26 Nisan 2016

,

Arjantinli Anaları Anımsamak

Pasif Direniş Kampanyası, aktif bir şiddet dışılık kültürü inşa etmeyi amaçlayan bir hareket. Şiddet dışı eylemlere dair hikâyeleri paylaşıyor, dersler çıkartıyor, dünya genelinde sürmekte olan ve değişimi amaçlayan halk hareketlerinden stratejiler ediniyor, onlardan güç alıyoruz. Tüm bir yıl boyunca tarihsel mücadelelere bakıyoruz. Bu hafta Arjantin Kaybedilenlerin Anneleri’nin, Plaza de Mayo Anneleri’nin ilk eyleminin 39. yıldönümü.

30 Nisan 1977’de Arjantin’in başkentindeki Plaza de Mayo’da Azucena Villaflor de De Vincenti ve on kadar anne, Kirli Savaş dönemi boyunca askerî cunta tarafından “kaybedilen” çocukları için adalet talebinde bulunmak amacıyla bir araya geldi. Kirli Savaş, CIA’in desteğiyle 1976-1983 arasında süren terör döneminin adı.

Arjantin’de askerî rejim dönemi boyunca yoğun bir korku iklimi hüküm sürdü. Muhalefetin kafasını kaldırmasına izin verilmedi. On binlerce insan “ortadan kayboldu”. Sadece bir kısmının cesedi bulunabildi. Hapishanelerde annelerin elinden 250’den fazla çocuk alındı, bunların bir kısmı kaybedilenlerin çocuklarıydı. Bu çocukların bazıları evlatlık verildi. Kaybedilenlerin Anneleri’nin eylem yapmaları muazzam bir cesaret örneği idi. Analar önce sayıca azdı, bir yıl içinde her hafta tertiplenen gösterilere katılanların sayısı yüze ulaştı. Analar, oğullarının ve kızlarının fotoğraflarını taşıdılar. Rejim onlara “las locas” [“deliler”] diyerek onları itibarsızlaştırmaya çalıştı.

10 Aralık 1978’de Uluslararası İnsan Hakları Günü’nde analar kayıp çocuklarının isimlerinin olduğu bir ilân verdiler gazeteye. O akşam ve hemen sonrasında üç ana ortadan kayboldu.

Gösteriler yoğunlaşarak devam etti. 1978’de, Arjantin’in Dünya Kupası’na ev sahipliği yaptığı sırada uluslararası basın anaların gösterilerini haber yaptı. Ordu, yetkisini 1983’te sivil hükümete bıraktıktan sonra Plaza de Mayo Anaları adalet ve gerekli cevaplara ulaşmak için daha fazla baskı uyguladı, kaybedilenlerle ilgili yüzlerce tanığın ifadelerine başvuruldu. 1985te Cunta Davası ölümlerle ilgili bir dizi adli takibata başladı. Ordu, bu takibatlar sürdüğü takdirde darbe yapmakla tehdit etti. 1986’da Kongre, Ley de Punto Final [“Nokta Yasası”] isimli yasayı geçirerek adli takibata son verdi. Yurttaşların ve anaların baskıları sonucu bu yasa ilga edildi ve mahkeme süreci 2005’te kaldığı yerden devam etti.

Kaybedilenlerin Anneleri hareketi, Şili ve Meksika’da da örgütlendi. Türkiye’deki Cumartesi Anneleri’ne, İran’daki Yas Tutan Analar ve Havaran Anaları’na, Honduras’taki Kaybedilenlerin Anneleri Komitesi’ne, El Salvador’daki Comadres’e ve Çin’deki Tiananmen Anaları’na ilham verdi. Dünya genelinde oğulları ve kızları kaybedildiğinde tüm analar adalet talebiyle ayağa kalkıyorlar.

Rivera Sun
25 Nisan 2016
Kaynak

0 Yorum: