01 Ocak 2016

,

Noel Baba’ya Mektup


Gazze’den hiç çıkmadım, burayı terk etme imkânım hiç olmadı. Olsaydı da burada kalırdım. Ama şunu söylemek lazım: Biz Gazzelilerin tercihte bulunma imkânımız hiç olmadı. Ben buraya aitim ve burası benim için en mükemmel yer.

Tercih yapma şansımız hiç olmadı, çünkü biz Filistinliyiz ve özgür değiliz. Hiç suç işlememiş olmana rağmen tüm ömrünü hapishanede geçirmek çok zor. Kanunlar bile “Filistinlisin, o hâlde ömür boyu hapiste yatman lazım” diyor. Dünyada bundan daha beter bir ayrımcılık var mı, merak ediyorum.

İnternetteki 11 saniyelik görüntülerden dünyayı öğrenme imkânı buldum, kâfi değil tabii. Başörtümü havalandıran meltemi hissediyorum, yağmurun ve kahvenin kokusunu alıyorum, yaşlı bir adamın köpeğiyle yürüyüşünün, sana gülümsemesinin, ona gülümsemeyle karşılık vermenin hissine aşinayım.

Tecrübe edinmek, macera yaşamak, sevgisini göstermek için veya görev icabı Gazze’ye gelen yabancılardan dışarıdaki dünyayı dinliyorum. Sosyal medyadaki arkadaşlarım hikâyeler anlatıyorlar, birçoğuyla hiç tanışmadım bile.

İnsanlar ABD’ye, İngiltere’ye, Fransa’ya veya Hindistan’a gidiyorlar. Hatta başka Araplar bile serbestçe dolaşıyorlar ama benim bir yere gitmem imkânsız, çünkü ben Filistinliyim, kim olduğumun bir önemi yok, teröriste denk bir kişiyim.

Birçoğunuz gibi ben de normal bir insanım. Kitap okuyorum, müzik dinliyorum, Beyoncé’nin dansını beğeniyorum, eski sevgilisinden şikâyet edip duran Rihanna’nın hikâyelerini takip ediyorum. Amerikan sitkomu Fresh Prince of Bel Air’i izleyerek büyüdüm mesela. Çocukluğum ve gençlik yıllarım sizinki gibi. Ama hayatım sizinkinden farklı.

Ben Gazze’de çalışan Filistinli bir gazeteciyim. Hiçbir politik örgüte veya askerî harekete girmedim. Aslında hepsini de eleştiriyorum. Silâhların, insansız hava araçlarının, jetlerin sesinden nefret ediyorum. Ama her daim onların sesini duyuyorum.

2014 savaşı esnasında en küçük kardeşimden telefon geldi. Benden 30 dakikalık mesafede, sokaklarda tek başınaydı. Her yanına bombalar düşüyordu ve ben hiçbir şey yapamamıştım. O akşam dostlarım kardeşim için hayatlarını riske attılar.

Ayrılmamaya, birbirimizi korumaya çalışıyoruz. Üç savaşa, iki intifadaya, Fetih-Hamas arasında yaşanan iç savaşa tanıklık ettim. Doğduğumdan beri Gazze işgal altında. Hayatımı özetleyen kelime, çatışma. Birçok akranım bana “kazazede” diyor.

Her an bir savaş başlayabilir. Ne zaman ve neden başlayacağını bilmiyorum. Gidecek bir yerimiz de yok. 2014’te olduğu gibi gene insanlar yataklarında, banyolarında, okullarda, sokaklarda ve tarlalarında, hatta camilerde ölecekler. Sahilde oynayan çocuklar öldürülecek. Sence İsrail’in şu katliam makinesi hiç bana acır mı?

Bu Noel’de neyin hayalini kurdum, biliyor musun? Özgür olmanın, sokaklarda dans etmenin, bulutların üzerinde yürümenin. Ama hayallerimin hiçbirisi beni Gazze’nin dışına çıkartmadı.

Kabul etmeliyim, Gazze’de doğdum diye suçlu olan benim, iyi ama Noel Baba ben seni hep sevdim, hâlâ seviyorum. Çocukken bana hiç hediye getirmedin, artık yetişkin bir kadınım, bana adaleti hediye etsen ne olur?

Müşire Cemal
Gazze
1 Ocak 2016
Kaynak

0 Yorum: