Kenya’da
burjuvaziye çalışan aydın sınıfı, Jomo Kenyatta, Daniel Arap Moi ve bunların
neoliberalizm yanlısı çocuğu Uhuru Kenyatta gibi diktatörlerin miraslarını
temize çıkartmak için tarihi kendilerince yazıyor, böylelikle zulme hizmet
ediyor. Aynı sınıf, tarihyazımı bağlamında Bildad Kaagia ve Pio Gama Pinto gibi
özgürlük savaşçılarını ise tarihten silmeye çalışıyor.
Kenya’nın
bağımsızlık mücadelesini yürüten Mau Mau Merkez Komitesi’nin üyesi olan Kaagia,
öncülüğünü sonrasında 1963 yılında ülkenin başına geçecek olan büyük
Kenyatta’nın yaptığı Afrikalı elitlerin başlattığı arazi hırsızlığına karşı
çıkan bir isimdi.
Kaagia’nın
yakın arkadaşı, aynı zamanda özgürlük savaşçısı olan Pinto da toprağın ve
servetin eşitsiz dağıtılmasına karşı çıktı.
Pinto,
hükümetin herkesin temel ihtiyaçlara ve haklara sahip olmasını güvence altına
alacağı özgür ve adil bir topluma inancını hiç yitirmeyen, fedakâr bir insandı.
O, böylesi bir topluma kavuşalım diye dövüştü.
Biz,
Kaagia ve Pinto gibi isimlerin hikâyelerinin halk tarafından bilinmesini
isteyen bir grup Kenyalı genç entelektüeliz. Pinto bizim için özel olarak
önemli bir isimdir, çünkü o, bağımsızlık sonrası katledilen ilk Kenyalı politik
liderdir.
Pinto,
1965 yaşında henüz 35 yaşında iken katledildi. Onun hikâyesi, aynı zamanda
kolektif olarak yayımladığımız ilk kitap olan Kenya’nın Organik Aydınlarının
Pio Gama Pinto’nun Mirasına Dair Düşünceleri’nin de ana konusunu teşkil
ediyor.
Pio
Gama Pinto, 31 Mart 1927’de Kenya’nın başkenti Nairobi’de dünyaya geldi. O
kısacık ömründe özgürlük savaşçısı, gazeteci, yazar ve siyasetçi olarak
çalışmalar yürüttü. 1964’te iktidardaki Kenya Afrika Ulusal Birliği partisine
yakın olan Pinto, milletvekili seçilerek meclise girdi. Bağımsızlığın
kazanılması sonrası Kenya’yı İngiliz sömürgeciliğinin elinden kurtarmış olan
özgürlük savaşçılarının ihanetine ve küçük bir azınlığın bağımsızlık sonrası
büyük servetler elde etmesine tanık oldu.
O,
açık sözlülüğü yüzünden öldürüldü. Nairobi’deki evinin garajından arabasıyla
çıkarken, kapının açılmasını beklediği sırada vuruldu. Kızı da arabadaydı.
Kenya’nın
ilk politik şehidi olarak Pinto, sosyal adalet mücadelesinin önemini bize
anımsatan birçok isimden biri. Pinto’nun Jomo Kenyatta hükümeti eliyle
katledilmesinin üzerinden epey bir zaman geçti. Bugün gençler, onun katkısı
üzerine kafa yoruyor, bu tür katkılar temelinde, neoliberal kapitalizmin
uyguladığı şiddete karşı alternatif bir yöntem geliştirebilmek için mücadele
veriyor.
Pinto
gibi devrimci mücadelenin yiğitleri tarihsel değerlendirmeler dâhilinde
sansürleniyorlar. Bu sansüre neoliberalizme hizmet eden bilgilerin üretilip
dağıtıldığı üniversiteler ve medya kuruluşları gibi araçlar alet oluyorlar.
Bizi etkisiz, eli kolu bağlı bir halk hâline getiren tahrif edilmiş tarih ve
yorumlarla mücadele etmemiz yasaklanıyor.
Seksenlerin
başlarında Cumhurbaşkanı Daniel Arap Moi’nin ülkeyi yönettiği dönemde radikal
addedilen Marksistler ve ilerici kalemler, üniversitelerden kovuldular. Maina
Wa Kinyatti ve Ngugi wa Thiong’o gibi radikal akademisyenler öğrencilerine
gerçek tarihi anlattıkları için gözaltına alındılar, öte yandan, devlet kimin
ne öğrettiğini daha yakından takip edebilmek için üniversitelere ajanlar
yerleştirdi. Neoliberalizme hizmet eden bilginin ve bilincin hâkimiyeti,
kapitalizmin yarattığı krizleri maskelemenin yanında, düşünce yapımızı da büyük
ölçüde etkiledi.
29
Mayıs 2021’de Nairobi’de Cheche Kitabevi’nde toplanan 14 yazar, Organik
Aydınlar Ağı’nın ilk toplantısını gerçekleştirdi. Ağın amacı, sosyal adaleti
savunan hareket içerisinde yeni yazarlar ve düşünürler yetiştirmek.
Biz,
farklı geçmişlere sahibiz. Ukombozi Kütüphanesi gibi farklı sosyal adalet
merkezlerinde yetiştik. Bizi bir araya getirense, Kenya’da sosyal adalet ve
devrimci değişim mücadelesine katılma ihtiyacıdır.
Kitabevi’nde
gerçekleştirdiğimiz tartışma, toplumumuzu araştırmalar yoluyla en iyi nasıl
inceleriz, ayrıca hâkim sınıf kaynaklı bilgileri söküp atmak için yazma
becerilerimizi nasıl kullanabiliriz sorularına odaklanıyordu. Biz de oturup,
Kenya’nın müstesna özgürlük savaşçılarından olan Pinto ile ilgili bir kitap
yazmaya karar verdik.
İtalyan
yazar ve eylemci Antonio Gramsci’nin mirasından ilham alan bir grup olarak
bizim amacımız, hâkim sınıfa hizmet eden eğitim sisteminin sansürünü ortadan
kaldıracak çalışmalar yürütmek, ayrıca sıradan insanların mücadelesinden kök
alan bilgiler üretip toplumu analiz etmek amacıyla tarihsel ve diyalektik
materyalizmin sunduğu araçları kullanarak değişim konusunda gerekli ilhamı
verebilmektir.
Biz
bu kitabı, bilhassa gençler için kaleme aldık. Bu genç kuşak, kendi döneminde
ilerici siyasetin temsili ve direnişin sembolü olmuş olan Pinto’dan habersiz.
Biz, Pinto’nun yalnız hareket etmediğini tabii ki biliyoruz. Onun mirasını öne
çıkartmak istememizin sebebi, bugünün siyasetinde ideolojik bir boşluk olduğunu
tespit etmemiz.
Bu
kitap, aynı zamanda bugünle de bağlantılı bir çalışma. Kitap, günümüzde faal
olan muhtelif toplumsal hareketleri anlatıp, bizim Pio Gama Pinto’nun hayatıyla
bağlantılı deneyimlerimize atıfta bulunmakla kalmıyor, ayrıca eldeki belgeleri,
sosyal adalet merkezlerinde ve içinde yer aldığımız diğer toplumsal hareketler
bünyesinde oluşturulmuş çalışma hücrelerinde sürdürülmekte olan politik
eğitimlerde kullanılacak önemli bir materyal hâline getiriyor.
Kitabı
Daraja Yayınevi bastı. Önsözünü Pio’nun kızı Linda Gama Pinto, giriş bölümünü
ise bize ve düşüncelerimize ilham vermiş olan Pio Gama Pinto: Kenya’nın
İsimsiz Şehidi isimli kitabın yayın yönetmeni Şiraz Durrani kaleme aldı.
Bizim
kitabımız yanında Pinto’nun hatırasını diri tutmaya çalışan başka projeler de
var. Pinto’nun hikâyesini İngilizce ile Svahili dilini harmanlayan Şeng dilinde
aktaran “Herkes Özgür Olana Kadar” başlıklı dijital ses dosyası (podcast)
bunlardan biri. Ayrıca Mathare Sosyal Adalet Merkezi, Pinto’yu katledildiği gün
olan 24 Şubat’ta mezarı başında anacak. Aynı törende, ayrıca hayatına dair
konuşmalar da yapılacak.
Aylar
süren kitabımızı, Kenya’da cumhuriyet günü (bağımsızlık günü) olarak kutlanan
12 Aralık 2021’de okurla buluşturduk. O günü seçmemizin nedeni, kitlelerle hiç
bağı olmayan hükümetin Uhuru Kenyatta’ya yönelik övgülerine karşı koymaktı.
Pio
Gama Pinto, “Uhuru”nun (özgürlüğün) halkın sömürü ve yoksulluktan gerçek
manada kurtulmasını ifade ettiğine inanıyordu. O, birçok insanı
topraksızlaştıran hükümetin toprak konusunda uyguladığı zulme ve yaptığı
adaletsizliğe ses çıkartma cesareti gösteren nadir insanlardan biriydi.
Bu
anlamda biz, Cumhuriyet Günü’nü devrimci anlamda anıyoruz, böylece Pinto’nun
fikirlerinin ve bakış açısının hâlen daha canlı olduğunu, onun açtığı yolda
binlerce sosyalistin yürüdüğünü dosta düşmana göstermek istiyoruz.
Biz
dünyaya karşı kayıtsız olmayı reddetmiş, kapitalistlerin oturdukları masalardan
dökülen kırıntıları kabul etmeyen bir kuşağız. Dünyadaki zenginlikleri işçiler
ürettiğine göre bugüne vurup yarını kuracak, zulmün olmadığı, üretim
araçlarının işçilere ait olduğu bir gelecek inşa edecek güç bizde. Bunu yapacak
kudret aklımızda, yüreğimizde, bileğimizde.
Kenya
Organik Aydınlar Ağı, toplumsal hareketler içerisinde kendisini geliştirecek
yeni yazarlar için bir zemin olmaya devam edecek. Ayrıca Nairobi’de
kapitalizmin krizi ile ilgili yazılarımıza Mathare Sosyal Adalet Merkezi’nin
internet sitesinde yer veriyoruz. İşçi hareketi içerisinde çalışma yürüten
STK’ların yol açtığı umutsuzluğa dair düşüncelerimizi ileride kaleme alacağız.
Bugünkü çalışma pratiğimiz daha çok Issa Şivci’nin STK Söylemindeki
Sessizlik: STK’ların Afrika’da Oynadığı Rol ve Geleceği isimli kitabına
yoğunlaşıyor.
Lena Grace Anyuolo
Nicholas Mwangi
18
Şubat 2022
Kaynak
0 Yorum:
Yorum Gönder