Paris’te çıkan Réforme gazetesindeki cumhuriyetçilerin de bağlı oldukları 1793
kaynaklı geleneklerden beslenen cumhuriyetçilerdeki yanılsamaları, Haziran
ayaklanmasından bile önce, tekrar tekrar ifşa ettik. Haziran devriminin ve bu
devrimin yükselmesini sağladığı hareketin etkisiyle ütopik
cumhuriyetçilerimizin gözleri zaman içerisinde açıldı.
29
Ekim tarihli nüshasında yer alan bir makalede Réforme gazetesinin önemli
bir yazarı, partinin eski yanılgıları ile yeni olgular arasındaki çelişkiye
dair düşüncelerini aktarıyor.
Gazete
şunları söylüyor:
“Ülkemizde iktidarı almak
amacıyla verilen kavgalar, uzun zamandır sınıflar mücadelesi, burjuvazi ile
halkın ilk cumhuriyetin meydana geldiği koşullarda asillere karşı verdiği
mücadele olarak cereyan etti. Silâhlı insanlar dışarıdan fedakârlıklarda bulundu,
burjuvazi ise imparatorluk döneminde içeride iktidarı aldı. Bourbon Hanedanı’na
bağlı eski bir kolun sarayda olmasını öngören feodalizmin yeniden teşkil
edilmesi için uğraşıldı. Nihayet 1830’da burjuvazi muzaffer oldu ve iktidarı
aldı. Tarihimiz kısaca bu şekilde.”
Gazete
iç çekerek, yazısına şu cümleyle devam ediyor:
“Ne yazık ki sınıflardan,
o lanet ve menfur ayrışmalardan bahsetmek zorundayız, bu ayrışmalar var ve söz
konusu gerçeği görmezden gelemeyiz.”
Yani
aslında gazete şunu söylüyor: bugüne dek Réforme gazetesi, o
cumhuriyetçi iyimserliği dâhilinde hayatın içerisinde sadece “yurttaşlar”ı
görüyormuş ama tarihin uyguladığı o ağır baskı ile yurttaşlar burjuvalar ve
proleterler olarak ayrışmış ve bu ayrışma hayal gücüyle aşılamayacak, görmezden
gelinemeyecek bir olgu imiş.
Gazete,
sözlerine şu şekilde devam ediyor:
“Şubat ayrında
burjuvazinin uyguladığı despotizm kırıldı. Halk, herkes için adalet ve eşitlik
talep etti. Halkın ana sloganı, temel arzusu buydu. Gözleri aniden açılmış olan
burjuvazi de ilk başta halkın istediklerini istiyordu.”
Gazetenin
Şubat devrimi ile ilgili görüşleri, hâlen daha o dönemki konuşmalara dayanıyor.
Burjuvazinin despotizmi, Şubat devriminde kırılmak şöyle dursun, o devrim
eliyle kemale erdirildi. Burjuvazinin mevcut iktidarını bir biçimde gizleyen
son feodal hale olarak Kral, kenara çekildi. Sermayenin iktidarı tüm katıksız
hâliyle tesis edildi. Burjuvazi ve proletarya, Şubat devriminde ortak düşmana
karşı mücadele yürütmüştü. Ortak düşman ortadan kalkar kalkmaz iki düşman sınıf
savaş alanına çıktı, böylece ikisi arasındaki süreci tayin edecek mücadele de
başlamış oldu. İnsanlar, ‘madem Şubat Devrimi burjuva idaresini kemale erdirdi,
o vakit burjuvazi, kralcılığın kanatları altına neden çekildi?’ diye sorabilir.
Bunun basit bir izahı var. Burjuvazi, kendi idaresinin sorumluluğunu
üstlenmeksizin, idareyi elinde tuttuğu, burjuvazi ile halk arasında duran kukla
bir yönetimin burjuvazi için hareket edip bir tür perde işlevi gördüğü döneme
geri dönmek isteyebilir. Bu dönemde iktidarda, eskiden olduğu gibi proletaryanın
burjuvaziyi hedef aldığında yumruğunu salladığı, başında taç bulunan bir kral
vardır. Günah keçisi olarak iş gören bu krala karşı burjuvazi, o günah keçisi
başa bela olduğunda ve kendi başına iktidar olmaya çalıştığında güçlerini
proletarya ile birleştirir. Burjuvazi, kralı kendisini halka karşı korusun diye
bir tür paratoner olarak kullanabilir, aynı şekilde o, gene kendisini krala
karşı korusun diye halkı bir tür paratoner olarak kullanabilir.
Bazıları
ikiyüzlü, bazıları samimi olan ve Louis Philippe’in yenilmesinden hemen sonra
yayılan yanılsamaları Réforme gazetesi birer gerçek olarak kabul
ettiğinden, Şubat ayında yaşanan gelişmeleri bir dizi hata, tuhaf birer kaza,
büyük adamların ihmal edebilecekleri, mevcut duruma ait ihtiyaçlar olarak
görüyor. Gazete, sanki kabak fener olarak Lamartine mevcut durumda yaşamış
gerçek bir kişi değilmiş gibi konuşuyor.
Réforme, gerçek
insanların, büyük adamların henüz ortaya çıkmadığından şikâyet ediyor ve
durumun her gün daha da kötüye gittiğini söylüyor.
“Bir yandan endüstrideki
ve ticaretteki kriz daha da derinleşiyor, bir yandan da nefret çoğalıyor ve
herkes, birbiriyle çelişen hedeflere ulaşmak için çabalıyor. 24 Şubat öncesinde
baskı görmüş olanlar, bugün tümüyle yeni olan bir toplumun inşasına dair anlayışları
dâhilinde mutluluk ve özgürlük ideali için uğraş veriyorlar. Krallık döneminde
iktidarda olanların yegâne derdi ise ülkeyi daha da sert bir üslupla
sömürebilmek için devleti tekrar ele geçirmek.”
Peki
gazetenin bu uzlaşması mümkün olmayan sınıflara yönelik tavrı nedir? Gazete
sınıfsal çatışmaların ve sınıflar mücadelesinin sınıfların yok olmasıyla
ortadan kaybolacağının farkında mı?
Hayır.
Gazete, bugün sınıfsal çelişkilerin varlığını kabul ediyor. Oysa sınıfsal
çelişkiler ekonomik temellere, mevcut maddi üretim tarzına ve o tarzdan
kaynaklanan ticaret koşullarına dayanır. Réforme gazetesinin bu
çelişkileri değiştirme ve ortadan kaldırma konusunda tek bildiği yol ise bu
çelişkilerin temel zeminini, yani çelişkilerin maddi koşullarını önemsememekten
ve cumhuriyetçi ideolojinin puslu cennet hayaline çekilmekten ibaret. Başka bir
ifadeyle gazete, Haziran olaylarının şiddetiyle ortaya çıkmış o şiirsel Şubat
dönemine ricat ediyor. Gazete bu noktada şunları söylüyor:
“Ülke içerisinde yaşanan
bu ihtilafların en üzücü yönü ise vatansever, milliyetçi duyguların, yani her
iki sınıfın da yaşam koşullarını, birbirinden farklı çıkarlarını gizlemelerini
mümkün kılan vatansever ve milliyetçi coşkunun kaybolmasıdır. Bu sınıflar,
1789’da bu şekilde davrandıklarında gerçek çelişkiler henüz gelişmemişti. O
günlerde gerçek konumlarını yeterince ortaya koyarlarken bu tavır, bugün mevcut
durumdan kaçmanın bir yolu hâline geldi. O gün bir öze sahip olan şey, bugün
geçmişe ait basit bir kalıntıya dönüştü.”
Yazının
sonunda gazete şu tespiti yapıyor:
“Şurası apaçık ki Fransa,
içe işlemiş ağır bir illetin pençesinde ama bu hastalığın tedavi edilmesi
mümkün. Hastalığın sebebi, esasen fikirlerdeki ve ahlaki değerlerdeki
karışıklık, toplumsal ilişkilerde adaletin ve eşitliğin ihmal ediliyor oluşu ve
bencil eğitimden kaynaklanan ahlaki bozukluk. Yeniden örgütlenme araçları tam
da bu alanda aranmalı. Bunun yerine insanlar maddi araçları çare olarak
görüyorlar.”
Gazete
tek meselenin vicdan olduğunu söylüyor ve ahlakla alakalı onca zırva, esasen
her sorunun çözümü için gerekli araç olarak takdim ediliyor. Bu tür fikirlerin
türediği kaynak neresi? Toplumsal ilişkiler. Peki bu ilişkiler nereden türüyor?
Düşman sınıfların hayatına ait maddi, ekonomik koşullardan. Réforme gazetesine
göre iki sınıf da içinde yaşadıkları gerçek konuma ve gerçek çelişkilere dair
bilinçten uzaklaşıp 1793’ün miras bıraktığı “vatansever” duyguların vücuda zerk
ettiği afyonla ağulanırsa o vakit tüm güçlüklerden kurtulmak mümkün hâle
gelecek. Acizlik bundan daha iyi itiraf edilemezdi!
Karl Marx
Neue Rheinische Zeitung
Köln, 2 Kasım 1848
Sayı 133
Kaynak
Dipnot:
[1] La Réforme: 1843-50 arası dönemde Paris’te küçük burjuva
cumhuriyetçi demokratların ve küçük burjuva sosyalistlerin cumhuriyeti ve
demokratik/toplumsal reformları desteklemek amacıyla çıkarttıkları gazete.
0 Yorum:
Yorum Gönder