Kamboçya’da
polisin konfeksiyon sanayisi işçilerinin ücret artışı talebiyle yaptıkları
gösteri esnasında saldırıp dört işçiyi katletmesi ardından, saldırı emperyalist
dünyadaki medyanın da dikkatini çekti. Bu medyanın sunduğu biçimiyle, hikâye
basitti: Kamboçya hükümeti, yaşayacak kadar ücret talep eden işçilere baskı
uyguluyordu.
Kamboçya’da
konfeksiyon işçileri, haftada 6 gün, günde 48 saatlik çalışma sonucunda 80
dolar aylık maaş alıyorlar. İşçiler maaşların 160 dolara çıkartılmasını talep
ediyorlar.
Haberlere
göre, muhalefet partisi lideri işçilerin talebini destekliyor.
Ancak
hikâyenin gerisinde medyanın göz ardı ne var?
Birincisi
şu: hiçbiri Kamboçya’nın Vietnam Savaşı esnasında ABD güçlerince sayısız kez
bombalandığını ve işgal edildiğini söylemiyor. 1970 Mayıs’ında, Başkan Richard
Nixon’ın birkaç gün öncesinden kamuoyuna açıkladığı, savaşın Kamboçya’ya doğru
genişletileceğine ilişkin karara karşı, Mississippi’deki Jackson Devlet
Üniversitesi ve Ohio’daki Kent Devlet Üniversitesi’nde yapılan gösterilerde,
Milli Muhafızlar ve polisin silâhsız öğrencilere ateş açıldığından da
bahsetmiyor.
Bugünkü
konfeksiyon işçilerinin mücadelesiyle ilgili haberlerde Kamboçya halkının,
politik yapılarının ve ekonominin üzerinde söz konusu savaşın bıraktığı ve
ülkeyi birçok yönden geriye çeken korkunç yaralar mevzubahis bile edilmiyor.
Kamboçya’da
ülkedeki müteşebbislere taşeronluk veren milyar dolarlık konfeksiyon
şirketlerinin rolü de hiç ele alınmıyor. Örneğin The Gap ülkede üretilen
konfeksiyonun en büyük alıcısı durumunda. PBS NewsHour’dan Fred de Sam
Lazaro’nun geçen Bahar aktardığı kadarıyla, “başkent Phnom Penh ve civarındaki
300’den fazla fabrikada yaklaşık 400.000 konfeksiyon işçisi çalışıyor. Bu
işçiler, Avrupa ve Amerika’daki marka isimlere ve perakendecilere taşeronluk
yapıyorlar.” (PBS, 31 Mayıs)
Aynı
programda The Gap’ten Bobbi Silten şunları söylüyor: “Kamboçya’daki birçok
bayii ile epey eskiye dayanan ilişkilerimiz var. Ülke son 10 yıldır en fazla
kaynak üreten 10 ülkenin en tepesinde. Dolayısıyla orada olmak bizim için
vazgeçilmez bir durum, kanaatimizce orada bulunmamızın nedenlerinden biri,
Kamboçya’da uygulamaya konulmuş olan emek standartları.”
Başka
bir deyişle, bu şirketler, Kamboçya’ya esas olarak ülkenin savaş ve savaş
sonrası gelişmeler yüzünden çok fakir ve azgelişmiş kalmış olması, böylelikle
işçilerin uzun yıllar sonra örgütlenmeye ve mücadele etmeye başladığı Çin gibi
bölgenin diğer ülkelerinden görece daha düşük ücretler belirlemesi yönünde
hükümete dayatmada bulunabileceklerini bildiklerinden gitmişler.
Bir
dahaki sefer bir konfeksiyon mağazası zincirine gittiğinizde etiketlere bakın.
“Bangladeş Malı” ve “Çin Malı” etiketlerinin yerini “Kamboçya Malı” ve “Vietnam
Malı” etiketlerinin aldığını göreceksiniz.
Milyarder
Zincirler Ülkeden Çekilmekle Tehdit Ediyorlar
Kamboçya’da
üyeleri dev konfeksiyon zincirleri için taşeron olarak çalışan Konfeksiyon
İmalatçıları Derneği isimli bir örgüt var. Dernek başkanı Ken Loo, greve giden
işçilere “holigan” diyor ve Kamboçya hükümetine işçilerin taleplerini kabul
etmemesini söylüyor. “Eğer hükümet asayişi korumak niyetinde olduğunu
gösterirse, yatırımcının güveni yeniden kazanılacak ve sektör ilerleyecek, bu
da sanayideki önemli bir dönüm noktası olacaktır. Ancak eğer hükümet önceki
duruma dönülmesine imkân verirse, sanırım yatırımcıların çoğu ülkeyi terk
edecek.” diyor Loo. (Channel NewsAsia, 6 Ocak)
Kamboçya
hükümetinin de endişelendiği konu bu: siparişleri yaklaşık 400.000 konfeksiyon
işçisi tarafından karşılanan şirketlerin daha ucuz bir yer bulup onları
dımdızlak orta yerde bırakması. En azından ülkeyi terk etme bir tehdit
düzeyinde hâlihazırda mevcut. Baskı da tam olarak buradan kaynaklı.
ABD’deki
işçilerin de bilmesi gereken husus şu: Kamboçya halkının düşmanı onların da
düşmanı. İşçileri her yerde aşağı doğru çeken, birbirleri arasında süren
rekabete zorlayan ve küresel düzeyde faaliyetler içinde olan, emperyalist
ülkelerde kurulu milyarder hâkim sınıftır işte bu düşman.
Kapitalist
medyadaki haberler Kamboçya işçileri için verilecek tek cevabın oy sandıkları
olduğunu söylüyor. Politik muhalefet partisi lideri Sam Rainsy’nin itibarını
artırmak için çabalıyor. Rainsy işçilerin taleplerinin desteklenmesini istiyor.
İyi
de kim bu Rainsy? Kendisi, Kamboçya’yı eskiden yönetmiş sömürgeci Fransa’da
eğitim görmüş eski bir yatırım bankacısı. Rainsy, sınırdaki Vietnam karşıtı
protestolar düzenlediği için 2009’da “ırkçı tahrik” suçlamasıyla yargılanmış.
Cezadan kaçmak için Fransa’ya gitmiş, gıyaben suçlu bulunup 10 yıl mahkûmiyet
almış. Görünüşe göre sahip olduğu güçlü dış destek sayesinde Kral Norodom
Sihamoni tarafından affedilip muhalif bir politik parti kuracağı ülkeye geri
dönmüş.
Kamboçyalı
işçiler, içinde yaşadıkları berbat koşulların iyileştirilmesi için haklı bir
mücadele veriyorlar. Onlar, ayağa kalkıp dövüşmezlerse, işçilerin haklarını
ellerinden tek tek almakla tehdit eden küresel sermayeye karşı mücadele
ediyorlar.
Emperyalist
ülkelerdeki görece zengin sendikalar Kamboçya gibi ülkelerde yoğun sömürü
koşullarında çalışan işçilere destek vermek suretiyle de işçilerin haklarını
ilerletecekler. Ancak bu sendikaların, kapitalizmin kemendini işçilerin boynuna
atmak gibi gerici bir amaç güttüğünü gizlemek için işçilere destek verdiği
demagojisine sarılan Rainsy gibi, süslü sözler eden politikacıların tuzağına
düşmemeleri gerek.
Deirdre Griswold
11 Ocak 2014
Kaynak
0 Yorum:
Yorum Gönder