29 Ekim 2024

,

Yahudiliğin Sonu



Siyonizm, Yahudiliğin tarihsel gerçekliğine yönelik bir inkâr ve reddiyedir. Bu gerçeği idrak edemeyen, bugün İsrail’de olan bitenin anlamını kavrayamaz.

Siyonizm, Hristiyanlardaki ulus-devlet mefhumunu Yahudiliğe taşımakla kalmadı, aynı zamanda, on sekizinci yüzyılın sonlarından itibaren Yahudi kimliğini kademe kademe ortadan kaldıran Siyonizm, esasen asimilasyon sürecinin zirvesi olarak somutlaştı.

Önemli çalışmasında Amnon Raz-Krakotzkin’in de ortaya koyduğu biçimiyle Siyonist bilincin temelinde bir de Yahudi sürgünü olgusuna yönelik reddiye ve inkâr var. Oysa bu sürgün, bildiğimiz kadarıyla, Yahudiliğin tüm tarihsel anlatılarının ana ortak hikâyesi.

Bu sürgünle ilgili anlayışın öncülleri, İkinci Tapınak’ın yıkılması öncesinde de mevcut. Aynı zamanda kutsal kitapla alakalı tüm literatürde de karşımıza çıkıyor. Sürgün, Yahudilerin yeryüzündeki varlık biçimi. Mişna’dan Talmud’a, sinagogun mimarisinden kutsal kitapta geçen olaylara dair hatıraya kadar tüm Yahudi geleneği, sürgün açısından algılanır ve tecrübe edilir.

Kitaba bağlı, ortodoks bir Yahudi’ye göre İsrail devletinde yaşayan Yahudiler de sürgünde. Mesih’in gelişiyle kurulacak olan ve Tevrat’ta ifade edilen devletin bugünkü ulus-devletle bir alakası yok. Öyle ki bu anlayışın temelinde Tapınağın yeniden inşa edilmesi ve kurbanların geri dirilmesi fikri var. İsrail devleti, bu tür fikirleri işitmek bile istemiyor.

Ayrıca, Yahudiliğe göre sürgünün Yahudilerin sadece varlık koşulu olmadığını, bir bütün olarak dünyanın eksikliğiyle alakalı olduğunu unutmamak gerek. İzak Lürya dâhil tüm Kabalacılara göre sürgün kutsallıkla ilgili bir mesele. İnsan, kendisini kendisinden sürgün ederek bir dünya inşa ediyor ve bu sürgün ilk düzenin yeniden inşasına (Tikkun’a, dünyanın iyileşmesine) dek sürüyor.

Yahudi, bu sürgün fikrini koşulsuz kabul etmek zorunda. Sürgün fikrini kabul etmekse mevcuttaki tüm devlet biçimlerini reddetmek anlamına geliyor. Bu anlamda, Yahudiler, devletle uzlaşmış olan tüm dinlere ve halklara karşı üstünlüğünü bu fikir sayesinde elde ediyorlar. Romanlar gibi Yahudiler de devlet fikrine ve biçimine karşı çıktılar, savaşmadılar, ellerine başka halkların kanı değmedi.

Ulus devlet fikri adına sürgün ve diaspora fikrini kökten inkâr ve reddeden Siyonizm tam da bu sebeple, Yahudiliğin özüne ihanet etti. Yahudilerin sürgünü kitaptan silindi, yerini Filistinlilerin sürgünü aldı. Bu da İsrail devletinin kendisini modern ulus-devletin en uç ve en acımasız biçimleriyle tanımlamasına neden oldu.

Siyonistler, Yahudilerin Diaspora fikrinin dışında kalmasını istiyorlar. Bu açıdan tarihle ilgili, ısrarla dile getirilen iddia aynı sonuca işaret ediyor. Ama bu, Auschwitz’de ölmemeyi bilmiş olan Yahudiliğin belki de bugün sonuna geldiği anlamına geliyor olabilir.

Giorgio Agamben
30 Eylül 2024
Kaynak

0 Yorum: