12 Haziran 2019

,

Sermayenin Beden Politikası


Bugün feminizm, lubunizm ve veganizm, sermayenin beden politikasının tezahürleridir. Sonuçta bu politikayı epey bir zamandır tartışılan Endüstri 4.0 ve yeni yönelimlerle bağlantısı dâhilinde ele almak gerekmektedir. Bu üç ideolojik çizginin kesiştiği yer, robotlaşmış bir beden kurgusudur.

Robot, “köle” demektir. Küçük burjuvalar, evlerine Filipinli hizmetçiler ve dijital köleler alma derdindedirler. Kadın, eşcinseller, hayvanlar ve doğa onların umurunda değildir. Yeni politikaya göre örülmüş, kalıba dökülmüş beden, robotik bir hamamböceğidir. Gregor Samsa, dijital âleme uyanmıştır. O âlem, tanrısız, ailesiz ve vatansızdır. Özgürlüğün bu âlemde mümkün olduğu fikri herkesi ele geçirmiştir.

* * *

Meksika’daki uyuşturucu kartellerinin başı Chapo ile ilgili bir Netflix dizisi çekilmiş. Netflix, özünde sermayenin yeni beden politikasına ait bir propaganda aracı. Uyuşturucu ile ilgili dizileri, DEA ve CIA kaynaklı. Oysa bir yerde uyuşturucu ticareti varsa, ardında illaki CIA’i aramak gerek. Teşkilât, düşmanlarını yok etmek için uyuşturucuyu her daim bir silâh olarak kullanıyor. Ayrıca uyuşturucu ticareti, ülkelerin yönetilmesi için de zaruri.[1] Bir yanıyla, kâr oranlarının düştüğü momentte, sermayenin yeni fırsat kapısı.

Chapo isimli dizide kartelin dünya ağından bahsedilirken Türkiye’nin de adı geçiyor. Bu ağın arkasında hırslarının ve kibrinin kurbanı olmuş biri olduğuna inanmamızı istiyorlar. Hep aynı yalanı söylüyorlar.

* * *

Diziler ve oralarda anlatılan hikâyeler, küçük burjuvanın sermayeye göre yeniden kurgulanmış bedeninin erojen yerlerini gıdıklıyor. Küçük burjuva, bu tür dizilerde içki, uyuşturucu ve seks serbestiyetine dair imgeler deryasına dalıyor. Neticede yılların özgürlük mücadelesi, bu serbestiyete doğru kapatılıyor. Zaten cennette olanlar, cennet için mücadeleden içtinap ediyorlar. Sermayenin her yeri düzleyen, zaman-mekânı kendine göre ören eşitleyici pratiğini, kimi sosyalistler bile, özgürlükçü bulup bağırlarına basıyorlar. O bağır, ezilenlerin derdini, emekçilerin çilesini tanımıyor. Çünkü özgürlük dedikleri şey, bir avuç zenginin her günkü ahlaksızlığına, aymazlığına ve müsrifliğine öykünmek demek. Burjuvazinin özgürlüğünü istiyorlar.

* * *

Esasen Türkiye’de yaklaşık on yıldır bir Chapo dizisi çekiliyor. Bu dizide başrolü Erdoğan’a veriyorlar. Nedense Meksika’da işleri, hırslarına ve kibrine yenik düşmüş bireyler mahvediyorlar. Aynı hikâye, sermaye ve CIA eliyle Chapo türü dizilerde de anlatılıyor. Conrado ve Chapo gibi isimler arayıp buluyor küçük burjuvazi kendi hayatında. Bireye bu kadar anlam ve değer biçen kişi, anlamsızlaşan ve değersizleşen bedenini yücelttiğini sanıyor. Bireye gaz veren cümleler boca ediliyor sosyal medyaya. Bunu eleştiren solcular bile, aynı bireycilikle analiz ediyor ülkeyi ve dünyayı.

Chapo’da muhayyel siyasetçiye “gizli devlet”in başkanı, “ülke sana hazır değil, çünkü eşcinselsin”; yanındaki kızına, “sana da hazır değil, çünkü güçlü bir kadınsın” diyor. Burada verilen örtük mesaj, sermayenin beden politikasına ait. Sermaye ve tekeller bizi, her türlü çapak ve pürüzden kurtulduğumuzda özgürleşeceğimize inandırmaya çalışıyor. Öte yandan, kendilerini çapak ve pürüz olarak görmemizi asla istemiyorlar.

* * *

Sermayenin beden politikası, metroda karşısına oturan Müslüman adam, kadının çıplaklığı karşısında gözlerini kapattığında, küfür ve hakaret etme hakkını buluyor kendinde. Adam baksa “sapık”, bakmasa “gerici” olacak. Üstelik bu adamın patriyarkal düzlemde eril iktidarın temsilcisi olduğundan söz ediyorlar. Çünkü sürekli “uçmak”, ihtiyaç bağlarını kesmek istiyorlar. Sermaye, kendi bilincini bireylerde yeniden üretiyor. İçten içe çürüttüğü bedene ruh misali yerleşiyor.

Sonuçta son yıllarda küçük çocuklara yönelik taciz ve hayvan tecavüzü haberlerinin bu tür pratiklerin meşrulaştırılması için raflardan, özel olarak indirildiğini düşünmek gerekiyor. Hiyerarşi, sınırlar ve ayrımlar siliniyor. Yeni beden politikası, bunu emrediyor. Bir yandan kınıyorlar, eleştiriyorlar, Müslüman halka saldırma imkânı karşısında ellerini ovuşturuyorlar ama bir yandan da “baktığım hayvanla ilişkiye girme hakkım olmalı” diyorlar. Yapılan haberler, söz konusu olguların reklâmı, promosyonu için servis ediliyor. Taciz, tecavüz ardında başka bir ilişki biçimi meşrulaştırılıyor.

* * *

İnternette kısa bir aramayla, batıda pedofili destekçileriyle LGBT ağlarının iç içe geçtiğini ortaya koyan haber ve yazılara rastlamak mümkün. “8 yaşından önce seks yap”[2] diyen bu dernekler ve STK’lar, devletlerden ciddi destek görüyorlar. Bugün ABD’de, AB’de veya Türkiye’de herhangi bir özel üniversitenin lisans ya da lisansüstü programının müfredatında LGBT ile ilgili bir derse illaki rastlıyorsunuz. Üstelik şeriatla yönetilen bir ülkede oluyor bunlar!

Bu, “ezilen” kategorisi altında sahip çıkılan şeyin bu müfredatta anlatılanlar olmadığını birilerinin anlaması lazım. Ama anlama pratiği de hiyerarşik, sınırlayıcı ve ayrıştırmaya dair. Bu sebeple artık solun dünyayı yorumlaması bile mümkün değil. Solda her fırsatta kullanılmayı seven bir yan var. Manasını bu yan sayesinde ediniyor. Sermayenin beden politikası, bugün sol ve solculuk olarak yutturuluyor.

Eren Balkır
12 Haziran 2019

Dipnotlar:
[1] Lars Schall, “CIA: Örgütlü Suçun 70 Yılı”, 19 Eylül 2017, İştirakî.

[2] Mücahit Gültekin, “Zümrüt Apartmanı Müstakil Bir Apartman mı?”, 31 Mayıs 2019, İslami Analiz.

0 Yorum: