04 Nisan 2022

Amazon'da Sendikalaşma Mücadelesi


New York şehrinin Staten Island ilçesi, son yüz yıl içerisinde proletaryanın elde ettiği en önemli zaferlerden birine sahne oldu. JFK8 deposunda çalışan işçiler, Amazon’la bir mücadele içerisine girdiler ve onu bir şekilde dize getirdiler: İşçiler, bu mücadele sürecinin ve örgütlenme pratiğinin sonucunda sendikalaşma hakkını kazandılar. Sarı sendikalardan destek görmeyen işçiler, sürekli çıkıp ilçenin desteğe mani olan sınırlı yapısından dem vuran Alexandria Ocasio-Cortez türü oportünistlere karşı durdular. Bu gösterdikleri tavır üzerinden Cortez ve Amerikalı Demokratik Sosyalistler denilen partinin işçi sınıfından yana olmadığı görüldü.

Bugün işçi sınıfı, eğer tavizler kopartmak, nihayetinde politik iktidarı almak gibi bir umuda sahipse, asıl kendisinden yana olmalı, yani tıpkı burjuvazi gibi, bir sınıf olarak hareket etmeli.

Sendikalar, işçi sınıfının asli mücadele araçlarıdır. Halk tabanı olan, işçilerin öncülük ettiği gelişkin sendikaların ortaya çıkması, işçi sınıfı mücadelesi için hayırlıdır, çünkü bu tür yapılar, işçilerin satılık sarı sendikalardan kopmalarını ve örgütçülerin mücadele içerisinde sınanmalarını sağlar.

Amazon İşçi Sendikası (ALU) başkanı Chris Smalls, doğrudan işçilerin içerisinden gelen bir isim. Bir yıl önce, verdiği mücadeleden ötürü işten atılmış. O ve yoldaşları, herhangi bir resmi sendikada işçilerin nasıl satılacağı konusunda ders almamış kişiler. Bu da önemli bir kazanım.

ALU aklında olanı özgürce dile getiren, işçi sınıfının çıkarlarından gayrı çıkarı bulunmayan bir sendika. Bu, hayırlı bir yönelim. ABD’de işçi sınıfı, özellikle ALU’nun pratikte harekete geçirdiği işçiler başarı elde ettikçe, bu yönelim gelecekte de sonuçlar üretmeyi bilecek.

Tam da bu sebeple önemli bir yönelim bu. İşçiler dediklerini yaptılar, işçilerin hayatını iyileştirecek somut sonuçlar elde ettiler ve başka işçilerin uygulayacağı bir model ortaya koydular.

İşçilerin mücadelesi, Amazon depolarındaki koşullar, özellikle pandemi sürecinde yaşanan gelişmeler üzerinden gelişip keskinleşti. Chris Smalls’un iş akdi, pandemi döneminde bina dışında bir gösteriye öncülük ettiği için sonlandırılmıştı.

Komünistler, sahada somut işçileri kucaklayan emek hareketinin ortaya koyduğu deneyime ihtiyaç duyarlar. İşçilerin önemli meseleler etrafında birleşip bir talepler listesi oluşturmaları, komünistler açısından dikkatle üzerinde durulması gereken bir husustur. Bu anlamda, ALU’nun kitlelerin dillendirdiği, elde edilebilir talepler sıralaması önemlidir:

1. Sağlık ve Güvenlik: Amazon işyerinde yaralanmış olan arkadaşlarımıza günün geri kalan kısmı için ücretli izin vermelidir.

Amazon, işçiler yaralandıklarında çoğunlukla onları masrafları kendi karşılamak kaydıyla yıllık 48 saat olan kişisel izinlerini kullanmaya veya ücretsiz izne ayrılmaya zorluyor ya da bürokratik ve kafa karıştırıcı bir işlem olan, Çalışma Bakanlığı’na bağlı İşçi Tazminatı Programı’na yönlendiriyor. Oysa Amazon, işçileri ücretli izne ayırmak, bu parayla işçilerin gerekli tedaviyi almasını ve iyileşmesini sağlamak zorunda.

2. Ücret: Amazon, tüm birinci, ikinci ve üçüncü kademe işçilerin ücretlerini yüzde 7,5 oranında artırmalı, ücretlerin enflasyon oranında artırılmasını sağlamalıdır.

Hayat pahalılığının arttığı koşullarda işçilerin harcamalarını karşılayacak bir ücrete ihtiyaç vardır.

3. Promosyonlar: Amazon ikinci kademenin kapsamını genişletip tüm kritik görevleri bu kademeye dâhil etmelidir.

İşlem kılavuzları, işlem asistanları, istifçiler, sorun çözücüler, eğitim elçileri, robot eşlikçileri ikinci kademede değerlendirilmeli; işçiler, ek iş, eğitim ve bu görevleri yapmak için gerekli beceri karşılığında saat başına 1,75 dolar almalı.

4. Mesai: Amazon esnek ve yarı zamanlı çalışan işçilerde mesai için belirlenmiş üst sınır uygulamasına son vermeli.

Amazon, kısa süre önce yarı zamanlı ve esnek çalışan işçiler için mesai üst sınırını, hiçbir duyuru yapmadan, 42 saat olarak belirledi. Biz, bu politikaya derhal son verilmesini istiyoruz.

5. Çalışma Koşulları: Amazon yirmi dakikalık molaları tekrar devreye sokmalı.

Geçen Ekim ayında Amazon, mola süresini beş dakika kısalttı. Biz, bu süreyi geri istiyoruz.

6. Ulaşım: Amazon, St. George vapur iskelesi ile Matriks Parkı arasında işleyen bir servis aracı koymalı.

S40 ve S90 numaralı otobüsler fazla kalabalık, yol çok tehlikeli ve işlemiyor. Bize otobüs değil, sadece Amazon işçilerine hizmet veren bir servis aracı lazım.

7. Süre: Amazon ücretsiz izni saat değil dakika üzerinden hesaplamalı.

İşçilerin işe yedi dakika geç kalması durumunda Amazon, ücretsiz izinden bir saat değil yedi dakika kesmeli.

8. Sendikalaşmanın Engellenmesi: Amazon ALU temsilcilerinin bizim düşüncelerimizi izah edebilmeleri için şirket tarafından verilen sendika karşıtı “eğitimler”e katılmasına izin vermeli.

Amazon, ALU üyesi örgütçülerin sendika karşıtı toplantılara katılmasına izin vermiyor. ALU başkanı Chris Smalls, yemek dağıtmak ve sorulara cevap vermek için işyerine geldiğinde genel müdür Felipe Santos onu ve iki işçi arkadaşını polise tutuklattı.

Örgütlenmede ve liderlikte kitle çizgisi yöntemi üç aşamaya ihtiyaç duyar. İlk aşamada kitlelere gidilir, oradaki fikirler toplanır. İkinci aşamada bu fikirlerin içerisinden en ileri olanlar belirlenir, bunlar MLM ışığında analiz edilip sadeleştirilir, ardından da tekrar kitlelere gidilip bu fikirler talepler ve eylemler aracılığıyla kitlelere yayılır. Emperyalist ülkelerde Maoist, anti-revizyonist hareketler, aşırı sol sekterliğe yönelme alışkanlığından vazgeçememektedirler. Bu tür bir yönelim ALU türünden örgütlerle ilişki geliştirme, onların içinde çalışma veya onları kurma becerisinin oluşmasına mani olmaktadır. Kuzey Carolina’nın Greensboro şehrinde Devrimci Komünist Parti ve İşçilerin Görüşü Örgütü, bu türden bir sekter (tarikatçı) tutum içerisine girmiş, tekstil işçilerini örgütleme girişimi, 1979’da Greensboro Katliamı ile sonuçlanmıştır. Bu iki örgüt, işçiler için mücadele eden komünistler olarak birlikte hareket etmek ve ilkeli, disiplinli bir çalışma üzerinden işçilerin komünist harekete yönelik ilgisini artırmaya çalışmak yerine, rakip örgütler olarak sahaya inmiş, fabrikalarda ve fabrika kapılarında iki örgütün kadroları birbirleriyle kavga etmiş, bunun sonucunda da işçiler, ikisinin de peşinden gitmeye değmeyecek, delilerden oluşan yapılar olduğuna kanaat getirmişlerdir. Öte yandan, o dönemde dağınık hâlde olan faşist unsurlarsa birleşmiş, neticede de söz konusu katliam yaşanmıştır. Bu dönem konusunda daha fazla bilgiye sahip olmak isteyenler, Kathleen Belew’in Bringing the War Home [“Savaşı Ülke İçine Taşımak”] isimli kitabını okuyabilirler.

Sırf birlik olsun diye birleşmek de tarikatçılık da yanlıştır. İşçilerin çıkarları için mücadele edenler, somut bir iş etrafında birleşebilmelidirler. İşçilerin talebi de bu yöndedir. Elbette birlikten kasıt, Alexandria Ocasio-Cortez gibi işçi düşmanı olduğu belgeli, bu düşmanlığı artık alışkanlık hâline getirmiş isimlerle birleşmek değildir.

İşçiler düşmanlarının kim olduklarını biliyorlar. Asıl solcular, kendi çizgilerini benimsemeyenleri “işçi sınıfının düşmanı” olarak adlandırma alışkanlığından kurtulmalıdırlar. Zira ABD’de sol, işçi sınıfı değil, daha çok küçük burjuva aydın kesimi içerisinde kök bulabilmiştir.

ALU’nun başarılı olmasının bir sebebi de sendikanın baskı karşısında dirayetli kalmış olmasıdır. Öte yandan, sırf militanlık yapacağım diye aptalca militan pozu kesmenin de âlemi yoktur. Esas önemli olan, işyerlerinde ve iş dışında işçiler arasında bağlar kurmak ve mücadele için gerekli zemini teşkil etmektir.

ALU, bu süreçte işçilerin katıldığı mangal partileri düzenledi, bağlantıyı hep Chris Smalls kurdu, yiyecekleri o dağıttı, işçilerin birbirleriyle ilişki geliştirmesini o sağladı. Sendikanın yürüttüğü propaganda gayet yalın ve sade idi. Marksologların o ağdalı ifadelerine veya tumturaklı ideolojik dile yüz vermeyen bu propaganda faaliyeti, işçilere sadece nasıl örgütleneceğine dair ipuçlarını vermekle yetindi. Salt eğitmeyi ve ikna etmeyi amaç edinmiş bu propaganda, komünistlerce benimsenip sahiplenilmeli, bilhassa örgütlenme pratiği dâhilinde ondan istifade edilmeli.

Eğer yürüttüğünüz propaganda faaliyeti karşılık üretmiyorsa veya somut kazanımlara yol açmıyorsa, o vakit o kötü bir propaganda faaliyetidir. İlgili faaliyet bu noktada derhal halklaştırılmalı, kitle çizgisine çekilmelidir, aksi takdirde o, zaman kaybından başka bir şey değildir.

Son olarak, en faydalı olduğu dönemde Komintern’in dile getirdiği öğütlere kulak verilmelidir. “Komünist Partilerin Örgütsel Yapısı ve Partilerin Yürüttüğü Çalışmaların İçeriği ve Başvurulacak Yöntemlerle İlgili Kılavuz”da Komintern şu türden öğütleri dillendirmektedir:

“Bu amaca ulaşmak adına komünistler, işçi sınıfının her türden mücadelesine ve hareketine dâhil olmalı, kapitalistlerle saat, ücret ve çalışma koşulları gibi başlıklar üzerinden açığa çıkan tüm çatışma durumlarında işçinin davası için mücadele etmelidir. Bunu yaparken komünistler, işçi sınıfının hayatına ait somut sorunlara derinlemesine müdahil olmalı, bu sorunları çözme konusunda işçilere yardım etmeli, onların dikkatlerini en önemli zulüm pratiklerine çekmeli, doğrudan kapitalistleri açıktan ve pratik düzlemde hedef alan talepler formüle etmeleri konusunda işçilere yardımcı olmalı, işçiler arasında dayanışma duygusunun gelişmesi ve dünyadaki proletarya ordusunun belirli bir kısmını teşkil eden birleşik bir işçi sınıfı olarak ülkedeki tüm işçilerin müşterek çıkarları ve müşterek davası ile ilgili bilinçlerinin oluşması için çalışmalıdır.

‘Komünist Parti’, ancak bu türden zorunlu günlük çalışmalarla, proletaryanın yürüttüğü tüm mücadelelere sürekli fedakârlıkta bulunarak katılmak suretiyle komünist bir partiye dönüşebilir. O kendisini artık hükmünü yitirmiş olan, sadece propaganda faaliyeti yürütüp kendisine insan toplayan, tüm faaliyeti üye toplamaktan, reformlar konusunda nutuklar atmaktan ve parlamentarizmin o çıkmaz sokaklarını istismar etmekten ibaret olan sosyalist partilerden ayırdığı ölçüde komünist bir parti olabilir. Tüm parti üyelerinin günlük mücadelelerin ve sömürülenlerin sömürenlerle girdiği kavgaların inşa ettiği okula belirlenmiş bir amaç doğrultusunda, kendilerini feda ederek katılım göstermeleri, sadece iktidarın alınması değil, onun da ötesinde, proletarya diktatörlüğünün uygulamaya konulması noktasında zaruri bir önkoşuldur. Komünist partiler, ancak sermayenin saldırılarına karşı verdikleri küçük ölçekli mücadeleleri kesintisiz bir biçimde sürdüren işçi liderleri sayesinde sınıfın öncülerinin öncüsü hâline gelebilirler. İşçi sınıfının öncüleri ise proletaryaya öncülük etmeyi öğrenip burjuvaziyi yıkmak için bilinçli bir hazırlık süreci içerisine girebilme becerisini edinirler.

24. Grev, lokavt ve iş bırakma eylemlerinde komünistler, tüm güçleriyle işçi hareketinin parçası olabilmelidirler.

Kendi çalışma koşullarında küçük iyileşmeler sağlansın diye yürüttükleri mücadeleleri hor görmek, hatta bu mücadelelere karşı çıkmak adına bir tür bahane olarak sürekli komünist parti programını ve nihai aşamada verilecek silâhlı devrimci mücadeleyi diline dolamak, komünistler için en büyük hata olacaktır. Bugün işçilerin uğruna kapitalistlerle mücadele içine girecekleri talepler ne kadar ufak ve mütevazı olursa olsun, bu, komünistlerin mücadeleden uzak durmaları için asla bir gerekçe teşkil etmemelidir. Hiç şüphe yok ki yürüttüğümüz ajitasyon çalışması dâhilinde komünistler olarak biz, aptalca grevlerin ve başka türden düşüncesizce yapılmış eylemlerin gerçeğe kör bakan başlatıcıları olarak sahneye çıkmamalıyız. Bilâkis komünistler, her yerde mücadele içerisinde sahip oldukları en yetenekli yoldaşları olarak, mücadele eden işçiler arasında itibar kazanmayı bilmelidirler.

25. Sendika hareketi dâhilinde komünist hücreler ve birimler, pratikte günün en basit sorunları ile yüzleştikleri vakit, çoğunlukla bu hücrelerin ve birimlerin elleri ayakları birbirine dolanmaktadır. Somut sorunlarla yüzleşildiğinde kaba sendikalizmin o olumsuz yanına teslim olmak veya sadece komünizmin genel ilkelerini vaaz etmek, kolay ama verimsiz bir iştir. Bu türden bir çaba, sarı sendikaların ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe yaramaz.

Bunun yerine komünistler, ortaya çıkan her bir sorunun nesnel içeriğine uygun bir devrimci konum belirlemek zorundadır. Örneğin, teoride ve pratikte ücret anlaşmasına karşı çıkmakla yetinmek yerine, komünistler, her şeyin ötesinde sarı sendika liderlerinin savunduğu ücret anlaşmalarının fiili içeriğiyle doğrudan mücadele etmelidirler. Proletaryanın militanlaşmasına mani olan her şey, ağır bir biçimde eleştirilip yoğun bir mücadelenin konusu hâline getirilmek zorunda olduğundan, ayrıca kapitalistlerle onların sarı sendikacı suç ortaklarının amacının her türden ücret anlaşmasını mücadele eden işçilerin ellerini kollarını bağlamak için kullandığını gayet iyi bildiğimizden, komünistler, kapitalistlerin ve sarı sendikaların işçilerin ellerini kollarını bağlama amacını işçilere açıklamayı kendilerine görev bilmelidirler. Ama öte yandan bir kural olarak komünistler, bu işi layıkıyla ancak, işçilerin mücadelesine engel teşkil etmeyecek ücret önerileri sunmak suretiyle yerine getirebilirler.”

Bu dersler hâlen daha geçerli. Komünistler, ALU gibi örgütler kurabilmeli, onlarla ilişki geliştirebilmeli. Bu anlamda komünistler, kendi aralarında ilkeli bir ilişki kurmalı, disiplini güçlendirmeli ve tüm samimiyetleriyle halka hizmet etmeye hazır olmalı. Bu noktada düşüncede ve eylemde belirli bir tarikatın değil, sınıfın çıkarları konuşmalı.

Black Like Mao
4 Nisan 2022
Kaynak

0 Yorum: