“Şili, Antarktika’nın kalbine doğrultulmuş bir hançerdir.”
[Henry A. Kissinger]
Henry
A. Kissinger, son 240 yılda ABD’nin en çok tartışılan dışişleri bakanıdır. 1972’de
imza edilen Stratejik Silâhların Sınırlandırılması Anlaşması ve Anti-Balistik
Füze Anlaşması, 1974’de Mısır ve İsrail, aynı zamanda İsrail ile Suriye
arasında aşamalı olarak imzalanan anlaşmalar ve 1971’de yürütülen gizli
diplomasiyle birlikte Çin’le somutta kurulan politik diyalog ortamı ve yapılan
açılım gibi önemli başarılar hep Kissinger’la ilişkilendirilmiştir. Buna
karşılık, Kissinger, aynı zamanda ileride, kendi yardımcılarını gizlice
dinlemesi, Kamboçya’yı gizlice bombalaması, Çin açılımına halel gelmesin diye
1971’de Pakistan’ı şiddetli bir biçimde “sarsması”, Irak’ta isyancı Kürdlere
destek sunan İran Şahı’na gizlice verdiği silâh ve teçhizat, Vietnam Savaşı ve
ABD’nin elli yıl önce Şili’de gerçekleşen kanlı askeri darbedeki rolü konusunda
söylediği yalanlarla hatırlanacaktır. Kissinger’ın Şili’yle ilgili söylediği
yalanlara dair kanıtlar gün ışığına çıkmaya devam etmektedir.
Beyaz
Saray Yıllarım ve Büyük Değişim Yılları isimli
hatıratlarında Kissinger, “Latin Amerika benim daha evvelinde uzmanı olmadığım
bir bölgeydi” diyor, bunun neticesinde Orta ve Güney Amerika’ya pek fazla
eğilmediğini söylüyordu. Oysa Seymour Hersh’ün The Price of Power: Kissinger
in the Nixon White House [“İktidarın Bedeli: Kissinger Nixon’ın Sarayında”]
isimli çalışmasında, Kissinger’ın niyetinin Latin Amerika’ya “çok az bağımsız
hareket etme izni vermek” olduğunu, bölgenin “Amerikan istihbaratınca (yani CIA
eliyle) kontrol ve maniple edilmesinin şart olduğunu” düşündüğünü ortaya
koyuyor. Zaten Kissinger, Şili’nin başındaki sosyalist lider Salvador Allende’ye
yönelik politikayı Amerikan çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye 1970 gibi erken
bir tarihte başlamıştı. O dönemde Kissinger, ABD’nin “oturup Şili’nin sırf
kendi halkı aptal diye komünist olmasına izin vermesi” için ortada hiçbir
sebebin bulunmadığını söylüyordu.
Kissinger,
ulusal güvenlik sahasında faal olan bürokratik mekanizmayı maniple etme ustasıydı.
CIA’in Latin Amerika’da oynadığı gizli rol konusunda devreye soktuğu bürokratik
aygıtın adı Kırklar Komitesi’ydi. Komite, Şubat 1970’te gizli yürütülecek
eylemlerin genel programlarını gözden geçirip onaylamak amacıyla bizatihi Nixon
tarafından oluşturulmuştu. Komitenin başkan koltuğunda oturan Kissinger, yürüttüğü
çalışmalar üzerinden, hatıratlarında “artık Ulusal Güvenlik Konseyi Şili ile
ilgili tek bir toplantı bile yapmadı” diyor, buna okurunu aldatmak amacıyla
dillendirdiği, “ben Şili’nin meseleleriyle derinlemesine ilgilenen biri
değildim” sözünü ekliyordu.
CIA,
Allende’nin başkan olmasından önce, Eylül’de yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin
ilk turunda Amerika’nın hiç beklemediği o zaferi elde etmesinin hemen ardından,
gizli faaliyetlerine başladı. Kasım 1970’de Başkan Richard Nixon’a sunduğu bir
raporda Kissinger, “Allende’nin Şili cumhurbaşkanı seçilmesi, bizi bu
yarımkürede yüzleşeceğimiz en ciddi meselelerden biriyle karşı karşıya bırakıyor”
diyordu (raporda bu cümlenin altı çizilmiş, yanına “Gizli/Hassas” notu düşülmüştü.)
Kissinger,
bu süreçte Şili ile ilgili olarak iki hattan ilerleyecek siyasetini yürürlüğe
koydu. Birinci hatta Büyükelçi Edward Korry diplomatik faaliyetlerde
bulunacaktı. Elçinin bilgisi dâhilinde olmayan ikinci hat ise Şili’nin CIA
direktörü Richard Helms’in öncü rol oynayacağı Şili’yi istikrarsızlaştırma planının
uygulanacağı düzlemdi. Nixon, o dönemde Şili ekonomisinin “çığlık atması”nı
istiyordu.
İkinci
hat dâhilinde yürütülecek faaliyetler arasında adam kaçırma ve suikastlar da
vardı. Beyaz Saray’dan Kissinger’ın talimatlarıyla ayrılan Helms, o günle
ilgili olarak şunu söyleyecekti: “Oval Ofis’ten bir tek o gün sırt çantamdaki
copla çıkmıştım.”
Kissinger,
çevirdiği dolapların hesabını vermedi, bu dolaplar konusunda hiçbir zaman
sorumlu tutulmadı, ama Richard Helms, CIA’in Şili’deki muhalefet hareketine
para aktardığı iddialarının soruşturulduğu dönemde bu iddiaların doğru olmadığını
söylediği ve yalancı şahitlik yaptığı için suçlandı. Nihayetinde suçunu kabul etti,
ama dava sonucunda ufak cezalarla kurtuldu. Kendisine “2.000 dolarlık para
cezası kesildi ve hakkında verilen iki yıllık hapis cezası ertelendi.” Helms,
mahkeme salonundan çıkıp CIA’in Virjinya eyaletinin Langley şehrinde bulunan ana
binasına gitti ve burada kahramanlar gibi karşılandı, ayrıca kendisine cezayı
ödesin diye operasyon subaylarınca toplanan 2.000 dolarlık hediye çeki teslim
edildi.
1970’te
Allende’nin seçilmesine mani olamayan Kissinger ve Helms, plana devreye soktu. Plan,
Allende hükümetini Şili kongresi üyelerine rüşvet vermek, Allende hükümetine
karşı gizli propaganda faaliyeti yürütmek, hatta seçim sürecine askerin karışmasına
karşı çıkan Şili genelkurmay başkanı General Rene Schneider’in kaçırılıp
öldürülmesi için sağcı muhaliflere silâh ve para vermek gibi hamleleri
içeriyordu. Kissinger, Schneider’in her hâlükârda görevden uzaklaştırılmasını
istiyordu. Generalin kaçırılmasında kullanılan askeri teçhizatı bizatihi CIA
temin etti.
Eylül
1973’te Şili’de gerçekleşen askeri darbe, Latin Amerika’daki askeri
diktatörlüklerle birlikte kurulan gizli tezgâhı ve Şili’ye yönelik baskıların
koordine edilmesiyle ilgili çalışmaları içeren Akbaba Operasyonu’nun parçası
olarak yapılmıştı. Akbaba ekibi içerisinde Şili, Paraguay, Brezilya, Uruguay ve
Arjantin’e ait gizli polis teşkilâtlarına ait temsilciler de bulunuyordu. Ekip,
Massachusetts Bulvarı üzerinde eski Şili dışişleri bakanı Orlando Letelier’in
öldüğü, Washington’ın merkezinde patlayan bomba yüklü aracın hazırlanması gibi
çalışmaları yürüttü. ABD’deki Latin Amerikalı muhalif mültecilerin izlenmesi
konusunda Akbaba ekibine ABD istihbaratı yardımcı oldu.
Akbaba
Operasyonu, ABD’nin bilgisi ve izni ile gerçekleşmiş olmasına rağmen, çevirdiği
dolapları akla yatkın inkâr edici ifadelerin ardına saklayan Kissinger, 2.600
sayfalık hatıratında ne dışişleri bakanı Letelier’den ne de Akbaba Operasyonu’ndan
bahsediyor. Ayrıca kitap, General Schneider’den de hiç söz etmiyor. Hatta Kissinger
hatıratında, “Şili’nin kargaşaya sürüklenmesinde Amerika’nın müdahalesinin hiçbir
payı yoktur” çıkarımında bulunuyor ve suçlu olarak “Allende’nin ve ona körü
körüne bağlı olan insanların ideolojik gayretlerine” işaret ediyor.
Şili’deki
askeri darbenin gerçekleştirilmesinde Nixon ve Kissinger’ın oynadığı rolü ortaya
koyan kanıtların en son kısmı geçen hafta, Şili hükümetinin isteği üzerine,
üzerlerindeki gizlilik kaldırılarak erişime açıldı. Bu CIA belgeleri, Kissinger’ın
askeri darbeye yönelik ilgisine ve darbeyle ilişkisine dair iddiaları destekliyor.
Ayrıca bu belgelerde, Şilili subayların “kapsamlı halk muhalefetinden faydalanacak,
etkin bir biçimde koordine edilmiş bir plandan hâlen daha mahrum olduklarından”,
ama buna rağmen, “büyük bir kararlılıkla, politik ve ekonomik düzeni eski
hâline döndürmek istediklerinden” söz ediliyor. Esasında ABD ulusal güvenliğine
halel getiren bir yanı yok bu belgelerin, dolayısıyla, onları elli yıl boyunca
halktan saklamanın da bir anlamı yokmuş.
Gizliliği
kaldırılmış belgelerden birinde CIA’in aldatıcı bilgiler aktardığı görülüyor. Bu
noktada kurum, Nixon’a yanlış bilgi veriyor ve “Şili’de üç aşamalı ve
koordineli yürütülecek bir darbe planının yürürlükte olduğuna dair elde bir
kanıt yok” diyor. Diğer bir belgede ise “yeni askeri cuntanın üyelerinin tümünün
saygın ve deneyimli liderler olduğundan” söz ediliyor. Bu belgelerin Beyaz
Saray’a sunulmasından üç yıl önce Nixon ve Kissinger, Şili’de askeri darbe
fikrine destek sunuyorlardı.
Yetmişlere
ait bu belgeler, bilhassa Kissinger’ın Şili’ye dair zihniyetini ve ülkede
askeri darbe yapılmasıyla ilgili gerekçelerini ortaya koyuyor. O süreçte
Kissinger, Nixon’a “Allende’nin iktidarda uzaklaştırılması gerekiyor, zira altı
ile on iki ay içerisinde Şili’de yaşanacak gelişmeler, ABD-Şili ilişkilerinin
verili sınırlarını aşacak sonuçlara yol açacak” diyor. Kissinger, Şili’deki seçim
zaferinin, “Latin Amerika’nın ve gelişmekte olan dünyanın geri kalan kısmında önemli
gelişmeleri tetikleyeceğini, bu gelişmelerin, ABD’nin ileride bu yarımkürede alacağı
konumu da SSCB ile ilişkileri de en genel manada dünyadaki politik manzarayı da
etkileyeceğini” düşünüyor. Kissinger’ın Şili gibi ülkeler konusunda
geliştirdiği, kazançlar kadar kayıplara da sebep olan yaklaşımı, onun Soğuk
Savaş döneminde oluşturduğu fikriyata ve Nixon ile Ford’un başkanlıklarına
hâkim olan uluslararası gerilimlere dönük katkılarına dair bol miktarda kanıt
sunuyor.
Melvin Goodman
1 Eylül 2023
Kaynak
0 Yorum:
Yorum Gönder