04 Ağustos 2019

, ,

Kızıl Terör

"Burjuvaziye ve uşaklarına ölüm, yaşasın kızıl terör
-Petrograd 1918 [Mir Elmir Alizade aracılığıyla]

El mecbur merkezde çalışma yürütmek zorunda kalan bizim gibi isimler, devlet aygıtını geliştirme ve makul düzeyde, hemen ulaşılabilecek bir ölçekte bile olsa, bürokrasiye has musibetlerden arınma görevini ifa etmeyi sürdüreceğiz.
Ne var ki bu görevin ifası esnasında yardımın en büyüğünü yerelliklerden alıyoruz, almaya da devam edeceğiz. Genel anlamda, gözlemleyebildiğim kadarıyla, yerelliklerde durum merkezdekinden daha iyi; tabii bu, anlaşılır bir gelişme, zira tabiatıyla bürokrasi kaynaklı musibetler esas olarak merkezde yoğunlaşıyorlar.
Bu açıdan Moskova, cumhuriyetteki en kötü şehir olmasa da genel bir ifadeyle, en kötü “yerellik”. Yerelliklerde sürecin iyi ve kötü yanlarına kıyasla ortalamaya göre belirli sapmalarla yüzleşiyoruz, üstelik kötü yan, iyi yana nispetle daha az karşımıza çıkıyor.
Kötü yana savrulan sapmaları, eski devlet memurlarının, toprak sahiplerinin, burjuvazinin ve komünistlere yaltaklanıp bazen köylülere iğrenç saldırılar gerçekleştiren ve onlara zorbalık eden diğer alçaklar eliyle sergilenen kötü muameleler olarak nitelemek mümkün.
Bu da teröristlerin tasfiye edilmesini, duruşmasız yargılamaları ve idam mangalarını gerekli kılan bir durum. Bırakalım Martof’lar, Çernof’lar ve onlar gibi Parti dışı cahiller, döşlerine vurup “Şükürler olsun sana Tanrım, ‘bunlar’ gibi değilim, hiçbir vakit terörizmi benimsemedim” diye bağırsınlar.
Bu ahmaklar, “terörizmi benimsemiyorlar” çünkü onlar, işçi ve köylülerin aldatılması noktasında beyaz muhafızların aşağılık birer suç ortağı olmayı tercih ediyorlar.
Sosyalist-Devrimciler ve Menşevikler “terörizmi benimsemiyorlar”, çünkü “sosyalizm” bayrağı altında bunlar, kitleleri beyaz muhafız terörizminin insafına terk etme görevini yerine getiriyorlar. Kerenski rejiminin ve Kornilof’un Rusya’da, Kolçak rejiminin Sibirya’da, Menşeviklerinse Gürcüstan’da gerçekleştirdiği darbe bu tespit için bir kanıt olarak iş görüyor. Diğer kanıtları ise Finlandiya, Macaristan, Avusturya, Almanya, İtalya, Britanya gibi ülkelerde İkinci Enternasyonal’e ve “İki Buçukuncu”[1] Enternasyonal’e mensup kahramanlar sunuyorlar.
Bırakalım beyaz muhafız terörizminin uşak ruhlu suç ortakları, terörizmi tümden reddettikleri o çamur içerisinde debelenip dursunlar. Bizler, acı ve kuşku götürmez bir gerçekten bahsediyoruz: beklenmedik bir biçimde yaşanmaya başlanan krizin kuşattığı ülkelerde eski bağların koptuğu, 1914-18 arası dönemde yaşanan emperyalist savaş ardından sınıf mücadelesinin tüm ülkelerde yoğunlaştığı koşullarda terörizmi riyakârlarla ve süslü sözcükler satıp duranlarla savuşturamazsınız.
Ya Amerika’da, Britanya’da (İrlanda’da), İtalya’da (faşistler), Almanya’da, Macaristan’da ve başka yerlerde beyaz muhafızların, burjuvaların terörizmi ya da kızıl proleter terörizm. Orta yol yok, üçüncü bir yol yok, olmayacak da.
V. I. Lenin
21 Nisan 1921
Dipnot
[1] Orta yolcu parti ve örgütlerin oluşturduğu enternasyonale “İki Buçukuncu Enternasyonal” denildi. Devrimci işçilerin İkinci Enternasyonal’den ayrılıp kurdukları bu oluşumun temelleri 1921’de Viyana’da atıldı, birlik 1923’te dağıldı, üyeleri İkinci Enternasyonal’e katıldılar.

0 Yorum: