Aşağıda Lenin tarafından 13-14 (26-27) Ocak 1907
tarihlerinde kaleme alınan “Sosyal Demokratlar ve Duma Seçimleri” adlı broşürün
IV. bölümünün çevirisine yer veriliyor. Yazının genelinde olduğu gibi bilhassa
şu paragrafta geçen “Kara-Yüzler”i AKP-MHP faşizmi; “Kadetler”i CHP olarak
okumak mümkün: Kara-Yüzler tehlikesi, Kara-Yüzlerin aldıkları oyların ardında
değil, tam da hükümetin şiddete başvurma ihtimalinin, seçmenlerin tutuklanması
ihtimalinin, vb.nin ardında yatıyor. Bu tehlikeyi savmanın yolu Kadetlerin
kuyruğuna takılmaktan değil, kitlelerde devrimci bilinci, devrimci kararlılığı
geliştirmekten geçer. Oysa bu bilincin ve kararlılığın gelişmesini herkesten
çok Kadetler engelliyor.” Yazının dipnotunda geçen “ya liberal burjuvazi ya
devrimci proletarya”, bugün unutulmuş bir ayraç olarak hatırlatılmayı bekliyor.
* * *
Siyasi Partiler ve Önümüzdeki St.
Petersburg Seçimleri
St. Petersburg’daki seçimlerden sonra olaylar şimdi
nasıl görünüyor?
Seçimlerde üç ana listenin yarışacağı şimdiden belli
oldu: Kara-Yüzler, Kadetler ve Sosyal-Demokratlar.
İlkini Oktobristler destekleyecek; ikincisini
Menşevikler ve Halkçı Sosyalistler, üçüncüsünü ise muhtemelen Trudovikler ve
Sosyalist-Devrimciler; ne yapacağına karar verememiş partilerin, henüz net bir
cevabı olmayan partilerin de (kısmen Sosyal-Demokratlar içindeki bölünme
sebebiyle) Kadetlerin yanında yer alması da büyük bir olasılık.
St. Petersburg’da bir Kara-Yüzler tehlikesinden söz
edilebilir mi, ya da şöyle soralım, Kara Yüzlerin seçimleri kazanma tehlikesi
var mı? Menşevikler ki onlar şimdilerde sosyalistlerden ayrılıp Kadetlerin
kuyruğuna takılmış durumdalar, böyle bir tehlike mevcut diyorlar.
Bu, düpedüz bir yalandır.
Kadetlerin Reç’inde bile, son derece sakınımlı ve
diplomatik, her ayrıntısında liberallerin çıkarlarını koruyan şu Reç’te bile
Bay Vergezhsky imzalı bir makalede, Oktobristlerin, seçim gösterilerinde
tümüyle geri planda kaldıklarını ve seçmenlerin Kadetlerle sosyalistler
arasında bocaladıklarını okuyabiliyoruz.
Seçim gösterilerinden ve Lidval vakasının[1],
Herzenstein[2] katillerinin yargılandığı davanın bıraktığı izlenimden,
Kara-Yüzler zulmünün açığa çıkmasından, vb. edindiğimiz tüm bilgiler, Sağcı
partilerin seçmenler arasında pek de sevilmediğidir.
Buna rağmen seçimlerde hala bir Kara-Yüzler tehlikesi
olduğundan söz edenler hem kendilerini hem de işçi kitlelerini aldatıyorlar.
Bir Kara-Yüzler tehlikesi var diye yaygara koparıp ağlamanın yalnızca bilgisiz
seçmenlerin desteğini kazanmak için Kadetlerin bir girişimi olduğu ortada.
Kara-Yüzler tehlikesi, Kara-Yüzlerin aldıkları oyların
ardında değil, tam da hükümetin şiddete başvurma ihtimalinin, seçmenlerin
tutuklanması ihtimalinin, vb.nin ardında yatıyor. Bu tehlikeyi savmanın yolu
Kadetlerin kuyruğuna takılmaktan değil, kitlelerde devrimci bilinci, devrimci
kararlılığı geliştirmekten geçer. Oysa bu bilincin ve kararlılığın gelişmesini
herkesten çok Kadetler engelliyor.
St. Petersburg’daki gerçekten önemli mücadele,
Kadetlerle Sosyal-Demokratlar arasındadır. Trudovik partileri kendi
güçsüzlüklerini en ılımlı ve yarı-Kadetçi “Halkçı Sosyalist Parti” ile hareket
ederek ve nihayet bağımsız ve sağlam bir tavır gösteremeyerek kanıtlamışlardır
zaten.
Şayet Menşevikler seçim arifesinde sosyalistlere
ihanet ederlerse, Trudoviklerin ve Sosyalist-Devrimcilerin bizim söylemlerimize
sahip çıkacakları tartışmasız olacak. Her yerde olduğu gibi St. Petersburg’da
da engellenen seçmenler yoksul halktır; onlar da hiç şüphesiz Kadetleri değil,
sosyalistleri ve Trudovikleri izleyecekler. St. Petersburg’daki seçimler
böylece esas mücadelenin önemini ortaya koyuyor; bu mücadele daha önceden tüm
Rusya’da Rus devriminin akıbetini ilgilendiren köklü sorunlar ortaya çıktığında
da ortaya konmuştu.[3]
Menşeviklerin ihaneti seçim kampanyasında işimizi daha
da zorlaştırıyor; ama tam da bu durum, bağımsız bir Sosyal-Demokrat kampanya
yürütmenin önemini arttırıyor. Proletarya, küçük burjuvazinin kararsızlığı ile
mücadele etmede sınıf bilincini ve kitle dayanışmasını arttırmaktan, politik
gelişimin deneyimleri aracılığıyla onları eğitmekten başka bir araca sahip
değil ve olamaz da.
Trudovikler kararsızlık yaşar ve Menşevikler de
çeşitli pazarlıklara girişirken bizler de tüm enerjimizi bağımsız bir ajitasyon
çalışmasına vermek zorundayız. Herkes biliyor ki Sosyal-Demokratlar her koşulda
ve başarısızlığa düşmeksizin kendi listeleri ile çıkıyorlar. Tüm yoksul
seçmenler biliyor ki yapacakları tercih Kadetlerle sosyalistlerden birini
tercih etmektir.
Seçmenler bu tercih üzerinde kafa yormak durumundalar.
Her durumda bu eylem tam da kitlelerin politik bilincini geliştirmeye yardımcı
olacaktır ve bu da Kadetlerden X kişisinin ya da Y kişisinin sandalye
kazanmasından çok daha önemlidir. Eğer kentli yoksul kitleler Kadetlerin
sözlerine kanarlarsa, eğer bir kez daha Gurko ve Kutler ve de Milyukov’un
“barışçı” ilerleme ve “barışçı” yasama gibi liberal laf ebeliklerinin ve
liberal vaatlerinin şaşaasına kapılacak olurlarsa, olaylar onların hayallerini
paramparça edecektir.
Devrimci Sosyal-Demokratlar kitlelere tüm gerçeği
söylemeli ve kendi yollarından şaşmamalıdırlar. Proletaryanın verdiği mücadele
sonucu Rus devriminde elde edilmiş gerçek kazanımların tutkunu olanlar, çalışan
ve sömürülenlerin içgüdüsüne sahip olanlar proletarya partisinin izinden
gideceklerdir. Bu partinin görüşlerindeki doğruluk, Rus devriminin gelişmesinin
her yeni aşamasında kitleler için daha da ve daha da açık hale gelecektir.
V. I. Lenin
25 Ocak 1907
Çeviri: Marksist-Leninist Arşiv
[Kaynak: Collected Works, Progress
Publishers, 1965, Moskova, Cilt 11, ss. 431-455.]
Dipnotlar:
[1] Lidval Vakası: Büyük işadamı ve spekülatör B. Lidval ve İçişleri Bakanı V.
I. Gurko vakası. Gurko’nun yardımıyla Lidval, Rusya’nın kıtlık çeken kırsal
bölgelerine 1906 yılı Ekim-Aralık ayları arasında, 10,000,000 pud çavdar temin
edeceğine dair hükümetle bir anlaşma yaptı. Lidval, Gurko’dan hükümet
fonlarından avans mahiyetinde büyük miktarda ödeme aldı; ama 1906 Aralık ayı
ortalarına gelindiğinde toplam tahıl miktarının onda birinden daha azı
demiryollarına getirildi. Hükümet fonlarının zimmete geçirildiği ve kıtlık üzerinden
spekülasyon yapıldığı herkesçe anlaşıldı ve bu olayı yargı önüne taşıması için
hükümete baskı yapıldı. Ama olay hiçbir zaman yargıya intikal etmedi; olayın
Gurko’ya maliyeti ise onun yerinden edilmesi oldu. Lidval vakası, çar
hükümetinin halk karşıtı politikalarının açığa çıkmasını sağladı ve beraberinde
Sağcı partilerin İkinci Devlet Duması seçimlerinde başarısızlığa uğramasını
getirdi.
[2] Lenin burada, (18 (31) Temmuz 1906’da
Finlandiya’da Kara-Yüzler ajanları tarafından öldürülen) Birinci Devlet
Duması’nda bir Kadet temsilcisi olan M. Y. Herzenstein’ın katillerinin çar
hükümeti tarafından yapılan gülünç yargılanmasına gönderme yapıyor. Gerçek
böyle olduğu halde kamuoyunun genişçe bir kesimi cinayetin sorumlularının
kimler olduğunu biliyordu; çar hükümeti katillerin ceza almasını engellemek
için elinden geleni yaptı. Soruşturma kasten yavaş yürütüldü, duruşmalar pek
çok kez ertelendi ve nihayet 3 (16) Nisan 1907’de dava düştü.
[3] Bununla ilgili ilginç bir olay da sonraki gün seçmenlerin Kolomna’da yaptıkları mitingdir. “Trudovik” Vodovozov (sırf, Kadetlerdense Trudoviklerden yararlanma amacıyla açıkça bir Trudovik olmuştur) sol partiler bloğu içerisinde Kadetlere altı sandalye yerine iki sandalye verilmesi yönünde bir çözüm önermiş ve önerisini sağlam kazığa bağlamıştır. Bu ne budalalık böyle! Bir kere sandalyeleri daha az düşecek şekilde dağıtmazdan evvel kazanmak gerekir Bay Vodovozov, Kadetlerin peşi sıra sürüklenmek değil! Ama böylesine “gürültücü bir lider” önderliğinde yapılan böylesi bir miting bile kitlelerin Kadetlerdense Sola meylettiklerini göstermektedir. Bizler, bu kitlelerin önüne alternatif olarak çıkmak zorunda bırakıldık: ya liberal burjuvazi ya devrimci proletarya. -Lenin
0 Yorum:
Yorum Gönder