27 Ekim 2014

,

Rosa Luxemburg’un “Ya Sosyalizm Ya Barbarlık” Sloganı


Sanırım sosyalizm tarihindeki küçük bir sorunu çözdüm.

Climate & Capitalism [“İklim ve Kapitalizm”] sitesinin reklâm sloganı olan “Ya Ekososyalizm ya barbarlık: Üçüncü yol yok”, Rosa Luxemburg’un “Ya sosyalizm ya barbarlık” sloganına dayanıyor. Luxemburg bu sloganı, Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında, Alman devrimi için kullanmış. Slogan, o günden beri birçok sosyalist tarafından benimsenmiş.

Sorun şu: bu sloganda ifade olunan anlayışın kaynağı neresi? Luxemburg’un değerlendirmesinin bir karşılığı yok, solcu akademisyenlerin onun izahatındaki kafa karışıklığına getirdikleri açıklamaların bir anlamı da.

Luxemburg, önce insanlığın sosyalizmin zaferi ile medeniyetin sonu arasında bir tercihle yüzleştiğine dair bir fikir atıyor ortaya. Bu fikrini, 1915’te hapishanede yazdığı güçlü savaş karşıtı broşürde dile getiriyor. Baskıdan kaçınmak için müstear isimle kaleme aldığı, Alman Sosyal Demokrasisinde Kriz ya da daha yaygın olarak bilinen hâliyle, Junius Broşürü, savaş yanlısı Alman Sosyal Demokrat Partisi liderlerine yönelik gelişen devrimci sol muhalefetin eğitilmesinde ve örgütlenmesinde önemli bir oynamış.

Luxemburg, broşürde söz konusu sloganı sosyalizmin kurucularından birine atfetmiş:

“Bir zamanlar Friedrich Engels’in dediği gibi: ‘Burjuva toplumu yol ayrımında, ya sosyalizme geçecek ya da barbarlığa ricat edecek.’ […] Bugüne dek bizler bu cümleyi üzerinde hiç düşünmeden okuyup tekrarladık, ifadedeki dehşete dair ciddiyetten hiç şüphelenmedik. […] Bugün tam da Friedrich Engels’in bir nesil önce öngördüğü gerçekle yüzleşiyoruz: ya emperyalizmin zaferi ve antik Roma’da görüldüğü üzere, tüm medeniyetin çöküşü, insansızlaşma, yıkım ve yozlaşma, büyük bir mezarlık ya da emperyalizm ve onun savaş yöntemine karşı uluslararası proletaryanın bilinçli faal mücadelesi demek olan sosyalizmin zaferi.”

İşte mesele de burada: Engels’in yayımlanmış ve yayımlanmamış çalışmalarına dönük birçok dikkatli araştırma yapılmış olmasına karşın, onun böyle bir söz sarf ettiğini kimse tespit edebilmiş değil. O zaman nedir olan biten?

Önce şunu tespit etmek gerek: İngilizce çevirisinde Luxemburg’un Engels’e atfen kullandığı cümlede tırnak işaretleri yanlış yere konmuş. Tırnak işaretlerine Luxemburg’un Almanca metninde rastlanmıyor. Orada Luxemburg doğrudan alıntı yapmıyor, dolayısıyla, Engels’te bu ifadenin tam karşılığını bulmak mümkün değil. Mesele de burada: Luxemburg, broşürü sosyalist kitaplara erişiminin sınırlı olduğu, hapishanede yazıyor, bu yüzden hatırlama konusunda kimi hatalar yapıyor.

Bunu akılda tutarak, üç akademisyenden örnek verelim. Bu isimler, Luxemburg’un “Burjuva toplumu yol ayrımında, ya sosyalizme geçecek ya da barbarlığa ricat edecek.” cümlesini Engels’e atfetmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunmuşlar.

Üç Açıklama

Rosa Luxemburg Okuması isimli çalışmanın editörleri Peter Hudis ve Kevin B. Anderson şunları yazıyor:

“Luxemburg’un muhtemelen aklında Komünist Manifesto’daki bir pasaj var: Marx ve Engels, burada ‘ya en geniş anlamıyla toplumun devrimci bir biçimde kurulması ya da çatışma içerisindeki sınıfların ortak yıkımı’ ile sonuçlanacak sınıf mücadelelerinden bahsediyor.”

Her ne kadar bu pasaj bağlantılı bir fikri ifade ediyor olsa da, onun Luxemburg’un kullandığı kaynak olduğuna dair üç ayrı itirazda bulunmak mümkün: ilkin, Luxemburg’un kullandığı ifade Manifesto’dakinden farklı, ezberden alıntı yapmış olsa bile, yanlış alıntı yaptığını düşünmek güç. İkinci olarak, Marx ve Engels’in ortaklaşa yazdığı metni sadece Engels’e atfetmesi pek mümkün değil. Üçüncü olarak, Hudis ve Anderson’ın başvurduğu, benim de kullandığım standart İngilizce çeviri, özgün Almanca metinde kullanılan “Friedrich Engels’in bir nesil önce öngördüğü” [vor vierzig Jahren] ifadesini ihmal ediyor. 1915’te yazan ve “bir nesil, yaklaşık kırk yıl önce”sinden bahseden birinin, Manifesto’nun yazıldığı 1848 yılından bahsediyor olması mümkün değil.

Kırk yıl öncesi 1870’lerin ortasına denk geliyor. Bu da dikkatimizi Anti-Dühring’e yöneltiyor. Bu eseri Engels, dizi hâlinde 1877-78’de yayınlamış, kitap olarak 1879’da çıkmış. Hareketin kurucularından biri tarafından kaleme alınan, Marksist dünya görüşünün en kapsamlı ifadesi olması sebebiyle bu kitap, Luxemburg’un Engels’e atfettiği alıntıyı arayacağımız makul bir yer. İki akademisyen de böyle yapmış.

Rosa Luxemburg’un Mirası isimli çalışmasında Norman Geras, onun “muhtemelen” Engels’in Dühring’in ekonomik gelişme değil de gücün tarihteki hâkim faktör olduğuna dair tezine itiraz ettiği pasaja atıfta bulunduğunu söylüyor. Engels, gücü ekonomik ilerlemeyi sahneden kovmak için kullanılmasına dönük gayretlerin hep başarısızlığa uğradığını, bunun tek istisnasının, “münferit kimi fetih vakaları” olduğunu söylüyor. Bu vakalarda barbar fatihler, bir ülkenin halkını ya imha ediyorlar ya da kovuyorlar, nasıl kullanacaklarını bilmedikleri üretici güçleri tahrip ediyorlar veya çürümeye bırakıyorlar. Bu noktada Engels, İspanya’daki Müslüman idaresini devirdikten sonra gelişmiş sulama sistemlerini çürümeye terk eden Hristiyan işgalcilerden bahsediyor.

Bu pasaj, medeniyetle (Müslümanlar) barbarlar (Hristiyanlar) arasında yaşanan ve felâketlere yol açan çatışmayı ele alıyor. Bu çatışmadan Hristiyanlar galip çıkıyorlar. Ancak bu pasaj, kapitalizm ya da sosyalizm hakkında bir şey söylemediği gibi, Engels de Luxemburg’un ona atfettiği genel sonuca ilişkin tek laf etmiyor. Geras’ın denemesi güzel ama işe yaramıyor.

Kısa süre önce kaleme aldığı makalesinde Michael Löwy ise Luxemburg’un Anti-Dühring’deki şu pasaja atıfta bulunmuş olabileceğini söylüyor:

“Hem modern kapitalist üretim tarzının yarattığı üretici güçler hem de onun tesis ettiği emtia dağıtım sistemi üretim tarzı ile çelişkiye girer, belli bir düzeye kadar tüm modern toplum helak olmadan, üretim tarzı ve dağıtımda bir devrimin gerçekleşmesi gerekir.”

Bu da söz konusu sloganla ilişkili bir ifade ama Löwy’nin de işaret ettiği üzere, pasaj hem kullanılan kelimeler hem de anlam bakımından “oldukça farklı”. Löwy, bu noktada “Luxemburg’un sloganının kaynağına dair araştırma başarısız olmaya mahkûm” diyor, çünkü:

“Esasında bu sloganı icat eden Rosa Luxemburg’un kendisi. ‘Ya sosyalizm ya barbarlık’ ifadesi yirminci yüzyıl boyunca önemli bir etkiye sahip olmuş. Eğer Engels’e atıfta bulunmuşsa, belki de bunun nedeni, onun gerçekten heterodoks olan bu teze daha fazla meşruiyet sağlamak olabilir.”

Makul bir çıkarım ama bence yanlış. Zira Luxemburg’un 1915 tarihli bu ifadenin mucidi olduğu iddiası, onun “Bugüne dek bizler bu cümleyi üzerinde hiç düşünmeden okuyup tekrarladık” demesi ile çelişiyor. Açık ki o, okurların bu ifadeye aşina olduğunu düşünüyor. Burada yeni ve tuhaf bir şey yok. Demek ki ortada üçüncü bir kaynak mevcut.

Burada davul tuş yapsın lütfen…

Kaynak

Luxemburg’un ifadesini Engels’in çalışmalarında araştırılması başarısız kalmaya mahkûm, çünkü o sözü sarf eden Engels değil. Sorun yanlış alıntı değil, yanlış atıf sorunu.

İfadenin yazarı Engels değil, Marx ve Engels sonrası Marksist teori alanında otorite olarak görülen Karl Kautsky.

Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD), Marksistlerle Ferdinand Lassalle’ın takipçilerinin 1875’te birleşmesi sonucu kurulur. Programı sosyalisttir ama Marksist değildir. 1891’de Karl Kautsky ve Eduard Bernstein Marksist bir program hazırlar. Kautsky tartışma sonrası programı yeniden yazar: program aynı yıl Erfurt’taki parti kongresinde benimsenir. Bilinen adıyla Erfurt Programı, Birinci Dünya Savaşı sonrasına kadar SPD’nin resmi programı olarak kalır ve başka ülkelerdeki sosyalist partilerce bir model olarak kullanılır: örneğin Lenin, Rus sosyalistleri için hazırladığı 1896 tarihli taslak programını Erfurt Programı üzerine kurar.

Program kasten kısa tutulmuştur. İngilizce çevirisi 1.300 kelime civarındadır. Programda çok az izahat veya tartışma mevcuttur. Bu nedenle Kautsky, sonrasında programı izah edip sosyalizm meselesini tartışan bir kitap kaleme alır. Das Erfurter Programm in seinm grundsätzlichen Teil erläutert [“Erfurt Programı: Esaslara İlişkin Tartışma”] 1892’de yayımlanır. Tarihçi Donald Sassoon’un yazdığı kadarıyla, program, “Avrupa genelinde sosyalist eylemcilerin en fazla okuduğu metinlerden biri hâline gelir.” Kautsky’nin yorumu 1914 öncesi on altı dile çevrilir ve dünya genelinde kabul gören, Marksizmin popüler bir özeti olarak görülür.

1880’lerde Leh ve Alman sosyalist hareketleri içinde faal olmaya başlayan Rosa Luxemburg’un Kautsky’nin kitabını okuduğuna şüphe yoktur. Muhtemelen onun fikirlerine dair tartışmaları işitmiştir. 4. Bölüm bu pasajı içermektedir:

“Eğer sosyalist cumhuriyet imkânsızsa, o vakit insanlık tüm ekonomik gelişmeyle bağını koparacaktır. Böylesi bir durumda modern toplum, tıpkı iki bin yıl önce Roma İmparatorluğu’nda görüldüğü gibi, parçalanacak ve barbarlığa geri dönecektir.

Her şey böyle devam ettikçe kapitalist medeniyet devam edemez; biz ya sosyalizme doğru ileri bir adım atacağız ya da gerisin geri barbarlığa geçeceğiz.”

Bu pasajla Junius Broşürü’nde alıntılanan pasaj arasındaki benzerlikler aşikâr. Luxemburg’un Engels’ten alıntıladığı iddia edilen cümle ile Kautsky’nin son cümlesi birbirine çok benziyor:

Kautsky 1892: “Biz ya sosyalizme doğru ileri bir adım atacağız ya da gerisin geri barbarlığa geçeceğiz.” (es heißt entweder vorwärts zum Sozialismus oder rückwärts in die Barbarei)

Luxemburg 1915: “[Burjuva toplumu] ya sosyalizme geçecek ya da barbarlığa ricat edecek.” (entweder Übergang zum Sozialismus oder Rückfall in die Barbarei)

Luxemburg, fiillerin yerine isim kullanmış, tersini yapsa cümle birebir aynı.

Luxemburg’un cümleyi Kautsky’den aldığının diğer bir kanıtı da her ikisinin de Roma İmparatorluğu’na atıfta bulunması. Löwy bu hususu maalesef “konuyla alakası yok” diyerek ihmal ediyor.

O hâlde Rosa “ya sosyalizm ya barbarlık” ifadesini neden Kautksy değil de Engels’e atfediyor? Nedenini kesin olarak bilmek imkânsız ama görünüşe göre sosyalizmin popüler izahının yaygın biçimde kullanılması ardından, Kautsky’nin kitabındaki birçok kavram ve form sosyalist mahfillerde yaygınlık arz etmiş, kelimeler özgün kaynağından uzaklaşmış. Bu noktada akla Albert Einstein’a yanlışlıkla atfedilen birçok alıntı gelebilir. Luxemburg, 1915’te hapishanede ezberden alıntı yaparken, yanlış bir tahminde bulunuyor ve alıntının Anti-Dühring’de bulunabileceğini düşünüyor, bu nedenle “kırk yıl önce” ifadesini ekliyor. Broşürü sonrasında İsviçre’de yayınlanıyor, illegal yollardan Almanya’da dağıtılıyor, bu yüzden ayrıntılı bir kaynak taraması imkânı bulunamıyor.

Sanırım Kautsky’nin “ya sosyalizm ya barbarlık” sloganının mucidi oluşunun tespit edilememesinin nedeni, onun Bolşevik devrimini kınaması sonrası sosyalistler arasında okunmaması. Geçmişte yapılmış bir espriye atfen: Lenin’in polemiği sayesinde Kautsky’nin ön adının “Dönek” olduğu bile zannedilmiş zamanında. Onun birçok çalışmasının baskısı tükenmiş ya da sadece pahalı akademik baskıları mevcut. Bu durumun da gösterdiği üzere, sloganın kaynağının kim olduğunun anlaşılması gerçekten güç.

Eğer benim değerlendirmem doğru ise, o vakit Löwy’nin “Esasında bu sloganı icat eden Rosa Luxemburg’un kendisi.” tespiti yanlış. Oysa Luxemburg, “Bugüne dek bizler bu cümleyi üzerinde hiç düşünmeden okuyup tekrarladık” diyor. Kautsky’nin yaygın olarak okunan kitabı üzerinden, insanlığın ya sosyalizme doğru ileri bir adım atacağı ya da gerisin geri barbarlığa geçeceği düşüncesi, Almanya’daki sosyalistler arasında zaten gayet iyi bilinen bir düşünce.

Luxemburg’un büyük katkısı, “ya sosyalizm ya barbarlık” sloganına özgün yazarın kastettiğinden görece doğrudan ve daha derin bir devrimci anlam katması. Kelimeler Karl Kautsky’den geliyor ama onlara kanatlar takan Rosa Luxemburg.

Ian Angus
21 Ekim 2014
Kaynak

0 Yorum: