Doruba Bin Vahid Söyleşisi
15 Ekim 2020
Kara
Panter Partisi’nin güçlü yanları nelerdir?
Bence
KPP’nin temel güçlü yanı, onun alt sınıfa mensup halk kitleleriyle kurduğu
ilişkidir. KPP, işsizlerin, marjinalleştirilmiş kesimlerin, polis zulmüne maruz
kalanların, hapse atılanların, haksız yere tutsak edilenlerin örgütlenme
meselesi üzerinde durdu. KPP, Siyahî kesim içerisindeki alt sınıflarla ilişki
kurdu. Alt sınıflar için sağlık programları oluşturduk. Yoksul çocuklar için
kahvaltı programlarını yürürlüğe koyduk. Onların karınlarının doymasını, okula
gitmeden önce yemek yemelerini sağladık. Polisin Siyah cemaatinden sökülüp
atılması için başka örgütlerle birlikte çalıştık. Temelde KPP bir işçi sınıfı
partisiydi.
Altmışlarda
ve yetmişlerde KPP diğer ırksal adaleti esas alan diğer örgütlerden ne yönden
ayrışıyordu?
Altmışların
ortasında diğer birçok örgütle KPP arasındaki en önemli fark, KPP’nin kadro
üzerine teşkil edilmiş bir örgüt oluşuyla ilgiliydi. KPP, sınıf analizi yapan,
beyaz üstünlükçülüğü meselesini sınıf ve kast bağlamında ele alan, onu
işçilerin sömürülmesi üzerinden değerlendiren bir örgüttü. İlk aşamada biz,
Siyahların siyahî düşmanları olduğunu gördük. Onların Siyahların düşmanı
olduğunu, bu düşmanlığın kast değil sınıf temelli olduğunu anladık. Bu sebeple
KPP bu yönden farklı bir örgüttü. Bu noktada biz radikal örgütlerle, başka
kurtuluş hareketleriyle, Afrika’daki ve Güney Asya’daki kurtuluş
hareketleriyle, Filistin’deki hareketle, farklı politik akımlarla ittifaklar
kurduk.
ABD’de
polis faaliyetinin kökenleri, bugünkü faaliyetlerde karşımıza nasıl
çıkmaktadır?
Günümüzde
polis faaliyeti, Amerika’daki kölelikle ve köle ticaretiyle bağlantılı bir
meseledir. Bu faaliyet sahası, yüzyıllar içerisinde değişti, evrim geçirdi ve
bugüne geldi. Sonuçta ortaya Siyahların hayatının önemli olmadığını düşünen
askerîleşmiş bir polis teşkilâtı çıktı. Bu fikrin kaynağı, bir vakitler
siyahların beyazların malı olduğuna dair fikir ve anlayıştır. Ecdadımız
plantasyon sahiplerinin malıydı. Dolayısıyla bizim hayatımızın bize ait
olmadığını düşünüyorlar. Bugün güya özgürüz, ama Siyahların hayatının önemli
olmadığını söyleyen fikir ve anlayış, kolluk kuvveti bünyesinde ve ABD
hükümetinde hâlen daha yaygındır. Siyahların hayatı ABD’de hiçbir zaman önemli
olmadı, o hayat, beyazların üstün olduğunu söyleyen zihniyet tarafından her
daim mesele olarak görüldü. Siyahlar beyazların umurunda değil, onların
hayatının bir kıymeti yok.
Bugün
ırksal adalet için mücadele eden eylemcilere mesajınız nedir?
Polis gelip polislerin hayatının önemli olduğunu söyleyebilir. Birileri gelip “tüm insanların hayatı önemlidir” diyebilir. Siz hareketinizi kendi halkınızın kurtuluşu üzerinden tanımladığınızda, sizi üç yüz yıldır katleden insanların insanlığına seslenmediğinizde, ondan ricacı olmadığınızda, mücadeleyle ilgili bakış açınızı da, tanımları da değiştirmiş olursunuz. Güç, olguları tanımlama ve dilediğiniz tarzda eyleme geçme becerisidir. Hareketinizi bir Twitter etiketiyle tanımladığınızda başka insanların sizin yaptığınız tanımı gasp etmesini ve o tanımı size karşı kullanmasını mümkün kılarsınız. Kanaatimce Amerika’da hatta Avrupa genelinde sokaklarda olan eylemcilerin kendi toplumlarının gücüne güç katabilmeleri ve polis cinayetleri ile zulmü ortadan kaldırabilmeleri için birleşik cephe örgütlemeleri gerek. Bizim faşizmin ne olduğunu anlamamız lazım. Faşizmin, beyaz üstünlükçülüğünün ve ırkçılığın nasıl el ele gittiğini görmemiz gerekiyor. Uluslararası sınırları kesen bir örgütlenme faaliyeti içine girmeden, kendimizi Afrika ülkeleri arası dayanışma ve diğer emekçi insanlar arası dayanışma düzleminde ifade etmeden, beyaz olmayan ezilen kesimler arasında dayanışma ilişkisi kurmadan, Batı’daki beyaz üstünlükçülüğüne asla son veremeyiz. Dolayısıyla güçlenmemizi asıl sağlayacak olan, sağcı faşizme karşı gençler ve işçiler arasında kurulacak birlik ve teşkilâttır. Herkesi potansiyel düşman ve terörist olarak gören ulusal güvenlik devleti bu sayede ortadan kalkacaktır.
0 Yorum:
Yorum Gönder