03 Nisan 2016

, ,

Ermenistan İşçileri Emekçi Azerbaycan'la Sağlam İttifak Kurdu

Ermenistan Emekçi Kitleleri Temsilcilerinin Tebliği[1];

Ermenistan’daki milyonlarca emekçi insan, yüzlerce yıldır çarların ve sultanların despotik iktidarları altında yaşadı. Zulmün ve köleliğin ağır yükü altında ezildi, yönetici sınıf ve milliyetlerin doymak bilmeyen açgözlülüğünü tatmin etmek için akıttığı terde boğuldu. 

Ermenistan emekçileri, ticarî-sanayi burjuvazisi tarafından da azımsanmayacak ölçülerde sömürüldüler ve milliyetçi söylemlerin sakinleştirici sesine kulak astılar.

Barbar mutlakiyetçilik ve onun kana susamış ajanları, zalim ve egemen milletlere mensup mülk sahibi sınıflarla birlikte milliyetçi düşmanlığı sürekli besleyerek kardeşleri birbirine düşürdüler ve geniş halk kitleleri arasındaki bilinç eksikliği ve geri kalmışlıktan istifade ettiler. Bunu en iyi şekilde yaparak, kendi dar sınıf çıkarlarını savunup emekçi kitlelerin sözkonusu halklarla birleşerek ortak parazitlere ve zalimlere karşı mücadele etmesini önlediler.

Bu karşılıklı düşmanlık ve nefret büyük ölçüde Batılı emperyalist güçlerce körüklendi. Türkiye’ye hâkim olma konusunda yarışan bu yağmacı Dünya güçleri milletler arasına sürekli olarak düşmanlık tohumları ektiler ve mazlum halklar arasında milliyetçi hareketleri teşvik ederek kanlı çarpışmalara sebebiyet verdiler. Aynı zamanda, diğer eliyle de Doğu’daki despotik iktidarların tahtlarını savundular. Güçlerden biri iktidarın imkânlarını yağmalayıp Türkiye’yi sömürgeleştirmek için can atarken, diğer güçler mazlum halkların millî çıkarlarını koruyormuş gibi görünerek etki alanlarını genişlettiler.

Türkiye’de yaşayan halkların en yakın düşmanı olan yönetici sınıflar Alman emperyalizmine borçlu hâle geldiler ve ülkeyi emperyalist savaşın içine çektiler. Bu duruma bağlı olarak İtilaf Devletleri emperyalizmi küçük halkların kurtuluşu üzerine süslü laflar sarfederek ülkeye yerleştiler. Türk Ermenistan’ı büyük ölçüde Ermeni burjuvazisinin ve Rus Ermenistan’ında kendilerine küçük bir yer açmış bulunan İngiliz malî sermayesinin bölgeye gönderdiği ajanların elindeydi.[2] Devrimci yolla buluşan Doğu’nun merkezinde İtilaf Devletleri, Batı emperyalizminin devrimci Doğu’ya ve buradaki devrimin yol gösterici ışığına -Kızıl Bakû’ye- karşı verdiği mücadele için kullanacağı karşı-devrimci bir üs kurdu. Emperyalizmin ilk hedefi, Azerbaycan’daki emekçi kitleleri sosyalist mücadelede elde ettiği zaferlerden mahrum bırakmaktı.

Bu noktaya kadar Doğu’daki mazlum halkların alt seviyelerinde devrimci bir ruh hâli gelişip derinleştikçe, İtilaf Devletleri Ermeni burjuvazisini ve burjuva-milliyetçi entelijansiyasını ikna edecek boş vaatleri boş keseden dağıtmaya başladılar. Entelijensiya, uzlaşma yollarını kapayan ve savaş yanlısı olan Taşnaksutyun Partisi aracılığıyla İtilaf Devletleri emperyalizminin ve Ermeni burjuvazisinin amaçlarını gerçekleştiren bir araca dönüştürüldü. Taşnaklar, sermayenin en katı savunucuları olarak sahneye çıktılar. Onlarca yıl mutlakiyetçi Rusya ve Batı Avrupalı emperyalistlerin yardımıyla Türkiye’deki despotizme karşı mücadele ettiler. Tek amacı, Türk Ermenistan’ını “Ermeni Türkiye’si”ne dönüştürmek ve Ermeni burjuvazinin elindeki sermayenin Kafkasötesi’nde olduğu gibi burada da iki başlı kartalın (çarların) pençelerine teslim olmasını sağlamaktı. Bu süreçte yaşanan savaşların kurbanları ise Türk Ermenistan’ındaki emekçi köylülerdi.

Eşkıyaların elindeki mavzerlerle desteklenen taşnaklar Türk Ermenistan’ındaki emekçi köylülüğü diri diri toprağa gömdüler ve Kafkasötesi Ermenistan’ında işçi ve köylüler için yeni bir mezarlık yaptırdılar.

Azerbaycan’daki Musavat Partisi’nin iflası ve Gürcüstan menşeviklerinin kaçınılmaz yükselişiyle birlikte taşnaklar bizi kardeşlerimizden, Azerbaycan ve Gürcüstan’daki emekçi kitlelerden, daha da önemlisi, Sovyet Rusya proletaryasından zorla ayırdılar. Rus Ermenistan’ında, tek hedefi Batılı malî sermayenin gerçekleştirdiği sömürüyü korumak ve Ermeni kapitalistlerin arzularını tatmin etmek olan millî-burjuva bir iktidar tesis etti. Bu parti ve elindeki hükümet karşı-devrimci siyasetini ateş ve kılıçla sürdürüyor. Zangezur, Karabağ, Akulis, Ağbaba ve Zangibazar (Razdan), taşnakların ve ona akraba olan Musavat Partisi’nin uyguladığı vahşi emperyalist politikaların birer tanığı olarak yaşamaya devam ediyor.

Doğduğu günden beri bu hükümet birçok Ermeni insanı, İtilaf Devletleri ve Ermeni burjuvazisinin çıkarları adına hâkimiyetini koruyup pekiştirmek amacıyla harcadı; kimi zaman bu kıyımı Ermenistan dışında, kimi zaman da içerideki milliyetler arası kanlı çarpışmalarda yaptı. Bugünlerde Türk emperyalistlerin işgali ile harap olan ve taşnak emperyalistlerinin hâkimiyetinde bulunan ülke hızla yıkıma doğru sürüklenmektedir.

Ermenistan hem ekonomik hem de ahlâkî açıdan tam manasıyla çürümüş durumdadır. Hızla yok oluşun eşiğine gelip dayanmıştır. Eşkıyaların hâkimiyetinde Müslüman işçi ve köylüler bağımsız ve birleşik Ermenistan adına imha edilmektedir. Türk sultanının Türkiye’yi Ermenilerden temizleme siyasetinin aynısı bugün taşnaklar tarafından Ermenistan Müslümanları’na uygulanmaktadır. Bu cellâtların yönetimi altında işçi ve köylü asiler idam edilmektedir.

Fakat bu yılın Mayıs ayındaki devrim kasırgası aşağılık ve suçlu hükümeti sarsmıştır. Binlerce Ermeni ayaklanmış, artık uykudan uyandıklarını ilân ederek artık kendilerini zulmün ve şiddetin hizmetine sunmayacaklarını açıkça beyan etmişlerdir.

Komünist Parti liderliğinde Sovyet Ermenistan’ını ilân eden Mayıs ayaklanması, kesintisiz devam eden milliyetçi savaşlara, İtilaf Devletleri ve onların uşağı olan Taşnak’ın cani siyasetine karşı cevap olmuştur.

Denikin’in subayları ve silâhlı eşkıyaların bileşik gücü bir kez daha Ermenistan’ı karanlığa boğmuş ve onu tarlalarda silâhlanmış binlerce kızıl asinin ve zindanlarda çürüyen komünist liderlerin yattığı bir mezarlığa dönüştürmüştür.

Taşnak ve Musavat’a karşı mücadelede Ermenistan’ın devrimci emekçi kitleleri kendi kanlarıyla emekçi Azerbaycan ile sağlam bir ittifak kurmuştur. Ermenistan’da en iyi evlatlarımızı alıp götüren Beyaz terör bizi kardeşlerimiz olarak gördüğümüz siz devrimci Doğu’nun ve sovyet cumhuriyetlerinin işçi ve köylülerine Ermeni burjuvazisinin karşı-devrimci saldırılarına son vermek için çağrıda bulunmaya mecbur etmiştir.

Ermenistan, milletlerarası yağmacı güçlerin yüzlerce yıllık bir maziye sahip bulunan zulmünden ve onların paralı askerlerinin iktidarından kurtulmak zorundadır. Ermenistan, milliyetine bakılmaksızın üzerinde yaşayan tüm halkların sevgiyle kucaklayacağı sosyalist bir vatana dönüştürülmelidir.

Ermenistan’daki emekçiler bilmelidir ki tüm bunlar, İtilaf Devletleri’ne bağlı ajanların ve Ermeni burjuvazisinin elindeki iktidar yıkılıp yerine emekçilerin iktidarı, yani işçi ve köylülerin diktatörlüğü kurularak ülkede sovyet hükümeti tesis edilirse gerçekleşebilir. Biz bunun için çabalıyoruz ve bu yolda daha fazla emek harcamak zorundayız. Bu zor devrimci mücadelede bizler umudumuzu sovyet ülkelerinin ve Doğulu devrimci halkların yardım ve desteğine bağladık. Bize düşen görev ise, Türkiye ve İran’da kurtuluş mücadelesi veren devrimci mazlum kitlelerin yardımına koşmaktır.

Biz, Ermenistan’ın Batı’nın Sovyet Azerbaycan’a ve devrimci Doğu’ya karşı yürüttüğü operasyonların üssü hâline gelmesine izin veremeyiz. Aksi takdirde Dünya devrimi öncesinde bizler bu yüzkarası durumun içinden ebediyen çıkamayız. Ortak düşmanımız olan İtilaf Devletleri emperyalizminin içimizden -ya da arkamızdan dolanarak- geçip devrimci Doğu’ya karşı sürdürdüğü mücadelede muzaffer olmasına izin veremeyiz. Bizler, ortak düşmana karşı verdiğimiz mücadelede nihaî zafere ulaşmak, emperyalizmin Dünya genelindeki hâkimiyetine son vermek ve Komünist Enternasyonal’in bayrağı altında toplumsal devrimi gerçekleştirmek için komşu halkların gücüyle kendi gücümüzü birleştireceğiz.

Yaşasın Doğu’nun devrimci kitleleri ile Batılı işçilerin ittifakı!

Yaşasın, Üçüncü, Komünist Enternasyonal!

[Kaynak: To See The Dawn: Baku, 1920 First Congress of the Peoples of the East, Yayına Hz.: John Riddell, Pathfinder, 1993, s. 277-281.]

Dipnotlar:
[1] “Ermenistan emekçi Kitleleri Temsilcilerinin Tebliği” Bakû Kurultayı’na sunuldu ve ilkin 8 Eylül 1920’de Bakû’de yayımlanan Kommunist dergisinde yer aldı.

[2] İtilaf Devletleri’nin Türk Ermenistan’ını taşnaklara teslim etme planı grev sona erene dek yürürlükte kaldı.

0 Yorum: