23 Temmuz 2014

,

İsrail Saldırganlığına Karşı Filistin Halkının Yanındayız

Bir aydan fazladır İsrail apartheid devletinin işgali altındaki Batı Şeria’ya baskınlarla saldırısı devam ederken, İsrail İşgal Ordusu’nun 14 gündür Gazze’ye uyguladığı hava ve deniz bombardımanına kara harekâtı eklendi. İsrail işgal ordusunun Gazze’ye devam eden operasyonunda, son açıklamalara göre, 127’i çocuk 608 Filistinli hayatını kaybetti, yüzde 70’inden fazlası çocuk ve kadın olan 3.300’den fazla Filistinli yaralandı.

2008’de 1400 Filistinlinin öldürüldüğü ve 5 binden fazlasının yaralandığı, 2012’de 177 Filistinlinin öldürüldüğü ve 1.300’ünden fazla yaralandığı İsrail saldırganlığının yeni bir dönemine şahit oluyoruz. İsrail’in bütün bu saldırganlığında elini güçlendiren ise dünyayı hegemonyası altında alan ülkelerin İsrail’i koşulsuzca desteklemesi ve Türkiye gibi birçok ülkenin sadece sözlü kınamayla yetinmesi, bunun ötesine asla geçmemesidir. Filistinlilere ve insanlığa karşı işlediği hiçbir suçtan dolayı İsrail’de hesap sorulmuyor ve İsrail bundan aldığı güçle, bugün yeniden suç işlemeye devam ediyor.

Geçtiğimiz haftalarda Şili, İsrail ile ekonomik ilişkilerini askıya alma kararını aldı, Venezuela 2009’da tüm ilişkilerini kesti, Nikaragua 2010’da ilişkilerini dondurdu ve son olarak 15 AB ülkesi İsrail yerleşim bölgeleri ile ticari faaliyetlerini yasaklamaya doğru gitti. Türkiye ise İsrail ile iktisadî ilişkilerini ticaret hacmini katlayarak sürdürüyor. 2009’dan bu yana Türkiye ve İsrail’in ticaret hacmi 5 milyar dolara ulaşarak ikiye katlandı. İsrail’in askerî yapılandırmaya dönüştürdüğü bu ekonomik kâr, daha fazla Filistinli öldürülmesinde büyük bir katkıda bulunuyor. Türkiye ticarî ilişkileriyle İsrail’in çocukları öldürdüğü bombalarını finanse ediyor. Buna artık dur denilmeli!

Türkiye dışişleri bakanın iddia ettiğinin, bu ilişkiler Filistin ile yapılan ticareti de kapsadığı için büyük göründüğünün aksine Filistin ile ticaret hacmi 77 milyon dolardır. Zorlu Grubu’nun İsrail doğal gaz kaynaklarını Türkiye ve başka ülkelere satmak üzere milyarlar ile ifade edilen rakamlar bunun küçük bir göstergesidir. Bunlar yetmiyormuş gibi, İsrail’deki Türkiye mallarına karşı yapılan boykot çağrılarına rağmen Türkiye çalışma bakanı, Türkiye’de İsrail mallarına yapılan benzeri boykot çağrılarını olumsuz görüp bu çağrıların karşısında tedbirler alınmasını rica etti.

Türkiye, fırsatı olduğu halde, İsrail’in Uluslararası organizasyonlarda yer alması karşısında hiçbir tedbir almadı. İsrail’in OECD üyeliği Türkiye tarafında veto edilebilirken ticarî ilişkilerin karı Filistin ile dayanışma sözlerini geçti. Aynı zamanda İsrail’in askerî gücünü arttıran ve saldırganlık elini güçlendiren NATO üyeliğinin karşısındaki vetosunu kaldırdı. Filistin ile dayanışmanın asli göstergesi olan İsrail’i tecrit etmek yerine Türkiye BM’de kınama bildirilerini teşvik etmekle yetiniyor.

İki ülke arasındaki ilişkilere, görünürde hâkim olan gerginliğin aksine Türkiye ve İsrail’in diplomatik, politik ve askerî ilişkileri Türkiye’nin, İsrail’in Mavi Marmara özrünü kabul ettiğini ve tazminatı ödemeyi kabul etiğini ideası üzerine normale dönmüştü. Türkiye’de son konsolosluk eylemleri akabinde İsrail tarafından en düşük seviyeye indirilmiştir. İki ülke, istihbarat alanında ise birbirinden yararlanıyor. İsrail’in 2008 saldırısı akabinde Türkiye tarafından satın alınan Heron uçaklarının sistemleri İsrail’e bağlı olması, Kürecik Üssü’nün sağladığı bilgilerin İsrail’e akması ve bir yıl önce yapıldığı deklare edilen Güneydoğu Türkiye sınırında yapılan Türkiye-İsrail istihbarat toplantıları serisi bunun birer örneğidir. Türkiye, Filistin halkının katiliyle ilişkilerini hemen kesmeli!

Aynı zamanda bu istihbarat ve güvenlik sistemleri ilişkileri sadece Filistin halkına değil, Ortadoğu’nun diğer halkalarını da etkilemektedir.

Filistinliler İsrail’in uluslararası hukuku ve insan haklarını hiçe sayarak yürüttüğü saldırganlığa karşı tek vücut direniyor. Nablus’tan El Halil’e, Cenin’den Nasıra’ya, Hayfa’dan Gazze’ye Kudüs’ten diasporadaki mülteci kamplarına kadar Filistin halkı ayaklandı, direnişi yükseltiyor. İşgal ve Filistin Yönetimi’ne karşı mücadele eden Filistin halkı, tüm bu yalnızlığa rağmen mücadelesinden bir adım bile geri durmuyor.

İsrail’in bu saldırganlığını protesto etmek için dünyanın 5 kıtasında, Berlin’den Roma’ya Londra’dan New York’a, Kolombiya’dan Şili’ye, Tokyo’dan Lübnan’a, Mısır’dan Cezayir’e Güney Afrika’dan Türkiye’ye tüm halklar ayakta. Aynı zamanda Filistin halkının ve BDS, yani boykot, yatırımların geri çekilmesi ve yaptırımlar hareketinin çağrılarına kulak verenler sayesinde İsrail’e boykot hareketi gün geçtikçe yeni zaferler elde ediyor.

Filistin Halk Kurutuluş Cephesi yaptığı açıklamada şu çağrıyı yaptı; “Dünyanın dost ve ilerici hükümetleri, işgal devletiyle ilişkilerini kesmeli, bu ülkenin elçiliklerini kapatmalı, kendi elçilerini geri çağırmalı, Filistin halkını katleden suçlu ırkçı gayrimeşru yerleşimci-sömürgeci devleti tamamen izole, boykot ve ret etmeli”.

Türkiye’nin Filistin başta olmak üzere, Ortadoğu’da ideolojik bir yaklaşımla bir tarafı ötekinin karşısında tutarak Ortadoğu’nun iç dengelerini bozması ve Rojava’da da olduğu gibi halkları birbirine, iktidarın kendi menfaati doğrultusunda kırdıran ve çatışmaya sürükleyen politikalarını lanetliyoruz. Filistin’de, Rojava’da barış olmadan Ortadoğu’da barışın gerçekleşmesi mümkün değildir.

Türkiye devrimcileri/demokratik toplumsal muhalefeti olarak bizler, FHKC’nin ve diğer Filistin direniş örgütlerinin çağrıları üzerine; Filistin halk direnişini desteklemek ve İsrail saldırganlığını önlemek için İsrail’i tecrit ve boykot etme çağrılarını yükseltmeyi bir devrimci görev olarak görüyoruz. Türkiye-İsrail ekonomik, diplomatik, askeri ve kültürel ilişkilerinin tamamen kesilmesi talebini yükseltmek için kurulan Filistin İçin İsrail’e Karşı Boykot Girişimi olarak bizler, İsrail saldırganlığını frenlemenin öncelikli koşulunun İsrail ile ikili ilişkilerin kesilmesi olduğunu biliyoruz. Emperyalizme ve Siyonizm'e karşı halkların kurtuluşundan, kardeşliğinden ve barıştan yana tüm güçleri de ilişkilerin kesilmesi çağrısını yükseltmeye, her alanda boykotu yaygınlaştırarak hayata geçirmeye davet ediyoruz.

İktidarın dışişleri bakanlığına sesleniyoruz:

Filistin halkıyla sözde değil, gerçek bir dayanışma istiyoruz!

Gazze’deki katliamı durdurmak için askıya alındığı iddia edilen, İsrail'le 12'den fazla askerî anlaşma iptal edilsin!

Filistin halkına karşı İsrail saldırganlığının durması için İsrail'le, hacmi 5 milyar dolara ulaşan ticaret durdurulsun!

İsrail ırkçılığını durdurmak için, İsrail devleti ile tüm akademik ve kültürel ilişkiler durdurulsun!

Batı Şeria ve Gazze’nin işgaline son vermek için, İsrail ile tüm ilişkileri durdurulsun!

Filistin’e özgürlük, İsrail’e boykot!

Filistin İçin İsrail’e Karşı Boykot Girişimi
23 Temmuz 2014

0 Yorum: