30 Kasım 2012

, ,

Devrim mi Oldu Yoksa Her Şey Eski Tas Eski Hamam mı?


İki yıldır devam eden müzakerelerin ardından Mısır hükümeti, nihayet IMF ile ilk kredi anlaşmasını imzaladı. Anlaşmaya son hâlini IMF yönetimi verecek ve sonrasında anlaşma, meclisin birkaç ay önce lağvedilmesi ardından, yürütme ve yasama yetkilerini elinde bulunduran cumhurbaşkanı eliyle imzalanıp onaylanacak. Hükümet, alınan borcun Şubat 2011’de Mübarek’in devrilmesi sonrası yaşanan politik karışıklığa bağlı olarak baskı uygulamaya başlayan Mısır’daki kronik malî ve parasal sorunları çözmesini umut ediyor.

Mısır ekonomisi, son malî yıl içinde gayrisafi yurtiçi hâsılanın yüzde 11’ini aşan bütçe açığının giderek daha da büyümesinden mustarip. Dahası Mısır ekonomisi, sermayenin büyük oranlarda ülke dışına kaçması, yatırım oranlarının düşmesi ve turizm sektöründeki iyileşmenin yavaş seyretmesi ile birlikte ödemeler dengesinin bozulması ve döviz rezervlerinin suyunu çekmesi gibi sorunlarla karşı karşıya.

IMF kredisi, bu karmaşık nitelikteki krizlerden kurtulmak için gerekli bir yol olarak görülüyor. Hükümetin iddiasına göre, Mısır’ın dış borç stoku (yaklaşık 32 milyar dolar) o kadar büyük değil ve iç borcun maliyeti dış borç maliyetinden hayli fazla. Hükümet, IMF kredisinin diğer uluslararası finans kurumlarından borç alıp yabancı yatırımlarını teşvik etmek suretiyle ülkeye daha fazla miktarda sermaye girişi için gerekli kapıyı aralayacağına inanıyor.

Ancak IMF kredisinin Mısır’daki ekonomik sorunları gerçek manada çözmesi, birkaç nedene bağlı olarak, imkânsız. Öncelikle IMF kredisi, 30 milyar Mısır lirası (4,9 milyar dolar) tutarında ki bu miktar 170 ilâ 200 milyar Mısır lirası arasında seyreden tahminî bütçe açığının kapatılması için pek de yeterli değil.

İkinci husus ise şu: IMF anlaşması, ek kredilere kapı aralasa bile paranın büyük kısmı, Mısır bütçesi ciddi anlamda yeniden yapılandırılmadığı sürece, mevcut harcamaların karşılanmasına gidecek. Bu noktada ifade etmek gerekir ki mevcut hükümet, enerji sübvansiyonları, döviz oranı ve vergilendirme politikaları gibi hassas kimi ekonomik meseleleri çözecek ehliyette olmadığını ispatlamış durumda. Kamu harcamalarının yeniden yapılandırılması ise hükümetin gerekli reformların yapılmasına imkân verecek kapsamlı bir toplumsal-politik ittifakı oluşturma becerisine ve yeni yöneticilerin politik iradelerine bağlı. Bu süreç, tümüyle IMF kredisinden bağımsız bir olgu ve devrim sonrası Mısır’ında gerçekleştirilecek daha kapsamlı politik uzlaşmalara muhtaç. Eğer yeniden yapılandırma gerçekleştirilemezse, dışarıdan alınan krediler, sadece tekrar tekrar oluşan masrafların tek kuruş geri dönmeksizin finanse edilmesi adına ve borçluluk durumunun sürdürülebilir olmaktan çıkartılması lehine, borç alım döngüsünün ilânihaye devam etmesi anlamına gelecektir.

Üçüncü olarak hükümet, IMF kredisinin Mısır ekonomisinin iyileşme yoluna girdiğini ve ülkenin yeni bir politikalar kümesine sahip olduğunu gösteren bir gösterge işlevi göreceğini iddia ediyor. Burada temelde, Mısır’ın iyileşme arzusunun doğrudan dış yatırım imkânlarının artırılması eliyle destekleneceği ve böylelikle yüksek büyüme oranlarının elde edileceği umuluyor. Bu yaklaşım, yatırımların ülkeye çekilmesi meselesini etkileyen bir dizi değişkeni göz ardı ediyor: politik istikrarsızlık, uluslararası finansal kriz ve iç güvenlik sorunları, bu değişkenlerden bazılarıdır.

Herkes, IMF kredisinin ülkedeki ekonomik iyileşme sürecine katkı yapacağını rahatlıkla iddia edebiliyor. IMF ile kredi anlaşması, esasında sübvansiyonların kesilmesi ve ülke parasının devalüe edilmesi ve yüksek dolaylı vergiler getirilmesi suretiyle devletin malî sorunlarını çözmek amacıyla imzalanıyor. Oysa kredi almak, yakında gerçekleşmesi muhtemel resesyona mani olup, ekonomiye destek sunma konusunda pek de zaruri değildir. Aksine kredi, ülkeyi, demokratikleşmeye ilişkin hakiki imkânları ortadan kaldıracak, malî ve parasal krizleri derinleştirecek olan kamusal borç sarmalına sokmak gibi bir riske sahip.

IMF kredisi, esasında ağırlıklı olarak muhafazakâr olan ve devrim sonrası çok az şeyi değiştirerek, eski ekonomik kurguyu ve çıkar ilişkilerini yeniden üretmeyi amaçlayan bir politik ve ekonomik tercihler kümesinin devreye sokulmasına destek verilmesini öneriyor. IMF paketi, temelde ekonominin mevcut ilişkilere yeniden uyarlanması için Mısırlıların büyük çoğunluğunun süreçte sorumlu kılınmasını amaçlıyor. Paket, temelde Mısır halkının ülkenin kalkındırılmasına ilişkin paradigmanın daha âdil ve kucaklayıcı bir yerden kurgulanmasına dönük arzularıyla büyük ölçüde çelişiyor.

Amr Adli
22 Aralık 2012
Kaynak

0 Yorum: