04 Ekim 2012

, ,

Muhammed Durra


Muhammed Durra, Filistin genelinde kapsamlı isyanların gerçekleştiği İkinci İntifada’nın ikinci gününde, 30 Eylül 2000’de Gazze Şeridi’nde katledildi.

France 2 televizyonu için çalışan Filistinli kameraman Talal Ebu Rahma, Cemal Durra ve oğlu Muhammed’i görüntülüyordu. Baba-oğul, İsrail askerleri ile Filistin güvenlik güçleri arasında yaşanan çatışmanın ortasında bir varilin arkasına saklanıyor. Görüntüde babasına sarılmış olan Muhammed ağlıyor. Sonrasında açılan ateş sonucu Muhammed babasının bacakları arasına devriliyor.

Elli dokuz saniyelik bu görüntü, ilkin France 2 kanalının İsrail’deki büro şefi Charles Enderlin’in takdimi ile yayınlanıyor. Kameramanın aktarımı üzerinden, baba ve oğlunun İsrail askerlerince hedef alınarak vurulduğu söyleniyor. Hazin bir cenaze töreni ardından Muhammed, tüm Arap ve Müslüman dünyasında “şehid” olarak toprağa veriliyor.

12 yaşında iken katledilen Muhammed için Mahmud Derviş aşağıdaki şiiri kaleme alıyor:

Muhammed

Muhammed, babasının koynuna sığınıyor,
Cehennemî semadan ürkmüş bir kuş gibi.

Baba koru beni uçup gitmekten!
Kanadım bu rüzgâr için çok zayıf
Işığımsa kapkara.

Muhammed
Eve dönmek istiyor,
Bisikleti yahut yeni bir gömleği olmadan
Hasreti okuldaki sırasına
Dilbilgisi ve fiil çekimi defterine.

Evime götür beni baba evime götür ki
Derslerime hazırlanayım
Varolmaya devam edeyim
Sahilde adım adım
Palmiyelerin altında yürüyeyim
Hepsi bu, hepsi bu.

Muhammed,
Elinde taş,
Yıldızlar misali bir şarapnel olmaksızın
Bir ordunun karşısına çıkıyor.

Fark etmiyor üzerine
“Özgürlüğüm asla ölmeyecek
Zira savunacak bir özgürlüğü olmayan insan
Asla özgür değildir”
Yazacağı duvarı.

Pablo Picasso’nun güvercini için
Gerekli derinlik yok ama burada.

Muhammed devam ediyor,
Lânetini üzerinde taşıdığı bir isme doğmaya.
Lânetini üzerinde taşıdığı bir isme doğmak
Nasıl bir şey?

O evsiz, çocukluk için vakti olmayan bir çocuğu
Daha kaç kez doğuracak?
Düş kapıyı çaldığında ve toprak…
Ve o tapınak yaralı iken,
O nerede düş kuracak?

Muhammed,
O hiç kurtulamadığı,
Giderek kendisine yaklaşan ölümünü görüyor.
Ama o vakit anımsıyor
Televizyonda izlediği o leoparı.
Şu karaca yavrusunun başına üşüşen
Vahşi hayvanı.
Leopar yakınlaşıp koklayınca sütü
Karacanın üstüne atlamıyor.
Süt sanki o vahşi hayvanı evcilleştiriyor.

Demek ki ben de hayatta kalacağım diyor çocuk
Ve ağlıyor:
Çünkü benim hayatım
Anamın göğsünde saklı…
Hayatta kalacağım…
Ve şahit olacağım.

Muhammed,
O kimsesiz melek,
Soğukkanlı avcısının silâhına iki adım uzakta.
Bir saattir gölgesi ile iç içe geçen bir çocuğun
Hareketlerini izliyor kamera:
Yüzü şafak gibi aşikâr
Kalbi elma gibi pak
On parmağı birer mum gibi parlak
Pantolonun üzerindeki çiğ şeffaf…
Avcısı iki kez düşünüp şunu söylemiş sanki:
Hatasız telaffuz ederse o Filistin’ini
Canını bağışlarım…
Bilincime tabi olup isyan ettiği günü öldürürse
Onu bağışlarım!

Muhammed,
Dinçleşmiş bir ruh,
Bakırdan ve zeytin dalından yapılmış
Bir ikonanın kalbinde
Uyuyup düş gören
Çocuk İsa.

Muhammed,
Peygamberlerin arayıp katına yükseldikleri
O Ebedî Ağaca olan ihtiyacın ötesinde
Dökülen kan.

Muhammed!

Mahmud Derviş

0 Yorum: