İngiltere'nin muhafazakâr aklının yankısı
sayılabilecek The Sunday Telegraph, Nick Holdsworth imzasıyla 2008'in
Ocak ayında Moskova merkezli bir tarihî belgeyi haber olarak okurlarına sundu.
Bu habere göre, “Stalin, 2. Dünya Savaşı’ndan hemen önce, Britanya ve Fransa
ile anlaşabilseydi, Hitler’i durdurmak için bir milyon asker göndermeyi
öneriyordu.”
Hitler’i sınırlamak için askerî güç önerisi üst düzey
Sovyet delegasyonu tarafından Britanya ve Fransa’nın üst düzey subaylarına
1939’da savaş başlamadan 2 hafta önce Kremlin’de sunuldu.
Kopyaları, The Sunday Telegraph tarafından
görülen yeni dokümanlar, eğer Kızıl Ordu’nun Polonya topraklarında ilerleyişine yönelik itirazların üstesinden gelinmesi durumunda, Stalin'in generallerinin, muazzam sayıda piyade, top ve hava indirme kuvvetini sevk edebileceklerini söylediklerini belgeliyor.
Fakat buna karşılık Britanya ve Fransa kanadı (delegasyon
hükümetleri adına konuşmaya yetkili olmasına rağmen anlaşma yapmaya yetkili
değildi) 15 Ağustos 1939’daki Sovyet teklifine cevap vermedi.
İngiltere ve Fransa'nın Nazi Almanya'sıyla savaşmayı
hesap etmediği görülen bu haberde, Sovyetler Birliği’yle savaşması için
yönlendirilmeye çalışıldığını varsaymak da gerekir, haberin bu yanı Faşizmin yayılması
ve 2. Paylaşım Savaşı tarihinin tartışmalarına güçlü bir ışık tutuyor.
Bilindiği üzere, gerek Sovyet ve yine gerek Stalin karşıtı söylevin beslendiği
temel argüman, Ağustos'un 23'de imzalanan Sovyet -Alman saldırmazlık paktı
(Molotov-Ribbentrop Paktı) olagelmiştir. Öncesi ve sonrasını yok sayarak
buradan hareket eden burjuva söylevi ile “somut durumun somut tahlilinden”
azade kimi “sosyalistler”in argümanı hâline dönen bu söylevin gerçeklikle
bağını burjuva demokrasisinin önde gelen iki devletinin Nazi Almanya’sıyla
savaşmaya gönüllü olmadığını göstererek çürütüyor haberin bu tarafı. Oysa ki
başta Stalin olmak üzere nice Sovyetler Birliği ile Komünist Parti'nin
yöneticileri bu durumu açıklamıştı. Fransa ve İngiltere'nin belgede açığa çıkan
tavrı, ilk elden milyonlarca insanın ölümüne ve büyük bir paylaşım savaşına,
dolaylı olarak da atom bombalarına kapı açtı.
Haberin güncel sorusuna gelelim: Bugün de yerküremizin
önemli merkezlerinde Faşizmin semptomları görülüyor. Kimisindeyse finans
kapitalin en cani depresif saldırganlığıyla karşı karşıyayız. Bu semptomları
sınırlandırmak, baskılamak için Merkel-Macron ailesinden umut beslemek ne kadar
gerçekle ilişkili?
Oğuzhan Aykut Ekşioğlu
18 Eylül 2017
§ § §
Britanya ve Fransa Anlaşmayı Kabul
Etseydi Stalin
Hitler’i Durdurmak İçin
Bir Milyon Asker Göndermeyi Planlıyordu
Stalin, 2. Dünya Savaşı’ndan hemen önce Hitler’in
taarruzunu önlemek için Alman sınırına bir milyondan fazla asker göndermeye
hazırlanıyordu.
Neredeyse 70 yıldır gizli olan belgeler gösteriyor ki
Sovyetler, Britanya ve Fransa ile bir anti-Nazi ittifakı oluşturmak için güçlü
bir askerî kuvvet göndermeyi önerdi.
Bu tür bir anlaşma 20.yüzyıl tarihini
değiştirebilirdi, Hitler’in Stalin’le paktını önleyebilir, böylece Almanya’nın
diğer komşularına rahatça savaş açıp ilhak etmesine imkân vermezdi.
Hitler’i sınırlamak için askerî güç önerisi, üst düzey
Sovyet delegasyonu tarafından Britanya ve Fransa’nın üst düzey subaylarına,
1939’da savaş başlamadan 2 hafta önce Kremlin’de sunuldu.
Kopyaları, The Sunday Telegraph tarafından
görülen yeni dokümanlar, eğer Kızıl Ordu’nun Polonya topraklarında ilerlemesine
yapılan itirazların üstesinden gelinirse Stalin’in generallerinin sevk
edebileceğini söylediği muazzam sayıda piyade, top ve hava indirme kuvvetlerini
gösteriyor.
Fakat Britanya ve Fransa kanadı (delegasyon
hükümetleri adına konuşmaya yetkili olmasına rağmen anlaşma yapmaya yetkili
değildi) 15 Ağustos 1939’daki Sovyet teklifine cevap vermedi. Bunun yerine
Stalin Almanya’ya döndü ve yaklaşık bir hafta sonra Hitler’le kötü şöhretli
saldırmazlık anlaşmasını imzaladı.
İki ülkenin dışişleri bakanlarının ismi ile anılan
Molotov-Ribbentrop paktı Nazilerin Polonya’ya saldırmasından sadece 1 hafta
önce, 23 Ağustos’ta imzalandı, dolayısıyla savaşın kıvılcımı çakılmış oldu.
Fakat gizliliği kaldırılmış 700 sayfalık dokümanı çözümleyen Rus dışişleri
istihbarat servisinden emekli Tümgeneral Lev Sotskov’a göre, batılı müttefik
güçler Stalin’in teklifini kabul etseydi, Hitler Polonya’yı işgal etmeyecekti.
“Britanya’nın muhafazakâr başbakanı Neville
Chamberlain ve Fransızlar geçen yıl Münih anlaşmasıyla Çekoslovakya’yı Alman
saldırganlığına teslim etmesinden sonra dahi bu kurdu boğazlamamız için son
şansımızdı” diyor General Sotskov.
Gizliliği kaldırılan toplantıda Savaş bakanı Mareşal
Voroşilov ve Kızıl Ordu Genel Kurmay Başkanı Boris Shaposhnikov tarafından
yapılan Sovyet teklifi savaş durumunda Alman sınırına her birinde 19 bin asker
bulunan 120 piyade bölüğü, 16 süvari bölüğü, 5 bin parça ağır top, 9.500 tank
ve 5.500 kadar avcı ve bombardıman uçağı yerleştirilebileceği yönündeydi. Fakat
Britanya delegasyonunun lideri Amiral Sör Reginald Drax, Sovyet mevkidaşlarına
konuşmak için yetkili olduğunu, anlaşma yapmak için yetkili olmadığını söyledi.
Sovyet istihbarat teşkilatına 1956’da katılan General Sotskov “Birlikte 300 ya
da daha fazla bölüğü Almanya’ya karşı 2 cephede sahaya sürebileceğimizi
duyduklarında Britanya, Fransa ve müttefikleri Polonya ancak teklifimizi
ciddiye aldılar. Bu sayı o zaman Hitler’in gücünün 2 katıydı.” “Bu dünyayı
kurtarmak ya da en azından kurdu ilerlediği yolda durdurmak için bir şanstı.”
Almanya’nın batısında Nazilere karşı Britanya’nın ne kadar asker
yerleştirebileceği sorulduğunda Amiral Drax savaşa hazır yalnızca 16 bölüğünün
olduğunu söyledi. Sovyetler, Britanya’nın savaş hazırlığındaki yetersizliği
konusunda hayrete düştü.
Sovyetlerin Britanya ve Fransa ile anti-Nazi paktı
oluşturma girişimi gayet iyi biliniyor. Bunun ötesinde Moskova’nın hazırlıkları
şimdiye kadar açığa çıkmamıştı. Çok satanlardan Genç Stalin ve Stalin: Kızıl
Çar’ın Sarayı kitaplarının yazarı S.S. Montefiore’ye göre, ortaya çıkan
belgelerde batılı tarihçilerin bilmediği birçok detay olduğu aşikâr.
“Stalin’in
teklifinin ayrıntıları bilineni pekiştiren niteliktedir. Britanya ve Fransa
1939’da 2. Dünya Savaşı’nı çıkaran Alman saldırısını önleyecek büyük bir
fırsatı kaçırdı. Bu gösteriyor ki Stalin teklifini sunarken farkettiğimizden
daha ciddiydi.”
Çoğu insana göre, savaştan önceki 12 ayı tanımlayan
izahat niteliğindeki Savaş Nasıl Geldi kitabının yazarı Prof. Donald
Cameron Watt’a bakılırsa detaylar yeni, fakat kendisi toplantılarda konuşulduğu
söylenen iddialara şüpheli yaklaşıyor. Watt, “Drax’ınki dâhil 2 İngiliz ve bir
Fransız’ın aynı dönemde kaleme alınmış üç günlüğünde bu ayrıntılara
rastlanmıyor” diyor ve ekliyor: “Şahsi kanaatim Ruslar ciddi değildi.”
1938’in başından savaşın çıktığı 1939 Eylül’üne kadar
olan dönemi kapsayan gizliliği kaldırılan arşivler gösteriyor ki 1938’de Çekoslovakya
Alman azınlığın yaşadığı Sudetenland’ın Hitler’e teslim edilmesi tavizini veren
Britanya ve Fransa üzerindeki emsalsiz baskıyı Kremlin de biliyordu. “Britanya
ve Fransa arasındaki ilk gizli toplantılardan beri bu taviz sürecinin her
aşamasının detayını ve tam olarak ne olup bittiğini tamamen anlıyorduk.” diyor
Gen. Sotskov.”Bu tavizlerin Çekoslovakya’nın Sudetenland’ı teslim etmesi ile
son bulmayacağı çok açıktı. Hitler ülkenin geri kalanını parçalarken ne
İngilizler ne de Fransızlar parmaklarını dahi kıpırdatabildiler.”
Stalin’in kaynakları, General’e göre, Avrupa’daki
Sovyet dış istihbarat ajanlarıydı ama Londra’da değillerdi. “Belgeler bu
ajanların tam olarak kimler olduğunu söylemiyor fakat bunlar muhtemelen Paris
ya da Roma’daydı.”
1938’de kötü şöhretli Münih Anlaşmasından kısa bir
süre önce (Anlaşmada Neville Chamberlain, Britanya başbakanı etkili bir şekilde
Sudetenland’ı işgal etmesi için Hitler’e müsaade etmiştir.) Çekoslovakya
başbakanı Euard Benes daha ileri bir Alman müdahalesiyle karşılaşması durumunda
ülkesinin Sovyetler’le yaptığı askerî anlaşmaya başvurmaması için kesin olmayan
bir madde olmadığını söyledi.
“Chamberlain günün kaybı olarak Çekoslovakya’nın
verildiğini biliyordu ve Eylül 1938’de Münih’ten elinde Hitler’in imzası olan bir
parça kâğıtla döndü.” diyor Gen. Sotskov.
Nazilerin Çekoslovakya’ya yürümesinden 5 ay sonra
Ağustos 1939’da İngiliz Fransız delegasyonu ve Sovyetler arasındaki çok gizli
tartışmalar Nazi saldırganlığı karşısında ümitsizlik ve acizliği öneriyordu.
Sınırında, sınırı geçebilecek ve Alman ordularıyla
karşı karşıya gelebilecek muazzam Rus ordusu bulunan Polonya böyle bir ittifaka
karşıydı. Britanya Sovyet güçlerinin verimliliğinden şüphe duyuyordu. Çünkü
geçen yıl Stalin, binlerce Kızıl Ordu komutanını tasfiye etmişti. Bu belgeler,
Rus tarihçiler tarafından Stalin’in Hitler’le olan tartışmalı paktını açıklamak
için kullanılabilir. Pakt, kötü şöhretli bir diplomatik menfaat örneği olarak
kalacaktır.
“Açıktır ki Sovyetler yalnız kalmıştır ve Almanya ile
saldırmazlık anlaşması imzalayarak göz göre göre gelmekte olan savaş için zaman
kazanmak ve hazırlanmak zorunda kalmıştır.” diyor General.
21 Ağustos’ta görüşmeleri tekrar başlatmak için
ümitsiz bir Fransız girişimi reddedildi, bu sırada gizli Sovyet-Nazi görüşmeleri
çoktan ilerlemişti. Yalnızca iki yıl sonra Haziran 1941’de Hitler’in Rusya’ya
Blitzkrieg saldırısını takiben Stalin’in aradığı batı ittifakı sonunda geldi.
Bu zamana kadar Fransa, Polonya ve geri kalan Avrupa’nın çoğu çoktan Alman
işgali altındaydı.
Nick Holdsworth
Moskova
Çeviri: Oğuzhan Aykut Ekşioğlu
18 Ekim 2008
Kaynak
0 Yorum:
Yorum Gönder