11 Eylül 2023

, ,

Kissenger’ın Şili’yle İlgili Yalanları


Şili, Antarktika’nın kalbine doğrultulmuş bir hançerdir.
[Henry A. Kissinger]

 

Henry A. Kissinger, son 240 yılda ABD’nin en çok tartışılan dışişleri bakanıdır. 1972’de imza edilen Stratejik Silâhların Sınırlandırılması Anlaşması ve Anti-Balistik Füze Anlaşması, 1974’de Mısır ve İsrail, aynı zamanda İsrail ile Suriye arasında aşamalı olarak imzalanan anlaşmalar ve 1971’de yürütülen gizli diplomasiyle birlikte Çin’le somutta kurulan politik diyalog ortamı ve yapılan açılım gibi önemli başarılar hep Kissinger’la ilişkilendirilmiştir. Buna karşılık, Kissinger, aynı zamanda ileride, kendi yardımcılarını gizlice dinlemesi, Kamboçya’yı gizlice bombalaması, Çin açılımına halel gelmesin diye 1971’de Pakistan’ı şiddetli bir biçimde “sarsması”, Irak’ta isyancı Kürdlere destek sunan İran Şahı’na gizlice verdiği silâh ve teçhizat, Vietnam Savaşı ve ABD’nin elli yıl önce Şili’de gerçekleşen kanlı askeri darbedeki rolü konusunda söylediği yalanlarla hatırlanacaktır. Kissinger’ın Şili’yle ilgili söylediği yalanlara dair kanıtlar gün ışığına çıkmaya devam etmektedir.

Beyaz Saray Yıllarım ve Büyük Değişim Yılları isimli hatıratlarında Kissinger, “Latin Amerika, benim daha evvelinde uzmanı olmadığım bir bölgeydi” diyor, bunun neticesinde Orta ve Güney Amerika’ya pek fazla eğilmediğini söylüyordu. Oysa Seymour Hersh’ün The Price of Power: Kissinger in the Nixon White House [“İktidarın Bedeli: Kissinger Nixon’ın Sarayında”] isimli çalışmasında, Kissinger’ın niyetinin Latin Amerika’ya “çok az bağımsız hareket etme izni vermek” olduğunu, bölgenin “Amerikan istihbaratınca (yani CIA eliyle) kontrol ve maniple edilmesinin şart olduğunu” düşündüğünü ortaya koyuyor. Zaten Kissinger, Şili’nin başındaki sosyalist lider Salvador Allende’ye yönelik politikayı Amerikan çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye 1970 gibi erken bir tarihte başlamıştı. O dönemde Kissinger, ABD’nin “oturup Şili’nin sırf kendi halkı aptal diye komünist olmasına izin vermesi” için ortada hiçbir sebebin bulunmadığını söylüyordu.

Kissinger, ulusal güvenlik sahasında faal olan bürokratik mekanizmayı maniple etme ustasıydı. CIA’in Latin Amerika’da oynadığı gizli rol konusunda devreye soktuğu bürokratik aygıtın adı Kırklar Komitesi’ydi. Komite, Şubat 1970’te gizli yürütülecek eylemlerin genel programlarını gözden geçirip onaylamak amacıyla bizatihi Nixon tarafından oluşturulmuştu. Komitenin başkan koltuğunda oturan Kissinger, yürüttüğü çalışmalar üzerinden, hatıratlarında “artık Ulusal Güvenlik Konseyi Şili ile ilgili tek bir toplantı bile yapmadı” diyor, buna okurunu aldatmak amacıyla dillendirdiği, “ben Şili’nin meseleleriyle derinlemesine ilgilenen biri değildim” sözünü ekliyordu.

CIA, Allende’nin başkan olmasından önce, Eylül’de yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda Amerika’nın hiç beklemediği o zaferi elde etmesinin hemen ardından, gizli faaliyetlerine başladı. Kasım 1970’de Başkan Richard Nixon’a sunduğu bir raporda Kissinger, “Allende’nin Şili cumhurbaşkanı seçilmesi, bizi bu yarımkürede yüzleşeceğimiz en ciddi meselelerden biriyle karşı karşıya bırakıyor” diyordu (raporda bu cümlenin altı çizilmiş, yanına “Gizli/Hassas” notu düşülmüştü.)

Kissinger, bu süreçte Şili ile ilgili olarak iki hattan ilerleyecek siyasetini yürürlüğe koydu. Birinci hatta Büyükelçi Edward Korry diplomatik faaliyetlerde bulunacaktı. Elçinin bilgisi dâhilinde olmayan ikinci hat ise Şili’nin CIA direktörü Richard Helms’in öncü rol oynayacağı Şili’yi istikrarsızlaştırma planının uygulanacağı düzlemdi. Nixon, o dönemde Şili ekonomisinin “çığlık atması”nı istiyordu.

İkinci hat dâhilinde yürütülecek faaliyetler arasında adam kaçırma ve suikastlar da vardı. Beyaz Saray’dan Kissinger’ın talimatlarıyla ayrılan Helms, o günle ilgili olarak şunu söyleyecekti: “Oval Ofis’ten bir tek o gün sırt çantamdaki copla çıkmıştım.”

Kissinger, çevirdiği dolapların hesabını vermedi, bu dolaplar konusunda hiçbir zaman sorumlu tutulmadı, ama Richard Helms, CIA’in Şili’deki muhalefet hareketine para aktardığı iddialarının soruşturulduğu dönemde bu iddiaların doğru olmadığını söylediği ve yalancı şahitlik yaptığı için suçlandı. Nihayetinde suçunu kabul etti, ama dava sonucunda ufak cezalarla kurtuldu. Kendisine “2.000 dolarlık para cezası kesildi ve hakkında verilen iki yıllık hapis cezası ertelendi.” Helms, mahkeme salonundan çıkıp CIA’in Virjinya eyaletinin Langley şehrinde bulunan ana binasına gitti ve burada kahramanlar gibi karşılandı, ayrıca kendisine cezayı ödesin diye operasyon subaylarınca toplanan 2.000 dolarlık hediye çeki teslim edildi.

1970’te Allende’nin seçilmesine mani olamayan Kissinger ve Helms, plana devreye soktu. Plan, Allende hükümetini Şili kongresi üyelerine rüşvet vermek, Allende hükümetine karşı gizli propaganda faaliyeti yürütmek, hatta seçim sürecine askerin karışmasına karşı çıkan Şili genelkurmay başkanı General Rene Schneider’in kaçırılıp öldürülmesi için sağcı muhaliflere silâh ve para vermek gibi hamleleri içeriyordu. Kissinger, Schneider’in her hâlükârda görevden uzaklaştırılmasını istiyordu. Generalin kaçırılmasında kullanılan askeri teçhizatı bizatihi CIA temin etti.

Eylül 1973’te Şili’de gerçekleşen askeri darbe, Latin Amerika’daki askeri diktatörlüklerle birlikte kurulan gizli tezgâhı ve Şili’ye yönelik baskıların koordine edilmesiyle ilgili çalışmaları içeren Akbaba Operasyonu’nun parçası olarak yapılmıştı. Akbaba ekibi içerisinde Şili, Paraguay, Brezilya, Uruguay ve Arjantin’e ait gizli polis teşkilâtlarına ait temsilciler de bulunuyordu. Ekip, Massachusetts Bulvarı üzerinde eski Şili dışişleri bakanı Orlando Letelier’in öldüğü, Washington’ın merkezinde patlayan bomba yüklü aracın hazırlanması gibi çalışmaları yürüttü. ABD’deki Latin Amerikalı muhalif mültecilerin izlenmesi konusunda Akbaba ekibine ABD istihbaratı yardımcı oldu.

Akbaba Operasyonu, ABD’nin bilgisi ve izni ile gerçekleşmiş olmasına rağmen, çevirdiği dolapları akla yatkın inkâr edici ifadelerin ardına saklayan Kissinger, 2.600 sayfalık hatıratında ne dışişleri bakanı Letelier’den ne de Akbaba Operasyonu’ndan bahsediyor. Ayrıca kitap, General Schneider’den de hiç söz etmiyor. Hatta Kissinger hatıratında, “Şili’nin kargaşaya sürüklenmesinde Amerika’nın müdahalesinin hiçbir payı yoktur” çıkarımında bulunuyor ve suçlu olarak “Allende’nin ve ona körü körüne bağlı olan insanların ideolojik gayretlerine” işaret ediyor.

Şili’deki askeri darbenin gerçekleştirilmesinde Nixon ve Kissinger’ın oynadığı rolü ortaya koyan kanıtların en son kısmı geçen hafta, Şili hükümetinin isteği üzerine, üzerlerindeki gizlilik kaldırılarak erişime açıldı. Bu CIA belgeleri, Kissinger’ın askeri darbeye yönelik ilgisine ve darbeyle ilişkisine dair iddiaları destekliyor. Ayrıca bu belgelerde, Şilili subayların “kapsamlı halk muhalefetinden faydalanacak, etkin bir biçimde koordine edilmiş bir plandan hâlen daha mahrum olduklarından”, ama buna rağmen, “büyük bir kararlılıkla, politik ve ekonomik düzeni eski hâline döndürmek istediklerinden” söz ediliyor. Esasında ABD ulusal güvenliğine halel getiren bir yanı yok bu belgelerin, dolayısıyla, onları elli yıl boyunca halktan saklamanın da bir anlamı yokmuş.

Gizliliği kaldırılmış belgelerden birinde CIA’in aldatıcı bilgiler aktardığı görülüyor. Bu noktada kurum, Nixon’a yanlış bilgi veriyor ve “Şili’de üç aşamalı ve koordineli yürütülecek bir darbe planının yürürlükte olduğuna dair elde bir kanıt yok” diyor. Diğer bir belgede ise “yeni askeri cuntanın üyelerinin tümünün saygın ve deneyimli liderler olduğundan” söz ediliyor. Bu belgelerin Beyaz Saray’a sunulmasından üç yıl önce Nixon ve Kissinger, Şili’de askeri darbe fikrine destek sunuyorlardı.

Yetmişlere ait bu belgeler, bilhassa Kissinger’ın Şili’ye dair zihniyetini ve ülkede askeri darbe yapılmasıyla ilgili gerekçelerini ortaya koyuyor. O süreçte Kissinger, Nixon’a “Allende’nin iktidarda uzaklaştırılması gerekiyor, zira altı ile on iki ay içerisinde Şili’de yaşanacak gelişmeler, ABD-Şili ilişkilerinin verili sınırlarını aşacak sonuçlara yol açacak” diyor. Kissinger, Şili’deki seçim zaferinin, “Latin Amerika’nın ve gelişmekte olan dünyanın geri kalan kısmında önemli gelişmeleri tetikleyeceğini, bu gelişmelerin, ABD’nin ileride bu yarımkürede alacağı konumu da SSCB ile ilişkileri de en genel manada dünyadaki politik manzarayı da etkileyeceğini” düşünüyor. Kissinger’ın Şili gibi ülkeler konusunda geliştirdiği, kazançlar kadar kayıplara da sebep olan yaklaşımı, onun Soğuk Savaş döneminde oluşturduğu fikriyata ve Nixon ile Ford’un başkanlıklarına hâkim olan uluslararası gerilimlere dönük katkılarına dair bol miktarda kanıt sunuyor.

Melvin Goodman
1 Eylül 2023
Kaynak

0 Yorum: