b. İttihatçılar için devlet, itilafçılar için burjuvazi
var. O gerçek, dışındaki her şey yalan. Bütünlük, ancak onlarla tanımlı.
c. İttihatçılar, burjuvazinin toplumu; itilafçılar, devletin tarihi
böldüğünü düşünüyorlar. Esas olarak bu bütünleme faaliyeti dâhilinde var
olabiliyorlar. Bütünleştirme faaliyetine bir tarafından dâhil olmaya
çalışıyorlar.
d. Her ikisi de efendilerin bütünsel, yekpare,
pürüzsüz, çatlaksız tarihi ve toplumu için mücadele ediyorlar. İkisinin de sırtlarını dayadığı duvar, ortak.
e. İtilafçıların ve ittihatçıların arası asla
kanlı bıçaklı olmadı, olmaz. Devletin ve sermayenin salahiyeti için hiçbir
vakit birbirlerine düşmezler, duvara zarar vermezler, ama başka vekil güçler
üzerinden birbirlerine mesaj gönderirler. Belirli momentlerde bütünlük,
tutarlılık ve süreklilik hissi bir şekilde sağlanır.
f. İttihatçılar için terakki; itilafçılar için hürriyet
esas.[1] Terakki dedikleri mülkiyetle;
hürriyet dedikleri rekabetle tanımlı.
Döne dolaşa birbirlerini beslerler, var ederler.
g. İtilafçılık ve ittihatçılık, sol siyaset
alanını da kontrol etmeye mecburdur. İkisi de kendi gölgesini, izdüşümünü sol
dünya içerisinde örgütler. Devlet ve demokrasi bahsinde ayrı kulvarlar oluşur.
Sol da iki kanatlıdır.
h. Ankara’da Hafi
TKP’ye karşı Resmi TKP kurulması,
Ekim Devrimi’nin etkisini, Balkanlar’daki sınıf hareketinin nüfuzunu, Doğu’daki
kıyamın şiddetini kırmak için atılmış bir adımdır. Sol, bazı arayışları
dışarıda tutacak olursak, esasta Resmi TKP’nin çocuğudur. O da iki kanatlıdır.
i. Bugün itibarıyla HDP, itilafçıların TKP’si;
TKP, ittihatçıların HDP’sidir. Birbirlerini zıtlıkta kaim ve var kılmaya,
birbirlerini biçimlendirmeye mecburdurlar.
j. TKP, burjuvazinin toplumu bölmesinden rahatsız
olanları; HDP, devletin tarihi bölmesinden rahatsız olanları örgütler. Görev
tanımı budur. Müesses nizam, ilkinde “kaynaşmış kitle”; ikincisinde “yurtta
sulh” talep etmektedir. İki talep birbirini tamamlar, birbirleriyle
bağlaşıktır. İç devletle dış devlet arasındaki gerilimlere fazla anlam
yüklememek gerekmektedir.
k. Her iki zıt kutup karşısında kaim olan, müesses
nizamdır, iktidardır. Yüksek siyaset, solu da gerekli kıvama getirmektedir.
Sol, yüksek siyaset kulvarlarına meftun; aşağıya, avama, halka düşmandır.
l. TKP’nin tarihi bölen, onu kendisine doğru
daraltan burjuvaziye kızması, mümkün değildir; HDP, toplumu bölen, onu
kendisine doğru daraltan, varlığını bireylerde yeniden inşa eden devlete tepki
geliştiremez. Her ikisinin arkasında, iktidarın tarihi ve toplumu ile ilgili
fikir ve pratik vardır.
m. HDP ve TKP arasındaki gerilimin son demde,
Dersim bağlamında açığa çıkması, tesadüf değildir. Dersim, Türkiye’nin kuruluşu
açısından yapı taşıdır, tunçtur, eldir. Ve evet, her daim kırmızıçizgidir.
n. Seçimin sonucunu tayin edecek olan, yoksul
emekçi Dersim halkı değil, Avrupa’da belirli güç odaklarıyla ilişkili olan
diasporadır. O diaspora da çift kanatlıdır.
o. Ambleminde bile yer vermediği kırdaki ve
şehirdeki “köylü”ye TKP’nin artık bir şekilde takdim edilmesi, beğendirilmesi
gerekmektedir. PR çalışması, bu yöndedir. Son “türban”lı aday ve Dersim
çalışması, bu bağlamda ele alınmalıdır. Kitleler, kontrol altında tutulmalı,
Yargıtay onaylı KP, gereğini yapabilmelidir.
p. Esas olan, devletin ve sermayenin gerilimli, ama
müşterek siyasetinin yoksul, emekçi halk katmanlarına yedirilmesi, olası
kontrol dışı unsur ve dinamiklerin tasfiye edilmesidir.
r. Sorun yaratabilecek, kıyam edebilecek,
başkaldırabilecek unsurlar, her daim kontrol altında tutulmalıdırlar. Aradaki
kayıkçı dövüşünün, kavuklu-pişekâr atışmalarının bir anlamı yoktur. Devletin
tarih, burjuvazinin sınıf bilinci, solun tarih ve sınıf bilincinden her daim
daha güçlüdür.
s. Yüksek siyasete kul edilen yoksul emekçi halkın
“alçak” siyasetten tiksindirilmesi, uzak tutulması gerekmektedir. Görevler, bu
düzlemde tevdi edilmektedir.
ş. Neticede sağcı bir siyasetçinin, “Çeşitli
nedenlerle aşırılık yanlısı ve radikal görüşleri benimseyen vatandaşlarımızın
rehabilitasyonu için radikalleşmeyle mücadele merkezi kurulacaktır” demesini
eleştiren, bunu “Goebbels programı” olarak niteleyen TKP’nin aynı
rehabilitasyon çalışmasını Kürt ve Müslüman bağlamında yürüttüğünü görmek
gerekmektedir. O, verilen bu göreve sırtını asla dönemez. Bu partinin başka bir
varlık gerekçesi yoktur. Benzer bir rehabilitasyon, birey-liberalizm
bağlamında, HDP üzerinden işlemektedir.
t. Bütünsel, tutarlı, sürekli devlet için Kürt ve
Müslüman, her daim tehdittir. (TKP)
u. Bütünsel, tutarlı, sürekli bir sermaye için
Kürt ve Müslüman, her daim tehdittir. (HDP) HDP ve TKP, (artık) siyaset
düzleminde mütemmim cüzdür.
ü. Tehdidi savuşturmanın en iyi yolu, un ufak, tuz
buz etmek, kitleyi bireyde çözmektir.
v. TKP için burjuvazinin öznelliği, tarih
düzleminde ilerleticidir. HDP için devletin öznelliği, toplum düzleminde ilerleticidir.
İlerleyenler, cümlemizi birlikte ilerlediğimize ikna etmeye mecburdurlar.
y. Öznellik, faillik, aydınlanma ve modernizmle
tanımlıdır. Her iki parti de oraya bağlıdır. İkisi de tarihi bölen devrime,
toplumu bölen sınıfa düşmandır. Marksizm ve sosyalizm, bu huzurlu alana doğru
daraltılmalıdır.
z. “İştirakçi hat, çeşitli momentlerde
itilafçıların veya ittihatçıların oyaladıkları yoksul dinamikleri keserek
ilerledi, ilerliyor. Burjuva siyasete karşı devrimci siyaseti çıkarttığımız
durumda, o dinamikler bizi, biz de onları göreceğiz. Bunun için devletin
çektiği perdeyi yırtmak gerek.”[2]
1. İştirakçilik, […]
verili sınıflar mücadelesinde itilafçıların ve ittihatçıların tabanındaki
fukaraya seslenmeyi” [3], onu örgütlemeyi, ona örgütlenmeyi anlatır.
Eren Balkır
9 Mart 2019
Dipnotlar
[1] Eren Balkır, “Meymenetsiz”, 20 Şubat 2019, İştirakî.
[2] Eren Balkır, “İştirakçi Hat”, 13 Eylül 2017, İştirakî.
[3] Eren Balkır, “Serbest”, 30 Mart 2015, İştirakî.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder