İnsanın
iliğini donduran soğukta otoyol boyunca, Özgürlük Yanlısı Kamyoncuların
eylemiyle dayanışma içinde olduğumuzu göstermek için sıralandık. Son iki yıl
içerisinde ilk kez yüzümüzde maske değil gülümseme, kahkaha ve mutluluk vardı.
Tesiri
yüksek fikirler uçuşuyor zihnimde.
Pfizerci
solun işçi sınıfını nisyana gömdüğü koşullarda uyum gösterme denilen pratiğin
epey güçlü olduğunu görmek lazım. Bu güçlü davranış biçiminin önemli bir
tezahürü de kişinin kendisini sansürlemesi. İnsanlar, alay edilmemek ve utanç
duygusuyla boğuşmamak için bu pratiğe başvuruyorlar, böylece kendilerini
yalnızlaştırıp koruma altına alıyorlar. Yönetici sınıf uyum gösterme
pratiğindeki gücü bizi bölmek için kullanıyor, onu bir silâh gibi devreye
sokuyor.
Batı
solu, işçi sınıfını terk edeli uzun zaman oldu. Bugün Batı solu, fiiliyatta
sermaye ve şirketlerin iktidarı için çalışan bir lobi grubu olarak hareket
ediyor, bu yönde hizmetlerde bulunuyor.
Çünkü
önce para musluklarını açtılar, ardından sol, tüm o ümitsiz hâliyle
merdivenleri tırmanmak isterken, bir vakitler söküp atmaya çalıştığı sınıfsal
yapı tarafından kabul gördü ve zamanla o yapının neferi hâline geldi.
Bugün
“sağa karşı sol” denilen ve muktedir sınıfa hizmet eden girdaba, politik poz
kesme pratiğinin yarattığı bataklığa karşı koymalıyız. Yargılarımızı eleştirel
düşünce temelinde dile getirmeliyiz, düşmanla yan yana olanların kabul
ettiklerine veya popüler olana göre değil.
Toplumsal
normlara, tanımlara, sahte ikiliklere, özellikle bizi bölmeye devam eden
hususlara uyum göstermemiz konusunda bize yapılan baskıya karşı koymalıyız. Bir
bütün olarak insanlığın hayrına olan meseleler konusunda ortaklaşmak mümkündür.
Muktedir sınıfın hedeflerine karşı koyarken hep birlikte ortaklaşabileceğimiz
kimi müşterek zeminler mevcuttur. Bunlardan biri de bu sınıfın insanlığa açtığı
savaşa karşı çıkmaktır. Muktedir sınıfın bugün yürürlükte olan projesi budur.
O, insanlıkla savaş içerisindedir.
Son
iki yıl içerisinde öğrendiğim bir şey de hoşgörüdür. Ben, politik ve ideolojik
görüşlerime karşı çıkan aile fertlerime hoşgörüyle yaklaşıp onlarla ilişki
kurabiliyorsam, aynı şeyi toplum ve tüm beşeriyet dâhilinde de yapabilmeliyim.
Bu kadar bölünmüşken, bu kadar dağınıkken insanlığa açılmış savaşı asla
kazanamayız.
Bu
savaş, sınıfsal bir savaştır.
John
Steppling’in bana hatırlattığı, George L. Jackson’a ait şu sözler hepimize
kılavuz olmalıdır:
“Didişmelerinize bir son
verin, bir araya gelin, mevcut durumumuzun gerçekliğini idrak ediğin, faşizmin
yürürlükte olduğunu görün, kurtarılması mümkün olan insanların neden
öldüklerini sorgulayın, nesillerin harekete geçmediğimiz takdirde daha da
yoksullaşacağını, yarım hayatlar yaşayacaklarını artık anlayın. Yapılması
gerekeni yapın, insanlığınızı ve devrime olan sevdanızı yeniden keşfedin.”
Bir
de şu söz var tabii:
“Ben kimin lehine kimin
aleyhine olduğuna bakmadan, sadece adaletten yanayım. Ben her şeyden önce
insanım, dolayısıyla ben, bir bütün olarak insanlığa hayrı dokunan ne ve kim
varsa ondan yanayım.” [Malcolm X]
Bugünlerde
şu sözü de unutmamak gerek:
“Eğer dikkatli olmazsanız,
gazeteler sizin mazlumlardan nefret etmenizi, zalimleri sevmenizi
sağlayabilir.” [Malcolm X]
Son
sözü de Sergio Ortega söylesin:
“Birleşen halk asla yenilmez!” [El pueblo unido jamás será
vencido!”]
Cory Morningstar
29 Ocak 2022
Kaynak
0 Yorum:
Yorum Gönder