27 Nisan 2019

,

Tupac Amaru Devrimci Hareketi


Yoksulların davası için!
Kitlelerle ve silâhlarla!
Biz kazanacağız!
Bu belge, MRTA'nın çıkardığı ve dağıttığı ilk broşürlerden olup, ne istediklerini ve kim olduklarını açıkladıkları ilk metindir.
Manifesto
Peru halkına, işçi sınıfına ve köylülere, öğrencilere ve öğretmenlere, ev hanımlarına, işsizlere, askerlere, havacılara ve denizcilere ve polislere, dürüst memurlara, samimi Hristiyanlara, tüm yurtseverlere.
Belaundizmin[*] 4 yılı: Kölelik Doktrini.
Asla fiziksel ve zihinsel olarak yeterli bir gelişim sağlayamayacak olan ve yetersiz beslenen 3 milyon çocuk. Bu yöneticiler yıllardır, kendi insanlarının geleceklerini mahvetmektedirler.
Emek gücünü kuru bir ekmeğe karşılık satabilmek için toprağı umutsuzca karışlayan 6 milyon işsiz ve eksik istihdam edilmiş insan.
İstikrarlı bir iş istedikleri için kovulmuş binlerce kişi.
Kapanan yüzlerce küçük ve orta ölçekli şirket ve henüz emekleme aşamasındaki ulusal sanayimizin iflası.
Tedavi umudu olmayan 42 bin tüberküloz hastası.
Yabancı şirketlere peşkeş çekilen petrol. Gün geçtikçe büyüyen borca karşılık ipotek edilen bakır madenleri.
En yüksek teklifi verene peşkeş çekilen denizimiz.
Apuan, Apurímac, Ayacucho'da on binlerce ölü veya ortadan kaybolmuş insan. İşkence gören 1000'den fazla siyasi mahkûm.
Resmî demokrasinin kısıtlamalarıyla elleri kolları bağlanmış hâkim sınıfların beceriksizliğinin ve kapasitesizliğinin göstergesi olarak kısır bir kurum: Meclis.
Ayaklar altına alınan demokratik özgürlüklerimiz.
İhlal edilen anayasa.
Bunlar, Belaundizmin 4 yıldaki başarılarıdır işte. Yolsuzluğun hesaplanamaz boyutlara vardığı 4 yıl. Başkanın ve akrabalarının servetlerini yurtdışındaki hesaplarında biriktirdiği 4 yıl.
Köleliğin doktrine edildiği 4 yıl. Amerikan emperyalizmi önünde diz çöktürülerek Ulloa ve Rodríguez Pastor gibi uşaklar aracılığıyla aşağılanmış bir ülke. Bir IMF temsilcisinin sözünün, protesto için sokağa, fabrikaya, tarlaya çıkan milyonlarca Perulunun isteğinden ve verdiği oydan daha değerli sayıldığı yıllar.
Belaúnde, Alva, Elías Laroza, Bedoya, Ulloa ya da Rodríguez Pastor; kim olursa olsun, “vatan” ya da “Peru” gibi kelimelerin bu sömürge valilerinin ağzında bir küfür hâline geldiği o 4 yıl.
Dış borçları ödemek için tüm Peru halkının çile çektiği 4 yıl, 1300 yıllık ulusal utanç.
Hareketimizin Kökenleri
Tupac Amaru Devrimci Hareketi (MRTA) bu yozlaşmış sisteme karşı tarihî bir cevap, yeni ve adil bir toplum kurma mücadelesi olarak doğdu. İnsanlara yiyecek, eğitim, barınma, giyim ve iş garantisi veren bir toplum: sosyalist bir toplum.
MRTA, Manco Inca, Juan Santos Atahualpa, Túpac Amaru, Micaela Bastidas ve José Olaya gibi, daha adil bir dünya için İspanyol sömürgeciliğiyle nasıl savaşılacağını bilmiş olan atalarımızın tarihsel mirasını sahiplenir.
Cáceres ve Leoncio Prado, Grau ve Bolognesi gibi, ulusal haysiyeti kanlarının son damlasına kadar savunan ve gerçek bir yurtsever askerin safının halkın karşısında değil, yanında olduğunu gösteren kahramanların mirasını sahiplenir.
MRTA, Marksist-Leninist ideolojinin evrenselliğini gösterirken kendi gerçekliğimize de sınıfsal olarak bakmasını bilmiş olan Amauta[**] Mariátegui'nin görüşlerini benimser.
Mülksüz yığınları kavgaya çağırmak için kanını akıtan '32 ve '48 şehitlerini sahiplenir.
MRTA, 1965'in gerilla atılımını, rejime isyan bayrağını açarak yolu gösteren Luís de la Puente Uceda ve Guillermo Lobatón gibi komutanların yolunu izler.
Öncü bir rol oynadık. Şuna içtenlikle inanıyoruz ki, tarihsel öneminin yanında, 19 Temmuz 1977'de başlayan grevler, işçi sınıfının tüm halk tabakaları içinde ana ve öncü güç olduğunu göstermiştir.
Son olarak MRTA, geleceği döktükleri kanlarla tohumlayan, hareketimizin ve halkımızın ismi bilinmeyen şehitlerinin destansı örneklerini rehber edinir.
Biz inanıyoruz ki Tupac Amaru ismi, ulusal ve kıtasal bağlamda sömürgeciliğe ve şimdi de emperyalizme karşı savaşın sembolüdür. Biz, Tupac Amaru'yu adaletsizliğe ve hâkimlerin baskısına karşı savaşmasını bilmiş bir kahraman olarak kabul ediyoruz. O geçmişte kardeşlerinin özgürlüğü için ölmesini bildiği gibi, şimdi de Devrim için yeniden doğmuş, militanlara eşlik etmektedir.
Tupac Amaru, yıllar sonra Bolivar, San Martín ve Jose Martí'nin sonuçlandıracağı bir kavganın öncüsüydü. Kavga, Sandino'nun ve Farabundo Martí'nin ve daha nicelerinin Yankee emperyalizmine karşı öncülükleriyle devam etti. Bunun en temiz, en açık örneği ise Komutan Ernesto Che Guevara'dır.
Öyleyse MRTA, geçmişin ve geleceğin birleştiği bir çizgidir. Bu çizgi ki dik ve sarp köy yollarından proletaryanın şehirlerine uzanır ve elindeki kızıl-beyaz bayrağı yükseltip “Artık Yeter!” diye haykırır.
MRTA Mevcut Duruma Karşıdır
Bütçemizin %70'inden fazlası dış borçlara ve askerî harcamalara gidiyor.
Her şey için geriye sadece %30 kalıyor. Ya da şöyle söyleyelim, Peruluların ihtiyaçları için ancak %30 kalıyor: eğitim, ulaşım, konut, sulama, sağlık, gıda, sanayi için teşvikler, tarım vs.
Askerî harcamaların amacı, yabancı patronlara daha iyi hizmet edebilmek için baskını aygıtı takviye etmektir. Onun ülkemizi “dış tehditler”den korumak için kullanıldığı ise koca bir yalandan ibarettir. Yapılan şey, halkımıza karşı kullanılmak için teçhizat satın almak ve kendi güçlerini bunlarla donatmak. Tabii ki, yüksek rütbeli subayların maaşlarını arttırmak da var. Koyun çoğunluğun yaltakçılığı karşısında, rejimin diktatörce onayladığı bütçenin gerçeği budur.
En yüksek zirvelere ulaşan yolsuzluk, Bay Belaúde ve onun sayısız akrabalarını ayrıca tüm bakanları içermektedir; Bunlara Belaúde’nin partisinin birçok milletvekili ve yüksek makamlardaki sayısız memur da dâhildir.
Uyuşturucu kaçakçılığı polis kurumlarını yönetmekte ve ulusal ekonominin en yüksek sektörlerini yönlendirmektedir.
IMF’ye verilen taahhütler, 1985 yılını önceki yıllardan daha da kötü hâle getirecek. Ekonomik politika gittikçe sertleşecek, bu nedenle baskı, açlık, sefalet ve işsizlik daha da artacaktır.
Kuzey, doğal afetlerin yarattığı yıkımlara rağmen hükümet tarafından ihmal edilmekle kalmıyor, aynı zamanda resmî makamlar, açlık tüccarları, çıkarları için gelen bağışları satıyor ve uluslararası desteğin ticaretini yapıyor. Kuraklık sırasında Puno'da varılan umutsuzluğun boyutu: rejimin sorumsuzluğu karşısında anneler, çocuklarının açlıktan ölmelerini görmektense, onları satıyorlar.
İşkence kurumsallaştı. İstihbarat servisleri ve destek kuvvetleri bu konuda uzmanlaştılar ve şimdi de birbirleriyle rekabet ediyorlar.
Uchuraccay ve Soccos katliamlarına yönelik kayıtsızlık, bugünlerde açıktan ve çarpıcı bir dille izah edilmektedir. Sözde-demokratik maskesiyle bürokrasi, bu katliamları onaylamakla kalmıyor, aynı zamanda acımasız köylü cinayetlerini de alkışlıyor. Köyler ve diğer yerleşkeler, zor aygıtlarının onları gerilla gücü olarak gördüğü kanlı ve akıldışı bir soykırım sonucu yerle bir edildiler.
Fakat, Belaundizmin onun emperyal efendileriyle olan ilişkisi kadar alaycı tutum ve halkın iradesinin küçümsenmesi de 1983'te sandıklardan çıkacak sonuçların göz ardı edilmesine neden oldu; seçmenlerin %74'ünden fazlası hükümete ve onun ekonomi politikasına cevabını vermişti. Fakat bu seçimler, Peru halkının sıkıntılarını giderebilecek hiçbir şey vermemişti.
Zaman “Artık Yeter” Deme Zamanıdır
Bu sebeplerin yarısı, anayasal olarak direnme hakkını meşrulaştırmaktadır. MRTA, halkı bu rejime karşı ortak bir cephede mücadelesini elde olan tüm araçlarla geliştirmeye çağırmaktadır.
MRTA, ülkenin militarize edilmesine karşı hazırlanmaya ve elde edilen kazanımları savunan ve geleceğe giden yolu açan devrimci güçleri geliştirmeye ve yaratmaya çağırıyor.
Bugün yükselmekte olan Tupac Amarucu gerilla hareketi, halkımızın mücadelesinin süreklileştirilmesidir. Devrimci eylemlerimiz, egemenlik mücadelesine, yaşamı savunmaya ve halkımız için gerçek demokrasiye çağrıdır. Bu kadar utanca isyan etmeden katlanmak, mümkün değildir.
Gençleri, yaşlıları, kadınları ve erkekleri kafalarını kaldırmaya ve halkımızın düşmanı ile Yankee emperyalizmi ve onun Perulu maskesi giymiş temsilcileriyle yüzleşmeye çağırıyoruz.
Belaúnde, Rodríguez, Ulloa ve onların yalaka bakanlarını ihanet suçuyla yargılayıp mahkûm etme vakti gelmiştir.
Ülkenin merkezinde ve güneyinde bulunan dağlarda kardeşlerimizin maruz kaldıkları işkence ve katliamları durdurmanın vakti gelmiştir.
Savunmasız köylüleri öldürerek ve onlara işkence ederek Cáceres, Grau, ve Bolognesi'nin onurlarını lekeleyen askerlerin suç işleyen ellerini durdurma vakti gelmiştir.
Zenginliklerimizi kurtarma ve dünya ülkeleriyle karşılıklı saygıya dayanan ilişkiler kurma vakti gelmiştir.
Her gün gıda fiyatlarına zam yapılarak halkımızın maruz kaldığı bu yavaş ve acımasız cinayeti durdurmanın vakti gelmiştir.
Tüm hastalıkların anası olan bu sistemle bağlarımızı koparmanın vakti gelmiştir. Çocuklarımıza onurlu ve âdil bir gelecek bırakabilmek için dövüşmenin vakti gelmiştir.
Dünyadaki insanlara veba gibi yapışarak bizi yıkıma götüren emperyalizmin kanlı pençesini durdurma vakti gelmiştir.
Gerçek özgürlük ve adalete için durdurulamayan bir yürüyüşe başlayan halkımızın dürüst kadın ve erkeklerinde somutlaşan Tupac Amaru’nun yeniden dirilmesinin vakti gelmiştir.
Tüm Bunlar İçin Çağrımızdır:
Birleşik Sol'a (Izquierda Unida), APRA'nın çeşitli fraksiyonlarına, Kilise'ye ve PKP/Aydınlık Yol'a ve bunların yanı sıra her alanda bu gayrîmilli hükümete, hâkim sınıfların ve emperyalizmin çıkarlarına karşı sesini ve mücadelesini yükselten herkese.
Tüm bu sebeplerden dolayı bir halk iktidarı çerçevesinde kitlelerin sendikalar, federasyonlar, meclisler, savunma cepheleri gibi doğal örgütlenme biçimlerini doğrudan mücadeleyi yükseltmek için güçlendirmeliyiz. Halkın temsilcileri tarafından kontrol edilen belediyelerde açık meclisleri, koordinasyonu ve kitlelerin mücadelesinde ortak eylemi teşvik edin.
Hızlı ve dürüst bir şekilde sendikaların merkezîleşmesini teşvik edin.
Böyle bir platformunun gerçekleştirilebilmesi, sadece bizim seferberliğimizle, silâhlı mücadelemizle ve kitlelerle mümkündür.
1- Ülkemize Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından dayatılan koşulların dikkate alınmaması; halkımızın ulusal ihtiyaçları esas alınarak yeniden müzakere ve dış borçlar için moratoryum ilân edilmesi.
2- Halkın temel gıda ihtiyaçlarının sübvansiyonu. Temel ihtiyaçların mevcut fiyatının dondurulması.
3- Petrol ve maden anlaşmalarının ulusal çıkarlarımız esas alınarak gözden geçirilmesi.
4- Ücretlerin ve maaşların enflasyon sürecine göre artması ve üç ayda bir ayarlanması.
5- İşlerinden edilen işçilerin tekrar işe kavuşmaları ve var olan ihtilafların acilen çözümü, iflas etmiş olan fabrikaların, devletin mali yardımıyla işçilere devredilmesi.
6- Rejim memurlarının yolsuzluk suçlamasıyla yargılanmaları. Savaş suçlularının ve işkencecilerin yargılanmaları. Ulloa, Rodríguez Pastor, Elías Laroza, Noel Moral ve işkenceden, cinayetlerden ve soykırımdan sorumlu olan, kara, hava, deniz komutanlıkları, genel komutanlık, Peru Polis Teşkilâtı ve Cumhuriyet Muhafızları mensubu subaylara karşı emsal teşkil edecek yaptırımların uygulanması.
7- Milli Tarım’ın teşkil edilmesi, tarım borçlarının ertelenmesi ve tarım kredisinde faizin %12'ye düşürülmesi, tarım ürünleri için âdil fiyatlar; teknik aletlerin mevcut fiyatlarının dondurulması.
8- Yerel tüketimimiz için sanayinin korunması.
9- Döviz kontrolü ve lüks ithalatın askıya alınması.
10- Siyasi mahkûmlar için af. Sinchis isimli Özel Polis Teşkilâtı’nın, Cumhuriyet Muhafızları’nın lağv edilmesi.
11- Olağanüstü hâlin kaldırılması ve bireysel hakların iade edilmesi. Demokratik haklara özgürlük, sendikalaşma ve grev özgürlüğü. İstihdamın kalıcı kılınması.
12- Alayza-Sánchez kanununun ve özerk üniversite üzerindeki kısıtlamaların yürürlükten kaldırılması.
Bu asgari platform uygulandığında, büyük sömürülen kitlelerin yoksullaşma durumunu derhal hafifletecektir. Yukarıda belirtilen taraflar ve fraksiyonlar, ulusal saygınlığımızı geri kazanmaya başlamanın asgari şart olduğunu anlayarak bu noktalar için savaşacak konumdadırlar.
Ajitasyon ve çatışma, sokak seferberliği ve yasal mücadele. Siyasî ve askerî devrimci mücadele, haydut emperyalizmin ve rejimin belini kırabilecek yegâne silâhlardır; buna karşılık, atalarımız Tupac Amaru ve Micaela Bastisdas gibi bizler de isyan etmek zorundayız. Bugün gringolara karşı dururken, yeni bir Peru'nun yolunu nasıl izleyeceğimizi, barış, özgürlük ve refah yolunda insanlığın tümüne nasıl katkıda bulunacağımızı bileceğiz.
MRTA
1 Şubat 1985
[*] Belaundizm: Peru'nun 57. ve 60. cumhurbaşkanı olarak görev yapan Fernando Belaúnde Terry'den geliyor. Kendisini sağ ya da sol yerine merkezde konumlandırmaktadır.
[**] Amauta: İnka dilinde “Öğretmen, Bilge”.

0 Yorum: