Başkan yeni üyeyi takdim edene şunu söyler: Bize
getirdiğin yeni kardeşimizin ismi nedir?
Yeni üyeye şunu söyler: Yurttaş yaşın kaç,
mesleğin nedir, doğum yerin ve ikamet ettiğin yer neresidir? Geçimini nasıl
sağlıyorsun?
Şuan attığın adım ve üstlendiğin sorumluluk
konusunda hiç düşündün mü? Hainlerin öldürüldüğünü biliyor musun?
Evet yurttaş, bu sebeple burada olan biteni
başkalarına ifşa etmeyeceğine yemin edeceksin.
Başkan aşağıdaki soruları sorar.
1.
Kraliyet ve krallar hakkında ne düşünüyorsun?
Bir kaplan diğer hayvanlar için ne kadar tehlikeli
ise onlar da insanlık için tehlikelidir.
2.
Bugünün aristokratları kimlerdir?
Doğuştan gelen bir hakla aristokrat olma imkânı
Temmuz 1830’ta ortadan kalktı. O aristokrasinin yerini eskisi kadar açgözlü
olan para aldı.
3.
Kraliyetin yıkılması ile yetinmeli miyiz?
Tüm aristokratların iktidarı yıkılmalı, tüm
imtiyazlar kaldırılmalıdır.
4.
Yerine ne getirilmeli?
Halkın hükümeti, yani cumhuriyet.
5.
Halkın içinde de birileri, aristokratlar gibi bir iş görmeden hak sahibi
olabilirler mi?
Halk böylelerini kucaklamamalı. Bu tür insanlar,
bedendeki kanser gibidirler. Toplumsal yapının adalete kavuşmasının ilk şartı,
aristokrasinin imha edilmesidir.
6.
Halk, devrimin hemen ardından kendisini yönetebilecek mi?
Kangrenli olan toplumun sıhhatine kavuşabilmesi
için kahramanların müdahalesine ve tedavisine ihtiyaç vardır. Bir süre halk,
devrimci bir iktidara ihtiyaç duyacaktır.
7.
Özetlersek, ilkeleriniz nelerdir?
Kraliyetin ve tüm aristokratların kökünü
kurutmalıyız, yerine cumhuriyeti, yani eşitlik hükümetini getirmeliyiz. Fakat
bu hükümeti kurabilmek için bizim halkın haklarının uygulanmasını güvence
altına alabilmek adına devrimci bir iktidarı devreye sokmalıyız.
Yurttaş, biraz önce dile getirdiğin ilkeler,
insanlığın nihai hedefe doğru yürümesini mümkün kılacaktır. Fakat bu ilkelerin
yürürlüğe sokulması o kadar kolay değildir. Düşmanlarımız çoktur ve güçlüdür.
Onlar, toplumdaki tüm güçlere sahiptirler, biz cumhuriyetçilerinse isimleri
bile yasadışıdır. Elimizde cesaretimiz ve haklılığımızdan başka bir şey yoktur.
Saflarımıza katılarak göğüslemeyi kabul ettiğin tüm o tehlikeler üzerine bir
süre daha düşünme imkânın mevcuttur. Malını mülkünü cesaretle feda etmeye,
özgürlüğünü yitirmeye, hatta belki de ölmeye kararlı mısın?
Vereceğin cevap, sahip olduğun kudretin ispatı
olacaktır. Kalk ayağa yurttaş ve şu yemini et:
Cumhuriyet adına tüm krallardan, aristokratlardan
ve insanlığa zulmeden herkesten ebediyen nefret edeceğime yemin ederim. Hain
olarak cezalandırmaya yemin ettiğim aristokratlar hariç tüm insanlara kardeş
olacağıma, tüm yüreğimle, namusum üzerine yemin ederim. Eğer fedakârlığım,
eşitliğin ve halkın egemenliğinin hükmünün yürümesi için zaruri ise o vakit
canımdan geçeceğime, o darağacına hür irademle yürüyeceğime söz veririm.
Başkan yeni üyenin eline bir hançer koyar.
Eğer bu yeminimden dönersem, ceza niyetine bir
hain öldürsün beni, boğazımı bu hançer kessin. Bu derneğin üyesi değilse, en
yakın akrabam bile olsa, birine en ufak şeyi ifşa etmişsem, hain muamelesi
görmeye razıyım.
Başkan. Yurttaş otur. Dernek yeminini dinledi. Bugünden itibaren bu
derneğin bir parçasısın, insanların kurtuluşu için bizimle birlikte
çalışacaksın.
Yurttaş, artık ismin aramızda hiçbir şekilde
anılmayacak. Kendine silâh ve cephane temin et. Biz silâhlanana dek derneğe yön
veren komiteyi kimse bilmeyecek. Yurttaş, görevlerinden birisi de derneğin
ilkelerini başkalarına duyurmak. Samimi ve ağzı sıkı yurttaşlar tanıyorsan
onları bizimle tanıştır.
Yeni üye dışarı çıkartılır.
[Metni yazan bilinmese de muhtemelen o, Blanqui
tarafından kaleme alınmıştır. Kaynak:
V. P. Volguine, Auguste Blanqui: Textes
choisis (Paris, 1971), s. 105-7, şuradan alındı: Rapport ala Cour, Affaire du 12 et 13 mai, M. F. Carre, procureur
general. İngilizce Kaynak: Ed. Paul
E. Corcoran, Before Marx: Socialism and
Communism in France, 1830-48, Macmillan Press, 1983, s. 34-35.]
0 Yorum:
Yorum Gönder