işgali altındaki bölge” olarak alay edilen, her zaman İsrail ve ABD Siyonist
savaş tacirlerinin yanında yer alan, yozlaşmış bir yasama organına, olası bir
savaş çıkartma yetkisini verdi. Trump, Netanyahu’nun ABD Senatosu’ndaki can
ciğer arkadaşı, İran’la savaşın büyük destekçisi olan New York Senatörü Charles
Schumer türünden Siyonist fanatiklerin taleplerine teslim olmuşken, “kendi”
Dışişleri Bakanlığını, Pentagon’u ve çeşitli ABD istihbarat kurumlarını
tersliyor.
Sonuç
Trump’ın İran’ın nükleer anlaşma ile uyumunu
onaylamayı reddetmesi, ABD Başkanlığı bünyesinde İsrail’in ezici gücünü
yansıtıyor. Trump’ın generallerini ve Dışişleri Bakanı Tillerson’u BM Güvenlik
Konseyi ve 5 büyük ortak imzacının İran’la 2015 mutabakatı için azarlaması, ABD
Başkanlığının ve ABD’nin küresel politikalardaki rolünde giderek hızlanan
azalmayı açığa vuruyor.
Önceki tüm ABD başkanları, seçim kampanyalarını
fonlayan milyarder ve milyoner tutucu “Önce İsrail”ciler tarafından etkilene
gelmişlerdir. Fakat ara sıra da olsa, bazı “Başkomutanlar” ABD ulusal
çıkarlarını İsrail’in savaşkan ihtiraslarına tercih eden politikaları takip
etmeye karar vermişlerdir. Ortadoğu’da yıkıcı bir savaşı önlemek böyle bir
durumdur: Obama, İran’la müzakere etmeyi ve nükleer anlaşmayı imzalamayı seçti.
Tel Aviv’in kullanışlı aptalı Donald Trump, anlaşmayı bozmaya ve bu ulusu
bölgesel savaş cehennemine daha fazla sürüklemeye niyetli.
Bu bağlamda, uluslararası
kamuoyu Amerika’nın generallerinin tarafında. Sadece İsrail ve onun Wall Street
ve Hollywood’daki ABD’li yardımcıları, savaş sever Trump’ın atıp tutmalarını
alkışlıyorlar!
James Petras
27 Ekim 2017
Dipnot
[1] İsrail’in çıkarlarını
ABD’nin çıkarlarının önüne koyanlara ABD politik yazınında verilmeye başlanan
sıfat, Bkz: MJ Rosenberg, “Why the Term ‘Israel First’ Matters”, HP –çn.
0 Yorum:
Yorum Gönder