Yoksulların davası için!
Kitlelerle ve silâhlarla!
Biz kazanacağız!
Bu
belge, MRTA’nın çıkardığı ve dağıttığı ilk broşürlerden olup, ne istediklerini
ve kim olduklarını açıkladıkları ilk metindir.
Manifesto
Peru
halkına, işçi sınıfına ve köylülere, öğrencilere ve öğretmenlere, ev
hanımlarına, işsizlere, askerlere, havacılara ve denizcilere ve polislere,
dürüst memurlara, samimi Hristiyanlara, tüm yurtseverlere.
Belaundizmin[*]
4 yılı: Kölelik Doktrini.
Asla
fiziksel ve zihinsel olarak yeterli bir gelişim sağlayamayacak olan ve yetersiz
beslenen 3 milyon çocuk. Bu yöneticiler yıllardır, kendi insanlarının
geleceklerini mahvetmektedirler.
Emek
gücünü kuru bir ekmeğe karşılık satabilmek için toprağı umutsuzca karışlayan 6
milyon işsiz ve eksik istihdam edilmiş insan.
İstikrarlı
bir iş istedikleri için kovulmuş binlerce kişi.
Kapanan
yüzlerce küçük ve orta ölçekli şirket ve henüz emekleme aşamasındaki ulusal
sanayimizin iflası.
Tedavi
umudu olmayan 42 bin tüberküloz hastası.
Yabancı
şirketlere peşkeş çekilen petrol. Gün geçtikçe büyüyen borca karşılık ipotek
edilen bakır madenleri.
En
yüksek teklifi verene peşkeş çekilen denizimiz.
Apuan,
Apurímac, Ayacucho'da on binlerce ölü veya ortadan kaybolmuş insan. İşkence
gören 1000'den fazla siyasi mahkûm.
Resmî
demokrasinin kısıtlamalarıyla elleri kolları bağlanmış hâkim sınıfların
beceriksizliğinin ve kapasitesizliğinin göstergesi olarak kısır bir kurum:
Meclis.
Ayaklar
altına alınan demokratik özgürlüklerimiz.
İhlal
edilen anayasa.
Bunlar,
Belaundizmin 4 yıldaki başarılarıdır işte. Yolsuzluğun hesaplanamaz boyutlara
vardığı 4 yıl. Başkanın ve akrabalarının servetlerini yurtdışındaki
hesaplarında biriktirdiği 4 yıl.
Köleliğin
doktrine edildiği 4 yıl. Amerikan emperyalizmi önünde diz çöktürülerek Ulloa ve
Rodríguez Pastor gibi uşaklar aracılığıyla aşağılanmış bir ülke. Bir IMF
temsilcisinin sözünün, protesto için sokağa, fabrikaya, tarlaya çıkan
milyonlarca Perulunun isteğinden ve verdiği oydan daha değerli sayıldığı
yıllar.
Belaúnde,
Alva, Elías Laroza, Bedoya, Ulloa ya da Rodríguez Pastor; kim olursa olsun,
“vatan” ya da “Peru” gibi kelimelerin bu sömürge valilerinin ağzında bir küfür
hâline geldiği o 4 yıl.
Dış
borçları ödemek için tüm Peru halkının çile çektiği 4 yıl, 1300 yıllık ulusal
utanç.
Hareketimizin
Kökenleri
Tupac
Amaru Devrimci Hareketi (MRTA) bu yozlaşmış sisteme karşı tarihî bir cevap,
yeni ve adil bir toplum kurma mücadelesi olarak doğdu. İnsanlara yiyecek,
eğitim, barınma, giyim ve iş garantisi veren bir toplum: sosyalist bir toplum.
MRTA,
Manco Inca, Juan Santos Atahualpa, Túpac Amaru, Micaela Bastidas ve José Olaya
gibi, daha adil bir dünya için İspanyol sömürgeciliğiyle nasıl savaşılacağını
bilmiş olan atalarımızın tarihsel mirasını sahiplenir.
Cáceres
ve Leoncio Prado, Grau ve Bolognesi gibi, ulusal haysiyeti kanlarının son
damlasına kadar savunan ve gerçek bir yurtsever askerin safının halkın
karşısında değil, yanında olduğunu gösteren kahramanların mirasını sahiplenir.
MRTA,
Marksist-Leninist ideolojinin evrenselliğini gösterirken kendi gerçekliğimize
de sınıfsal olarak bakmasını bilmiş olan Amauta[**] Mariátegui'nin
görüşlerini benimser.
Mülksüz
yığınları kavgaya çağırmak için kanını akıtan '32 ve '48 şehitlerini
sahiplenir.
MRTA,
1965'in gerilla atılımını, rejime isyan bayrağını açarak yolu gösteren Luís de
la Puente Uceda ve Guillermo Lobatón gibi komutanların yolunu izler.
Öncü
bir rol oynadık. Şuna içtenlikle inanıyoruz ki, tarihsel öneminin yanında, 19
Temmuz 1977'de başlayan grevler, işçi sınıfının tüm halk tabakaları içinde ana
ve öncü güç olduğunu göstermiştir.
Son
olarak MRTA, geleceği döktükleri kanlarla tohumlayan, hareketimizin ve
halkımızın ismi bilinmeyen şehitlerinin destansı örneklerini rehber edinir.
Biz
inanıyoruz ki Tupac Amaru ismi, ulusal ve kıtasal bağlamda sömürgeciliğe ve
şimdi de emperyalizme karşı savaşın sembolüdür. Biz, Tupac Amaru'yu
adaletsizliğe ve hâkimlerin baskısına karşı savaşmasını bilmiş bir kahraman
olarak kabul ediyoruz. O geçmişte kardeşlerinin özgürlüğü için ölmesini bildiği
gibi, şimdi de Devrim için yeniden doğmuş, militanlara eşlik etmektedir.
Tupac
Amaru, yıllar sonra Bolivar, San Martín ve Jose Martí'nin sonuçlandıracağı bir
kavganın öncüsüydü. Kavga, Sandino'nun ve Farabundo Martí'nin ve daha
nicelerinin Yankee emperyalizmine karşı öncülükleriyle devam etti. Bunun en
temiz, en açık örneği ise Komutan Ernesto Che Guevara'dır.
Öyleyse
MRTA, geçmişin ve geleceğin birleştiği bir çizgidir. Bu çizgi ki dik ve sarp
köy yollarından proletaryanın şehirlerine uzanır ve elindeki kızıl-beyaz
bayrağı yükseltip “Artık Yeter!” diye haykırır.
MRTA
Mevcut Duruma Karşıdır
Bütçemizin
%70'inden fazlası dış borçlara ve askerî harcamalara gidiyor.
Her
şey için geriye sadece %30 kalıyor. Ya da şöyle söyleyelim, Peruluların
ihtiyaçları için ancak %30 kalıyor: eğitim, ulaşım, konut, sulama, sağlık,
gıda, sanayi için teşvikler, tarım vs.
Askerî
harcamaların amacı, yabancı patronlara daha iyi hizmet edebilmek için baskını
aygıtı takviye etmektir. Onun ülkemizi “dış tehditler”den korumak için
kullanıldığı ise koca bir yalandan ibarettir. Yapılan şey, halkımıza karşı
kullanılmak için teçhizat satın almak ve kendi güçlerini bunlarla donatmak.
Tabii ki, yüksek rütbeli subayların maaşlarını arttırmak da var. Koyun
çoğunluğun yaltakçılığı karşısında, rejimin diktatörce onayladığı bütçenin
gerçeği budur.
En
yüksek zirvelere ulaşan yolsuzluk, Bay Belaúde ve onun sayısız akrabalarını
ayrıca tüm bakanları içermektedir; Bunlara Belaúde’nin partisinin birçok
milletvekili ve yüksek makamlardaki sayısız memur da dâhildir.
Uyuşturucu
kaçakçılığı polis kurumlarını yönetmekte ve ulusal ekonominin en yüksek
sektörlerini yönlendirmektedir.
IMF’ye
verilen taahhütler, 1985 yılını önceki yıllardan daha da kötü hâle getirecek.
Ekonomik politika gittikçe sertleşecek, bu nedenle baskı, açlık, sefalet ve
işsizlik daha da artacaktır.
Kuzey,
doğal afetlerin yarattığı yıkımlara rağmen hükümet tarafından ihmal edilmekle
kalmıyor, aynı zamanda resmî makamlar, açlık tüccarları, çıkarları için gelen
bağışları satıyor ve uluslararası desteğin ticaretini yapıyor. Kuraklık
sırasında Puno'da varılan umutsuzluğun boyutu: rejimin sorumsuzluğu karşısında
anneler, çocuklarının açlıktan ölmelerini görmektense, onları satıyorlar.
İşkence
kurumsallaştı. İstihbarat servisleri ve destek kuvvetleri bu konuda
uzmanlaştılar ve şimdi de birbirleriyle rekabet ediyorlar.
Uchuraccay
ve Soccos katliamlarına yönelik kayıtsızlık, bugünlerde açıktan ve çarpıcı bir
dille izah edilmektedir. Sözde-demokratik maskesiyle bürokrasi, bu katliamları
onaylamakla kalmıyor, aynı zamanda acımasız köylü cinayetlerini de alkışlıyor.
Köyler ve diğer yerleşkeler, zor aygıtlarının onları gerilla gücü olarak
gördüğü kanlı ve akıldışı bir soykırım sonucu yerle bir edildiler.
Fakat,
Belaundizmin onun emperyal efendileriyle olan ilişkisi kadar alaycı tutum ve
halkın iradesinin küçümsenmesi de 1983'te sandıklardan çıkacak sonuçların göz
ardı edilmesine neden oldu; seçmenlerin %74'ünden fazlası hükümete ve onun
ekonomi politikasına cevabını vermişti. Fakat bu seçimler, Peru halkının
sıkıntılarını giderebilecek hiçbir şey vermemişti.
Zaman
“Artık Yeter” Deme Zamanıdır
Bu
sebeplerin yarısı, anayasal olarak direnme hakkını meşrulaştırmaktadır. MRTA,
halkı bu rejime karşı ortak bir cephede mücadelesini elde olan tüm araçlarla
geliştirmeye çağırmaktadır.
MRTA,
ülkenin militarize edilmesine karşı hazırlanmaya ve elde edilen kazanımları
savunan ve geleceğe giden yolu açan devrimci güçleri geliştirmeye ve yaratmaya
çağırıyor.
Bugün
yükselmekte olan Tupac Amarucu gerilla hareketi, halkımızın mücadelesinin
süreklileştirilmesidir. Devrimci eylemlerimiz, egemenlik mücadelesine, yaşamı
savunmaya ve halkımız için gerçek demokrasiye çağrıdır. Bu kadar utanca isyan
etmeden katlanmak, mümkün değildir.
Gençleri,
yaşlıları, kadınları ve erkekleri kafalarını kaldırmaya ve halkımızın düşmanı
ile Yankee emperyalizmi ve onun Perulu maskesi giymiş temsilcileriyle
yüzleşmeye çağırıyoruz.
Belaúnde,
Rodríguez, Ulloa ve onların yalaka bakanlarını ihanet suçuyla yargılayıp mahkûm
etme vakti gelmiştir.
Ülkenin
merkezinde ve güneyinde bulunan dağlarda kardeşlerimizin maruz kaldıkları
işkence ve katliamları durdurmanın vakti gelmiştir.
Savunmasız
köylüleri öldürerek ve onlara işkence ederek Cáceres, Grau, ve Bolognesi'nin
onurlarını lekeleyen askerlerin suç işleyen ellerini durdurma vakti gelmiştir.
Zenginliklerimizi
kurtarma ve dünya ülkeleriyle karşılıklı saygıya dayanan ilişkiler kurma vakti
gelmiştir.
Her
gün gıda fiyatlarına zam yapılarak halkımızın maruz kaldığı bu yavaş ve
acımasız cinayeti durdurmanın vakti gelmiştir.
Tüm
hastalıkların anası olan bu sistemle bağlarımızı koparmanın vakti gelmiştir.
Çocuklarımıza onurlu ve âdil bir gelecek bırakabilmek için dövüşmenin vakti
gelmiştir.
Dünyadaki
insanlara veba gibi yapışarak bizi yıkıma götüren emperyalizmin kanlı pençesini
durdurma vakti gelmiştir.
Gerçek
özgürlük ve adalete için durdurulamayan bir yürüyüşe başlayan halkımızın dürüst
kadın ve erkeklerinde somutlaşan Tupac Amaru’nun yeniden dirilmesinin vakti
gelmiştir.
Tüm
Bunlar İçin Çağrımızdır:
Birleşik
Sol'a (Izquierda Unida), APRA'nın çeşitli fraksiyonlarına, Kilise'ye ve
PKP/Aydınlık Yol'a ve bunların yanı sıra her alanda bu gayrîmilli hükümete,
hâkim sınıfların ve emperyalizmin çıkarlarına karşı sesini ve mücadelesini
yükselten herkese.
Tüm
bu sebeplerden dolayı bir halk iktidarı çerçevesinde kitlelerin sendikalar,
federasyonlar, meclisler, savunma cepheleri gibi doğal örgütlenme biçimlerini
doğrudan mücadeleyi yükseltmek için güçlendirmeliyiz. Halkın temsilcileri
tarafından kontrol edilen belediyelerde açık meclisleri, koordinasyonu ve
kitlelerin mücadelesinde ortak eylemi teşvik edin.
Hızlı
ve dürüst bir şekilde sendikaların merkezîleşmesini teşvik edin.
Böyle
bir platformunun gerçekleştirilebilmesi, sadece bizim seferberliğimizle,
silâhlı mücadelemizle ve kitlelerle mümkündür.
1-
Ülkemize Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından dayatılan koşulların dikkate
alınmaması; halkımızın ulusal ihtiyaçları esas alınarak yeniden müzakere ve dış
borçlar için moratoryum ilân edilmesi.
2-
Halkın temel gıda ihtiyaçlarının sübvansiyonu. Temel ihtiyaçların mevcut
fiyatının dondurulması.
3-
Petrol ve maden anlaşmalarının ulusal çıkarlarımız esas alınarak gözden
geçirilmesi.
4-
Ücretlerin ve maaşların enflasyon sürecine göre artması ve üç ayda bir
ayarlanması.
5-
İşlerinden edilen işçilerin tekrar işe kavuşmaları ve var olan ihtilafların
acilen çözümü, iflas etmiş olan fabrikaların, devletin mali yardımıyla işçilere
devredilmesi.
6-
Rejim memurlarının yolsuzluk suçlamasıyla yargılanmaları. Savaş suçlularının ve
işkencecilerin yargılanmaları. Ulloa, Rodríguez Pastor, Elías Laroza, Noel
Moral ve işkenceden, cinayetlerden ve soykırımdan sorumlu olan, kara, hava,
deniz komutanlıkları, genel komutanlık, Peru Polis Teşkilâtı ve Cumhuriyet
Muhafızları mensubu subaylara karşı emsal teşkil edecek yaptırımların
uygulanması.
7-
Milli Tarım’ın teşkil edilmesi, tarım borçlarının ertelenmesi ve tarım
kredisinde faizin %12'ye düşürülmesi, tarım ürünleri için âdil fiyatlar; teknik
aletlerin mevcut fiyatlarının dondurulması.
8-
Yerel tüketimimiz için sanayinin korunması.
9-
Döviz kontrolü ve lüks ithalatın askıya alınması.
10-
Siyasi mahkûmlar için af. Sinchis isimli Özel Polis Teşkilâtı’nın, Cumhuriyet
Muhafızları’nın lağv edilmesi.
11-
Olağanüstü hâlin kaldırılması ve bireysel hakların iade edilmesi. Demokratik
haklara özgürlük, sendikalaşma ve grev özgürlüğü. İstihdamın kalıcı kılınması.
12-
Alayza-Sánchez kanununun ve özerk üniversite üzerindeki kısıtlamaların
yürürlükten kaldırılması.
Bu
asgari platform uygulandığında, büyük sömürülen kitlelerin yoksullaşma durumunu
derhal hafifletecektir. Yukarıda belirtilen taraflar ve fraksiyonlar, ulusal
saygınlığımızı geri kazanmaya başlamanın asgari şart olduğunu anlayarak bu
noktalar için savaşacak konumdadırlar.
Ajitasyon
ve çatışma, sokak seferberliği ve yasal mücadele. Siyasî ve askerî devrimci
mücadele, haydut emperyalizmin ve rejimin belini kırabilecek yegâne
silâhlardır; buna karşılık, atalarımız Tupac Amaru ve Micaela Bastisdas gibi
bizler de isyan etmek zorundayız. Bugün gringolara karşı dururken, yeni bir
Peru'nun yolunu nasıl izleyeceğimizi, barış, özgürlük ve refah yolunda
insanlığın tümüne nasıl katkıda bulunacağımızı bileceğiz.
MRTA
1 Şubat 1985
Kaynak
Dipnotlar:
[*] Belaundizm: Peru’nun 57. ve 60. cumhurbaşkanı olarak görev yapan
Fernando Belaúnde Terry’den geliyor. Kendisini sağ ya da sol yerine merkezde
konumlandırmaktadır.
[**]
Amauta: İnka dilinde “Öğretmen, Bilge”.