Bahreyn’in
Halife rejiminin halka karşı uyguladığı baskıcı ve ayrımcı politikaları sonucu
bu ülkenin başta Şiiler olarak halkının ayaklanmasına neden oldu. Böylece
Bahreyn halkı bu zalim rejime karşı 14 Şubat 2011’de önceden tahmin edilmeyen
büyük bir ayaklanmayı başlattı. Güç ve servetin ayrıcalıklı bir hanedanın
elinde bulunması ve bunlar tarafından Bahreyn halkına büyük çaplı sınırlamalar
uygulanması, sonunda Bahreyn halkının 14 Şubat’ta sabrının tükenmesine yol
açtı. Günümüzde ise Bahreyn halkı, tüm baskılar ve kısıtlamalara rağmen kendi
meşru isteklerini elde etmek isteyerek, geçen yıllar boyu bu amaçlar
doğrultusunda hiçbir zaman geri adım atmadı.
Ayaklanmaların
başlangıcından beri Bahreyn halkı, bu ülkede çeşitli reformlar yapılması için
önemli isteklerde bulunmuştur: Tüm mezheplere eşit koşullar sağlayan yeni bir
anayasanın oluşturulması, demokratik bir parlamento seçimi, muhalefetlerini
ilan etmek sebebiyle tutuklanan tüm mahpusların tahliye edilmesi ve iktidarın
Halife hanedanı başta olarak tek elde bulundurulmaması.
Böylece
Bahreyn halkının Halife rejimiyle aralarındaki en önemli sorunlarından
başlıcası diktatörlük temelinde oluşan bu ülkedeki siyasi yapıdır. Buna göre,
Bahreyn Kralı, muhaliflerini önemsemeden sadece kendisinin ve hanedanının
istekleri doğrultusunda hareket edip karar veriyor.
Halife
rejimi, bu ayaklanmalara olumlu bakmak yerine sert şekilde karşılık vermeye
başlayıp halk gösterilerini bastırmaya çalışmıştır. Bu yönde Suudi Arabistan’ın
askerî gücüne sığınan Halife, rejimi en büyük muhalif gruplardan olan Vefak
Cemiyeti’ni kısıtlayıp büyük Şii Lider Şeyh İsa Kasım’a karşı baskı yapıp Şii
muhalifleri vatandaşlıktan çıkarmak gibi tek taraflı uygulamalar yapmaya
çalışmıştır.
Ramin Hüseyin Abadiyan
14 Şubat 2017
Mehr
0 Yorum:
Yorum Gönder