28 Eylül 2013

,

Bekçi

Bir tasavvur üzerinden, diyelim ki, siyaset devlet ve demokrasi üzerine kurulu bir zemindir. Bu tasavvur kabul edilecek olursa, küçük burjuvanın siyaseten rolü de belirlenmiş olur: o, büyük efendisi, burjuvanın kapı bekçisidir. “Her türlü ilahi, kutsal ya da ruhsal iradenin toplumsal ve siyasal yaşama müdahalesini reddeden” küçük burjuva[1], bekçilik görevini kutsallaştıran, ilahileştiren ve ruhsallaştıran...

24 Eylül 2013

,

Romanesk İslam

Post-sovyetik dönemdi, Sovyetler’in çözülmesi üzerinden birkaç yıl geçmiş idi ve Rusya ile ilgili olarak ana akım medyada şu haber geziniyordu: “Rusya’da ılımlı kapitalizm tartışılıyor.” Tersten anlaşıldığında, bu başlığın tartıştırılmak istendiği açık. Zira sosyalizmin çözüldüğü Rusya’da halkın sömürü karşısında eski rejimi arzuladığı bir momentte geri dönüşün önlenmesi için fikriyatın ve pratiğin belli...

22 Eylül 2013

,

Yoldaşlığın Kıyamı

Komünist, kendisine insan örgütlemez. Örgütlenmesi gereken, harekettir, dinamiklerdir, devrime uzanan yollardır. O harekette, dinamiklerde ve devrim yolunda burjuva bir tasarım olarak “insan”a yer yoktur. Komünistin kilitleneceği yer, kendisini sevebilecek, kendisine saygı duyabilecek bireyler değil, kimi zaman kendisine rağmen gelişen hareketler, dinamikler ve yollardır. Kendisini kuracaksa, oralardan kurar. “Emek...

20 Eylül 2013

,

Kuru Sıkı Mantar Tabancası

Mösyö küçük burjuvazi’nin mantar tabancasından bir “tık” sesi geldi. Âlemi ıslah edeyim diye ortalıkta gezenler, kendilerini göstermeye ol kadar meraklılar ki, kendi özlerini meydanda görmeye yanaşmamaktalar. Zira son yazılarında da bir kez daha mayalarını meydana koydular. Haklı çıkmaktan üzüntü duymaktayız. Biz, bir kez daha, Fraksiyon kaleminden çıkma “Devrimci Artıklarının Artık Politikası ve Riyakarının...

18 Eylül 2013

,

Barikata ve Ethem’e Hesap

Birey: Burjuvazinin Tanrısı Her söz, neyin nasıl olduğuna, olması gerektiğine ve olacağına ilişkindir ve bir vaattir. Her vaat ise eyleme yapılan bir çağrıdır. Ama söz, kurgudur. Bir dünya-hikâyesi anlatır. Anlatısını hakikat kılacak araçlar kendisinin değildir. Toplumsalın kalemi, sözün kılıcından her daim keskindir. Sözün kurduğu ile hakikatin arasındaki açı, hem politik alanın imkânlarını hem de imkânsızlıklarını...