Sokaktaki
Haitililere yabancı ve yerli askerlerin sıktıkları mermilerin ve gaz
kapsüllerinin üzerine neden yürüdüklerini sorun, bu yabancı işgaline bir son
vermek istediklerini söyleyeceklerdir. Haitililer, bir de ailelerini
geçindiremediklerini, yaşayamadıklarını, çocuklarını okula gönderemediklerini,
yiyecek bir tek lokma, içecek bir damla temiz su bulamadıklarını
anlatacaklardır size. Büyük ihtimalle seçim denilen kelimeyi kimsenin ağzından
işitmeyeceksiniz.
Evet,
9 Ağustos ve 25 Ekim 2015’te yapılan hileli seçimler halka yapılmış büyük bir
hakaretti ama bu insanlar, daha büyük bir bela ile uğraşıyorlar yıllardır. On
yılı aşkın bir süredir dünyanın ilk siyah cumhuriyeti yabancılarca idare
ediliyor. Başlarında sömürgeci güçlerle uşaklarının teşkil ettiği bir koalisyon
var ve gözlerini kırpmadan soykırım yapacak bir güç bu. Haiti’nin o kendisini
ferasetli zanneden politikacıları halkın önünde olduklarını sanıyorlar ama
halkın iradesinin ne yönde olduğunu görmek için sürekli arkalarına dönüp
bakıyorlar.
Haiti’de
devam eden devrim, kendisini yeni bir biçim altında ortaya koyuyor. O zalim
uluslararası toplum, Haiti konusunda gemiyi ilk terk eden fareler gibi mi yoksa
son ana dek ağzından köpükler saçan kuduz köpek gibi mi davranacağına henüz
karar vermiş değil.
Bir
C17 kargo uçağı günlerdir Port-au-Prince uluslararası havalimanında bekliyor.
Haiti muhalefetini kaçırmakla tehdit ediyor, ayrıca bu uçak, adadan kaçan
sömürgecileri taşımak için bekliyor. Kana susamış eski paramiliter çete mensubu
Guy Philippe ülkeye geri döndü. Halkı korkutmak gibi bir amacı var. Oysa herkes,
onun kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırıp bir daha kaçacağını söylüyor.
Oportünist STK’lar, vergiden muaf ücretlerini korumaya çalışıyorlar. Bugünlerde
ağız değiştirip Michel Martelly ve vekili Jovenel Moise’e saldırıyorlar, bu
isimlerden bahsederken mişli zaman kipi kullanıyorlar. Oysa bu sözlere artık
kimse kanmıyor.
Zira
yıllardır Haiti’de insanların toprakları, kuzeyde, sahilde, diğer adalarda
ellerinden alınıyor.
Yıllardır
çiftçiler, balıkçılar ve çiftlik işçileri kibrit kutusu büyüklüğündeki
kulübelere doluşturuluyor. Bunlara saatlik 45 sent ödeniyor.
Yıllardır
eğitimli orta sınıf Haitililer kölece çalışacakları zor işler için Brezilya’ya
gidiyorlar.
Yıllardır
kimliği bilinmeyen çeteler, motosikletleriyle Haitili liderleri ve aydınları
sistematik bir biçimde katlediyor.
Yıllardır
Haitililer, kendilerini temsil eden bir hükümetten yoksun oldukları için dünya
üzerinde birer parya olarak yaşıyorlar.
Çünkü
yıllardır Haiti’nin o köle ruhlu siyasetçileri yabancı işgalcilere
sadakatlerini arsızca ayan beyan sergiledikleri için hiç rahatsız olmuyorlar
ama öte yandan kendi ülkesindeki yurttaşlarını horgörüyorlar.
Yıllardır
bu hain siyasetçiler, sadece kârlarından kesinti olur mu diye endişe ediyorlar,
öte yandan, uluslararası toplumun Haitililere savaş açmasına seyirci
kalıyorlar.
Haiti’deki
şehir suyu sistemlerinin söküldüğü günlerde Birleşmiş Milletler Haitililere
kolera bulaştırıyor, üstelik bir değil iki kez. İlkinde kolera 2010’da
Nepal’den, ikincisinde 2015 yılında Bangladeş’ten getirildi.
Melez
domuzların kökü kurutulurken, Clinton’ın sübvanse ettiği Arkansas pirinci Haiti
piyasasına akın ediyor. Darı üretimi de sıfırlanıyor. 2015 Kasım’ında darı
ekilen tarlalara mantar bulaştırılıyor. Bu sayede kıtlığa sebep olunuyor. Bu
insanlar, daha ne kadar bu yükü çekecek? Olan bitenin seçimlerle bir alakası
yok.
Haiti,
birçokları için iştah açıcı bir lokma gibi duruyor. Burası Florida’ya yakın,
Batista’nın Küba’sına benziyor, tropikal iklime sahip, günah ve çürüme gırla.
Oysa Haiti Hillary Clinton’ın aday olduğu bu seçim yılında boğazına kadar
uluslararası topluma batmış durumda. Tarihî moment bugün aslında. Eğer Haiti
Clinton seçimini atlatırsa, kendisine büyük bir iyilik etmiş olur. Bu
Davud-Golyat savaşında Davud üzerine bahis oynamak hissî bir yaklaşım olur.
1803’te
olduğu gibi bağımsızlık ve ölüm arasında tercihte bulunmak kolay bir yol, zira
Haitililerin kaybedecekleri bir şey yok. Eğer paralı askerler gelirse onların
efendileri için hayatlarını ne kadar büyük bir şevkle riske atıp atamayacakları
da sınanmış olacak. Haitililerse kendi yolunda yürüyecekler. Tek bir
sömürgecinin bile Haiti’yi ele geçirmesine, Haitilileri yeniden
köleleştirmesine izin verilmeyecek. Daha fazla kargo uçağı getirin, çünkü
insanî yardım düşkünü çokça emperyalist, kısa bir süre sonra kaçacak yer
arayacak.
Dady Chery
25
Ocak 2016
Kaynak
0 Yorum:
Yorum Gönder