23 Mart 2011

, ,

Libya’ya Haçlı Seferi

Emperyal Riyakârlık

Evvelâ şu noktayı açıklığa kavuşturmam gerekiyor: Kaddafi benden, ben de ondan haz etmem. Örneğin Kaddafi, ülkesinde kendisi ile röportaj yapmak için başvurduğumda bana vize vermemişti.

Gene de Libya savaşı ile ilgili fikrimi tüm açıklığı ile ifade etmem gerek: bu savaş yanlış ve yıllarca sürmesi muhtemel bir felâkete ve kargaşaya yol açacak.

Önce şu Avrupalıların riyakârlığından başlayalım. İngiliz milletvekili Blair (Irak savaşı esnasında) koşarak Kaddafi’nin yanına gitmiş ve ona silâh satmıştı. Gordon Brown ise İskoçya, Lockerbie üzerinde uçan Pan-Am uçağını patlatma suçundan hüküm giyen bir kişiyi serbest bıraktı. Fransız Cumhurbaşkanı Sarkozy yıllarca Kaddafi’ye silâh satan bir isimdi. Kendi bakanlarının eleştirilerine rağmen Sarkozy Albay’ı Paris’te resmî törenle karşıladı ve ona nükleer reaktör vaat etti. Albay’ın oğlu Seif’in ifadesine göre, Libya Sarkozy’nin yürüttüğü 2007 seçim kampanyasına parasal destek sundu. İnancıma göre, Seif’in dedikleri doğru, zira bu türden eylemler Fransız siyasetinde vaka-i adiyeden. Eğer karşımızda savaşa aç bir medya durmuyorsa, onun Seif’in sözlerindeki kanıta kulak kabartması gerekiyor.

Geçiş konseyi başkanı, Kaddafi’nin adalet bakanıydı! Konsey ileride yaşanacakların bir işareti olarak, pazarlardan camilere yiyecek dağıttı. İmamlar muktedir bir konuma geldi. Belki de bizleri pek sevmeyen insanlara yardım ediyoruzdur.

Hata yapmamak gerek. Bu savaş petrolle ilgili. Avrupalılar kolay yoldan voliyi vurmak isterlerken başları derde girmeyecek tipler, tıpkı İran Körfezi’ndeki petrol monarkları ile iş pişiren ABD gibi.

ABD bu kavgada tek bir köpeğini bile kullanmıyor.

Çatışmanın bir boyutu da kabilevî. İsyan, doğu Libya’daki Zuvayya kabilesinin yerleşik olduğu Bingazi’de başladı, bu kabile aynı zamanda 1969’da Kaddafi’nin devirdiği kralın mensup olduğu kabile. Söylenenlere göre bu kabile, Irak’taki ABD birliklerine karşı mücadele eden El-Kaide’ye çok sayıda mücahit gönderdi. İsyan kısmen monarşistlerle İslamî köktencilerin liderliğinde ilerliyor ve hiçbirisinin ağzında “demokrasi” şiarı duyulmuyor.

İsyan sayesinde kabileler yoğun miktarda silâhlanmış durumda ve muhtemelen kendi hâkimiyetindeki bölgelerde mevcut petrollerin kontrolünü ellerine almak için mücadele edecekler. Bu, Libya’nın yıllarca sürecek bir çatışma sonucunda fiilî olarak bölünmesi ile sonuçlanacak. Libya petrol sahibi bir Somali olacak.

İsyan, gerçekten de kendiliğinden miydi? O vakit biri çıkıp bana isyanın ilk günlerinde Bingazi caddelerinde, binlerce monarşi bayrağının nasıl olup da ortalığa döküldüğünü izah etmeli.

Son söz, bizim Nobel Barış Ödülü sahibi başkanımıza. Pazar günü Fransız savaş uçağı Rafale’i gözden düşürmek ve F-18 satmak için Brezilya’ya gitti. Her iki uçak da bugün Libya semalarında birbiriyle rekabet ediyor. Demek ki savaş, silâh tüccarları için en uygun sergi salonuymuş.

George Kazolias

0 Yorum: