17 Ağustos 2013

,

Mısırlı Kardeşlerime!


Kardeşlerim, ortak rüyamızın yoldaşları!

Kayıtsız bir tonda ve sanki sizin muazzam devriminizin bana ve benim gibi milyonlarca müslümana ve gayrimüslime doğrudan ve hayatî etkileri yokmuş gibi yazmanın zamanı artık geride kaldı.

Artık müslüman kardeşler, kırılgan bir gezegenin kaderini paylaşan insanlar, bizi kendi tarihimizi düzenleme arayışımızda afallatan kolonyal ve postkolonyal dünyanın şedit ve kalıcı yaralarından derinden etkilenen halk olarak, oturup ruberu konuşabilmeliyiz.

Size bir akademisyen, bir düşünür ya da işe yaramaz bir gözlemci olarak yazmıyorum. Size bir İranlı, bir müslüman, insanlığın bir üyesi ve sizin dünya-tarihsel devriminizle derinden ve sürekli bir irtibat kuran bir insan olarak yazıyorum. Ben sizden biriyim. Bugün yaptıklarınız nesiller boyu çocuklarımızı, çocuklarımızın kim ve ne olduğunu etkileyecek.

Beni fahri bir Mısırlı olarak düşünün ve tekrar eden misafirperverliğinizin, nezaketinizin, dostluğunuzun ve dayanışmanızın cömertliği ile onurlandırdığınız bana, merhametli varlığınızın yüce gönüllülüğünü lütfedin.

Beni en ileri dimağlarınızın gölgelerinin bir uzantısı olarak düşünün: tıpkı merhûm Nasr Hamid Ebu Zeyd gibi filozoflar, merhûm Yusuf Şahin ya da Yusri Nasrallah gibi sinemacılar, Sunullah İbrahim ya da Ehdaf Suyif gibi romancılar, Samia Mehrez ya da Mustafa Labbad gibi akademisyenler, Samah Selim, Nuha Rıdvan ya da Feryal Kazul gibi eleştirmenler, Hani Şükrullah, Mona Enis ya da Raşa Saed gibi gazeteciler ya da Samir Ferid gibi film eleştirmenleri gibi.

Beni merhûm dostum, meslektaşım ve yoldaşım Magda Nuveyhi’nin İranlı hâli olarak düşünün.

Beni ve benim gibi milyonları sizden farklı bir kıyafete bürünmüş, ama sizin devriminizin kaderine sıkı sıkıya bağlı Mısırlılar olarak kabul edin.

Bugün hepimiz Mısırlıyız!

Yerkürenin her tarafındaki milyonlar gibi ben de sizin muazzam devriminizi şaşkınlıkla, umutla ve kalıcı bir hayranlığın bitmek tükenmek bilmez duygusuyla izlemiştim!

Bunu hepimiz için gerçekleştirdiniz -insanlık, Araplar, İranlılar, Türkler, Afganlar, ..., müslümanlar, gayrimüslimler, kadınlar, erkekler, gençler, yaşlılar, sindirilmişler ve tüm ümitvarlar için.

Bununla beraber bölünmeniz, Mursi taraftarları ve Mursi karşıtları, dindar ve seküler gibi keskin, yaralayıcı ve sahte ayrımlara düşmeniz, dünya-tarihsel devriminizin lekelenmesi tehdidine yol açıyor. İşte her iki tarafın da haklı olduğu bir durum çıktı ortaya: bir yanda Mursi’ye karşı cesurca sokakları doldurup gösteri yapan milyonlar, diğer yanda, halkının demokratik iradesinin bir göstergesi olarak ona koltuğunda kalıp makamının saygınlığı ile uyumlu bir şekilde görev süresini bitirmesi imkânı tanınması için İslamî fikriyatıyla ya da demokrasiye dair görüşleriyle direnenler! Makul biri için bu iki konumdan birini diğeri hilafına tercih etmek mümkün değil. Bu seçimi reddetmeliyiz, reddetmelisiniz.

Bu ayrım, sizin devriminizin tarihsel kaderi; bunun acıları ise gelecek kuşakların, daha iyi bir dünyanın, anne ve babalarımızın rüyası olan bir dünyanın doğum sancılarıdır. Bu ayrım, biz kendi kolonyal tarihimizin acımasız ve makûs talihini yenmeye yazgılıyken, tarihsel bir dönüm noktasıdır.

Bunun üstesinde müslümanlar ve gayrimüslimler, Mısırlılar ve diğer halklar, yani hepimiz için gelin! Kadın ve erkek, genç ve yaşlı, müslüman ve gayrimüslim, kahraman omuzlarınıza tarihimizin yüklediği muazzam sorumluluğun farkına varın!

Görkemli devriminiz tehlikededir.

Yozlaşmış ve işbirlikçi politikacılar, bölgenin jeopolitikasına boğazına kadar köle olmuş bir ordu, bu ordunun yapısal olarak Amerikan emperyalizmi ile sarmaş dolaş olan gerçekliği, sadece kendi çıkarlarını düşünen bölgesel güçler, devriminizi sizden çalmak istiyor! Onlar, çalınan devrimin sizin ve bizim için, genel olarak bölge için, bütün araplar ve müslümanlar için, Asya’dan Afrika’ya, Latin Amerika’ya ve hatta Avrupa ve Kuzey Amerika’ya, bütün insanlık için sahip olduğu anlamı zerre umursamıyorlar.

Geleceğinize hep birlikte karar verin, anayasa taslağınızı her birlikte hazırlayın. Müslüman ya da liberal, islamcı ya da seküler, Sünni ya da Şii, Kıpti ya da diğerleri gibi sahte kimliklere bakmadan, en iyilerinizden, size nasıl bir Mısır hayal ettiklerini anlatmalarını isteyin.

Mısır’ı Mısırlı kadınlar için güvenli kılın. Onların güvenliği, emniyeti ve saygınlığı, hayallerinizin ayrılmaz bir parçası olsun. Kız kardeşleriniz, ablalarınız, anneleriniz, kızlarınız ve karılarınız, devriminizin ölçüsü onlardır. Eğer tarihinizi yazdığınız sokaklar, caddeler ve meydanlar onlar için güvenli değilse, hiçbir ülkünüz, özleminiz ya da hayaliniz de güvende değil demektir.

Devriminizin kaderinin işbirlikçi ellere geçmesine izin vermeyin! Bu tarihî görevde en son güvenebileceğiniz insanlar, politikacılar ve subaylardır. Kendi kaderinizi kendi ellerinize alın!

Mursi’ye karşı ayaklanmış olanlar, askerî bir darbenin kendi hesaplarına yazılmasına izin vermemeli. Şimdi vakit karanlıkta kalkıp Mursi lehine düzenlenen gösterilere katılanların ellerini arayıp bulmanın vaktidir. Ayrımın karşı tarafındaki kardeşlerinizi arayıp bulun. Evlerine, mahallelerine, camilerine gidin. O evler sizin evlerinizdir, o camiler sizin camilerinizdir, o mahalleler sizin mahallelerinizdir. Barış, barış, barış… Beyaz bayraklar, açık kalpler ve birbirine uzanmış eller!

Şehit düşmüş kahraman Mursi taraftarlarının tamamı için ulusal yas günü ilân edin. Onlar, devrimin, aynı zamanda hem onların hem de sizin olan devrimin şehitleridir. Anılarını onurlandırın, ailelerini teselli edin, onları destekleyin, onları kardeşiniz addedin ve onlara öyle seslenin! Ocak devriminizin en zor ve en önemli günlerinde, daha birbirinizi birbirinizden ayıramadığınız, etle tırnak olduğunuz, Tahrir Meydanı’nda beraberce geçirdiğiniz günleri ve geceleri hatırlayın!

Mursi için gösterilere katılmış olanlar, ona karşı sokağa dökülenleri düşmanları olarak görmemeli. Öyle değiller, tıpkı sizin gibi Mısırlı ve çoğu müslüman. Sizinle aynı kaderi ve hayali, özgür ve demokratik bir gelecek rüyasını paylaşıyorlar. Bir askerî darbe peşinde değiller. Sadece demokratik haklarını kullanıyorlar.

Sömürgeciliğin dayattığı o aşağılık dindar/seküler ayrımının ve bunun aynı derecede tehlikeli Sünni/Şii, Müslüman/Gayrimüslim ayrımlarını, Kıpti, Yahudi, agnostik veya ateist türü etiketlemeleri reddedin! Bunlar, sahte ayrımlardır. Birbirimizin gözlerinin içine bakın. Orada kardeşlerinizi görün, ister sakalı olsun ya da olmasın, ister nikabı olsun ya da olmasın. Ortak kampanyalar hazırlayın ve birbirinizin elini tutun. Sizler birbirinizin düşmanı değilsiniz. Düşmanınız insan postunda değil. Düşmanınız bu dünyaya yapısal olarak içkindir ve sizin döşediğiniz yolla onu hep beraber alt etme imkânı kazanıyoruz.

Sizin muazzam devriminiz, bu kalıcı yaraları nasıl iyileştireceğimizi gösterdi bize. Size milyar dolarlar vermeye gelenler, çözümün bir parçası değil, sorunun bir parçasıdırlar. Mısır’ın sadakaya ihtiyacı yoktur, Mısırlıların cömertlik edebiyatına karnı toktur. Sizin devriminiz, cömertliğin bizatihi tanımıdır. Sanayiinizle, çalışkanlığınızla, maharetinizle Mısır’ı dünyanın geri kalanının gıpta ettiği ve öykündüğü bir model hâline getireceksiniz.

Önemli olan, Mursi ya da başka bir politikacı değil, Mursi ya da başka bir cumhurbaşkanı da değil. Önemli olan, Mısır’ın geleceğidir, milyonlarca insanın kaderidir, Mısır’ı izleyen, ona dair ümitleri, hayalleri olan, onu merak eden diğer milyonların umutlarıdır.

Dünya, hangi yöne gideceğinizi korku ve umutla takip ediyor: Acaba sahte ayrımlar umutlarınızı, umutlarımızı yok edecek mi yoksa yeni bir düşünme biçiminin, dayanışmanın ve amaçlılığın şafağı sizi ve bizleri daha iyi günlere mi götürecek?

Aklın kudreti, aklıselimin ışığı, kolektif iradenizin inayeti sizinle olsun ve sizi yönlendirsin!

Dayanışma duyguları ile dolu gerçek kardeşiniz!

Hamid Dabaşi
16 Temmuz 2013
Kaynak

0 Yorum: