Canavar düdüğü öttü Soma’da.
Keşan’da, Karakeçili’de, Lice’de, Digor’da, al biberden al oldu,
Kanayan yürek.
“Madende açık alev” diyordu haber,
Yokladım, ciğerimdeki ne idi?
Bant kantarı tartamadı üç yüz efeyi.
Bir çığlık!
“Bundan gari boş evim, boş tabağım,
Dirgenimi toprağa mı sallasam, kendime mi saplasam?”
Efeler yarı baygın, efendiler sağır.
Bürgüler mendil oldu,
Babalar, bebeler lal.
Boynuna baktım, damarlar…
Çökmüş, zift karası suretinde damarlar efenin.
Bir dinamit patladı bugün,
Vicdanın rezervinde bir damar bulundu,
Değerli, paslanmayan bir madenin damarı.
Bu damar,
Kavlakların kof seslerini bastırdı, usulca.
İlenmedi kalanlar, yalnız zahireyi çıkarıp serptiler,
İncir ağacının dibine.
Yediveren inciri,
Umudu,
Kardeşliği,
Adaleti verdi,
Sebatı,
Işığı,
Kas, inanç ve hissin harmanından bu düzeni yenecek kuvveti,
İştirakî verdi!
Zeyno Ceren
İştirakî dergisi
Sayı 3-4
0 Yorum:
Yorum Gönder