Bugün feminizm, lubunizm ve veganizm, sermayenin beden
politikasının tezahürleridir. Sonuçta bu politikayı epey bir zamandır
tartışılan Endüstri 4.0 ve yeni yönelimlerle bağlantısı dâhilinde ele almak
gerekmektedir. Bu üç ideolojik çizginin kesiştiği yer, robotlaşmış bir beden
kurgusudur.
Robot, “köle” demektir. Küçük burjuvalar, evlerine
Filipinli hizmetçiler ve dijital köleler alma derdindedirler. Kadın,
eşcinseller, hayvanlar ve doğa onların umurunda değildir. Yeni politikaya göre
örülmüş, kalıba dökülmüş beden, robotik bir hamamböceğidir. Gregor Samsa,
dijital âleme uyanmıştır. O âlem, tanrısız, ailesiz ve vatansızdır. Özgürlüğün
bu âlemde mümkün olduğu fikri herkesi ele geçirmiştir.
* * *
Meksika’daki uyuşturucu kartellerinin başı Chapo
ile ilgili bir Netflix dizisi çekilmiş. Netflix, özünde sermayenin yeni beden
politikasına ait bir propaganda aracı. Uyuşturucu ile ilgili dizileri, DEA ve
CIA kaynaklı. Oysa bir yerde uyuşturucu ticareti varsa, ardında illaki CIA’i
aramak gerek. Teşkilât, düşmanlarını yok etmek için uyuşturucuyu her daim bir
silâh olarak kullanıyor. Ayrıca uyuşturucu ticareti, ülkelerin yönetilmesi için
de zaruri.[1] Bir yanıyla, kâr oranlarının düştüğü momentte, sermayenin yeni
fırsat kapısı.
Chapo isimli
dizide kartelin dünya ağından bahsedilirken Türkiye’nin de adı geçiyor. Bu ağın
arkasında hırslarının ve kibrinin kurbanı olmuş biri olduğuna inanmamızı
istiyorlar. Hep aynı yalanı söylüyorlar.
* * *
Diziler ve oralarda anlatılan hikâyeler, küçük
burjuvanın sermayeye göre yeniden kurgulanmış bedeninin erojen yerlerini
gıdıklıyor. Küçük burjuva, bu tür dizilerde içki, uyuşturucu ve seks
serbestiyetine dair imgeler deryasına dalıyor. Neticede yılların özgürlük
mücadelesi, bu serbestiyete doğru kapatılıyor. Zaten cennette olanlar, cennet
için mücadeleden içtinap ediyorlar. Sermayenin her yeri düzleyen, zaman-mekânı
kendine göre ören eşitleyici pratiğini, kimi sosyalistler bile, özgürlükçü
bulup bağırlarına basıyorlar. O bağır, ezilenlerin derdini, emekçilerin
çilesini tanımıyor. Çünkü özgürlük dedikleri şey, bir avuç zenginin her günkü
ahlaksızlığına, aymazlığına ve müsrifliğine öykünmek demek. Burjuvazinin
özgürlüğünü istiyorlar.
* * *
Esasen Türkiye’de yaklaşık on yıldır bir Chapo dizisi
çekiliyor. Bu dizide başrolü Erdoğan’a veriyorlar. Nedense Meksika’da işleri,
hırslarına ve kibrine yenik düşmüş bireyler mahvediyorlar. Aynı hikâye, sermaye
ve CIA eliyle Chapo türü dizilerde de anlatılıyor. Conrado ve Chapo gibi
isimler arayıp buluyor küçük burjuvazi kendi hayatında. Bireye bu kadar anlam
ve değer biçen kişi, anlamsızlaşan ve değersizleşen bedenini yücelttiğini
sanıyor. Bireye gaz veren cümleler boca ediliyor sosyal medyaya. Bunu eleştiren
solcular bile, aynı bireycilikle analiz ediyor ülkeyi ve dünyayı.
Chapo’da
muhayyel siyasetçiye “gizli devlet”in başkanı, “ülke sana hazır değil, çünkü
eşcinselsin”; yanındaki kızına, “sana da hazır değil, çünkü güçlü bir kadınsın”
diyor. Burada verilen örtük mesaj, sermayenin beden politikasına ait. Sermaye
ve tekeller bizi, her türlü çapak ve pürüzden kurtulduğumuzda özgürleşeceğimize
inandırmaya çalışıyor. Öte yandan, kendilerini çapak ve pürüz olarak görmemizi
asla istemiyorlar.
* * *
Sermayenin beden politikası, metroda karşısına oturan
Müslüman adam, kadının çıplaklığı karşısında gözlerini kapattığında, küfür ve
hakaret etme hakkını buluyor kendinde. Adam baksa “sapık”, bakmasa “gerici”
olacak. Üstelik bu adamın patriyarkal düzlemde eril iktidarın temsilcisi
olduğundan söz ediyorlar. Çünkü sürekli “uçmak”, ihtiyaç bağlarını kesmek
istiyorlar. Sermaye, kendi bilincini bireylerde yeniden üretiyor. İçten içe
çürüttüğü bedene ruh misali yerleşiyor.
Sonuçta son yıllarda küçük çocuklara yönelik taciz ve
hayvan tecavüzü haberlerinin bu tür pratiklerin meşrulaştırılması için
raflardan, özel olarak indirildiğini düşünmek gerekiyor. Hiyerarşi, sınırlar ve
ayrımlar siliniyor. Yeni beden politikası, bunu emrediyor. Bir yandan
kınıyorlar, eleştiriyorlar, Müslüman halka saldırma imkânı karşısında ellerini
ovuşturuyorlar ama bir yandan da “baktığım hayvanla ilişkiye girme hakkım
olmalı” diyorlar. Yapılan haberler, söz konusu olguların reklâmı, promosyonu
için servis ediliyor. Taciz, tecavüz ardında başka bir ilişki biçimi
meşrulaştırılıyor.
* * *
İnternette kısa bir aramayla, batıda pedofili
destekçileriyle LGBT ağlarının iç içe geçtiğini ortaya koyan haber ve yazılara
rastlamak mümkün. “8 yaşından önce seks yap”[2] diyen bu dernekler ve STK’lar,
devletlerden ciddi destek görüyorlar. Bugün ABD’de, AB’de veya Türkiye’de
herhangi bir özel üniversitenin lisans ya da lisansüstü programının
müfredatında LGBT ile ilgili bir derse illaki rastlıyorsunuz. Üstelik şeriatla yönetilen
bir ülkede oluyor bunlar!
Bu, “ezilen” kategorisi altında sahip çıkılan şeyin bu
müfredatta anlatılanlar olmadığını birilerinin anlaması lazım. Ama anlama
pratiği de hiyerarşik, sınırlayıcı ve ayrıştırmaya dair. Bu sebeple artık solun
dünyayı yorumlaması bile mümkün değil. Solda her fırsatta kullanılmayı seven
bir yan var. Manasını bu yan sayesinde ediniyor. Sermayenin beden politikası,
bugün sol ve solculuk olarak yutturuluyor.
Eren Balkır
12 Haziran 2019
Dipnotlar:
[1] Lars Schall, “CIA: Örgütlü Suçun 70 Yılı”, 19 Eylül 2017, İştirakî.
[2] Mücahit Gültekin, “Zümrüt Apartmanı Müstakil Bir
Apartman mı?”, 31 Mayıs 2019, İslami Analiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder