14 Mayıs 2023

, ,

Devrimciler ve Seçimler

Sömürene de sömürülene de verilen oy hakkı üzerinden seçilen vekillerin oluşturduğu meclisi burjuva diktatörlüğün yüzüne geçirilmiş bir maske olarak gören bilinçli devrimciler, tüm o işçiler ve köylüler, seçimlerden ne beklerler? Şurası kesin ki onlar, koltukların yarısından bir fazlasını ele geçirip, sömürülenle sömürenin, bu iki sınıfın birlikte yaşayacağı zeminin daha kolay ve daha ustalıkla inşa edilmesini sağlayacak, tüm pürüzleri giderecek bir yığın kararnamenin ve kanunun tanımladığı anayasayı kaleme almak gibi bir beklenti içerisinde değiller. Bilinçli devrimciler, esasen proletaryanın seçim sathında sahip olduğu kudretin, meclisi Sosyalist Parti mensubu eylemcilerin sağlam bir çekirdeği hâline getireceğini, böylelikle partinin istikrarlı ve güçlü bir hükümeti kurmaya yetecek sayıya ve köklere sahip olmasını, sonuçta da burjuvaziyi demokrasi denilen yanıltmacanın ve yasallığın dışına zorla atıp, işçi sınıfının en derin ve en geniş katmanlarını sömürücülerin teşkil ettikleri oligarşinin karşısına dikmeyi umuyorlar.

Bilinçli devrimciler, bugün komünist devrimin işçi-köylü şuralarından oluşan bir sistemde vücut bulacak proletarya diktatörlüğü üzerinden gerçekleşeceğine ikna olmuş olan işçiler ve köylüler, birçok sosyalist vekili meclise göndermek için mücadele ettiler, çünkü onlar, şu şekilde düşünmüşlerdi:

Komünist devrim, tek bir darbeyle gerçekleştirilemez. Küçük bir devrimci azınlık, şiddet araçlarına başvurmak suretiyle iktidarı alabilse bile, bu azınlık, ertesi gün kapitalizmin paralı askerlerinin indireceği darbe ile iktidardan indirilir, çünkü saflara kazanılmamış olan çoğunluk, devrimci iktidar denilen çiçeğin derilmesine, kıyıma uğramasına neden olacak, kapitalistlerin altını ve verdikleri rüşvet, tüm kötü tutkuları ve barbarlıkları tahrik edecektir. Bu nedenle proleter öncü, bu miskin ve ağır ilerleyen çoğunluğu manen ve maddeden örgütlemek zorundadır. Proleter öncü, kendi yöntemleri ve geliştirdiği sistemlerle, mülk sahibi sınıfın artık büyük halk kitlelerini barışçıl araçlarla yönetemediği, partinin kontrolü altındaki, onun disiplinine tabi sosyalist vekillerin uzlaşmaz tavırları sebebiyle geniş kitleleri terörize etme, körü körüne sağa sola saldırtma ve onları ayaklandırma konusunda mülk sahibi sınıfın elinin kolunun bağlanacağı maddi ve manevi koşulları yaratmalıdır. Bugün bu türden imkân, ancak parlamentoyu hedefleyen eylemlilikle elde edilebilir. Bu eylemlilikse meclisi felce uğratmayı, burjuva diktatörlüğünün yüzüne taktığı demokrasi maskesini söküp atmayı ve bu diktatörlüğün tüm korkunç ve iğrenç çirkinliğini cümle âleme göstermeyi içerir.

İtalya’da komünist devrimin zorunlu oluşu, ulusal üretim sahasında kullanılan aygıttaki gelişmenin doğasına içkin olan kimi sebeplerden çok uluslararası sebeplere bağlı bir olgudur. Reformistler ve tüm o oportünistler çetesi, İtalya’da devrim için gerekli nesnel koşulların mevcut olmadığını söylerken haklılar: milliyetçiler gibi düşündükleri ve konuştukları, İtalya’yı dünyanın geri kalanın bağımsız olan bir organizma gibi tahayyül ettikleri, İtalyan kapitalizmini saf anlamda İtalya’ya ait bir olgu olarak gördükleri sürece haklılar. Onlar, enternasyonalizmi proletaryanın tarihi kadar kapitalizmin tarihinde işlemekte ve yaşamakta olan bir gerçeklik olarak görmüyorlar.

Fakat eğer İtalya’nın gerçekliği, uluslararası sisteme dâhil edilmiş, bu uluslararası sisteme tabi bir şey olarak ele alınacak olursa, bu durumda tarihsel hüküm de pratikte yapılacak çıkarım da değişecektir. Bu anlamda, her bilinçli sosyalist, kendi sınıfının devrimci misyonu konusunda sorumluluk hisseden her işçi ve köylü, şu tür bir sonuca ulaşmalıdır: toplumsal iktidarı ele geçirmek için hazırlanmalı, silahlanmalıyız. Devrim, esasen uluslararası kapitalist sistemin mevcut koşullarının dayattığı bir gerçekliktir. Bu durum, İtalya’da devrimci öncünün daha zor ve çetrefilli bir görev üstlenmesine neden olmaktadır. Ama gene de mevcut zorluklar ve çetrefilli hâl, bizi kendimizi daha iyi eğitmeye ve daha iyi bir hazırlık yürütmeye zorlamalı, vehimlerden ve şüpheden uzaklaştırmalıdır.

Bu anlamda, İtalya’da geniş halk kitleleri hâlen daha bilgisizdir, hâlen daha disiplin ve kültürden azade bir biçimde, bireylerden oluşan bir sürüden farksızdır, bu kitleler, sadece midesinden ve barbarlara has tutkulardan kaynaklanan dürtülere itaat etmektedirler. Bilinçli devrimciler, seçim mücadelesini tam da bu sebeple kabul ettiler. Onların seçim mücadelesinin amacı, bu çokluğa, avama ilk biçimi vermek, onu bir kılmak, eylemle kurulan bağ üzerinden o kitleyi Sosyalist Parti’ye örgütlemek, ondaki dürtülere ve tutkulara politik bilinç ve bir anlam katmaktı.

Ama öte yandan devrimci öncünün, bu çokluğu, halk kitlelerini aldatmak, onları mevcut krizi reformist eylemlerle, meclise girmeye yönelik eylemlilikle aşılmasının mümkün olduğuna inandırmak gibi bir derdi yok. Bugün gerekli olan, sınıflar arasındaki ayrım çizgilerini kalınlaştırmak, burjuvazinin halk kitlelerinin, çokluğun ihtiyaçlarını karşılayamadığını göstermek, kitleleri şu açık ve tüm çıplaklığıyla ortada olan açmazın var olduğuna deneyim üzerinden ikna etmek: İşçileri ve köylüler, ya kendilerini makinenin çarkları arasında veya toprağın üzerinde ezilmeye zorlayacak, boyna dayanmış yabancı çizmelerinin dayattığı kölelikle yüzleşecekler ya açlıktan ölecekler ya da üstinsana, kahramanlara has bir gayretle proleter bir düzen inşa edecek, mülk sahibi sınıfı ezecek, israfın, düşük üretimin, disiplinsizliğin ve düzensizliğin her türden sebebini ortadan kaldıracak.

İtalyan proletaryasının bilinçli öncüsü, ancak bu türden devrimci sebeplere bağlı olarak seçim listelerine girerler, meclis denilen pazara ancak bu sebepler üzerinden, tüm gücüyle kök salarlar. Demokrasiyle alakalı tek bir vehim, tek bir reformist hassasiyet onları harekete geçirmeye yetmez. Devrimci öncünün amacı, proletaryanın zaferi için gerekli koşulları yaratmak, şuralar sisteminde vücut bulacak proletarya diktatörlüğünü kurmayı hedefleyen devrimci çabanın meclis içinde ve dışında doğru bir sonuç ortaya koymasını sağlamaktır.

Antonio Gramsci
15 Kasım 1919
Kaynak

0 Yorum: