17 Eylül 2018

,

Çöl Aslanı


“Adaletsizlik mazlumları birer kahraman hâline getiriyor.” Libya, bu önemli sözü ve sahibini hiç unutmadı. Tarihte iz bırakan ve ülkesini işgal etmiş olan İtalya’ya karşı mücadeleye ömrünün yirmi yılını bahşeden direniş lideri Ömer Muhtar [1862-1931] hâlen daha hatırlanıyor.
Şehadetinin üzerinden seksen yedi yıl geçti ama hatırası hâlâ canlı. O, Libya’nın kolektif hafızasında silinmek bilmeyen bir çentik. Bunun sebebi, sadece direniş savaşçısı olarak oynadığı rol değil, ayrıca herkesi etkileyen şahsi vasıfları ve alamet-i farikası hâline gelmiş tel çerçeveli gözlüğü.
Teslimiyet şartlarını reddetmesi ardından Ömer Muhtar, 16 Eylül 1931 tarihinde İtalyanlar tarafından, 73 yaşında idam edildi. O günden beri Muhtar, Libyalı gençler tarafından, çözümü imkânsız koşullara karşı direnmenin sembolü olarak görüldü.
Hayatının İlk Dönemi
Doğu Libya’nın en önemli kabilelerinden Manfah’ın üyesi olan Muhtar 1862’de, Zaviyet Canzur köyünde doğdu.
Babasını Hac vazifesi esnasında kaybetti.
Babasının isteği üzerine Muhtar’ı din âlimi ve aile dostu Şeyh Hüseyin Garyani büyüttü.
Garyani’nin himayesinde genç Ömer tüm Kur’an’ı hıfzetti.
Ardından Ömer Muhtar, Cağbub Vahası’na gitti. Burası Şeyh Muhammed ibn Ali Senussi’nin kurduğu ıslahatçı İslami hareket Dava’nın merkeziydi.
Burada sekiz yıl kaldı, Şeyh Mehdi Senussi gibi ünlü âlimlerden fıkıh ve kelâm dersleri aldı.
1897’de Mehdi, onu doğuda bulunan Zaviyetü’l Kusur şehrinin valisi olarak atadı ve burada ilmiyle, irfanıyla, adilliğiyle ve meseleleri çözme kabiliyetiyle tanındı.
Bu dönemde Muhtar, “Seyyid Ömer” olarak anılmaya başlandı ki bu unvan, sadece en büyük şeyhlere ve âlimlere verilmekteydi.
Ardından Muhtar, Mehdi Senussi’nin vekili olarak hizmet vermek için Sudan’a gitti ve burada birkaç yıl kaldı.
Mehdi Senussi’nin ölümü ardından Muhtar, adil bir lider olarak edindiği itibarına bağlı olarak, o dönem Libya’ya hâkim olan Osmanlı’nın desteğiyle, bir kez daha Zaviyetü’l Kusur şeyhi olarak atandı.
Kalemden Tüfeğe
Ancak Muhtar, önce İngilizlere, sonra Fransızlara ardından da İtalyanlara karşı verilen sömürgecilik karşıtı mücadelede yer alarak, süreç içerisinde din âliminden bir direnişçiye evrildi.
Silâhı eline ilkin Mısır sınırına yerleştirilmiş olan İngiliz güçlerine karşı yürütülen mücadele dâhilinde aldı. 1900 yılında Güney Sudan ve Çad’ı işgal etmeye çalışan Fransız sömürgeci güçlerine karşı da savaştı.
1911’de, İtalya’nın Osmanlı’ya savaş ilân ettiği dönemde Muhtar zaten “Mücahidlerin Şeyhi” olarak anılmaktaydı. O günlerde bin kadar savaşçı Zaviyetü’l Kusur’dan gelip Doğu Bingazi’deki Osmanlı ordusuna katılmıştı.
1912’de Roma, Libya’yı kendisine ait bir sömürge ilân etti. Takip eden yirmi yıllık dönem zarfında Muhtar, İtalyan işgalcilere karşı yürütülen direnişe öncülük etti. İtalyanlar, eşi benzeri görülmemiş vur-kaç taktikleri sonucunda ağır kayıplar verdiler.
Bu çatışmaların büyük bir kısmı, Libya’nın kuzeydoğusunda bulunan Derna kentinde ve civarında gerçekleşti. Örneğin 1913’te iki gün süren muharebede yetmiş kadar İtalyan askeri öldü, yüzlercesi yaralandı.
Kendisine Has Gözlüğü
1930’da İtalyan güçleri mücahidlerle giriştiği bir çatışmada Muhtar’ın atını ve tel çerçeveli gözlüğünü ele geçirdi.
İtalyan Ordusu Komutanı Mareşal Rodolfo Graziani o gün şu sözü söyledi: “Bugün Muhtar’ın gözlüğünü aldık, yarın kellesini alacağız.”
11 Eylül 1931 günü İtalyan süvarilerle yaşanan çatışma esnasında Libyalıların tanıklığına göre, Muhtar’a ait iki at öldürüldü.
Savaşçılardan biri muharebenin orta yerinde “Seyyid Ömer” diye hitap edince, işgal güçleri onun kimliğini tespit edip tutukladı.
Üç gün sonra, 14 Eylül’de Graziani Bingazi’ye geldi ve Muhtar’ı yargılamakla görevli özel bir “mahkeme” kurdu.
Ertesi gün direnişin kahramanı, asılarak idam edildi.
“Yargılama” esnasında İtalyanlar, kendisine, mücahidlere silâhlı mücadeleyi terk etme çağrısı yapması durumunda ülkeyi terk etmesine izin vereceklerini söyleyince, Muhtar şunları söyledi:
“Her namazda Allah’tan başka ilâh olmadığını, Hz. Muhammed’in de O’nun elçisi olduğunu tasdik etmek için kullandığım işaret parmağım yanlış tek bir kelime bile yazamaz. Biz teslim olmayacağız. Ya muzaffer olacağız ya da öleceğiz!”
16 Eylül 1931 günü sabahı Bingazi’nin elli kilometre güneyinde bulunan Saluq’ta Muhtar, elleri zincirli olarak, idam sehpasına çıkartıldı.
Ömer Muhtar, bu büyük liderin ölümüne tanıklık etmek için toplanmış bulunan yirmi bin kişinin huzurunda Kelime-i Şehadet getirdi.
Muhtar’ın bu olağanüstü hayatı, en azından son aşaması, 1980 yılında çekilen “Çöl Aslanı” filminde Anthony Quinn’in oyunculuğu ile sahnelendi. Belirli politik hassasiyetlerin hâlen daha varlığını sürdürdüğünün kanıtı olarak İtalya’da bu filmin üzerindeki yasak ancak 2009 yılında kalkabildi.
Middle East Monitor
17 Eylül 2017

0 Yorum: