Liberal “hümanistler”, ırkçılığı ve ulusal baskıyı,
ayrıca bu sözde “hümanizm”in emperyalizme ait bir propaganda aracına nasıl
dönüştürüldüğünü anlayamıyorlar.
Eğer Katar’da çalışan, muhtemelen havalandırmasız bir
hücrede diğer elli işçiyle birlikte kalan (tabut içerisinde birçok işçi
arkadaşını memleketine uğurlamış olan) Filipinli bir Katolik “misafir işçi”
(yani bir modern köle), Pakistanlı, Bangladeşli, Endonezyalı vb. Müslüman
işçilere kötü davranan Katarlı Zani ailesinin “Müslüman” olduğuna dair ikiyüzlü
iddiasıyla alay etmek isterse bu, bir şeydir.
Ama hâlâ Cezayir, Moritanya, Senegal ve diğer benzeri
Müslüman ülkeleriyle yeni sömürgecilik üzerine kurulu bir ilişki içerisinde
olan, bu ülkelerden gelen yoksul göçmenlerle dolu sosyal konutlara sahip
bulunan, Fransız polisinin ise bu sosyal konut projelerine dâhil edilip
istediği herkesi vurmasına imkân veren Fransa’da “ifade özgürlüğü” denilen
mevzu, gerçekte sadece sömürgeciliğin yeni bir form dâhilinde
süreklileştirilmesinden başka bir şey değildir.
Eric Struch
7 Ocak 2015
Kaynak
0 Yorum:
Yorum Gönder