Pages

05 Kasım 2023

Kerrar

Buranın liberal solcuları, halka, ezilene, işçiye düşman oldular. Varolan bağlarından sorumsuzluğu haslet belleyip koptular. Bugün Müslüman’a ve sağcıya göre tarif ettikleri solculuk, devletin ve sermayenin solculuğudur.

Bu solculuk, halkla, ezilenle, işçiyle değil, egemenlerin diplomasisi, teknokrasisi ve siyaseti ile düşünüyor. O nedenle İsrail’i tanıyor. Devlet ve sermaye ile bakıyor dünyaya. Oradaki ilişkileri gözetiyor. İsrail’i tanımamanın getireceği sorunlarla uğraşmak istemiyor. Fonları dağıtanların kara listesine girmemek için uğraşıyor. Bu yüzden, gerçekteki FHKC’ye değil, hayalindeki bir imge olarak FHKC’ye sarılıyor. 

Sol, imge ve imajlarla düşünüyor. Onu seksenlerde reklâm şirketi sahibi veya metin yazarı olacakken örgüt şefi olmuş kişiler yönetiyor.

Bu sol, burjuva aklını, imajını, ideolojisini düşünce ve eylemden söküp atmak için uğraşmış olan Marx ve Lenin’le mücadele ediyor. 

Marx, küçük burjuvanın kafasında imal ettiği putlara kılıç sallarken, bu sol, o putlar önünde secdeye varmayı maharet sayıyor. Bugün sahada kanıyla teriyle dövüşen FHKC’nin o puthanede kurban edilmesine izin verilmemeli.

Liberal solun güya destek verdiği FHKC, Balfour Deklarasyonu ve Siyonist proje konusunda şunu söylüyor:

“Siyonist proje ve onun yapıtaşları, yerleşimci, sömürgeci ve yayılmacı bir projedir. Bu yok etme ve dışlama özelliklerini iki kaynaktan almaktadır. İlk kaynak, yerleşimleri oluşturmakta problem yaşanan bölgelerde yerleşimci sömürgeci Avrupa’nın egemenliğini kurma başarısıdır. Diğer kaynak da ırkçı soykırımcı Siyonist hareketin ideolojisidir.”[1]

Liberal solculara göre FHKC “sağcı ve antisemitist”. Gerçekte ise asıl antisemitist, İsrail denilen şer odağı.[2] Sol, Ortadoğu’ya CIA, NATO, Pentagon ve AB kurullarının penceresinden baktığı için, İsrail’i tanımanın zaruri olduğunu düşünüyor. İsrail’in emperyalizmin ileri karakol olmasıyla, bir halkı yok etmesiyle, gerçekleştirdiği yağma ve gaspla, bölgedeki devrimci dinamiklere karşı mücadelesiyle vs. hiç ilgilenmiyor. Sadece İsrail’in mavi beyaz bayrağına atfedilen ve ezberletilen “ilericilik”le ilgileniyor. Solcular burada Mahir’i anıyor, ama Elrom’u öldürdüğü için kurulan intikam timinde yer alan Hiram Abas’la atış talimi yapıyorlar.

Tanıl Bora bu bağlamda konuşuyor.[3] O, sütten çıkmış ak kaşık gördüğü kibbutzların yerleşimci, sömürgeci ve yayılmacı projenin koçbaşları olduklarını gayet iyi biliyor. Bora, kendisine koltuk veren, çanağını dolduranların emirlerini yerine getiriyor. Buna düşman olana da “anti-entelektüel” veya “aydın düşmanı” diyor. “Aydın birey” olup burjuvaziden ve devletten koruma talep ediyor.

Tanıl Bora, Avrupa egemenliğinin tesisinde efendilerinin kendisine verdiği görevi ifa ediyor. O nedenle zevcesi, gerici Kürd halkına feminizm anlatıyor. Fikren beslediği sol, yeryüzünde “yeni beynelmilel kibbutzlar” inşa etme, fazla nüfusu arıtma, burjuvazi için hayatı güvenlikli kılma çabası dâhilinde, dünya egemenlerine uşaklık ediyor.

Bu hasbara elemanları, elli yıldır, özellikle Denizlerden ve Elrom’dan sonra, “İsrail sosyalist bir vahadır, savunulmalıdır” dediler. Bugün de aynı şeyi söylüyorlar. Hamas’ı IŞİD’le bir tutup[4], emperyalist-siyonist odaklardan çıkan “İslami terörizm” ezberine ve liberal dile[5] sarılıyorlar. “AKP emretti Hamas’a saldırmasını” yalanını pazarlayarak, emperyalistlerden yardım dileniyorlar. O nedenle, İslam ve Müslüman düşmanlığıyla kasalarını doldurmaya çalışan, bir İran şahının bir kadın için inşa ettiği mahalleye verilmiş Nazıabad isminin Nazi kelimesinden geldiğini, “Nehirden Denize Özgür Filistin” sloganının Hamas’ın sloganı olduğunu söyleyecek kadar cahil olan Nevşin Mengü gibi operasyon elemanlarının peşinden gidiyorlar.

Mengüler, batıda Filistin’i ve Filistin’e dair ne varsa her şeyi “terörist” ilân eden egemenlere hizmet ediyorlar. Ömer Taşpınar gibi Fethullahçı isimler, efendilerinin beslediği yayın kuruluşlarında İsrail’in hastane bombalamasını meşrulaştıracak laflar sarf ediyorlar.[6] (Ve İsrail, bu meşruiyet zemininde, Taşpınar'ın bahsini ettiği hastaneyi bombalıyor. Medyaskop, bu katil yardakçılarından akıl alıyor!)

Çünkü bugün o batı, o efendiler, Filistin’in sömürüye ve zulme karşı mücadelesinin bozkırı tutuşturması ihtimalini görüyor. Ezilen-sömürülen halk kitlelerinin Filistin’e yönelik ilgisinden ürküyor. Filistin, ezilenler-sömürülenler adına direniyor, dövüşüyor. Bayrağında hangi işaretin ve rengin bulunduğunun bir önemi bulunmuyor.

Bugün solun sahip çıktığı laik solcu Filistinliler, gizliden kamplara İsrail askerini sokuyorlar. Oslo anlaşmasından beri, hatta ondan da önce emperyalizmin ve siyonizmin önünde diz çökmüş olanlar, halkın geliştirdiği direniş imkânlarını ezmek için uğraşıyorlar. Küçük burjuva, kendisine mecbur kalınmasını istiyor. Başta ve sonda hep kendisinin olması için uğraşıyor. Arada, o baş ve son arasında kan ve ter dökenleri tasfiye etmek için çabalıyor. Küçük burjuvanın başka ülkelerdeki kardeşlerine olan desteğine aldanmamak gerekiyor. Buradaki “dinci faşist hükümet”e karşı çıkan küçük burjuvalar, İsrail’deki “dinci-faşist hükümet”e arka çıkıyorlar.

Baş ve son arasında dökülen ve küçük burjuvaların değer vermediği o kan ve ter, bugün Hamas şahsında halklaşmış, kolektifleşmiş, maddileşmiş, düşmanın üzerine hücum etmiştir. Mesele, küçük burjuva bir yerden değil, ezilenler zaviyesinden ele alınmalıdır. Yarın Hamas teslim olsun, o da gericidir. Ama asıl bugün “Hamas gericidir” diyen gericidir. Mücadeleyi geriye çekmekte, düşmana uşaklık etmektedir. Mevkilere kul olanlara değil, mevzi örenlere, o mevzileri ileri çekenlere bakılmalıdır.

Geçmişte de aynı şekilde, Hamas, Gazze’de iktidara geldiğinde Fetih’le yaşadığı gerilimde solcular, Fetih’ten yana saf tutmuşlardı.[7] Oysa Fetih, en basitinden, memurların maaşlarının ödenmemesini, işten çıkartmaları vs. savunuyor, Hamas bu baskılara karşı koyuyor, memurları savunuyor, işten çıkartmalara itiraz ediyor, nispeten halkçı bir yerde duruyordu. Ama batı liberallerinin ağzındaki “popülizm” sakızını çiğnemeyi seven sol, sınıfsal hassasiyetlerini, halkla kurduğu zayıf bağları, politik akli melekelerini bir bir yitirdi. Halka, sınıfa ve politikaya küfretmeyi iş edindi.

Bugün “Hamas da İsrail de bir” diyenler, siyonizme ve emperyalizme hizmet ediyorlar. Hamas üzerinden AKP’ye, AKP üzerinden Hamas’a vuranlar, hizmetleri gereği hareket ediyorlar. Çünkü AKP’nin Hamas’la ideolojik ve politik bir alakası yok. Her sakallıyı “politik manada” Müslüman sanmamak gerekiyor. AKP, hem seçim çalışması yapmak hem de Hamas’ın imlediği ideolojik-politik imkânları ortadan kaldırıp direnişin etkilerini savuşturmak için düzenliyor o mitingi.

Solcular, ezberlerle ve imgelerle hareket ediyor. İdeolojiye fazla boğuluyor. Hamas’ın bu saldırıyla tecrit olacağını, yalnızlaşacağını söylüyor. Oysa bir sosyal medya kullanıcısının ifadesiyle, bugün Ebu Ubeyde “Ortadoğu’da hangi ülkede seçime girse kazanacak bir isim.” Mısır’da, Lübnan’da ve daha birçok yerde direnişin simgeleri olarak politik sözcüler ve liderler, kitlelerde yoğun bir destekle kucaklanıyorlar.

Hz. Ali, “Haydar-ı Kerrar” olarak anılıyor. Bu unvanı, savaşta düşmanın üzerine tekrar tekrar saldırdığı, geri çekilmeyi hep yeniden saldırmak için bir fırsat olarak gördüğü için alıyor. Filistin davası da düşmanın üzerine fasılalarla da olsa tekrar tekrar yürüyor. Döne döne tekrar vuruyor. O inattan, sebattan, onun şiddetinden feyz almak gerekiyor.

Devrim, engebeli, sarp ve dolambaçlı yollardan ilerliyor. Düz yol sevdalıları, düz küçük burjuva yolu devrimci yol sananlarsa karşı-devrimcileşiyorlar ya da teslim oluyorlar. İsrail’i tanımak, karşı-devrimcilik ve teslimiyettir.

Bu son yürüyüşün kolektif adı ise Hamas ve Mukavemet’tir. Nostaljiye, ucuz küçük burjuva siyasetine, liberallerin ezilenleri bölmeye dönük hamlelerine ve ideolojik gevezeliklere değil, o somut maddi güce yoldaş olmayı bilmek gerekiyor.

Eren Balkır
4 Kasım 2023

Dipnotlar:
[1] Filistin’in Sesi, “FHKC’nin Balfour Deklarasyonu’nun Yıldönümüne Dair Açıklaması”, 3 Kasım 2023, X.

[2] Eren Balkır, “Solun Antisemitizmi ve Şalom”, 16 Kasım 2018, İştiraki.

[3] Tanıl Bora, “Kibbutz”, 18 Ekim 2023, Birikim.

[4] Louis Allday, “Hamas IŞİD’den Beter”, 18 Ekim 2023, İştiraki.

[5] Ali Ebunima, “Hamas’a Dair Liberal Dil”, 10 Haziran 2021, İştiraki.

[6] Medyascope, “Gönül Tol ve Ömer Taşpınar”, 1 Kasım 2023, Youtube. Fethullahçı kanal üzerinden Amerikan istihbaratına çalışan bu kadrolarla aynı şeyleri söyleyen solcuların Filistin hassasiyeti yalandır.

[7] Eren Balkır, “Habâset”, 21 Haziran 2016, İştiraki.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder