
Bir
tasavvur üzerinden, diyelim ki, siyaset devlet ve demokrasi üzerine kurulu bir
zemindir. Bu tasavvur kabul edilecek olursa, küçük burjuvanın siyaseten rolü de
belirlenmiş olur: o, büyük efendisi, burjuvanın kapı bekçisidir.
“Her
türlü ilahi, kutsal ya da ruhsal iradenin toplumsal ve siyasal yaşama
müdahalesini reddeden” küçük burjuva[1], bekçilik görevini kutsallaştıran,
ilahileştiren ve ruhsallaştıran...