Mısır Sosyalist Partisi delegesi Hüsnü Arabi’nin Komintern’in dördüncü kongresinde doğu sorunu başlıklı oturumda yaptığı konuşma:
Yoldaşlarım
benden şunları söylememi istediler: “Biz Mısırlı komünistler, kızıl bayrağın
piramitler üzerinde dalgalanacağı günün uzak olmadığına inanıyoruz. Selam olsun
Kremlin’in üzerinde dalgalanan kızıl bayrağa.”
Mısırlı
işçilerin ve köylülerin selamlarını getirdim size. Şimdi de bu selamların ardından sizlere bazı kişisel yorumlarımı iletmek istiyorum.
Mısırlı
işçiler, kapitülasyonların yükü altında eziliyor, İngiliz emperyalizminin,
yabancı kapitalistlerin ve kendi burjuvazisinin boyunduruğu altında çile
çekiyor. Mısır toprağındaki verimlilik, İngiliz emperyalizminin Uzakdoğu’ya
doğru genişleme süreci için gerekli köprü olarak sahip olduğu coğrafi konumu, Afrika’yı
Mısır üzerinden Anadolu’ya bağlayan Filistin demiryolunun inşası, Kahire’den
Güney Afrika’ya doğru uzanacak demiryolu hattının inşa edilmesi ihtimali, tüm bunlar,
emperyalist sömürücülere umut aşılıyor, öte yandan, Mısırlı işçilerin çilesini
artırıyor.
Bugün
Mısır, sosyalist fikirler için olgunlaşmış durumdadır. Mısır Sosyalist Partisi’ndeki
büyüme bunun kanıtıdır. Ağustos ayında kurulan parti, kısa sürede bin kadar
üyeye kavuştu. Mısır, sosyalist fikirler için olgunlaştığından, komünist
propagandanın işleyeceği, ülkenin komünizme doğru evrileceği yola döşenecek her
türden engele mani olmak için elimizden geleni yapıyoruz.
Mısır,
Komünist Enternasyonal ailesine girememiş olsaydı, Mısır’ın ortaya koyduğu onca
gayretin hiçbir sonuç üretmeden heba olmasına izin verseydik, bu ülkedeki
gericilik, Doğu’daki devrime zarar verecek, Batı’da devrimin gecikmesine neden
olacaktı.
1919
ve 1920’de herkesin takdirle karşıladığı ayaklanmalar yaşandı. İngiliz
emperyalizminin gücünü sarsan bu ayaklanmalar, Mısırlı kapitalistlerin temel
bir dersi edinmelerini sağladı. Bu olaylar karşısında ürken İngiliz hükümeti,
Mısırlı kapitalistlerle birlikte Mısır’a bağımsızlığını bahşetmek zorunda
kaldı.[1] Fakat halk, bu türden boş vaatlerle kendisinin kandırılmasına izin
vermedi. Bu vaatlerin içeriği de kendileri gibi boştu. Bunların ilk talebi, ulaşım
bağlantılarının İngilizler eliyle korunmasını öngörüyordu. Çünkü İngiltere, Hindistan
yolunun savunulmasını ısrarla talep etmişti. İkinci talep, Sudan’a egemen
olunmasıyla ilgiliydi. Burada amaç, İngiltere adına Manchester pamuk fabrikalarını
besleyecek yeni hammadde kaynağını güvence altına almaktı. Üçüncü talep, ulusal
azınlıkların korunmasıyla ilgiliydi. Dördüncü maddede ise kapitülasyonların son
bulması talebine yer veriliyordu. Bu son iki talep, listeye İngiltere’ye Mısır’ın
içişlerine karışma hakkı vermek amacıyla eklenmişti.
Mısırlı
kapitalistler, kısa süre önce Liberal Parti isminde bir parti kurdular. Bu partinin
amacı, yeni anayasayı savunmak ve Mısır’la İngiltere arasında imza edilmiş olan
anlaşmayı onaylamak.[2] Parti, kendi programını hazırladı, mecliste ilgili
akımı temsil edecek adaylarını seçti. Seçimler önümüzdeki Ocak ayı içinde
yapılacak.
Mısır
Sosyalist Partisi, düşmanın yüzünü herkese açıktan göstermiş olmasını
memnuniyetle karşılamaktadır. Arapların bir atasözü vardır: “Güzellik
çirkinlikle yan yana geldiğinde daha üstünmüş gibi görünür.”
Liberal
Parti’yle mücadelemiz giderek yoğunlaşıyor. Bu çatışma bizi korkutmuyor, zira
biz, Mısır Sosyalist Partisi’nin gücünün ve nüfuzunun günbegün arttığını
görüyoruz.
Ekonomi
ve siyaset sahasında elde ettiğimiz konumu korumayı biliyoruz. Hükümetin utanma
nedir bilmeden attığı her adımı basında hemen ifşa ediyoruz. İşçilere gidiyoruz,
sosyalist fikirleri onlara hem sözlü olarak hem de broşür ve bildiriler yoluyla
açıklıyoruz. 1 Mayıs kutlamalarında propaganda yapma fırsatını hiç
kaçırmıyoruz. Hükümet propaganda faaliyetlerine yasak getirmiş, partimiz yasa
dışı faaliyet yürütüyor ve ülkemiz kuşatma altında olsa da proleter güçleri
bayrağımız etrafında bir araya getirmeyi, üç ayrı şehirde eylemler ve
gösteriler gerçekleştirmeyi bildik.
Mısır’da
yapılacak ilk meclis seçimini kullanmayı düşünüyoruz. Seçim öncesinde haftalar
boyunca yoldaşlarımızın işçileri temsil etmelerini sağlamak için elimizden
gelen her şeyi yapacağız. Bir iki koltuk kazanmayı başarırsak, Doğu’da
komünizmin itibarını artıracak, ülkede partimizin temellerini daha da güçlendireceğiz.
Sanayi
meselesine gelince, Mısır, esas olarak bir tarım ülkesidir. Buna karşılık, ülkede
tarım sorunu giderek derinleşmektedir. Parti, bugünlerde bu sorunu tartışıyor
ve yakın gelecekte bir tarım programı hazırlamayı umut ediyor.
Sanayi
işçilerinin örgütlenme düzeyi iyi. Yüz kadar sendika var. Parti yasallaştığı
için iki sendika örgütleme imkânı buldu. Varolan üç sendikayı da Kızıl Sendikalar
Enternasyonali’ne üye yaptı. Fakat bu sendikalarda örgütlü işçi sayısı sadece
2.750. Bir sonraki kongrede bu sayıya birkaç sıfır daha eklemeyi umut ediyoruz.
Beş
sendikada komünist hücreler oluşturduk. Ayrıca diğer sendikalarda parti üyelerimiz
çalışıyor. Diğer sendikalarda da hücreler kurmadan önce çok çalışmamız gerekiyor.
Burada
bir başka hususa değinmek istiyorum. Komünist Enternasyonal, Mısır sorununu incelemek
için bir alt komite oluşturdu. Bu komitenin son toplantısına tüm üyeleri
katılmadı. Katılanlar, Mısır’daki partiyi muhtelif yanlışlarından dolayı kınayan
bir karar aldı. Bence bu tavır doğru, zira sadece hiçbir şey yapmayan, hata
yapmaz.
Geçmişte
parti yanlışlar yapmış olsa bile ben, ileride iyi şeyler yapmak için elinden
geleni yapacağına inanıyorum. Bu kararın alındığı oturumda komitenin sadece üç
üyesi vardı ve bu üç üyeden biri karara itiraz etti.
Ben,
önümüzdeki yıl Komünist Enternasyonal’in Mısır Sosyalist Partisi ile ilgili
anlayışını geliştireceğine ve beşinci kongrede aldığı bu kararı revize
edeceğine inanıyorum.
Yaşasın
Komünist Enternasyonal!
Hüsnü Arabi
23
Kasım 1922
[Kaynak:
Toward the United Front: Proceedings of the Fourth Congress of the Communist
International, 1922, Yayına Hz.: ve Çeviren: John Riddell, Brill, 2012, s. 714-716.]
Dipnotlar:
[1] Mısır’da gerçekleşen 1919 devriminde milli bağımsızlık yanlısı kitlesel
gösterilere, grevlere ve sivil itaatsizlik eylemlerine tanık olundu. Bu ayaklanma
bastırılsa da kitlelerin baskısı devam etti, neticede İngiltere ülkeye Şubat
1922’de İngilizlerin hâkimiyetini daimi kılan koşullara tabi olan, biçimsel bir
bağımsızlık bahşetti.
[2] Liberal Parti’nin asıl adı Vefd Partisi. Bağımsızlık yanlısı hareket 1919 devrimine öncülük etti. Mısır 1922’de kısıtlı bir bağımsızlığa kavuşunca Vefd Mısır’ın hâkim politik partisi hâline geldi.
0 Yorum:
Yorum Gönder