Bugün
savaş ve emperyalizm karşıtı net bir tutuma sahip olabilmeleri için sınıf
bilinçli işçilerin Rus Federasyonu’nun 21 Şubat tarihli, Donbas
cumhuriyetlerini tanıma kararının önemini kavramaları gerekmektedir. Rusya,
Donetsk ve Lugansk cumhuriyetlerini, Ukrayna’dan bağımsızlıklarını ilân
etmelerinin üzerinden yaklaşık sekiz yıl geçtikten sonra, bağımsız ve egemen
ülkeler olarak tanımıştır.
Rus
Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısının TV’den canlı yayınlanması sonrası Putin,
“Donetsk Halk Cumhuriyeti’nin ve Lugansk Halk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ve
egemenliğini acilen tanıma kararını, o aslında uzun zaman alınması gereken
kararın alınmasını gerekli görüyorum” dedi.
Putin,
cumhuriyetleri tanıyan cumhurbaşkanlığı kararnamelerini imzaladı, bu
cumhuriyetlerle imza edilecek dostluk ve karşılıklı işbirliği anlaşmasının
zeminini hazırladı, ayrıca Rus arabuluculara istendiğinde Donbas’a gitme
yetkisi verdi. Donetsk lideri Denis Puşilin ve Lugansk lideri Leonid Paseçnik
de kendi ülkeleri adına kararnamelere imza attı.
Bu
gelişme karşısında ABD ve onun müttefikleri kararı kınadı.
Rusya’nın
kararı, Ukrayna ordusunun bu iki küçük cumhuriyete yönelik saldırılarının
tırmandığı birkaç günlük sürecin ardından alındı. Ukrayna’nın NATO tarafından
silâhlandırılıp eğitilmiş olan ordusunun üçte ikisi, Rusya yakınındaki Donetsk
ve Lugansk’a yaklaşık 300 kilometre uzaktaki bir hatta konuşlandırıldı. Diğer
yandan, 175.000 NATO askeri de Rusya’nın batı sınırına gönderildi.
Ukrayna,
17 Şubat’tan veri Donbas bölgesine topçu saldırısı düzenliyor. Bu bölgedeki
insanlara ateş açılıyor, burada terörist eylemlere imza atıyor. Bu süreçte
Donbas Halk Milisleri üyesi birçok insan ve sivil öldürüldü ya da yaralandı,
evler yıkıldı, su arıtma tesisleri, doğal gaz boru hattı ve okullar gibi önemli
yerlere saldırılar gerçekleştirildi.
Donetsk
ve Lugansk’ta halkın tahliye süreci 18 Şubat’ta başladı. Herkes, Ukrayna’nın
kısa süre sonra bölgeyi işgal edeceğini görürken, gerçeğe gözlerini kapatmış
olan Biden yönetimi, bıkıp usanmadan, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmeyi
planladığını söyledi.
Donetsk’e
düşen bombalar bir ara susmuşken, Rusya’nın açıklamasından kısa bir süre sonra
tekrar atılmaya başlandı. 22 Şubat günü bu bombalardan biri Donetsk televizyon
binasına düştü, ayrıca Ukrayna’ya ait bir tanksavar
füzesi iki Lugansklı sivili öldürdü.
Washington
Ne İstiyor?
Kasım
2021’den beri Washington, Ukrayna’ya Donbas’a büyük bir saldırı
gerçekleştirmesi yönünde hiç durmadan baskı uyguladı. Burada amaç, NATO’nun
genişlemesi için gerekli bahaneyi elde etmesini sağlamak adına, Rusya’yı savaş
alanına çekmek ve onun Batı Avrupa’ya yaptığı petrol ve doğal gaz ihracatını
kesmekti.
21
Şubat günü yaptığı konuşmada Putin’in de dile getirdiği gibi, ABD kapitalizmi
otuz yıldır, baştaki o iki büyük partisiyle Rusya’yı bölüp parçalamak ve
Washington’ın kontrolü altına almak istiyor.
22
Şubat günü Biden ve Savunma Bakanı Lloyd Austin, binlerce Amerikan askerinin,
saldırı helikopterlerinin ve savaş uçaklarının Doğu Avrupa’ya
konuşlandırılmasını emretti.
Biden
ise Donbas cumhuriyetlerinin tanınması kararına destek veren parlamenterlere
yaptırım uygulanması dâhil kapsamlı ve yeni bir dizi yaptırıma onay verdi. Diğer emperyalist ülkeler ve
ABD’ye bağlı kukla rejimler, hızla bu karara uyum gösterdiler.
Belki
de bu bağlamda yaşanan en önemli gelişme de 22 Şubat günü Almanya’nın yeni
tamamlanan ve Rusya’dan Avrupa Birliği’ne doğal gaz akışını artıracak olan II.
Kuzey Akım doğal gaz boru hattına yetki vermeyeceğini açıklamasıydı.
Washington’ın
Rusya karşıtı harekâtının asıl amacı, Avrupa ile Rusya arasındaki bağları
kopartıp, Avrupa’yı ABD’nin elindeki ve kontrolündeki kaynaklardan petrol ve
doğal gaz almaya zorlamak, böylece kâr akışının yönünü ABD bankalarına doğru
çevirmekti. Sanki bu tezi doğrulamak istercesine, 23 Şubat günü petrol ve doğal
gaz fiyatları rekor seviyelere yükseldi, petrolün varil başına fiyatı 100
dolara çıktı.
NATO
üyesi tüm emperyalist ülkeler içerisinde Almanya, ABD’nin savaş çıkartma
arzusuna en fazla ayak direyen ülke oldu. Ama bunun bir önemi yok, çünkü AB
içerisindeki en büyük ekonomik güç olsa da Almanya, Pentagon’un işgali altında,
ayrıca 120 ABD üssüne sahip emperyalist dostu Japonya’dan sonra 119 üslü ikinci
sırada.
Tanıma
Kararının Önemi
Rusya’nın
Donetsk ve Lugansk cumhuriyetlerini tanıma kararı, Ukrayna’nın sekiz yıldır
yürüttüğü savaşla ve uyguladığı yaptırımlarla uğraşmak zorunda kalmış, bu
süreçte 14.000’ten fazla insanını kaybetmiş Donbaslılar tarafından büyük bir
coşkuyla karşılandı. Önemli olan şu ki geç de olsa bu iki cumhuriyette yaşayan
insanların 11 Mayıs 2014 tarihinde düzenlenen
referandumda aldıkları demokratik karar kabul görmüş, NATO ve Neonazi
güçlerinin saldırılarını savuşturmak için yaptıkları fedakârlıklar, ciddiye
alınmış oldu.
Donbas
bölgesini “temizlemek” isteyen Ukraynalı faşistler gibi bu insanlar da Kiev’in
ileride yapacağı bir saldırının artık Rusya’yla askerî çatışma ihtimalini
gündeme getireceğini biliyorlar. Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski de bundan
korkuyor, Washington’a gönüllü kuklalık yapan bir isim olarak ülkesinin
direnecek gücü olmadığını da görüyor.
Öte
yandan Rusya’nın da bu adımı atmaktan başka çaresinin olmadığını görmek
gerekiyor. Sekiz yıldır, 2014’teki ABD destekli darbeden beri Moskova, Rus
güçlerini Ukrayna’yla savaşa sokma amacını güden Batı kaynaklı bir dizi
girişimi savuşturmasını bildi. Ama o da kendisine başka bir seçenek
bırakılmadığını, hareket alanının kalmadığını gördü.
Rus
halkının büyük kısmı Donbas halkının arkasında. Dolayısıyla bu iki cumhuriyeti
yüz üstü bıraktığı takdirde Putin hükümetinin geleceği kuşkulu hâle geleceği
açık.
Putin’in
TV’den yayınlanan konuşması sonrası Rusya’nın çatışma içine çekilmesiyle
birlikte yüzleştiği risklere dair analizlere, bir de Sovyet karşıtlığı ile Rus
milliyetçiliğinin tahrif ettiği Ukrayna tarihine dair analizler eşlik etti.
Dürüstçe kabul etmeliyiz ki bu durum, Rus ve Ukraynalı işçiler arasında
dayanışma zemininin yeniden oluşturulması önünde bir engel teşkil ediyor.
Gene
de Rusya’nın Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetlerini tanıma kararının önemini
başka bir açıdan ele almak gerekiyor. Bu tanıma kararı ile birlikte Sovyetler
Birliği’nin dağılmasının üzerinden otuz yıl geçmiş olmasına rağmen, bugün hâlâ
o çokuluslu Sovyet işçi sınıfı içerisinde antifaşizmin ve enternasyonalizmin
köklü bir geleneğe sahip olduğunu görüyoruz.
Bugün
ABD’nin ve dünyanın tüm işçileri ve ezilenleri, Washington’ın, Wall Street’in
ve şirket medyasının yalanlarına karşı çıkmalı ve şu talepleri
dillendirmelidir: “Rusya’yla savaşa hayır! Biden, Donetsk ve Lugansk’ı tanı!
ABD Ukrayna’dan defol!”
Greg Butterfield
24 Şubat 2022
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder