21 Temmuz 2023

,

Nervür


Bir Mantar Olarak Lenin

Sovyet müzisyeni Sergey Kuryuhin, muhabir Sergey Şolohof’la birlikte, Leningrad televizyonuna bir skeç çekiyor. Bir tarihçiyi canlandıran Kuryuhin, kendisiyle söyleşi yapan muhabire, “Lenin’in uzun süre kafa yapıcı, halisünasyona neden olan mantar kullandığını, bu mantarın kattığı irfanla devrimi yaptığını, öyle ki nihayetinde bu mantara dönüştüğünü” söylüyor. Carlos Castenada gibi sahtekâr ve dolandırıcı olduğu bilinen isimlerin mantar hikâyelerine atıfta bulunan Kuryuhin, özünde Lenin’in özel olduğunu, devrimi sahip olduğu özel yeteneklerle yaptığını iddia ediyor. Bu müdahalesiyle Lenin’i tarihsel-toplumsal bağlamından, sınıfın kavgasından ve maddi gerçeklikten kopartıyor.

Program, Sovyetler’in tasfiye edildiği momentte, 17 Mayıs 1991 günü yayımlanıyor.[1] Yedi ay sonra Kremlin’in üzerinde dalgananan kızıl bayrak indiriliyor. Lenin’in kişisel meziyetlerine yönelik vurgu ve devrimci geçmişin şahsa kapatılması, tasfiye momenti bağlamında gündeme geliyor. Tasfiye, öncelikle çürümeyle birlikte gerçekleşiyor. Mantar hikâyesi, Lenin’in tasfiyesine ve toplumdaki çürümeye işaret ediyor.

Devrimci mücadeleyi ve devrimi Lenin şahsına kapatan bu mantar hikâyesi, sonrasında antikomünist solun[2] dilinde, farklı bir içerikle yeniden ortaya çıkıyor. Antikomünist sol, tasfiye ve çürüme sürecinin ürünü. 

TİP’i vareden imaj çalışması için sürülmüş tarlanın mahsulü olan Laborans Twitter hesabı, bu mantar hikâyesini ve hikâyeyle bağlantılı görselleri sahiplenerek paylaşıyor. İkaza rağmen, bu mantar hikâyesinde Lenin’e küfredildiğini anlamak istemeyen Laborans, şu türden zırva bir tevile başvuruyor:

“Lenin ve Mantar/ Komünizm ve Mantar ikiliği, son dönemde komünist sanatçılar arasında sıkça başvurulan bir benzetmedir. Burada mantarların miselyum ağı ile yeraltında geniş alanlara kadar yayılıp büyümesi ile Leninist örgüt arasında bir bağ kurulur. Ayrıca mantarların ‘yeniden doğuş ve dirilişi’ temsil etmeleri de Leninist siyasetin canlandırıcı özelliğine bir vurgudur. Bu tip tasarımlarda Leninizmin mantarlar gibi derinden ve emin adımlarla büyüdüğü anlatılmak isteniyor. Aramızda yeni bir dünya büyüyor!”[3]

Zira komünist sanatçılar, böylesi bir imgeyi hiç kullanmıyorlar, ayrıca mantar da dirilişi ve yeniden doğuşu temsil etmiyor. Laborans, uyduruyor! Buna mecbur, çünkü kendisine Leninizmi yeni anarşizm türünden akımların[4] besledikleri, yataycı küçük burjuva sularda sulandırma görevi verilmiş. Onun görevi, tasfiyecilik. Çünkü küçük burjuva, zor zamanlarda devrimin meşakkatinden kaçıp burjuva efendilerinin etekleri altına sığınıyor.

Bahsi edilen Kuryuhin, sonrasında Nasyonal Bolşevik Partisi’ne üye oluyor. Parti, muhtemelen “Rus iç savaşı sonrası Almanya’ya gelen Beyaz Ordu mensuplarının ülkeler arasında antikomünist bir birlik kurulmasını savunan aşırı milliyetçi anlayışıyla”[5] bağlantılı. O dönemde “Bolşevizmin milli-kalkınmacı yanını alalım, enternasyonalist yanını tasfiye edelim” diyen, sınıfsal mücadeleyi çöpe atan bu kesimin çizgisi, doksanlarda yeniden diriltiliyor. Bu milliyetçilik, özel kişilerin özel çıkarları adına gündeme getiriliyor. Bolşevizmin enternasyonalist boyutu küfür olarak görülüyor. Leninizmin proleter devrimciliği tehlikeli kabul ediliyor. Sadece küçüklü-büyüklü burjuvazinin ekmeğine sürülecek bir yağ olması isteniyor. Sadece başarıya odaklanıyor.

İran’daki isyanda Tebriz’de yaşanan bir olayın haberini MİT ağzıyla “Güney Azerbaycan” tabirini kullanarak veren Laborans da bu türden bir “burjuvalıkla” malul. O, ancak Lenin’in özel, üstinsana has, yüceltilmiş hâliyle ilişki kurabiliyor. Diğer boyutlarını zararlı ve kirli buluyor. Lenin’in ezilenle, işçiyle tanımlı, orayla varolan boyutunu çöpe atmayı seviyor. Kendi “aralarında” büyüyen dünya”, aslında çeşitli türevleriyle liberalizmin dünyası. “Ağ” ve “Leninist örgüt” kelimelerini, ancak liberalizm yan yana getirebiliyor.

İşbölümünü, disiplini ve hiyerarşiyi çöpe atan liberaller, Laborans gibi yapılar üzerinden, sosyalist hareketi işgal etmek için uğraşıyorlar. Uyuşturucuyla ilişkilerini Lenin’e atıfla meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Bu özel hâl ve yücelik karşısında ezilenin ve işçinin önlerinde diz çökmesini istiyorlar. Tasfiye ve çürüme, bu tür Twitter bülbüllerinde somutluk kazanıyor. Bu bülbüller, her fırsatta Lenin’e ve Leninizme saldırıyorlar. Onu özel sarayların malı kılıp öldürmek derdindeler.

Uzlaşma ve Teslimiyetin Yeni Yolu: Lenin’e Vurmak

Bizzat kaleme aldığı ve Rusya Komünist Partisi’nin onuncu kongresine sunduğu, “Partimizdeki Sendikalist ve Anarşist Sapma Üzerine” isimli taslak metinde Lenin, İşçi Muhalefeti grubunun dile getirdiği şu tezi eleştiriyor:

“Ulusal ekonominin yönetilmesi sürecini örgütlemek, sanayideki sendikalarda örgütlü Tüm Rusya Üreticiler Kongresi’nin bir görevidir. Bu sendikalar, Cumhuriyet genelinde tüm ulusal ekonomiyi yönetecek merkezi bir kurul seçecek.”[6]

Devamında Lenin, bu tür fikirlerin teorik açıdan yanlış olduklarını, Marksizmden ve komünizmden kopulduğunu, mevcut proleter devrimle birlikte tüm yarı proleter devrimlerden de uzaklaşıldığını ortaya koyduklarını söylüyor.

Ardından da Lenin, İşçi Muhalefeti’nin dile getirdiği tezde geçen “Üreticiler” kavramını eleştiriyor, onun proleter ve yarı proleterlerle küçük emtia üreticilerini bir araya getirdiğine, böylelikle sınıf mücadelesi denilen temel anlayıştan ve sınıflar arasında net bir ayrım çekilmesine ilişkin o önemli talepten koptuğuna işaret ediyor. Ayrıca Lenin, söz konusu yaklaşımın Parti dışı kitlelerin suyuna gittiği, onlara yaranmaya çalıştığı uyarısında bulunuyor. Tüm bu tespitleri ve uyarıları, şunu söylemek için yapıyor:

“[…] Devrimimizin de teyit ettiği biçimiyle, proletaryanın öncüsünü ve tüm emekçi halk kitlesini birleştirme, eğitme ve örgütleme becerisine bir tek işçi sınıfının politik partisi, yani Komünist Partisi sahiptir. Bu halk kitlesinde kaçınılmaz olarak ortaya çıkacak küçük burjuva tereddütlere, proletarya içerisinde dar meslekî çıkar temelli sendikacılığın veya meslek kuruluşlarındaki önyargıların kaçınılmaz olarak yol açtığı sapmalara, bir tek o karşı koyabilir. Tüm proletaryanın faaliyetlerine rehberlik etme, yani ona ve onun üzerinden tüm emekçi halk kitlesine politik düzlemde öncülük etme becerisine, bir tek Komünist Partisi sahiptir.”[7]

Metin boyunca partiye vurgu yapan Lenin, “herkes zaten üretici” diyen, yüzde doksan dokuz olduğunu söyleyen, ayrımları ve ayraçları silen yaklaşımları eleştiriyor, bu türden küçük burjuva-anarşist sapmaların ancak burjuva karşı-devrimine yol açacağını söylüyor. Yaşanan yıkımın, açlığın, kıtlığın ve savaşın, küçük burjuvanın ve yarı proleter unsurların sağa sola yalpalamasına neden olacağı, bunun neticesinde ilgili unsurlarla ittifak yollarının aranmasına yol açacağı konusunda uyarıda bulunuyor. Bu uyarının ardından da şu tespiti yapıyor:

“Yaşanan tüm devrimlerin ortaya koydukları tecrübenin de net ve ikna edici bir biçimde gösterdiği gibi, proletaryanın devrimci öncüsünün birliğinde, gücünde ve nüfuzunda ufacık bir azalma olması durumunda, bu türden yalpalamalar, kapitalistlerin ve toprak sahiplerinin gücüne ve mülküne yeniden sahip olmalarıyla neticelenecektir.”[8]

Lenin şahsileştirilirse, onun partiye ve devrime yaptığı vurgu da anlamsızlaşıyor. Ayraç, güya emekçi halkla, “üreticiler”le, “yüzde doksan dokuz”la buluşmak adına siliniyor. Mesele, bireye seslenmekten ibaretmiş gibi bir yanılsamaya teslim olunuyor. Birey merkeze oturunca Lenin de bireye kapatılıyor, o, buradan tasfiye ediliyor. 

Sınıfsal ayrımlardan, ayraçlardan, devrimci müdahalelerden, mevzilerden bağımsız, kendinden menkul, özel, havada asılı bir yüce olgu olarak Lenin’in mücadeleye hiçbir katkısı ve faydası olmuyor. Küçük burjuvanın Lenin’i içeriksiz ve anlamsız kılma çabalarına karşı dikkatli olmak gerekiyor.

Doksanların sonundan beri küreselleşme karşıtı eylemler, Wall Street eylemleri, Tahrir ve Gezi gibi pratikler üzerinden yeni anarşist söylem ve pratik, sosyalist harekete galebe çalıyor. Bunun neticesinde Lenin ve Lenin’in üzerinde durduğu nesnele-kolektife yönelik vurgu, yerini öznel-bireysel olana yönelik vurguya bırakıyor. 

“Miselyum ağı” ya da “rizom” gibi ifadeler, hiyerarşiyi, disiplini ve işbölümünü tasfiye etmek, burjuvazi için bireye alan açmak, iktidar mücadelesinden ve gereklerinden kaçmak amacıyla kullanılıyor. Bu noktada birey, sömürü ve zulüm ilişkilerinden ari, mutlak bir put olarak alındığı için, onu kesen bir sömürü-zulüm karşıtı mücadele de imkânsızlaşıyor. Örgütsel ilişkiler ve mücadele, daha işin başında, nervürsüz beton gibi, en ufak sarsıntıda ve yalpalamada kum olup dağılıyor. Zaten tam da bu dayanıksızlık ve geçicilik seviliyor. Küçük burjuva, devrim istemiyor. O, direniyormuş, kavga ediyormuş gibi yapıp yukarıdakilerle pazarlık yürütmeyi, kendisini mantarlar arasında hoplaya zıplaya dolaşan Şirinler zannetmeyi seviyor.

Eren Balkır
10 Temmuz 2023

Dipnotlar:
[1] “Lenin was a Mushroom”, Wiki.

[2] Gabriel Rockhill, “CIA ve Frankfurt Okulu’nun Antikomünizmi”, 27 Haziran 2022, İştiraki.

[3] Laborans, “Lenin ve Mantar”, 6 Nisan 2023, Twitter.

[4] Gregory Smulewicz-Zucker, “Illusory Alternatives: Neo-Anarchism’s Disengaged and Reactionary Leftism”, Radical Intellectuals and the Subversion of Progressive Politics içinde, Yayına Hz.: Gregory Smulewicz-Zucker ve Michael J. Thompson, Palgrave Macmillan, 2015, s. 121-147.] Türkçesi: Birinci Bölüm ve İkinci Bölüm.

[5] Alexander Reid Ross, Against the Fascist Creep, AK Press, 2017. Türkçesi: İştiraki.

[6] V. I. Lenin, “Preliminary Draft Resolution of the Tenth Congress of the RCP on the Syndicalist and Anarchist Deviation in Our Party”, Collected Works 32 içinde, Progress Publishers Moskova 1973, s. 245.

[7] Lenin, a.g.e., s. 246.

[8] Lenin, a.g.e., s. 248.

0 Yorum: