İki yıldır devam eden müzakerelerin ardından Mısır
hükümeti, nihayet IMF ile ilk kredi anlaşmasını imzaladı. Anlaşmaya son hâlini
IMF yönetimi verecek ve sonrasında anlaşma, meclisin birkaç ay önce lağvedilmesi
ardından, yürütme ve yasama yetkilerini elinde bulunduran cumhurbaşkanı eliyle
imzalanıp onaylanacak. Hükümet, alınan borcun Şubat 2011’de Mübarek’in
devrilmesi sonrası yaşanan politik karışıklığa bağlı olarak baskı uygulamaya
başlayan Mısır’daki kronik malî ve parasal sorunları çözmesini umut ediyor.
Mısır ekonomisi, son malî yıl içinde gayrisafi
yurtiçi hâsılanın yüzde 11’ini aşan bütçe açığının giderek daha da büyümesinden
mustarip. Dahası Mısır ekonomisi, sermayenin büyük oranlarda ülke dışına
kaçması, yatırım oranlarının düşmesi ve turizm sektöründeki iyileşmenin yavaş
seyretmesi ile birlikte ödemeler dengesinin bozulması ve döviz rezervlerinin
suyunu çekmesi gibi sorunlarla karşı karşıya.
IMF kredisi, bu karmaşık nitelikteki krizlerden
kurtulmak için gerekli bir yol olarak görülüyor. Hükümetin iddiasına göre,
Mısır’ın dış borç stoku (yaklaşık 32 milyar dolar) o kadar büyük değil ve iç
borcun maliyeti dış borç maliyetinden hayli fazla. Hükümet, IMF kredisinin
diğer uluslararası finans kurumlarından borç alıp yabancı yatırımlarını teşvik
etmek suretiyle ülkeye daha fazla miktarda sermaye girişi için gerekli kapıyı
aralayacağına inanıyor.
Ancak IMF kredisinin Mısır’daki ekonomik sorunları
gerçek manada çözmesi, birkaç nedene bağlı olarak, imkânsız. Öncelikle IMF
kredisi, 30 milyar Mısır lirası (4,9 milyar dolar) tutarında ki bu miktar 170
ilâ 200 milyar Mısır lirası arasında seyreden tahminî bütçe açığının
kapatılması için pek de yeterli değil.
İkinci husus ise şu: IMF anlaşması, ek kredilere
kapı aralasa bile paranın büyük kısmı, Mısır bütçesi ciddi anlamda yeniden
yapılandırılmadığı sürece, mevcut harcamaların karşılanmasına gidecek. Bu
noktada ifade etmek gerekir ki mevcut hükümet, enerji sübvansiyonları, döviz
oranı ve vergilendirme politikaları gibi hassas kimi ekonomik meseleleri
çözecek ehliyette olmadığını ispatlamış durumda. Kamu harcamalarının yeniden
yapılandırılması ise hükümetin gerekli reformların yapılmasına imkân verecek
kapsamlı bir toplumsal-politik ittifakı oluşturma becerisine ve yeni
yöneticilerin politik iradelerine bağlı. Bu süreç, tümüyle IMF kredisinden
bağımsız bir olgu ve devrim sonrası Mısır’ında gerçekleştirilecek daha kapsamlı
politik uzlaşmalara muhtaç. Eğer yeniden yapılandırma gerçekleştirilemezse,
dışarıdan alınan krediler, sadece tekrar tekrar oluşan masrafların tek kuruş geri
dönmeksizin finanse edilmesi adına ve borçluluk durumunun sürdürülebilir
olmaktan çıkartılması lehine, borç alım döngüsünün ilânihaye devam etmesi
anlamına gelecektir.
Üçüncü olarak hükümet, IMF kredisinin Mısır
ekonomisinin iyileşme yoluna girdiğini ve ülkenin yeni bir politikalar kümesine
sahip olduğunu gösteren bir gösterge işlevi göreceğini iddia ediyor. Burada
temelde, Mısır’ın iyileşme arzusunun doğrudan dış yatırım imkânlarının
artırılması eliyle destekleneceği ve böylelikle yüksek büyüme oranlarının elde
edileceği umuluyor. Bu yaklaşım, yatırımların ülkeye çekilmesi meselesini
etkileyen bir dizi değişkeni göz ardı ediyor: politik istikrarsızlık,
uluslararası finansal kriz ve iç güvenlik sorunları, bu değişkenlerden bazılarıdır.
Herkes, IMF kredisinin ülkedeki ekonomik iyileşme
sürecine katkı yapacağını rahatlıkla iddia edebiliyor. IMF ile kredi anlaşması,
esasında sübvansiyonların kesilmesi ve ülke parasının devalüe edilmesi ve
yüksek dolaylı vergiler getirilmesi suretiyle devletin malî sorunlarını çözmek
amacıyla imzalanıyor. Oysa kredi almak, yakında gerçekleşmesi muhtemel
resesyona mani olup, ekonomiye destek sunma konusunda pek de zaruri değildir. Aksine kredi, ülkeyi, demokratikleşmeye ilişkin hakiki
imkânları ortadan kaldıracak, malî ve parasal krizleri derinleştirecek olan
kamusal borç sarmalına sokmak gibi bir riske sahip.
IMF kredisi, esasında
ağırlıklı olarak muhafazakâr olan ve devrim sonrası çok az şeyi değiştirerek,
eski ekonomik kurguyu ve çıkar ilişkilerini yeniden üretmeyi amaçlayan bir
politik ve ekonomik tercihler kümesinin devreye sokulmasına destek verilmesini
öneriyor. IMF paketi, temelde ekonominin mevcut ilişkilere yeniden
uyarlanması için Mısırlıların büyük çoğunluğunun süreçte sorumlu kılınmasını
amaçlıyor. Paket, temelde Mısır halkının ülkenin kalkındırılmasına ilişkin
paradigmanın daha âdil ve kucaklayıcı bir yerden kurgulanmasına dönük
arzularıyla büyük ölçüde çelişiyor.
Amr Adli
22 Aralık 2012
22 Aralık 2012
0 Yorum:
Yorum Gönder