29 Nisan 2022

,

Yedek İşsizler Ordusu

Her şey kötüye gidiyor. Durum daha da kötüleşecek. Washington Post türü burjuva gazeteleri bu yüzden Marx’tan bahsetme ihtiyacı duyuyorlar:

“Marx’ın da dediği gibi, ‘yedek işsizler ordusu’, ekonominin gıdım gıdım kendini toparlaması ile birlikte, ücret artışını kontrol altında tutacak ana unsur.”

Gazetenin tırnak içinde verdiği ifadeyi Marx aslında hiç kullanmadı. O daha çok “sanayideki yedek ordu”dan veya (Kapital’in birinci cildinin 25. bölümünde görüldüğü üzere) “nispi artık nüfus”tan bahsediyor. Marx’a göre, bu ikisi de kapitalist büyümenin hem sonucu hem de koşulu.

Modern sanayi, on yıllık döngülerle ve bu döngülere etkide bulunan ufak dalgalanmalarla ilerliyor. Her bir döngüde süreç, ortalama bir faaliyete, yüksek basınç altındaki üretime, krize, durgunluğa, sanayideki yedek ordunun veya artık nüfusun yeniden oluşumuna ve bunun özümsenmesine tanıklık ediyor.

Sanayinin ilerlediği döngüsel sürecin her bir aşamasında o artık nüfus istihdam ediliyor ve o nüfus, sanayinin yeniden üretiminin en canlı faili hâline geliyor.

Daha da özelde bu yedek ordu, tüm varlığıyla emeğin disipline edilmesi, işçilerin ücret taleplerinin kontrol altında tutulması noktasında önemli bir işlev görüyor. Çünkü çalışmakta olan işçiler, bir yandan da eldeki işler konusunda az çalıştırılan işçilerle ve işsizlerle rekabet etmeye zorlanıyorlar.

Ben, daha çok “yedek işsiz ordusu”, yedek işsiz ve az çalışanlar ordusu” veya “yedek işsiz, az çalışan ve düşük ücretli işçi ordusu” gibi tabirleri kullanıyorum. Yukarıdaki tablodan da görüleceği üzere, yedek ordu, rolünü layıkıyla yerine getiriyor: 2000 yılından beri ABD’de ulusal gelirde emeğin payını gösteren endeks, 108,2’den 96,7’ye düşmüş. Tabloda mavi çizgi, 2007 yılında 100 değerini gösteriyor.

Eğilim çizgisi ise kırmızı renkte verilmiş. Buna göre, yirmi birinci yüzyıla girerken düşüş yaşanmış, ama İkinci Büyük Buhran (2008) ile birlikte bir miktar toparlanma içine girilmesiyle ufak bir hareketlilik yaşanmış.

İşsizlik oranı, 2020 yılının Şubat ayında yüzde 3,5 oranında düşmüşken, bugün resmi rakamlar, bu oranın yüzde 14,7’e fırladığını söylüyorlar. Benim hesaplamalarıma göre bu oran, en az yüzde 24,9.

Pandemi döneminde kapanan işyerlerinden on milyonlarca insan işten atıldı ve bu insanlar mevcut yedek işsizler ordusuna katıldılar. Ayrıca, bu sürecin sonucunda yoksullaşmış birçok insan, işsizlik tazminatı için başvurdu, aşevlerinin kapısında kuyruk oluşturdu.

Yedek ordunun hacminin ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Bazı şirketler çalışmaya devam ediyor, hatta bazıları büyüyor, kapanan kimi şirketler yeniden açılıyor ve tekrar kâr elde etmeye başlıyor. Bazı şirketlerse yeniden açılamayan şirketleri ele geçiriyor, bazıları da hayatta kalanları satın alıyor. Bu şirketler de birçok çalışanını işten atıyor.

Jose Maria Barrero, Nick Bloom ve Steven J. Davis’in kaleme aldığı son çalışmaya göre Kovid pandemisinin yol açtığı şok sonucu on kişi işten atılırken üç kişi işe alınmış. Çalışmanın hesabına göre, pandemi yüzünden işten atılanların yüzde 42’si yeniden işe girememiş, işsizlik durumları kalıcılaşmış.

Demek ki yedek işsiz ve az çalışan işçi ordusu, önümüzdeki aylarda büyümeye devam edecek. Sonuç olarak ben, zaten pandemiden önce de düşme eğilimi içerisinde olan emeğin ulusal gelirdeki payının azalmaya devam etmesini bekliyorum.

Amerikan ekonomisinin yeniden yapılandırıldığı koşullarda şirket sahipleri, ancak kârlı gördükleri takdirde işçi alırlar ve yedek orduyu küçültürler. Bu anlamda, işçilerin geleceği patronların iki dudağının arasındadır. Şirketler, işe alım sürecini kontrol altında tutma kararı verdikleri için işçiler işlerini kaybetmeye devam edecekler.

Marx’ın da ifade ettiği biçimiyle:

“Bugün asıl delilik, emekçilere sayılarının sermayenin ihtiyaçları uyarınca belirlenmesini vaaz eden ekonomi aklına onay vermektir. […] Bu uyum sürecinde ilkin, nispi artık nüfus veya sanayideki yedek ordudan dem vurulur. Son olarak da aktif işçi ordusunun sürekli genişleyen katmanının yüzleştiği sefaletten ve yoksulluğun net ağırlığından bahsedilir.”

Bu durum, ABD’de ekonominin dönüştürülmesiyle, bunun için de hükümetin çalışma hayatına ilişkin yeni bir programı yürürlüğe koymasıyla değişebilir. Örneğin, ilk Büyük Buhran’da hükümet, İşleri İlerletme İdaresi adında bir kurum oluşturmuştur. Bunun dışında, hükümet, işçilerin sahip olduğu işletmelerin sayısını artırmak veya işçilerin mevcut şirketlerin yönetim kurullarında kendilerine yer bulmalarını sağlamak suretiyle, işçilerin işe alım ile ilgili kararlarda söz hakkına kavuşmasını mümkün kılabilir.

Yedek ordu, ancak bu türden değişikliklerle küçülür. Yeni yoksullaşmış insanların sayısı, ancak bu sayede azalır, emeğin ulusal gelirdeki payı sadece bu tür müdahalelerle artar.

David F. Ruccio
16 Mayıs 2020
Kaynak

0 Yorum: