Pages

27 Şubat 2022

Ukrayna Krizinin Kronolojisi


Rusya, kimilerine göre Ukrayna'ya işgal harekâtı, kimilerine göreyse “özel bir operasyon” düzenliyor. Bu anlamda, bugün, buraya nasıl geldiğimizi özetlemek için iyi bir fırsat sunuyor.

Ukrayna'daki tarihsel, siyasi ve etnik bölünmeler, yüzyıllar olmasa da onlarca yıl öncesine dayanıyor, ancak burada konuyu böylesi bir derinlikle ele alacak yerimiz yok. Şimdilik, bu süreci üç temel bölüm dâhilinde ele alacağız: Viktor Yanukoviç’in düşüşü, Kırım referandumu ve ardından yaşanan ve bölgeyi bugünkü olaylara uzanan yola sokan iç savaş.

Kovid hakkındaki “30 Gerçek” gibi, bu makale de arkadaşlarınızın ve yakınlarınızın, Ukrayna'nın yakın tarihi hakkında bilgi edinmelerine yardımcı olacak hızlı bir referans kılavuzu, o döneme ait kaynakların kullanışlı bir indeksi veya ayrıntıları unutanlar için hafızayı tazeleyen bir ders olarak tasarlanmıştır.

Artık başlayalım.

1990
Berlin Duvarı'nın yıkılması ve Almanya'nın yeniden birleşmesinin ardından, birçok Batılı lider, NATO’nun topraklarını doğuya doğru genişletmeyi planlamadığı konusunda o zaman Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'a hem yazılı hem de sözlü güvenceler veriyor.

ABD Dışişleri Bakanı James Baker’ın şu sözünü anımsayalım:

“Madem ABD Almanya’daki varlığını NATO çerçevesi dâhilinde sürdürecek, o vakit sadece Sovyetler Birliği değil, diğer Avrupa ülkelerine de NATO’nun mevcut askeri yetki alanının doğuya doğru bir santim bile genişletilmeyeceği hususunda güvence verilmesi önem arz etmektedir.”

1997
Özel Ortaklık Anlaşması, hem NATO hem de Ukrayna temsilcileri tarafından imzalanıyor. Bu belge, Ukrayna'nın kademeli olarak NATO ile işbirliğine geçeceği ve sonunda üye olacağı uzun vadeli bir anlaşmayı ifade etmektedir. İlgili anlaşma, yukarıda verilen güvenceleri doğrudan ihlal etmektedir.

2002
NATO, NATO-Ukrayna Eylem Planı'nı yayınlayarak, Ukrayna ile "daha yakın ilişkilere" olan bağlılıklarını yeniden teyit ediyor ve Ukrayna’nın “Avrupa-Atlantik dünyasıyla tam anlamıyla entegre olabilmesi”ni sağlamak için bu ülkede yapılması gereken “reformlar”la ilgili uzun vadeli planın genel çerçevesi oluşturuluyor.

2008
ABD Dışişleri Bakanı Condoleeza Rice ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Volodimir Ohrizko, ABD-Ukrayna Stratejik Ortaklık Anlaşması’nı imzalıyor. Anlaşma, "ABD'nin NATO ile Ukrayna arasındaki gelişmiş katılımı destekleme konusundaki kararlılığına vurgu yapıyor".

ŞUBAT
Bölgeler Partisi lideri Viktor Yanukoviç, devlet başkanlığı seçimini kazanıyor ve Ukrayna'nın dördüncü Cumhurbaşkanı seçiliyor. Yanukoviç, doğduğu bölge olan Donetsk'in eski valisidir ve etnik olarak Rus olan doğu Ukrayna'da büyük bir oy oranına ulaşarak cumhurbaşkanı seçiliyor.

MAYIS
Devlet Başkanı olarak ilk icraatı, Rusya ile bir anlaşma imzalayarak, Kırım’daki Karadeniz deniz üssünün kira sözleşmesini en az 2042 yılına kadar uzatmak oluyor. Bu karar, Batı basınında sert eleştirilerle ve şaşkınlıkla karşılanıyor. O günlerde bir gazete şu soruyu soruyor:

“Ukrayna'nın AB’ye entegrasyon süreci sona mı erdi?”

Guardian'da yazan Luke Harding şu tespiti yapıyor:

“Bu karar, Ukrayna'nın, Yanukoviç’in Şubat ayındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kazandığı zafer sonrasında onun Rusya'nın nüfuzu altına yeniden girdiğinin şimdiye kadarki en somut delili.”

Ayrıca Harding, "kira süresini uzatma kararı, muhtemelen Ukrayna'nın batı eyaletlerinde Yanukoviç’e karşı muhalefeti artıracak” yorumunda bulunuyor.

BIR PEW anketi, Ukraynalıların çoğunluğunun NATO'ya katılmaya karşı olduğunu ortaya koyuyor.

HAZİRAN
Ukrayna parlamentosu, ülkenin herhangi bir askeri bloğa katılmasını yasaklayan yeni bir tasarıyı oyluyor. Bu, BBC'nin o zaman belirttiği gibi, Ukrayna'nın NATO'ya katılma olasılığını fiilen sona erdirerek, Batı'nın 13 yıldır üzerinde çalıştığı bir planın suya düşmesine neden olacak bir adım.

2012
Yanukoviç’in Bölgeler Partisi parlamento seçimlerinde zafere ulaşıyor ve sandalye sayısını artırıyor. En en büyük rakibi Arseniy Yatsenyuk’un Batkivşçina (Anavatan) partisi, seçimde meclisteki 55 sandalyesini kaybediyor.

Ancak seçimlerde Ukrayna parlamentosuna ilk kez aşırı sağcı bir milletvekili giriyor. Oleh Tyahnibok'un Svoboda (Özgürlük) partisi, yüzde 10’un üzerinde oy alarak meclise 37 vekil sokuyor (Bu vekillerin tamamı, ülkenin etnik olarak Ukraynalı olan batı bölgesinden gelmiştir.)

O dönem basında çıkan haberler ve Open Democracy (Açık Demokrasi) türünden düşünce kuruluşları, Ukrayna'da "aşırı sağ siyasetin" "endişe verici" yükselişine dikkat çekiyorlar.

EYLÜL
Ukrayna kabinesi, uzun zamandır imzalanması beklenen Ukrayna-AB Ortaklık Anlaşması'nın taslağını oybirliğiyle onaylıyor. Genel beklenti, Yanukoviç’in anlaşmayı AB'nin 28-29 Kasım'da Vilnius'ta düzenleyeceği "Doğu Ortaklık Zirvesi"nde resmen imzalaması yönünde.

Ukrayna'ya en fazla kredi sağlayan ve en büyük ticaret ortağı olan Rusya, bu anlaşmanın "kaosa neden olacağı", Ukrayna ile Rusya arasındaki mevcut antlaşmanın şartlarını bozacağı ve Ukrayna ekonomisinin çökmesine yol açacağı konusunda uyarıda bulunuyor. Bu uyarı ile birlikte Rusya, Ukrayna'nın Avrasya Ekonomik Birliği ile yeni bir anlaşma imzalamasını öneriyor.

KASIM
Ukrayna hükümeti, ortaklık anlaşması hazırlıklarını askıya alan bir kararname yayınlıyor. Başbakan Yardımcısı Yuriy Boyko, anlaşmanın mevcut şartlarının "ekonomiye ciddi zarar vereceği" konusunda uyarıda bulunuyor.

Kararnamenin yayınlanması ardından, birkaç gün sonra Maydan meydanında "Avrupa yanlısı” gösteriler başlıyor. Kyiv Post tarafından yapılan bir ankette, AB’ye katılıma verilen destekle Avrasya gümrük birliğine katılıma verilen desteğin aşağı yukarı aynı olduğu görülüyor: ilkine verilen destek yüzde 39, ikincisine verilen destekse yüzde 37 düzeyinde.

Yanukoviç, ayın 28'inde Doğu Ortaklık Zirvesi'ne katılmasına karşın Ortaklık Anlaşması'nı imzalamayarak Ukrayna, Rusya ve AB arasında yeni bir anlaşma öneriyor. Rusya böyle bir anlaşmayı müzakere etmeye açıktır, ancak AB bu teklifi tamamen reddediyor.

Yanukoviç basına verdiği demeçte, ortaklık anlaşmasını imzalamamalarına rağmen Ukrayna'nın AB ile daha yakın ilişkiler için hâlen daha çalışmak niyetinde olduğunu söylüyor: "Ukrayna'da reformlar yapma seçeneği ve Avrupa ile entegrasyon seçeneği diye iki ayrı seçenek yok. Biz bu yolda yürüyoruz ve ondan asla sapmıyoruz.”

Başbakan Mikola Azarov da aynı şeyi söylüyor: "Ortaklık Anlaşması üzerindeki müzakere sürecinin devam ettiğini ve ülkemizi Avrupa standartlarına yaklaştırma çalışmalarının tek bir gün bile durmadığını tüm yetkimle teyit ediyorum."

Bununla birlikte, bu durum Batı medyasında Yanukoviç’in "Rusya ile daha yakın ilişkiler lehine ortaklık anlaşmasını imzalamayı reddettiği"ne dair haberler çıkmaya başlıyor.

Binlerce insan, Maydan Meydanı'nda toplanıyor. Bazı insanlar Kiev Belediye Binası'nı işgal ediyorlar. Muhalif siyasiler Yanukoviç’in "vatana ihanet" ettiğini konuşurken protestolar yoğunlaşıyor, yeni seçimlere sadece 18 ay kalmış olmasına rağmen eylemciler, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yeniden başlatılması çağrısında bulunuyorlar.

29 Kasım'da protestocular, Viktor Yanukoviç’in derhal istifası da dâhil olmak üzere ilk "resmi" taleplerini sunuyorlar.

1 Aralık 2013

"Devrim" sloganları atan binlerce protestocu, çevik kuvvet polisinin diktiği metal bariyerlere hücum ediyor. Protestocular Molotof kokteyli atıyorlar:

Polis meydandan çekiliyor. Yüzden fazla polis memuru da dâhil olmak üzere iki yüzden fazla kişi yaralanıyor.

2 Aralık 2013

Protestocular Maydan çevresine barikatlar kuruyor, hükümet binalarına erişimi engelliyor ve Cumhurbaşkanlığı konutuna saldırmaya çalışıyor. Guardian bile polisin geri çekildiğini yazıyor.

Aşırı sağcı milletvekili Oleh Tyanibok düzenlediği basın toplantısında, bunu resmen "devrim" olarak nitelendirerek, polis ve ordu mensuplarının kendi saflarına geçmelerini istiyor.

12.03.2013

New Republic’te (Yeni Cumhuriyet) yazan Julia Ioffe, özellikle polise Molotof atılmasını gerekçe göstererek Maydan protestocularını övüyor:

“Polis geldiğinde, Moskova yanlılarının aksine, ayrılmadılar. Zincir salladılar, Molotof kokteylleri attılar ve sokaklara barikatlar kurdular. Belediye binalarını ele geçirdiler. Şehir merkezindeki Lenin heykelini devirdiler. Milli marşı söylediler ve ‘Devrim!’ diye slogan attılar.”

8 Aralık 2013

Protestocular Lenin heykelini deviriyorlar. Duvarlara "Yanukoviç sıra sende" yazıları yazılıyor. Kaddafi’nin kesik başını temsil eden bir kukla meydanda "Yanukoviç oyun bitti!" tezahüratlarına taşınıyor. Kyiv Post, Molotof kokteyllerinin hazırlandığına dair haber geçiyor.

10 Aralık 2013

Berkut denilen çevik kuvvet polisi barikatları yıkmaya ve meydanı temizlemeye çalışıyor. Göz yaşartıcı gaz kullanılıyor. Eylemciler bu saldırıya cevap veriyorlar.

11 Aralık 2013

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland ve ABD Büyükelçisi Geoffrey Pyatt protestocuları ziyaret ederek muhalefet liderleriyle konuşuyor. El sıkışırken ve yiyecek dağıtırken fotoğraflanıyorlar:

Aynı gün, Dış İlişkiler Konseyi'nin resmi yayını olan Foreign Affairs, "Yanukoviç Gitmeli" başlıklı bir makale yayınlıyor.

Yine aynı gün, eski Cumhurbaşkanı Leonid Kravçuk, krizi sonlandırmak amacıyla, tüm partilerin üyeleri ve Ukrayna'nın geçmiş cumhurbaşkanlarıyla "yuvarlak masa" etrafında siyasi bir tartışmaya ev sahipliği yapıyor. Bu toplantıya Yanukoviç destek sunuyor ama muhalefet katılmayı reddediyor.

13 Aralık 2013

ABD'li Senatör John McCain Kiev'i ziyaret ediyor ve kalabalığa "Haklı davanızı desteklemek için buradayız" diyor.

Daha sonra aşırı sağcı Svoboda partisinin lideri Oleh Tyahnibok ile el sıkışırken fotoğraflanıyor:

İngiltere'nin Channel 4 "Ukrayna protestolarının merkezindeki aşırı sağcı grup ABD'li senatörle buluşuyor" haberini yapıyor.

2014
OCAK
14 Ocak 2014

Noel/Yeni Yıl dönemindeki durgunluktan sonra protestolar kaldıkları yerden devam ediyor.

15 Ocak 2014

ABD Senatosu Dışişleri Komitesi toplantısında, Dışişleri Bakan Yardımcısı Thomas Melia, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın "Ukrayna'ya yardım etmek" için 5 milyar dolar harcadığını itiraf ediyor.

Bu rakam, hâkimler, milletvekilleri ve siyasi partiler için hazırlanan geliştirme programlarına harcanan 180 milyon doları da içeriyor.

16 Ocak 2014

Haftalarca süren çıkmazın ardından Ukrayna parlamentosu on yeni kanun tasarısını kabul ediyor. Bir bütün olarak "Protesto Karşıtı Yasalar" olarak bilinen bu yasalar, şiddeti teşvik eden milletvekillerinin meclis dokunulmazlığının kaldırılması ve kamu yollarını engellemek için araç kullananların ehliyetlerinin kaldırılması da dâhil olmak üzere protesto faaliyetlerine sıkı bir darbe indirilmesine imkân sağlıyor.

19 Ocak 2014

Hruşevskoho Caddesi'nde çevik kuvvet polisleri ile protestocular arasında çıkan çatışmalarda, protestocuların çoğunun Svoboda ve Sağ Sektör gibi aşırı sağ gruplara mensup insanlardan oluştuğu, bu kişilerin neo-nazi sembollerini kullanıp aşırı sağcı sloganlar attıkları görülüyor.

25 Ocak 2014

Cumhurbaşkanı Yanukoviç, muhalefet liderlerine ulaşarak, onlara Yatseniyuk'u Başbakan, Vitaliy Klitçko'yu da yardımcısı olarak atayacak bir güç paylaşımı anlaşması teklif ediyor. Muhalefet, teklifi reddediyor.

28 Ocak 2014

Uzlaşma jesti olarak, parlamento, on protesto yasasının dokuzunu yürürlükten kaldırıyor, eylemlere katılan herkese af tanıyan yeni bir yasa çıkartarak, hükümet binalarındaki işgalin sonlanmasını sağlıyor. Muhalefet bu şartlara da karşı çıkıyor.

ŞUBAT
7 Şubat 2014

Nuland ve Pyatt arasında kaydedilen ve “AB'yi siktir et!” lafının geçtiği telefon konuşmasının kaydı basına sızdırılıyor.

28 Ocak tarihli konuşmada Nuland ve Pyatt, Yanukoviç gittikten sonra Ukrayna kabinesinin yapısını uzun uzadıya tartışıyor. Yanukoviç’in iktidardan uzaklaşmasına daha 25 gün var.

Aynı gün Kyiv Post tarafından yayınlanan bir ankette, Maydan protestolarına destek verenden daha fazla Ukraynalının eylemlere karşı çıktığı ortaya konuluyor.

16 Şubat 2014

Bir başka uzlaşma girişiminde hükümet, protestolar sırasında tutuklanan tüm mahkûmları serbest bırakıyor, bu kez muhalefet bir cevap geliştiriyor ve Kiev Belediye Binası'nda üç aydır süren işgale son veriyor.

19 Şubat 2014

Cumhurbaşkanı Yanukoviç, üç ana muhalefet liderinin imzaladığı ortak bildiride "ateşkes" ilân ediyor. Bildiride, kalıcı bir barış için müzakere taahhüdünde bulunuluyor.

20 Şubat 2014

Keskin nişancılar, Maydan Meydanı'ndaki kalabalığa ateş açıyorlar, saldırı sonucu en az altmış kişi ölüyor. Hem protestocular hem de polis memurları hayatlarını kaybediyorlar. EuroNews'in haberine göre "ateşkes, imzalandıktan sadece birkaç saat sonra bozuluyor.”

21 Şubat 2014

Kan dökülmesine rağmen müzakereler devam ediyor ve tüm taraflarca imzalanan "Ukrayna'daki siyasi krizin çözümü anlaşması" ile sonuçlanıyor.

Anlaşma, 2014 sonuna kadar, yeni cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından, geçici bir "Ulusal Birlik Hükümeti" kurulmasını gerekli kılıyor. Ayrıca, önceki gün Maydan'da meydana gelen silâhlı saldırılarla ilgili bir soruşturma açılması çağrısında da bulunuluyor.

Yanukoviç, hükümetin olağanüstü hâl ilân etmeyeceğine veya orduyu aramayacağına ve protestocuların tüm kamu binalarını ve yasadışı silâhları teslim etme karşılığında tüm polisi protestoların yapıldığı yerden geri çekeceğine söz veriyor.

Neo-Nazi Sağ Sektör örgütünden Dmitriyo Yaroş da dâhil olmak üzere militan protestocuların liderleri anlaşmayı reddediyorlar ve Yanukoviç’in derhâl istifa etmemesi hâlinde Parlamento ve Başkanlık Konutu'nu basmakla tehdit ediyorlar.

22 Şubat 2014

Polis, anlaşmanın şartlarına uymak yerine, protestocuları geri çektiğinde hükümet binalarını basıyor ve Kiev'in kontrolünü ele geçiriyor. Yanukoviç, Ukrayna'nın doğusundaki Harkiv şehrine kaçıyor.

O dönem Time dergisinde çıkan bir makalede şu habere yer veriliyor:

“Ukrayna'nın kuşatılmış Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç, protestocuların Ukrayna'nın başkentinin kontrolünü tamamen ele geçirdiği Cumartesi günü Kiev'den kaçtı. Eylemciler, Avrupa Birliği destekli bir barış anlaşmasının imzalanmasından sadece birkaç saat sonra üç aylık kriz bağlamında dramatik bir dönüş yaşanacağına dair işaret vermiş oldular. [...] Polis, başkent genelindeki görev yerlerini terk ederken, muhalefet kilit kavşaklar üzerinde kontrol kurdu ve Başkanlık sarayını ele geçirerek Yanukoviç’in eski konutunun etrafını kuşattı.”

Şehrin ele geçirilmesi sonrası parlamento, Yanukoviç’in görevden alınması ile ilgili bir oylama gerçekleştiriyor. 120 vekilin katılmadığı oylamada 328 kişi görevden alma kararına onay veriyor. Anayasaya aykırı olan bu oylama, aslında yasal anlamda herhangi bir bağlayıcılığı olmayan bir azille neticeleniyor.

Doğudaki Harkiv kentinde bulunan Yanukoviç televizyona çıkarak bir konuşma yapıyor ve hâlen daha "Ukrayna'nın meşru seçilmiş cumhurbaşkanı" olduğunu, ülkeden kaçmaya niyeti olmadığını söylüyor.

24 Şubat 2014

Parlamento, Ukrayna Anayasa Mahkemesi'nin üçte birini görevden alıyor, Cumhurbaşkanı Yanukoviç hakkında tutuklama emri çıkartıyor.

25 Şubat 2014

Yanukoviç’in üyesi olduğu Bölgeler Partisi, parlamentoda onun başkanlığına onay vermiyor, Yanukoviç hayatının tehlikede olduğunu iddia ederek Rusya'ya kaçıyor.

27 Şubat 2014

Arseniy Yatsenyuk, başbakanlığı, Mayıs 2014'teki seçimler sonrası resmileşmesi kaydıyla, geçici başbakan oluyor.

Vitaly Klitçko Kiev Belediye Başkanlığı'nın bir alt kademesine çekilirken, Oleh Tyahnibok basit bir milletvekili olarak görevine devam ediyor.

Ukrayna'nın yeni hükümeti, Nuland'ın 28 Ocak'taki telefon görüşmesinde öngördüğü gibi şekilleniyor.

Aynı gün NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, basına Ukrayna'nın askeri bloğa katılması için "kapının hâlâ açık olduğunu” söylüyor.

28 Şubat 2014

İngiltere'deki güncel olayların aksettirildiği akşam programı Newsnight'ta "Yeni Ukrayna'daki Neo-Nazi Tehdidi" başlıklı bir bölüme yer veriliyor.

MART
Kalabalığa ateş eden keskin nişancıların Ukrayna hükümeti tarafından görevlendirilmedikleri, kaos çıkarmak amacıyla her iki tarafa da ateş ettiği ile ilgili kanıtlar ortaya çıkartılıyor.

Bu kanıt, Estonya Dışişleri Bakanı Urmas Paet tarafından AB'nin Dış Politika Şefi Catherine Ashton'a bir telefon görüşmesi esnasında iletiliyor. Sonrasında basına sızdırılan bu görüşmenin doğru olduğunu Estonya hükümeti de teyit ediyor.

Ne AB ne de Ukrayna'nın yeni hükümeti, bu kanıtları araştırmak ya da katilleri adalete teslim etmek için herhangi bir çaba ortaya koyuyor.

21 Mart'ta Ukrayna'nın geçici hükümeti, tartışmalara yol açmış olan, AB ile birleşme anlaşmasıyla ilgili kanunu imzalıyor.

EKİM
2014 parlamento seçimlerinin ardından, beş partili koalisyon hükümeti NATO'ya katılım meselesini resmen “ulusal öncelik” hâline getiriyor.

* * *

Viktor Yanukoviç’in düşüşüne yol açan önemli olayların kronolojisi bu şekilde. Ortada gerçekten bir halk devrimi mi yoksa NATO destekli bir darbe mi var, siz karar verin.

Kit Knightly
24 Şubat 2022
Kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder