Bir aydan fazladır İsrail apartheid devletinin işgali
altındaki Batı Şeria’ya baskınlarla saldırısı devam ederken, İsrail İşgal
Ordusu’nun 14 gündür Gazze’ye uyguladığı hava ve deniz bombardımanına kara
harekâtı eklendi. İsrail işgal ordusunun Gazze’ye devam eden operasyonunda, son
açıklamalara göre, 127’i çocuk 608 Filistinli hayatını kaybetti, yüzde 70’inden
fazlası çocuk ve kadın olan 3.300’den fazla Filistinli yaralandı.
2008’de 1400 Filistinlinin öldürüldüğü ve 5 binden
fazlasının yaralandığı, 2012’de 177 Filistinlinin öldürüldüğü ve 1.300’ünden
fazla yaralandığı İsrail saldırganlığının yeni bir dönemine şahit oluyoruz.
İsrail’in bütün bu saldırganlığında elini güçlendiren ise dünyayı hegemonyası
altında alan ülkelerin İsrail’i koşulsuzca desteklemesi ve Türkiye gibi birçok
ülkenin sadece sözlü kınamayla yetinmesi, bunun ötesine asla geçmemesidir.
Filistinlilere ve insanlığa karşı işlediği hiçbir suçtan dolayı İsrail’de hesap
sorulmuyor ve İsrail bundan aldığı güçle, bugün yeniden suç işlemeye devam
ediyor.
Geçtiğimiz haftalarda Şili, İsrail ile ekonomik
ilişkilerini askıya alma kararını aldı, Venezuela 2009’da tüm ilişkilerini
kesti, Nikaragua 2010’da ilişkilerini dondurdu ve son olarak 15 AB ülkesi
İsrail yerleşim bölgeleri ile ticari faaliyetlerini yasaklamaya doğru gitti.
Türkiye ise İsrail ile iktisadî ilişkilerini ticaret hacmini katlayarak
sürdürüyor. 2009’dan bu yana Türkiye ve İsrail’in ticaret hacmi 5 milyar dolara
ulaşarak ikiye katlandı. İsrail’in askerî yapılandırmaya dönüştürdüğü bu
ekonomik kâr, daha fazla Filistinli öldürülmesinde büyük bir katkıda bulunuyor.
Türkiye ticarî ilişkileriyle İsrail’in çocukları öldürdüğü bombalarını finanse
ediyor. Buna artık dur denilmeli!
Türkiye dışişleri bakanın iddia ettiğinin, bu
ilişkiler Filistin ile yapılan ticareti de kapsadığı için büyük göründüğünün
aksine Filistin ile ticaret hacmi 77 milyon dolardır. Zorlu Grubu’nun İsrail
doğal gaz kaynaklarını Türkiye ve başka ülkelere satmak üzere milyarlar ile
ifade edilen rakamlar bunun küçük bir göstergesidir. Bunlar yetmiyormuş gibi,
İsrail’deki Türkiye mallarına karşı yapılan boykot çağrılarına rağmen Türkiye
çalışma bakanı, Türkiye’de İsrail mallarına yapılan benzeri boykot çağrılarını
olumsuz görüp bu çağrıların karşısında tedbirler alınmasını rica etti.
Türkiye, fırsatı olduğu halde, İsrail’in Uluslararası
organizasyonlarda yer alması karşısında hiçbir tedbir almadı. İsrail’in OECD
üyeliği Türkiye tarafında veto edilebilirken ticarî ilişkilerin karı Filistin
ile dayanışma sözlerini geçti. Aynı zamanda İsrail’in askerî gücünü arttıran ve
saldırganlık elini güçlendiren NATO üyeliğinin karşısındaki vetosunu kaldırdı.
Filistin ile dayanışmanın asli göstergesi olan İsrail’i tecrit etmek yerine
Türkiye BM’de kınama bildirilerini teşvik etmekle yetiniyor.
İki ülke arasındaki ilişkilere, görünürde hâkim olan
gerginliğin aksine Türkiye ve İsrail’in diplomatik, politik ve askerî
ilişkileri Türkiye’nin, İsrail’in Mavi Marmara özrünü kabul ettiğini ve
tazminatı ödemeyi kabul etiğini ideası üzerine normale dönmüştü. Türkiye’de son
konsolosluk eylemleri akabinde İsrail tarafından en düşük seviyeye
indirilmiştir. İki ülke, istihbarat alanında ise birbirinden yararlanıyor.
İsrail’in 2008 saldırısı akabinde Türkiye tarafından satın alınan Heron
uçaklarının sistemleri İsrail’e bağlı olması, Kürecik Üssü’nün sağladığı
bilgilerin İsrail’e akması ve bir yıl önce yapıldığı deklare edilen Güneydoğu
Türkiye sınırında yapılan Türkiye-İsrail istihbarat toplantıları serisi bunun
birer örneğidir. Türkiye, Filistin halkının katiliyle ilişkilerini hemen
kesmeli!
Aynı zamanda bu istihbarat ve güvenlik sistemleri
ilişkileri sadece Filistin halkına değil, Ortadoğu’nun diğer halkalarını da
etkilemektedir.
Filistinliler İsrail’in uluslararası hukuku ve insan
haklarını hiçe sayarak yürüttüğü saldırganlığa karşı tek vücut direniyor.
Nablus’tan El Halil’e, Cenin’den Nasıra’ya, Hayfa’dan Gazze’ye Kudüs’ten
diasporadaki mülteci kamplarına kadar Filistin halkı ayaklandı, direnişi
yükseltiyor. İşgal ve Filistin Yönetimi’ne karşı mücadele eden Filistin halkı,
tüm bu yalnızlığa rağmen mücadelesinden bir adım bile geri durmuyor.
İsrail’in bu saldırganlığını protesto etmek için
dünyanın 5 kıtasında, Berlin’den Roma’ya Londra’dan New York’a, Kolombiya’dan
Şili’ye, Tokyo’dan Lübnan’a, Mısır’dan Cezayir’e Güney Afrika’dan Türkiye’ye
tüm halklar ayakta. Aynı zamanda Filistin halkının ve BDS, yani boykot,
yatırımların geri çekilmesi ve yaptırımlar hareketinin çağrılarına kulak
verenler sayesinde İsrail’e boykot hareketi gün geçtikçe yeni zaferler elde
ediyor.
Filistin Halk Kurutuluş Cephesi yaptığı açıklamada şu
çağrıyı yaptı; “Dünyanın dost ve ilerici hükümetleri, işgal devletiyle
ilişkilerini kesmeli, bu ülkenin elçiliklerini kapatmalı, kendi elçilerini geri
çağırmalı, Filistin halkını katleden suçlu ırkçı gayrimeşru
yerleşimci-sömürgeci devleti tamamen izole, boykot ve ret etmeli”.
Türkiye’nin Filistin başta olmak üzere, Ortadoğu’da
ideolojik bir yaklaşımla bir tarafı ötekinin karşısında tutarak Ortadoğu’nun iç
dengelerini bozması ve Rojava’da da olduğu gibi halkları birbirine, iktidarın
kendi menfaati doğrultusunda kırdıran ve çatışmaya sürükleyen politikalarını
lanetliyoruz. Filistin’de, Rojava’da barış olmadan Ortadoğu’da barışın
gerçekleşmesi mümkün değildir.
Türkiye devrimcileri/demokratik toplumsal muhalefeti
olarak bizler, FHKC’nin ve diğer Filistin direniş örgütlerinin çağrıları
üzerine; Filistin halk direnişini desteklemek ve İsrail saldırganlığını önlemek
için İsrail’i tecrit ve boykot etme çağrılarını yükseltmeyi bir devrimci görev
olarak görüyoruz. Türkiye-İsrail ekonomik, diplomatik, askeri ve kültürel
ilişkilerinin tamamen kesilmesi talebini yükseltmek için kurulan Filistin
İçin İsrail’e Karşı Boykot Girişimi olarak bizler, İsrail saldırganlığını
frenlemenin öncelikli koşulunun İsrail ile ikili ilişkilerin kesilmesi olduğunu
biliyoruz. Emperyalizme ve Siyonizm'e karşı halkların kurtuluşundan,
kardeşliğinden ve barıştan yana tüm güçleri de ilişkilerin kesilmesi çağrısını
yükseltmeye, her alanda boykotu yaygınlaştırarak hayata geçirmeye davet
ediyoruz.
İktidarın dışişleri bakanlığına sesleniyoruz:
Filistin halkıyla sözde değil, gerçek bir dayanışma
istiyoruz!
Gazze’deki katliamı durdurmak için askıya alındığı
iddia edilen, İsrail'le 12'den fazla askerî anlaşma iptal edilsin!
Filistin halkına karşı İsrail saldırganlığının durması
için İsrail'le, hacmi 5 milyar dolara ulaşan ticaret durdurulsun!
İsrail ırkçılığını durdurmak için, İsrail devleti ile
tüm akademik ve kültürel ilişkiler durdurulsun!
Batı Şeria ve Gazze’nin işgaline son vermek için,
İsrail ile tüm ilişkileri durdurulsun!
Filistin’e özgürlük, İsrail’e boykot!
Filistin İçin İsrail’e Karşı Boykot
Girişimi
23 Temmuz 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder